Bozkurt NET

[AlpTurkTegin]

S.a arkadaşlar konular kısa olursa daha faydalı olur.
Şimdi adam Tam bi sayfa yazıyor belki de güzel birşey yazdığı ama okuyamıyor insan kısa ve öz olmalı bence forum konuları.S



Sevgiler

[Vuslatim]

Alp TurkTegin kardesim kesinlikle üzerine alinma... Güzel bir konu diye yaziyorum...


Cagin getirdigi bir hastaliktir tembelliktir. Insanlarin ihtiyaci dogrultusunda ne kadar cabuk olursa o kadar muteber olan hizmetler yönünde hizla gelisen teknoloji insani zaman bunalimina itmekle bebaber kendi yolculuguna es kiliyor. Arkadaslar farkinda olmadan bu yolculukta yerimizi kaybedebiliyoruz.

Insanlarin kendilerini gelistirebilmeleri ancak yaptiklari analizlerin dogrulugu ile alakalidir. Analizin dogru olabilmesi icin de bilginin dogru ve kanitlanmis olmasi gerekir. Bilgiyi edinmenin yollari da bellidir. Okumak ve arastirmak. Bilginin dogrulugundan emin olabilmenin sarti da yanlis bilgilerin varoldugunun ve taninmisliginin bilinmesidir. Benim bilmedigim dogru bana yabancidir ve ben onu tanimakla mükellefim. Bu mükellefiyetin yerine getirilmesi benim tercihim olduguna göre dogruya ulasip ve tescilinin saglanmasi da bana kalmistir. Dünyaya gelisimizin ana gayesi imtihani anlayip ona göre hazirlik yapip basarmak ise bu da ancak dogru sirlara ermekle mümkündür.

Edebiyati sadece kuru laf kalabaligi gibi anlamak günün görsel bilgi edinme cabalarinin sonucudur. Bilgiye daha cabuk ulasma istegi yönünde olursa anlayisla karsilanabilinir. Yalniz teknolojinin bazi güzellikleri yüzeyden göstermesine müsade edilmemelidir. Siir, makale ve bunun gibi ebedi edebilerin yasatilmasi ve insanligin hizmetine sunulmasi gerekmektedir. yazilarin uzun olmamasi istegi gün gelir kitaplarin, romanlarin, derslerin, konferanslarin, calismalarin vs. uzun olmamasi isteklerini tetikleyecektir. Zaman hirsizligi ile suclamaktir bilincalti düsünce.

Arkadaslar, insan kendine ve sevdiklerine zaman ayirmali. Bu kendine ve sevdiklerine olan yükümlülüktür. Dava adami davasina vakit ayirmali ve davasi ile ilgili bilgilere ulasma yönünde zamanindan taviz vermelidir.


Ilkokulda bile yazilan kompozisyonlarin sonunda ögretmen anafikri sormaz miydi? Madem ki ana fikir var ne gerek vardi o kadar laf kalabaligina?

Caga uymaya, zamani hesapli kullanmaya evet, yalniz davayi yüzeyden incelemeye hayir. Gercekler ayrintilarda gizlidir diye inaniyorum. HIKMETI anlamanin yolu ayrintilarda gizlidir. O yüzden okumali, arastirmali ve yazmaliyiz.

Yazmanizi tavsiye ederim. Yeni ögrendiginiz bir konuyu bile bir yere yazin. Dikkat edin en az 3 sefer beyniniz bu konu ile mesgul. 1 Düsünürken. 2 Yazarken. 3 Yazdiginizi kontrol ederken.. Aklinizda kalmasi icin en güzel cözümlerden biri...

Insanlarin algilamalari farkli olacagindan kisa ve öz yazilarda farkli yorumlar ortaya cikabilir. Yaptigimdan degil yapmadigimdan korkarim ben. Yanlis anlasilmaktan Allah´a (c.c.) siginirim...

Daha cok okumaliyiz. Okudukca ögrenir, ögrendikce okuma ihtiyacimiz artar.

Allah (c.c.) parayi istedigine ilimi isteyene verir...


İlim İlim Bilmektir



Okumakdan mana ne
Kişi hak'kı bilmektir
çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emekdür

yiğirmi dokuz hece
Okusan uçtan uca
Sen hep elif dersin hoca
Manası ne demekdür

yunus emre der hoca
gerekse var bin hacca
hepisinden iyice
bir gönüle girmekdür

Yunus Emre

[reisim25]

Sevgili Kardeşim Vuslatım;
Yazma konusunda ki fikrine tamamen katılıyorum.
Millet olarak "yazmak" konusunda "okumak" da olduğumuz gibi bir tembelliğimiz mevcut.
Brisi çıkmış, 93 harbini anlatan bir kitap yazmış, ve biz okumamışız. (ben okumadım), birisi çıkmış, Türkiyenin işgalini anlatan bir hatıra yazmış hiç birimiz okumamışız.
Okumak ve yazmak hafızaya güvenmemekten değil, tanımak ve yeni olaylara tedbir, dost -düşman tanıma açısından çok önemlidir.
Çoğu insan yanında ajanda taşır. önemlidir. (Bir yerde bu siteye bir form konusu aklıma geliyor, akşama kadar unutuyorum.)

Kısaca özetlemek gerekirse ;"yazmak", "okumak" ve "saymak" önemlidir ve ihmal edilmemelidir.

[mus25]

reisim 25 sana katılıyorum bence her TÜRK gencinin ayda en az bir kitap okumayı kendince milli bir vazife haline getirmesi gerekli.bunu dile getirdiğiniz için ALLAH RAZI OLSUN

[tolgakaraca]

ARKADAŞLAR SİZDEN Bİ RİCAM OLACAK.BEN BU SİTEYE YENİ ÜYE OLDUM NASIL FORUM AÇACAĞIMI BİLMİYORUM.ÖĞRETİRSENİZ İYİ OLUR????

[yamtar38]

arkadaşlar www.memleketinsesi.com da Türkiyenin sorunlarını hangi parti çözer diye bir anket var chp ve mhp yarışıyor chp az sayı ile önde hadi boş olmadığımızı gösterelim onlara.

[Bedii]

Rahmanın Adıyla, Rahmanın Selamıyla

Aziz Kardeşim Vuslatim,

Bu yolda, beyin ambarınızı ve yürek hazinesini paylaşma yolunda(Şimdiye kadar olduğu gibi)bundan böyle de RABBİM sizin, bizim ve bütün “DAVA”dostlarımızın yardımcısı olsun.
Okumak ve yazmakla ilgili güzel tespitlerinizi ilgiyle okudum. İstifade ettim. Konuya farklı cepheden bakmış, bizlerle önemli şeyler paylaşmışsınız.. Çok çok teşekkür ediyorum.

Maalesef Öyle....

Az okuyan, hiç yazmayan, fakat çok konuşan (daha doğrusu ses çıkaran) bir toplum haline geldik. Herkes, “Okumadan alim, yazmadan da katip olmak” istiyor.
Bunun için de ağzını açar açmaz, dere-tepe dümdüz gidiyor... Adamın işi kolay... Çünkü çok cesur.... Cesaretini cehaletinden alıyor. Konuşuyor.....Evet, konuşmasına konuşuyor da;. Ne var ki, hiç bir şey de söylemiyor...
Bütün sermayesi övmek ve sövmek... Birilerini kuyunun dibine indirirken, birilerini de minarenin ucuna çıkarıyor. Konuşmak için iki büyük kaynak olan, beyin ve yüreğini devreden çıkarıyor. Durumu sadece midesiyle götürüyor. Bundan dolayı da konuşması bir nevi (affedersiniz) mide gurultusunu andırıyor. Arada sırada da olsa, insanca da konuşuyor; fakat bunun müddeti beş dakikayı geçmiyor. Sermaye biter bitmez nöbeti mideye devrediyor. Bu defa işi mide idare ediyor. Demek ki zamanımızda”Ağzı olan değil”, daha ziyade midesi olan, midesi sağlam olan konuşuyor.
Beyniyle ve yüreği ile konuşanlar seslerini yükseltmezler ve ona- buna da hakaret etmezler. Dikkat edin, mütecaviz insanların tamamına yakınının içleri(özleri) boş olduğunu göreceksiniz.
Aziz okuyucu; “insanın göz kulak, hafıza, hayal, tasavvur, tefekkür vs. gibi doldurmak ve doyurmak mecburiyetinde olduğu ambarları vardır. Bunları layıkıyla doldurmak ve doyurmak ise, okumaktan ama pek çok okumaktan geçer. Eğer bu ambarlar, yeterince doyurulmaz ise, fıtrata uygun bir şekilde görev yapmaları mümkün değildir. Göz bakar, fakat görmez... Kulak işitir ne var ki duyamaz. Diğer azalar da aynen böyledir.
Evet, “Okumak en büyük bir emanet. Öyle bir emanet ki, insanın dışında hiçbir varlığa verilmeyen ve hiçbir varlıktan istenmeyen bir saadettir. İşte dağların, taşların, yerlerin, göklerin kabul edemediği biri (belki de en önemlisi) okumak ve yazmaktır.
Yeterince okumayışımız, böyle bir kutsal emanetle yüklü ve bunu yerine getirmekle yükümlü olduğumuzu tam olarak bilmeyişimizdendir.”
Kaldı ki okula okumak için gelinir. Evet, hayat ta bir okuldur. Biz insanlar bu hayata okumak, yazmak, bilmek, sevmek için gönderilmişizdir. Bunları ve diğerlerini, Allah için yapan kişi, “Kulluk vazifesini” yerine getirmiş olur.
Yazmak... Kalem ve kağıt... Bunlar da kutsal bir emanettir. Aynı zamanda da mübarek ve muhterem şeylerdir.
Kalemsiz ve kağıtsız bir hayat düşünmek elbette ki mümkün değildir. Canlıların hayatlarını sürdürebilmeleri için suya, havaya vb. maddelere ihtiyaçları vardır. Bunun gibi, insanlar da, insanca yaşayabilmek için kaleme, kağıda muhtaçtırlar. Bunlar aynı zamanda beyinlerden beyinler, gönüllerden gönüllere bilgi taşıyan birer mübarek kervandır. Bilgi denilince, akla ilk gelen kalem ve kağıttır.
“Bilgi gıdadır. Akıl ve kalp onunla doyar.
Bilgi başarıdır. Bilgisizlik yenilgidir.
Bilgi cesarettir. Bilen insan, problem ve olayların üzerine cesaretle yürür.
Bilgi dürbüne benzer. Karışık meseleleri onunla görür ve çözeriz.
Bilgi enerjidir. Hayatın güçlüklerini onunla üstlenir, engelleri onunla aşarız.
Bilgi ışıktır. Yolumuzu onunla aydınlatırız.
Bilgisizlik ise, bütün kötülüklerin kaynağıdır
Bilgisiz insan, en büyük kötülüğü kendine yapmış olur.”
İki cihan nebisi: “Dünyayı isteyen ilme sarılsın. Ahreti isteyen yine ilme sarılsın” buyurur.



Yüce Resulün ilmin önemiyle ilgili yüzlerce hadisi vardır. Bunlardan birkaçını buraya almak istedim.
Buyurdular ki:
“İlim benim mirasın ve benden evvelki peygamberlerin de mirasıdır.”
“Ulama, arzın ışıkları, enbiyanın halifeleri, benim varislerim ve enbiyanın varisleridir.”
“Alimin abid üzerine fazlı, benim ednanıza (kullukta en zayıf olan) fazlım gibidir. Muhakkak ki; Allah’ü Teala ve melaikesi ve sema vat ve arz ahalisi, hatta yuvasında karınca ve hatta balıklar, insanlara hayır öğretenlere salavat getirirler. (onlara dua ederler)

Beyniyle ve yüreğiyle konuşanlar, kalemlerini beyin ve gönül tercümanı olarak kullanan Dostları! Gerçekten sizler çok talihli kimselersiniz. Ne mutlu sizlere ve ne mutlu sizlerin üzerinde emeği olan çok şanlı, çok şerefli büyüklerinize...
“Her kim İslam’ı ihya için ilim talep ederken, ölüm kendisine gelse, onunla peygamber arasında tek bir derece kalır.”
“Kendisinden istifade edilen alim, bin abidden hayırlıdır.”
“Ulemaya saygı gösteren, bana saygı göstermiş olur. Ulemayı ziyaret eden, beni ziyaret etmiş olur. Ulema meclisinde bulunan, benim meclisimde bulunmuş olur. Benim meclisimde bulunan da sanki Rabb’imin meclisinde bulunmuş olur.”

İlim Öğrenmek Yalnız Okula Mahsus Değildir

İlim öğrenmek yalnız okula mahsus değildir. Okul insana sadece anahtar verir. O anahtarla ilim hazinelerini açacak olan insanın bizzat kendisidir.
Ne yaparsa özel gayretimiz ile yapar.
Okumak, öğrenmek ve yazmak kadar şerefli, lezzetli bir şey düşünülemez.
İnsan ilmiyle değer kazanır. Hz. Adem’i meleklere üstün kılan sır ilimdir.
Kuran’da okuma, yazma aracı olan kalem övülür. Bizzat ona ve onun yazdığı satırlara yemin edilir.
“Nun. Kaleme ve satır satır yazdıklarına andolsun.”
Allah’ın kaleme yemin edişi, onun insan hayatındaki yerini ve değerini güçlü bir şekilde ifade eder.
Hz. Peygamber bir gün yanındaki Hilal isimli birine, “Kalemin var mı?” diye sormuş. “Yok” cevabını alınca da, “Kalemsiz olmaz ey Hilal, kalemsiz olmaz!...” buyurmuştur ve şöyle devam etmiştir:
“Çünkü iyilik ondadır. Kıyamete kadar da ona ehil olanlar çıkacak. İnsanlar kalemle ilerleyecekler.”(Şaban Döğen, Hayat Ne Güzel)
Evet sevgili okuyucu, konuşmak güzel, ama güzel olan bilerek konuşmaktır. Bilerek konuşmak için de okumak lazımdır.Beyin ve yürek sermayesini artırmak konuşmak, “Ses” çıkarmaktan başka bir şey değildir. Bunu böcekler sinekler de yapmaktadır.
Okumadan, dolayısıyla bilmeden konuşmak, yazmak günahların en büyüğüdür. Zira bilmeden konuşmakta ve yazmakta “Kul hakkı” vardır.
Konuşmak için konuşmak, aynı zamanda da emanete (konuşma emanetine) ihanet etmektir.
Biliyor musunuz, dünyanın en zor şeyi yazmaktır. Yazmak kadar çileli, yazmak kadar insana ıstırap veren başka hiçbir şey yoktur Bunu için bu satırların yazarının, yazmak gibi çok zor olan şerefli bir görevi ifa edenlere saygısı çok büyüktür.
Can Dostlar,
Lütfen çok okuyun...Mutlaka yazınız.. Bilhassa bu vatan için hayırlı işler yapmak isteyenler; kitabı, kalemi, kağıdı, mürekkebi ve bunlara bağlı olarak da tefekkürü yanlarından eksik etmemelidirler!
Bilerek, inanarak, anlayarak,hissederek ve severek yazan ve konuşanlara bizden selam olsun.
Cenab-ı HAK her iki cihanda yar ve yardımcımız olsun.
ALLAH(C.C.)’a emanet olunuz.

[adigek]

Sahsen bu sitede kadir21, bedil, gazibaba, yahyaoglu gibi tecrubeli ulkudaslarimizin bilgi ve deneyimlerini butun siteyle paylasmasi bir nimettir!
Milletimizde okuma aliskanligi olmadigi icin, bazi yazilar uzun gelince ilgi cekmiyor. Bu yazinin yazilis seklinden, degil okurun okumaya niiyeti olmamasindan.
Son zamanlarda biz ulkuculur'i konu alan iftira dolu "Kurtlar Imparatorlugu" adli kitabi kac kisi okudu?
Sayin bedil yazma stilinize hayanim, rahmetli bir abimin deyimiyle "bal akiyor"
Saygilar.

[Bedii]

Rahmanın Adıyla ve Rahmanın Selamıyla.

Merhaba Adigek,
İzin verirseniz eğer, teveccühünüzü müstecap bir dua olarak kabul etmek istiyorum
Mümkün olduğunca inandığımız gibi yazmaya, konuşmaya ve yaşamaya çalışıyoruz.
Sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bu hayata gelişimizin başlıca sebebi; sahip olduğumuz maddi ve manevi değerlerimizi, RABBİMİZ'in rızası için, başta insan olmak üzere, canlı ve cansız bütün yaratılmışlarla paylaşmaktır. Bunun ilahi nizamdaki ifadesi ALLAH'a kulluktur.
Evet, birtakım vecibelerle birlikte insan ve insan dışındaki canlılara hizmet etmek demektir kulluk.
Cihan Nebisi:"İnsanların en hayırlısı, insanlara hizmet eden ve insanların en kötüsü de insanlara zarar verendir".buyurmaktadır.
Namaz, Oruç, Hac...gibi farz olan ibadetler bu kutsal kavramın önemli unsurlarından bir kaçıdır, evet, sadece bir kaçıdır. Geride daha bir çok görevlerimiz vardır.
İşte siz,biz ve diğer can, kan kardeşlerimiz bulduğumuz her bir zeminde onu Dünyaya geliş sebebimizi hatırlıyor ve gereğini yerine getirmeye çalışıyoruz.
Vermek....Paylaşmak....
Beyni, kalbi,kasayı, keseyi...Kısaca sahip oldğumuz hertürlü maddi ve manevi değerleri..Evet Dosttum, bu hayata"Merhaba" dememizin ilk ve son sebebidir bu...
Bu yolda insanlığa hizmet yolunda yüce HALIK bize yardım etsin.
En samimi selam ve saygılarımla.
ALLAH(C.C.)'a emanet olunuz.

[adigek]

Bedil hocam,
eline yuregine saglik.

[adigek]

Sayin Bedil hocam, izniniz olursa bir sualim var.
Dinimizde musik harammi? Bu konuyu Araplarla, ummetcillerle yilllardir tartismaktayim. SDahsi kanaaitim haram degil.
Hocam lutfen bu konudaki yorumunuzu alabilirmiyim?

[Bedii]

Merhaba Adigek,
Üzgünüm.. ben kendimi Fıkıh konularında fetva verecek bir noktada göremiyorum. Bu itibarla merak ettiniz hususta size maalesef yardımcı olamayacağım. Bu ve benzeri meseleler sözkonusu olduğunda ben sahanın uzmanı olan kişilere danışırım..Malum, bu sahada söz sahibi Diyanet İşleri Başkanlığı'nda faaliyet gösteren Din İşleri Yüksek Kuruludur. Burada görev yapan insanların, sahanın uzmanları olduğunu düşünüyorum. İnşallah öyledir...
Bunları ifade ettikten sonra, temas ettiğiniz husus ile alaklı ufak bir yorumumu, izniniz olursa, sizinle paylaşmak istiyorum.
Damarında TÜRK kanı, içince, özünde, yüreğinde İSLAM imanı ve hayatında İslam nizamı olan her bir TÜRK: Türk'ü söylemeli, Türk'ü yazmalı, Türk'ü dinlemeli ve Türk'ü çağırmalıdır.
Başımıza gelen bu felaketlerin, en büyük sebeplerinden biri, Türk'ü ,Türk Millet,iini değil de başka milllletleri çağırmış olmamızdır.
Yazık! Hem de çok çok yazık!!
Bize öyle geliyor ki, Mmlleti millet yapan, değerlere günah diyen zavallılar haddi zatında en büyük günahı kendileri işlemişlerdir.
RABBİM şuur versin ve İslam sarayına, DIŞKAPININ ANAHTAR DELİĞİNDEN bakmaktan onları kurtarsın.
Milleti millet yapan(TürkÜ Türk yapan),birtakım milli unsurları inkar edenlerin, bunları görmemezlikten gelenlerin ;iyi bir Müslüman, ALLAH'a yakın bir kul olmaları herşeyden önce fıtrat kanununa aykırıdır. Çünkü İslam bir bütündür. İçinde yok , yoktur....Manevi unsurlarla birlikte O'nun dünyasında tabii ki milli dinamikler de vardır.
Görüldüğü gibi değerli Dosttum, konu oldukça derin...
Kısmet olursa, bir başka zaman ele allaım ve üzerinde hep beraberce (enine-boyuna )duralım, olmaz mı yürektaşım!!
Cenab-ı HAKK hepimizin yardımcısı olsun.
Selam ve sevgilerimle.
ALLAH(C.C.)'a emanet olunuz.

[adigek]

Sagolun hocam.

[turk_neferi]

bir düzeltme yapmak istiyorum bedii hoca ile bedili karıştırmayalım gönüldaşlarım.bedil adlı başka bir üye var çünkü.Allaha emanetsiniz.