Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - İÇİŞLERİ BAKANINI VE EMNİYET MÜDÜRLERİNİ UYARIYORUZ!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Sal Eyl 13, 2005 6:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Kadir21 kardeşim,
Bu ülkede 25 yıl memurluk yapmış biri olarak,benim yazmak istediklerimi yazıp,hislerime tercüman olmuşsun... ellerine sağlık...
Bu yazın ...ülkeyi yönetmek ile ''ülker gofret'' pazarlamayı birbirine karıştıranlara bir ders niteliğindedir...
Devletin bu takım güçlerini kendi hesapları doğrultusunda kullananlar ,gün gelir..bunun bedelini çok ağır biçimde öderler...
Ne yazık ki bazı devlet görevlilerini mevkii,siyasi rant,ticaret bahaneleri ile kendi saflarına çektiklerini üzülerek müşahade ediyorum.....
İnşaallah bir an önce yalnış yaptıklarının farkına varıp bu sevdalarından vazgeçerler...aksi takdirde bu hükümet ile onlarda tarihin tozlu yapraklarında
layık oldukları yeri alacaklar... buna eminim...
Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Eyl 13, 2005 7:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli kardeşim kaganos,
bu yazıyı yazdık ama,sanıyorum uyarılar dikkate alınmayacak.
Ne ahlaksızlığı kendisine ilke edinmiş siyasiler,bu kurumlarımızdan elini çekecekler,ne de bu kurumlarımızda bunlara direnecek babayiğitler çıkacak.Son bir kaç gündür gelişen olaylara baktığımızda bunun işaretlerini aldık.Benim bir sonraki safhada,adil davranmaya davet ettiğimiz yetkililerin sap ile samanı birbirine karıştırıp milliyetçi kesimi daha fazla tahrik edecekleri konusunda ciddi endişelerim var.
Bir başbakanın bir şenliğe gelip de,bizzat provakasyon yaptığı bir ülkede,kraldan çok kralcıların neler yapabileceği çok açık.
Bir defa bu içişleri bakanı ile bu hükümet daha fazla gidemez.
Rte kendi içinde bile komplo kurup içişleri bakanını yemeye çalışıyor iddiaları var ortada.Bir başbakan bir bakanını yiyemiyorsa bunun iki anlamı vardır.1-acizdir.Bu bakana bir yerlerden yoğun destek vardır,aşamıyordur.2-Tepkileri önlemek için yalan söylüyorlar,bu adamı almaya niyeti yok.
Geçmişte böyle bir durumla baş başa kalan adnan menderes,istifa ederek bu bakandan kurtulmuş,tekrar görev alarak kabineyi yeniden kurmuştur.
Komplo teorileri üzerine adı sık sık geçen bir başbakan ile,son olaylarda işi yüzüne gözüne bulaştıran ve görevini doğru dürüst yapmayan bir içişleri bakanı,o koltuklarda oturuyorlarsa,bu güvenlik güçlerinden doğru dürüst görev beklemek mümkün değildir.İçişleri bakanı bu olaylar çıktıkça memnun oluyor gibi geliyor bana.Ben bu hükümetten zaten bu olgunluk ve sorumluluğu beklemiyorum.Ama emniyet güçlerinden yani açıkca polisten de hiç umudum yok.İnşaallah yanılıyorumdur.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
adigek
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 25, 2005
İletiler: 474

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 12:15 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ne acidirki,
bazi emniyet yetkililerimiz ustlendikleri gorevin, giydikleri uniformanin degerini, vebalini ve ne gerekterdigini bilmektedir.
Sonun geldigini bilen RTE'de bir kopek gibi Turk milliyetcilere saldirmaktadir.
Bilmedigi bisey var, hain kopegi disari atmak var, birde kuduzkopegi atmak var.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Silver
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Sep 11, 2005
İletiler: 62
Şehir: ÇanaKkale

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 9:05 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türk milliyetçileri her zaman her yerde vatan ugruna canını verir.

Saygılarımla..
Silver.

Türkiye Türklerindir..(TT)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSNM
zafergizlenci
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: May 04, 2005
İletiler: 53
Şehir: KOZAN

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 10:04 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Silver kardeşim seni sonuna kadar destekliyorum hiç kimse Ülkücü gençliği suçlayamaz çünkü ülkücü gençlik bu emri Atatürkten alıyor ve sonuna kadar takipcisi olacak ve bedel ödemesi gerekirse Liderimizinde söylediği gibi çekinmeden ödeyecektir

Bursa Nutku
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!

Mustafa Kemal Atatürk
Bursa, 5 Şubat 1933



RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
cengizhan_333
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jun 01, 2004
İletiler: 472
Şehir: Türk´ün oldugu her yerden

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 12:30 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kazman demiş ki:
ÜLKÜDAS;LAR BUNLARI KIM EGITI ???

SAKIN AMA SAKIN HA BIR OLAY CIKARIP BIZLERIN ÜSTÜNE ATMA CÜRETIN DE BULUNMAYIN !!!

HIC BIR ÜLKÜCÜ SOKAKLARA CIKIP BIR OLAY YARATMASIN;CÜNKÜ BIZLER HESAP VERMEYE DEGIL HESAP SORMAYA GELIYORUZ !!!

BIZIM GÖZLER PÜR DIKKAT ICINDE DIR !!!

HER SEYIN FARKINDAYIZ

SAYGILAR



çok dorgu söylemiştir ülküdaşım yarın biz geldigimizde kimse bize böyle şeyler yaptınız diyememelidirki biz başkalarının yaptıklarının cezalarını en katı biçimde verelim

ŞİMDİ BİZİ EZENLER DEMEK BİZİ BİLMEZ
DEMEK BİZİ BİLİRDE DELİ HUYUMUZU BİLMEZZZZ
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

"Gereği düşünüldü"

MHP İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu,12 Eylül'ü temsili olarak sanık sandalyesinden anlattı. İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı Yüksel Kaleci de kararı okudu ve cuntacılara verilecek cezaları sıraladı....

12 Eylül 1980 ihtilali ve sorumluları İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanlığı'nca temsili olarak yargılandı. İstanbul Ülkü Ocakları eski İl Başkanı Zihni Açba tanık sandalyesinde o günleri anlattı.


İstanbul Ülkü Ocakları cuntacıları yargıladı

Vatan, devlet, millet sevgisinin işgencelerle, idamlarla cezalandırıldığı 12 Eylül 1980 ihtilalinin yıldönümünde, İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanlığında, salonda dar ağaçlarının yer aldığı, yakalara siyah kurdelelerin takıldığı, şehit resimlerinin tüm ocağa asıldığı bir matem yaşanmaktaydı. Bu yıl 12 Eylül'de temsili olarak 12 Eylül sorumluları yargılandılar.

İstanbul Ülkü Ocakları İl yöneticisi Habib Aslan'ın Kuran-ı Kerim okumasıyla başlatılan programda,coşku içinde okunan İstiklal Marşı'nın ardından Avukat Metehan Özkan'ın iddianameyi okuması ile duruşma başladı.

16 bombalı pankart, 8 ölü

İlk olarak 12 Eylül'ün her safhasında yer almış olan İstanbul Ülkü Ocakları eski İl Başkanı Zihni Açba tanık sandalyesine oturtuldu. Açba o günleri şöyle anlattı : "Türkiye iç savaşın eşiğinde, kardeş kavgasının içinde yaşıyordu. 11 Eylül 1980 günü Türkiye genelinde 16 yere bombalı pankart asılmış 8 genç insanda hayatını kaybetmişti." Olaylarda duyduğu şüpheleri de dile getiren Zihni Açba " sabaha karşı darbe oluyor ertesi günü mantar tabancası bile patlamıyor. Bıçakla kesilmiş gibi terör bitiyor" diyerek "bu insanın aklına bazı şüpheler getiriyor, acaba bu eylemler bazı merkezlerden tahrik ediliyordu da buna mı son verdiler?" dedi.

Başbuğumuz da "Sokaklara inmeyin" demişti

Daha sonra yine 12 Eylül 1980 ihtilalini yaşayıp, her türlü mücadelede bulunmuş olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu, o dönemin ve günümüzün değerlendirilmesini yapmak üzere sanık sandalyesine çağrıldı
Barutçu 12 Eylül 1980 İhtilali ile ilgili olarak " bizi hapsetmek sadece ülkücü hareketi değil Türk Milleti'nide, yarım yamalak bağımsız olmaya çalışan Türk Cumhuriyetleri 'ni de hapsetmekti" diyerek 12 Eylül'ün önemini vurguladı.

1980 dönemini günümüz şartlarına benzeten İhsan Barutçu "Türkiye bugünde çok farklı bir sürecin içinde değil, o dönemde de Başbuğumuz, bugün Genel Başkanımız Devlet Bahçeli ile aynı şeyleri söylüyordu. Sokaklara inmeyiniz. Bir dönemin olgunlaştırılmasını bekleyenlerin tezgahlarında kanıyla canıyla ülkücü hareket bedel ödemiştir. Bugün bir ülküdaşımızın burnu kanamadan iktidara gayret sarfediyoruz." dedi.

Ülkücülerin kararı

Tanıkların ifadelerinin alınmasının ardından "Türkiye'nin sosyal ve siyasal gelişiminin 25 yıl duraklatılmış olması bir yana, ihtilal, bir neslin, hatta nesillerin hayatlarını çalmıştır. Psikolojisini bozmuştur. Sağlığına zarar vermiştir. Kompleksli hale getirmiştir. İnsanların gelecekleri daha 20'li yaşlardan ipotek altına alınmıştır" diyen İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı Yüksel Kaleci ülkücülerin cuntacılar ve işkenceciler hakkındaki tartışılmaz, nihai kararını açıkladı. Kaleci'nin açıkladığı maddelerin tam metni şöyle :

*Ülkücüler "12 Eylül'ün gerçek mağdurlarıdır"

*Bu mağduriyete sebebiyet verenlere en büyük ceza, onları vicdan azabına terk etmek olacaktır.

*Çünkü, ne şafak vakti darağaçlarına uğurladığımız dokuz yiğit evladımız, ne de bu dava uğruna can veren binlerce şehidimiz üzerlerine yıkılan suçları işlemediler.

*12 Eylül'ü yapanlar, kendi zulümlerinin karabasanlarında kıvranacaklar.

*Bir gün bu ülkeyi ülkücülerin idare ettiğine şahit olacaklar.

*Ölüm onlar için kurtuluş olur. Bugün onlara verilebilecek en büyük cezayı veriyorum.

*Anayasaya koymaktan dahi gocundukları milliyetçiliğin zaferini, Milliyetçi Türkiye'yi müjdeliyorum.


Bu haber 291 kez okunmuştur Kategori: Özel Haber








ORTADOĞU BASIN MESLEK İLKELERINE UYMAYA SÖZ VERMİŞTİR.
İLERİ GAZETECİLİK adına Zeki SARAÇOĞLU
Ortadoğu Gazetesi © 2005
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Çar Eyl 14, 2005 1:50 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BOZÜYÜK OLAYLARININ PERDE ARKASI

Süper NATO'nun KİT'i devrede

Aydınlık'ın Emniyet ve askeri çevreler ile PKK ve DEHAP çevrelerinde yaptığı araştırma, bu eylemlerin arkasındaki sır perdesini aralıyor.
Emniyet yetkilisi,"Çok sayıda kışkırtıcı, eylemcilerin içine sızmış durumda. ABD, İsrail ve Avrupa'nın desteği olmadan bu tür organizasyonlar yapılamaz. Ülkücüler içinde de, PKK'lılar içinde de boğazlaşmayı teşvik eden, kışkırtanlar var" diyor. Bir PKK'lı şunu söylüyor: "PKK, El Kaide gibi oldu".



Kürdistan Özgürlük Şahinleri (Teyrbazen Azadiya Kurdistan-TAK), Apo'nun Kürt Fedaileri, Kürt İntikam Tugayı...
Son olarak, Abdullah Öcalan'a tecritin kaldırılması bahanesiyle Gemlik'e gitmek için yapılan eylemlerin ardından adı duyulan bu örgütler nereden çıktı? İstanbul'da 5'erli 10'arlı gruplar halinde lastik yakan, polise taşla saldıranlar, Kürt İntikam Tugayı diye bağırıyordu. Yine başka bir eyleme katılanlar, kendilerini "Apo'nun Kürt Fedialeri" diye adlandırıyordu.
Temmuz ayının başında önce Çeşme'de arkasından, bir hafta sonra Kuşadası'nda patlayan bombaları da TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) diye, adı daha önce duyulmamış bir örgüt üstlendi.
Peki bunlar nereden çıkmıştı?

"PKK, EL KAİDE GİBİ OLDU"

PKK ve DEHAP çevrelerinde de tedirginlik var. Yangının üzerine benzin döküldüğünü herkes görüyor. İçlerinde bu yangını körüklemek isteyenler de var. Ama bazı Demokratik Toplum Hareketi ve DEHAP yöneticileri, "bu eylemler bizim inisiyatifimiz dışında" diyor. PKK'nın çatısı altında kurulan bazı gençlik örgütlerine dikkat çekiliyor.
Yine örgütle bağlarını koparmamış PKK'lıların yaptığı şu saptama dikkat çekiyor:
"Aydınlık'ın kapak haberinde duyurduğu 2 PKK tamamen doğru. PKK'nın neredeyse yüzde 40'ı ABD'nin kontrolüne girmiş durumda".
Bir başka PKK'lı şunu söylüyor: "PKK, El Kaide gibi oldu".

EMNİYET YETKLİSİ: BATI'DA SİVİL İTAATSİZLİK, DOĞU'DA SİLAHLI ÇATIŞMA

Aydınlık'ın görüşlerine başvurduğu, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey Emniyet yetkilisi, çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor:
"Çok kapsamlı bir etnik savaş yaratılmak isteniyor".
Peki bunu yaratmak isteyen kim? Emniyet yetkilisi yanıtlıyor:
"Bu olaylar, uzantıları içeride olan dış bir kuvvet olmadan olmaz."
Emniyet yetkilisinin kışkırtıcılar kim sorusuna verdiği yanıtta aslında çok şey gizli: "Çok sayıda kışkırtıcı, eylemcilerin içine sızmış durumda. ABD, İsrail ve Avrupa'nın desteği olmadan bu tür organizasyonlar yapılamaz. Ülkücüler içinde de, PKK'lılar içinde de boğazlaşmayı teşvik eden, kışkırtanlar var."
Emniyet yetkilisi, "Elimizde Batı vilayetlerinde kan gövdeyi götürecek şekilde bir kışkırtma olduğuna dair istihbarat var" diyor. Üst düzey Emniyet yetkilisinin ABD'nin PKK'ya dayattığı stratejiyi şöyle özetliyor: "Doğu'da silahlı çatışma, Batı'da sivil itaatsizlik".
Emniyet üst düzey yetkili ekliyor:
"Halkımızın bu konuda çok duyarlı olması lazım. Bu tür provokatif eylemler, kardeşi kardeşe vurdurmaya kadar sürükler. Yaratılmak istenen Kürt-Türk düşmanlığı, devleti parçalamaya dönük bir plandır. Bu planın gerçekleşmemesi için Kürdüyle, Türküyle yekvücut olmamız lazım."

İÇİŞLERİ'NİN TALİMATI

Emniyet yetkilisi, Bozüyük olaylarıyla eşzamanlı olarak gündeme getirilen Hizbuttahrir eylemiyle ilgili de önemli bir bilgi veriyor. Emniyet yetkilisinin açıklaması, Hükümet'in bölücü ve irticai kalkışmaya zemin hazırlayan bir tutum içinde olduğunu gösteriyor:
"Hizbuttahrir eylemiyle ilgili olay yerindeki polise gelen talimat şöyle: 'Eylemi kameraya kaydedin. Bunlar küçük eylemler. Daha büyük eylemleri düzenleyeceklere ulaşmak için kullanalım."
Öte yandan yine bu bilgiyi tamamlayan bir başka nokta, İçişleri Bakanlığı çevrelerinde konuşuluyor:
"Bursa Valisi'ne olaydan önce Bakanlıktan gelen talimat şöyle: 'Siz tedbirlerinizi alın. Yürüyeceklerse yürüsünler. Dokunmayın'. Ancak Bursa Valisi bunu kabul etmedi ve yürüyüşü yasakladı."

ASKERİ KESİME YAKIN KAYNAK

Aydınlık, Bozüyük'teki olayları askeri çevrelerden de araştırdı. Askeri çevreler de, Aydınlık'ın geçen haftaki kapak haberindeki tablonun tam anlamıyla gerçeği yansıttığını vurguluyor. Teşhis dikkat çekici:
"Sahnelenmek istenen oyun, Gemlik'te Bozüyük'te bir kişinin öldürülmesi ve arkasından bütün güneydoğuda büyük ayaklanma tipinde gösteriler, mitingler. Arkasından uluslararası müdahale çağrısı."
Aydınlık'ın görüşlerine başvurduğu Genelkurmay karargâhında görevli Emekli Albay, Hükümet'in provokasyondaki rolünü aydınlatan bir değerlendirme yapıyor:
"Vatandaşlar, devlet ortada olmayınca kendileri silaha sarılıyor, harekete geçiyor. Yapılmak istenen devlet otoritesinin bulunmadığı bir görüntü yaratmak."
Albay şu noktanın altını çiziyor:
"Orada bir kişi öldürüldüğünde veya hepsini öldürsen olay çözülmüyor ki, arkası daha önemli. Ama iş oraya varmadan ve devlet güçlerince yapılırsa vatandaşın okuluna giden, dükkanında oturan Kürtle problemi yok ki."





TİT NEDİR?

Gladyo'nun cinayet örgütü
Kurulup kurulmadığı, bir örgütlenmesi olup olmadığı bile tartışmalı olan Türk İntikam Tugayı (TİT), adını ilk olarak 1978-1979 dönemindeki anarşi ortamında duyurdu. Sağ-Sol çatışması içinde cinayetlerin halk tarafından lanetlendiği günlerde Gladyo'nun örtüsü olarak ortaya çıktı. Zaten örgütlü olan Gladyo, terörü alabildiğine tırmandırdığı günlerde, TİT adıyla cinayetler işledi. Sağ adına yapılan saldırılarda MHP ve Ülkü Ocakları ile birlikte TİT adı kullanıldı. Alevi kahvelerinin taranması, seçimlere katılan adaylara suikastlar düzenlenmesi, işçilerin üzerine bomba atılması gibi eylemlerle halkın nefreti körüklendi. Ancak hiçbir zaman tam olarak kurulup kurulmadığı belli olmadı.



PROVOKASYONUN ZEMİNİ, AKP'NİN UYGULAMALARI

Bozüyük'teki olayların arkasından sahnelenmek istenen oyunda Hükümet'in rolü de sorgulanıyor. Tayyip Erdoğan'ın yeni bir "Kürt sorunu" tanımı yaptığı, 10 Ağustos'taki Başbakanlık'ta aydınlarla yaptığı görüşme, sürecin tetikleyicisi oldu.
Erdoğan, bu görüşmenin arkasından 12 Ağustos'ta da Diyarbakır'a yaptığı gezide "devletin geçmişte hatalar ve bölgesel ayrımcılık yaptığını" söylemesi, Amerika ve Avrupa destekli bölücülüğün ekmeğine yağ sürdü.
Erdoğan'ın bu açılımlarından sonra Avrupa'daki PKK-Kongra-Gel merkezi pasif savunmaya geçtiğini açıkladı. PKK'nın 19 Ağustos'taki bu açıklamasında, ateşkes kararının Erdoğan'ın son dönemdeki girişimlerine cevap olduğunu belirtti.
Ayrıca askeri kesimin sık sık dile getirmesine rağmen AKP Hükümeti, güvenlik kuvvetlerinin terörle mücadelede elini güçlendirmek için bugüne kadar yasal bir düzenleme yapmadı! AKP'nin bu tutumuna askeri kesimin tepkisinin arttığı da gözlemleniyor! Bu tepkiler son olarak 30 Ağustos resepsiyonu sırasında gazetelere yansıdı.



AYDINLIK'IN İKİ PKK KAPAĞINDAN BİR GÜN SONRA

Gündem gazetesinde Öcalan'ın birlik mesajları
Aydınlk dergisinin "İki PKK" kapağından bir gün sonra Gündem gazetesi Abdullah Öcalan'ın aşağıdaki açıklamalarına yer verdi. Açıklamalarından kısa bir özet sunuyoruz...
"Türkler ve Kürtlerin tarihi, siyasi, ekonomik durumunu anlayanlar, parçalanmanın olamayacağını bilirler. Çünkü her iki halk et ve tırnak gibi iç içe geçmişlerdir. Ayrılmak ne mümkün ne de gerekledir. Kürtlerin çıkarı kesinlikle Türkiye ile demokratik birlikten geçmektedir.
"Demokratik Cumhuriyet'in en önemli ilkesi Misak-ı Milli esasalarına bağlılık, ortak vatan gerçeğini tartışmasız kavramak ve kabul etmek olmalıdır.
"Kürt ve Türk milliyetçiliği kabul edilemez. Kürtler asli kurucu öğe.
Cumhuriyetin kuruluş ve korunmasında emeği geçen tüm şehitleri şehitlerimiz bilmek, kurucusunu minnettarlık ve saygıyla anmak, bayrağını gururla selamlamak bunun için esastır. Türkiye'de ortak bir ulustan bahsetmenin yadırganacak bir yönü yok. Atatürk milliyetçiliği ırk, köken milliyetçiliği olmadığı, esasında tarihten süzülen bir kültür ulusçuluğunu esas aldığı halde bu ulusçuluktan sapma, karşı bir milliyetçiliğe zemin hazırlıyor. Atatürk'ün kurucu rolü bugünkü vatanın gerçekleşmesinin esas nedenidir. Buna hep minnettarız. Resmi dil Türkçe. Her iki toplum açısından da sağlıklı asimilasyon reddedilemez. Dil, kültür, dil, etnik. Kürtler kurucu öğe kabul edilmeli.
"Otonomi ve federasyon geri toplumsal yapıya bağımlı olacağından demokratik değerlerin gelişmesine fazla fırsat vermez. Lehçe farklılıkları kadar, Kürt-Türk iç içeliği olan bölgelerin durumu, Doğu'daki Kürt nüfusunun en azından bir katı kadar Batı'da bulunması otonomi tezinin maddi temelinin elverişsizliğini gösterir."

KAYNAK: http://www.aydinlik.com.tr/
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kurtoglu1919
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Dec 03, 2004
İletiler: 940
Şehir: AVUSTURYA/VIYANA

İletiTarih: Cum Eyl 16, 2005 5:31 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Son Güncelleme 18:46
16.09.2005
IKDP sözcüsü: Apo'nun cep telefonu var
Ferit ASLAN/DİYARBAKIR


Kuzey Irak’ta Mesut Barzani’nin liderliğini yaptığı Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nin (IKDP) sözcüsü Fadıl Mirani, PKK’nın açık bir şekilde ortada olduğunu, liderinin İmralı cezaevinde bulunduğunu ve cep telefonuna sahip olduğunu iddia etti.

Beyrut’ta yayınlanan ve Türkiye'ye ilişkin çok fazla haber vermesiyle tanınan El- Mustakbel gazetesine konuşan IKDP Sözcüzü Fadıl Mirani, terör örgütü PKK ve Türkiye hakkındaki görüşlerini açıkladı.

Mirani, PKK’nın açık bir şekilde ortada olduğunu, liderinin İmralı cezaevinde bulunduğunu ve cep telefonuna sahip olduğunu iddia ederek, şöyle dedi: “ABD, Irak, İran ve Suriye, bu dağılmış partiden (PKK) bazı kalıntıların kaldığını, Irak, İran ve Türkiye arasındaki dağlarda olduklarını biliyorlar. PKK’nın bugünkü durumu, 1991, 1998 ve Saddam devrilmeden önceki durumdan farklı. Kuşkusuz Türkiye bunları biliyor. Türkiye’nin rahatsız olduğunu iddia ettiği bu sorunu iyileştirmek için bir yanda Irak ile Türkiye, diğer yanda ABD, Türkiye ve Irak arasında toplantılar yapılıyor. Ancak, PKK sadece buralarda değil. Örneğin Bingöl’de de mevcut ve Diyarbakır ile Türkiye’nin başka bölgelerinde de eylemler yapılıyor. Yani PKK sadece dağlarda değil. PKK, Türkiye ve Avrupa’da yayılmış durumda.”

IKDP sözcüsü Fadıl Mirani, PKK gerekçe gösterilerek Türkiye’nin Irak’a girmesi konusunda ise şunları söyledi: "Ortada hukuki bir engel var. Uluslararası hukuk, içişlerine müdahale edilmesine izin vermez. ABD’nin, Iraklı'lara teslim ettiğini söylediği egemenliğe rağmen, Irak’ta hala 140 bin askeri bulunuyor. Hukuki açıdan Irak’ın uluslararası sınırından sorumlu da ABD’dir. Kanaatimce tehditleri, tehditler hanesinde bırakalım. Bu tehditlerin uygulanması kolay bir şey değil. Koşullar buna müsait değil. Bunun siyasi neticeleri de var. Belki de bu, Türk- Avrupa ilişkilerini vurur. Bana göre, eğer planlı ve açık bir şekilde bir tek Türk askeri bile Irak’ın uluslararası sınırını aşarsa, bu durum Türkiye’nin AB’ye katılım sürecini yakacaktır.”

(DHA)



arkadaşıma yolla arşivime ekle yazıcı için




Yorum Sayısı: 3 / 39 Yorumlarınızı Yazınız diğer yorumlar >>>


recep erdogan 16.09.2005 - 18:42
APO`nun Cep telefonu var Hapiste.
Ben Hapiste olmadigim halde bende yok ?



kahraman hıncal 16.09.2005 - 18:14
Su yonetenlerın haline bakın ılımlılar sızın ılımlı polıtaksınız yuzunden gurumuz ıncenıyor.Daglardan ınmıslerde Bingolde Diyarbakırda avrupaya da yayılmıslar.Bızler yoksul Anadolu Turkleri emperyalıst avrupaya savasırken zamanın İstanbul hukumetı İngilizlerin ayaklarına kapınıyorlardı simdi bır kurt...devamı



Bilal Ozden 16.09.2005 - 18:04
Yorumlara bakiyorum da ne kadar cabuk manipulasyona geliyorsunuz. Oncelikle bunu soyleyen kisinin dogru soyleyip soylemedigini, ortadogudaki o gazetenin dogruyu yazıp yazmadigini, burada da Türk basininin olayı dogru aktarip aktarmadigini bilmiyoruz. Biraz sogukkanli olun. Ustelik boyle bir sey dogru...devamı

hürriyet
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 2. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1