Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Türk kadınının gücünü dünya biliyor
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Cmt Mar 11, 2006 8:42 pm    ileti konusu: Türk kadınının gücünü dünya biliyor Alıntıyla Cevap Gönder

Türk kadınının gücünü dünya biliyor

MHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hediye Akdere: Kurtuluş savaşı sırasında; milli mücadele ruhunu ateşleyenler, cephede erkeğinin yanında yiğitçe vuruşanlar, Türk kadının kim olduğunu tüm dünyaya göstermişlerdir.

MHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hediye Akdere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bir basın açıklaması yayınladı. İnsanların eşit ve özgür doğduğunu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklere fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğunu, cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemeyeceği ilkelerinin bütün uluslar arası anlaşmalar ve insan hakları beyannamelerinde yer aldığını belirten Akdere "MHP olarak biz, kadın konusunu; öncelikle bir eş, bir bacı, bir ana konusu olarak görüyoruz. Kadına cennet ayağının altına serilmiş bir varlık olarak bakıyoruz. Sevginin, şefkatin, merhametin ve terbiyenin ilk veriliş yerinin bir ana kucağı olduğu düşünülürse, nesillerin yetişmesinde ananın yani kadının ne kadar önemli olduğu anlaşılır." dedi.

"Çağdaşlık, gelişmişlik ve uygarlık adına kadın; asaletinden, zerafetinden, edebinden ve gizeminden uzaklaştırılmış" diyen MHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hediye Akdere "özellikle gelişmiş sanayi toplumlarında kadının hukuki ve sosyal statüsü ile ilgili olumlu gelişmeler yaşanırken, diğer taraftanda kadının cinselliği ön plana çıkartılarak bir teşhir aracı gibi görülmesi noktasına gelinmiştir. Bunun tam tersi olarak ta, gelenekçi yapı içerisindeki kadınlar da; hala kendilerini bile ifade edememe sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Bütün bu gerçekler son yüzyılda kadını belli haklarla oyalarken, bir meta durumuna sokmaktan ve hatta aile kurumunu yozlaştırmaktan geri kalmamıştır. " şeklinde konuştu. Kadınların toplum hayatındaki yerine değerlendiren Akdere şunları kaydetti: "Bizler, toplumdaki yerimizi kavga ile değil, sevgi ile, problem oluşturarak değil, çözüm üreterek belirlemek istiyoruz. Kadınımızın aile yapısının ve cemiyet hayatının temeli olarak görüyor, her ne şekilde olursa olsun onun sömürülmesine, horlanmasına ve ezilmesine karşı duruyoruz. Bizim anlayışımızda kadın, bir taraftan sosyal hayatın, eşit sosyal ve hukuki haklara sahip bir parçası, diğer taraftan da aile kurumunun en önemli varlığıdır. Başka kültürlerin, başka lügatların olumsuzlukları bizim kültürümüzün kadına yüklediği mükemmel misyonu asla bozamamıştır."

Yakın tarihimizde kadının izlerinin daha net, daha büyük ve daha etkileyici olduğunu ifade eden MHP Kadın Kolları Genel Başkanı Hediye Akdere "Kurtuluş savaşı sırasında; milli mücadele ruhunu ateşleyenler, cephede erkeğinin yanında yiğitçe vuruşanlar, Türk kadının kim olduğunu tüm dünyaya göstermişlerdir. Halide Edipleri, Şukufe Hanımları, Ayşe Onbaşılar, Nene Hatunları kim nasıl yok sayabilir!" dedi.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 10:43 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

türk kadınının gücünü ,şefkatini bütün dünya biliyor.kurtuluş savaşında erkeklerle birlikte savaşan türk kadınıdır.hiç bir millette böyle cesur kadınlar ortaya çıkmamıştır.türk milletinin eşsiz tarihinde kadınlarında büyük bir yeri vardır.biz türk kadınlarının hakkını ödeyemeyiz.ALLAH TÜRK ü korusun ve yüceltsin
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Sebas
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 18, 2003
İletiler: 510
Şehir: Bordeaux / KahramanMaras

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 1:42 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

O Analar bacilar su an dirilseler bugunku gençlige görseler bilmem ne derler ?? !!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
Bozkurt-Yakup
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 14, 2006
İletiler: 137
Şehir: Almanya

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 3:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Tabiki öyledir.Bizim askerlerimizi sehitlerimizi dünyaya getiren o türk kadinlaridir.Biz cok sansliyiz.1.müslümaniz,2.türküz,3.ülkücüyüz.Daha ne isteyelim mevldan sükür etmek gerekir.Allah hepsinizi birden vermis bize.Ama bu özellikleri iyi degerlindirmeyi bilmiyoruz.Saygilarla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 6:19 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Değerli Funda3307 Kardeşim,


Öncelikle özürlerimi sunuyorum..

Günlük olayları o kadar hızlı takip etmekteyiz ki....

Sizlerin gününü kutlayamadım....

Buradan geçmişte olsa .. öncelikle.. 8 mart kadınlar gününüzü kutlarım...

Bir toplumun en önemli unsuru ''AİLE'' dir...

Aile'de ise en önemli unsur... KADIN'dır...

Çocuklara ilk eğitimi veren , onlara doğruyu ,yanlışı öğreten...

Hep kadınlarımızdır...

Bundan da anlaşılırki....

Bizim gibi ''DEĞERLER'' toplumu olan ülkelerde....

Baş unsurumuz kadındır...

Bunun farkında olan sadece biz değiliz...

Bu konu açılmışken...

Sizin gibi kardeşlerime biraz sitemlerimi ileteyim;

Bakınız bunun önemini çok iyi kavrayan ''HOCA'' taraftarı hanımlar, bulunduğum il'de ...

Korkunç bir faaliyet içindeler...

Her gün gözlemliyorum...

Arı gibiler....

Bir apartmandan ,diğerine koşuyorlar...

Ve bulunduğum İlde, üç yıl önce ...az olan ''TÜRBANLI ''sayısı..

en az 3 kat arttı...

Buradan yanlış anlamayın türbana karşı olduğumuzdan değil...

Ama bizim anladığımız anlamda bir türban değil onlarınki....

Her zaman söylüyorum..

Bu ülke de artık ,sağ -sol, alevi-sünni olayları yok...

Artık saflar belli olmuştur..

Ülkede artık Cumhuriyet rejimini yıkmak isteyenler açık açık saflarını belli etmişlerdir..

olay buna dönmüştür...

Bu rejimi koruyacaklar ile bu rejimi yıkmak isteyenler arasında bir mücadele başlamıştır...

Bakmayın şimdi yanar döner konuştuklarına ...

Anayasa'ya karşı suçlu duruma düşmemek için,

bir öyle, bir böyle konuşuyorlar...

Anayasa 'yı bir değiştirebilseler bakın neler söyleyecekler...

Sizlerden ricam,

En az onlar kadar çalışmalısınız...

Onların başarılı olmasının nedeni, tabiiki ; illegal olmaları..

Hücre sistemi çalışıyorlar...

Herkese bir görev vermişler..

Herkes görevini yapıyor...

Bizler ise günlük yaşantımıza devam ederek bu işlerle uğraşıyoruz...

Demek ki , bizlerinde artık daha organize çalışmamız gerekiyor....

Sizlerden ricam ;

Apartman apartman ,ev ev dolaşmasanız bile...

İki, üç komşunuza ,değer verdiğiniz kardeşinize , ülkenin içine sürüklendiği durumu anlatırsanız...

Ne kadar insanımızı , bu karanlıktan uyandırabilirsek...

Bu ülke için hayırlı olacaktır...

Bu vesile ile ;

KURTULUŞ SAVAŞINDA ŞEHİT DÜŞEN TÜM KADINLARIMIZI ,ANALARIMIZI, BACILARIMIZI RAHMETLE ANIYORUM.....


Saygılarımla.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 7:05 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kaganos demiş ki:
Değerli Funda3307 Kardeşim,


Öncelikle özürlerimi sunuyorum..

Günlük olayları o kadar hızlı takip etmekteyiz ki....

Sizlerin gününü kutlayamadım....

Buradan geçmişte olsa .. öncelikle.. 8 mart kadınlar gününüzü kutlarım...

Bir toplumun en önemli unsuru ''AİLE'' dir...

Aile'de ise en önemli unsur... KADIN'dır...

Çocuklara ilk eğitimi veren , onlara doğruyu ,yanlışı öğreten...

Hep kadınlarımızdır...

Bundan da anlaşılırki....

Bizim gibi ''DEĞERLER'' toplumu olan ülkelerde....

Baş unsurumuz kadındır...

Bunun farkında olan sadece biz değiliz...

Bu konu açılmışken...

Sizin gibi kardeşlerime biraz sitemlerimi ileteyim;

Bakınız bunun önemini çok iyi kavrayan ''HOCA'' taraftarı hanımlar, bulunduğum il'de ...

Korkunç bir faaliyet içindeler...

Her gün gözlemliyorum...

Arı gibiler....

Bir apartmandan ,diğerine koşuyorlar...

Ve bulunduğum İlde, üç yıl önce ...az olan ''TÜRBANLI ''sayısı..

en az 3 kat arttı...

Buradan yanlış anlamayın türbana karşı olduğumuzdan değil...

Ama bizim anladığımız anlamda bir türban değil onlarınki....

Her zaman söylüyorum..

Bu ülke de artık ,sağ -sol, alevi-sünni olayları yok...

Artık saflar belli olmuştur..

Ülkede artık Cumhuriyet rejimini yıkmak isteyenler açık açık saflarını belli etmişlerdir..

olay buna dönmüştür...

Bu rejimi koruyacaklar ile bu rejimi yıkmak isteyenler arasında bir mücadele başlamıştır...

Bakmayın şimdi yanar döner konuştuklarına ...

Anayasa'ya karşı suçlu duruma düşmemek için,

bir öyle, bir böyle konuşuyorlar...

Anayasa 'yı bir değiştirebilseler bakın neler söyleyecekler...

Sizlerden ricam,

En az onlar kadar çalışmalısınız...

Onların başarılı olmasının nedeni, tabiiki ; illegal olmaları..

Hücre sistemi çalışıyorlar...

Herkese bir görev vermişler..

Herkes görevini yapıyor...

Bizler ise günlük yaşantımıza devam ederek bu işlerle uğraşıyoruz...

Demek ki , bizlerinde artık daha organize çalışmamız gerekiyor....

Sizlerden ricam ;

Apartman apartman ,ev ev dolaşmasanız bile...

İki, üç komşunuza ,değer verdiğiniz kardeşinize , ülkenin içine sürüklendiği durumu anlatırsanız...

Ne kadar insanımızı , bu karanlıktan uyandırabilirsek...

Bu ülke için hayırlı olacaktır...

Bu vesile ile ;

KURTULUŞ SAVAŞINDA ŞEHİT DÜŞEN TÜM KADINLARIMIZI ,ANALARIMIZI, BACILARIMIZI RAHMETLE ANIYORUM.....


Saygılarımla.





öncelikle teşekkür ederim kardeşim sağol....artı yazdığın diğer olaya gelince haklısın saflar ve amaçlar belli bizim de safımız belli ama icraat yok diyorsan ben keni adıma konuşiyim kandaşım.. göevim bana kalsın ama belli bir yere bağlıyım,bu da yeterli gelmediği için girdiğim her yerde her mekanda siyasetten ve ülkenin durumundan bahsederim,şiirlerim hemen hemen her şiir sitesinde vs.vs.vs..(yanlış anlaşılmasın burda kısa kesmemde ki sebep kendimi övdüğüm itibarı uyandırmamak adına) anlatmak istediğim Türk kadınları şehit düştü ama şerefini ve korkusuzluğunu gömdürmedi onlar hala tüm asenalar da yaşamakta.....NE MUTLU BOZKURT DOĞURAN ANALARA
NE MUTLU TÜRK OLANA....................
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 8:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ben de bu konuda biraz gecikmeli olarak kadınlar gününü kutluyor,böyle önemli konuda başlık açan ülküdaşım funda3307 yi tebrik ediyorum.Sitemizin,kalem gurubumuzun,bu fedakar üyesi,her açtığı başlığı büyük ilgi gören ülküdaşımızdan ve diğer asenalarımızdan bu konuyu biraz daha derinleştirmelerini bekliyorum.Bu bizim hakkımızdır.Çünkü yapılan bunca düzenleme,kanun, yeniliğe rağmen;Türk kadınının hala istenilen yerde ve düzeyde olmadığını,bunun en büyük nedenlerinden birisinin de biz erkeklerin bu konudaki çifte standart ve kelime yerinde ise ikiyüzlülüğünden kaynaklandığını düşünüyorum.Bu konu hakkında asenalarımızın neler düşündükleri,bizden ve Türk milletinden beklentilerini,kadın haklarının ülkemizde ne durumda olduğu hakkındaki görüşlerini,bu konudaki sıkıntı ve şikayetlerini yetkili ağızlardan öğrenmek,bize ilerisi için büyük ışık tutacaktır.Toplum hala kadınlarımıza şiddet uygulamakta,ikinci sınıf insan muamelesi yapmakta,entel bir takım kadınlar korunurken,çok büyük bir kısmının eziyet altında olduğu gözlerden kaçırılmaktadır.Bu gün ne yazık ki kadınlar arasında dahi bir sınıflandırma söz konusudur.Böyle bir gün,bir kaç demeç ile geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.Ve buraya funda3307 dışında bir tane bile asenanın yazmaması çok düşündürücüdür.Kadın hakları gününü erkekler kutlayacak,beklentilerini erkekler dile getirecek değil.Bu konudaki düşüncelerimi bu bakımdan onlar bu başlığa yazıncaya kadar ben de yazmıyorum.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Mar 12, 2006 8:58 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21 demiş ki:
Ben de bu konuda biraz gecikmeli olarak kadınlar gününü kutluyor,böyle önemli konuda başlık açan ülküdaşım funda3307 yi tebrik ediyorum.Sitemizin,kalem gurubumuzun,bu fedakar üyesi,her açtığı başlığı büyük ilgi gören ülküdaşımızdan ve diğer asenalarımızdan bu konuyu biraz daha derinleştirmelerini bekliyorum.Bu bizim hakkımızdır.Çünkü yapılan bunca düzenleme,kanun, yeniliğe rağmen;Türk kadınının hala istenilen yerde ve düzeyde olmadığını,bunun en büyük nedenlerinden birisinin de biz erkeklerin bu konudaki çifte standart ve kelime yerinde ise ikiyüzlülüğünden kaynaklandığını düşünüyorum.Bu konu hakkında asenalarımızın neler düşündükleri,bizden ve Türk milletinden beklentilerini,kadın haklarının ülkemizde ne durumda olduğu hakkındaki görüşlerini,bu konudaki sıkıntı ve şikayetlerini yetkili ağızlardan öğrenmek,bize ilerisi için büyük ışık tutacaktır.Toplum hala kadınlarımıza şiddet uygulamakta,ikinci sınıf insan muamelesi yapmakta,entel bir takım kadınlar korunurken,çok büyük bir kısmının eziyet altında olduğu gözlerden kaçırılmaktadır.Bu gün ne yazık ki kadınlar arasında dahi bir sınıflandırma söz konusudur.Böyle bir gün,bir kaç demeç ile geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.Ve buraya funda3307 dışında bir tane bile asenanın yazmaması çok düşündürücüdür.Kadın hakları gününü erkekler kutlayacak,beklentilerini erkekler dile getirecek değil.Bu konudaki düşüncelerimi bu bakımdan onlar bu başlığa yazıncaya kadar ben de yazmıyorum.



çok teşekküe ederim yazın beni çok duygulanırdı kandaşım ve artı asenaların bu konuya yani kadın haklarına olan duyarsızlığında da sana hak vermemek mümkün değil....
Kadınların içinde bulundukları fiili eşitsizlik, bir yandan haklarının verilmemesi, diğer yandan da ana gereksinimlerinin hak olarak kabul edilmemesi nedeniyle beslenerek sürüyor. 21. Yüzyıla girmeye hazırlandığımız bu günlerde ülkemizde yaşanmaya devam eden kadınlara özgü insan hakları ihlalleri listesini değişik alanlarda çeşitlendirerek uzatmak mümkün. Aile içi şiddet, namus cinayetleri, bekaret kontrolü uygulamalarından dolayı meydana gelen intihar vakaları, işyerinde, sokakta yaşanan cinsel taciz olayları… Sonuçta henüz mevcut durum itibariyle “kadının insan hakları” üzerinde “insan haklarından” farklı olarak yaklaşılması gerektiğine inanıyor Çünkü aile içinde kadınlara karşı başlayan baskılardan dolayı kadınlar kamu alanında var olamıyorlar. 1948’de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ise kadın bakış açısını hiç hesaba katmadan yazılmış olduğu için, insan hakları ihlalleri ile ilgili tüm ilhamını ve örneklerini gene erkeklere ait olan kamu alanından alıyor – ve bu hali ile de kadınları dışlıyor. Siyasi bir tutuklunun işkenceye tabi olmasını bir insan hakkı ihlali olarak tanımlarken, kadınların binlerce yıldır uğradıkları aile içi şiddet ve cinsel taciz insan hakları ihlali olarak görmüyor; genç kız ya da kadının – aile namusunu ihlal ettiği gerekçesi ile – öldürülmesini insan hakkı ihlali kapsamına almıyor....İNSAN HAKLARINDA DA KADININ ADI YOK................

görüşlerinizi bekliyorum saygılar
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
MeRsİnLi
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Aug 15, 2005
İletiler: 186
Şehir: TÜRKİYE (MERSİN)

İletiTarih: Pts Mar 13, 2006 1:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

KAHRAMAN
TÜRK KADINLARI
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir milletinde Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışmasını zikretmeye imkan yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını "Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim" diyemez.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

NENE HATUN
Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyü’nde dünyaya gelen Nene Hatun,henüz 20 yaşında bir gelinken 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Aziziye Tabyası’nı sopayla,taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştı.Daha sonra oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit verdi. 1954 yılında 3. Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşa’nın gayretleriyle kendisine “3. Ordunun Nenesi” ünvanı verilip, cüzi de bir maaş bağlandı ve 1955 yılında anneler gününde “Yılın Annesi” seçildi. Erzurum manevraları sırasında Amerikan Generali Ridgway bu yüce insanın elini öptü. Nene Hatun bir kahramanlık ve analık sembolü olarak 98 yaşına kadar yaşadı.

HALİDE ONBAŞI (EDİP ADIVAR)
(1884-1964
1919'da Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde halkı işgallere karşı uyandırmak için yaptığı etkili konuşma sonrası hakkında tevkif kararı çıktı.1920'de Anadolu'ya kaçarak Kurtuluş Savaşı'na katıldı.İstanbul Hükümeti tarafından Mustafa Kemal ile birlikte hakkında ölüm kararı verilen altı kişiden biriydi. Mustafa Kemal onu Garp Cephesine tayin etti. Kendisine önce “onbaşı” , sonra da “üstçavuş” rütbesi verildi. Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası ve Atatürk ile siyasal görüş ayrılığına düştü. 1917'de evlenmiş olduğu ikinci kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrıldı. 1939'a kadar dış ülkelerde yaşadı. 1939'da İstanbul'a dönen Adıvar 1940'ta İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Filolojisi Kürsüsü Başkanı oldu, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi. 1954'te istifa ederek evine çekildi ve 1964'te öldü. Değerli kahramanımız Kurtuluş Savaşını ve Türk kadınlarının mücadelesini anlatan ve Türk klasikleri arasına giren pek çok esere imza atmıştır

NEZAHAT ONBAŞI
Eşini yitiren 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey, 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye emanet edemeyip, yanına almıştı. Küçük Nezahat Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışmış, Alay İzmit'e nakledildiğinde talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenmiş ve 12 yaşında "onbaşı" rütbesini almıştı. Babasının yanında cepheden cepheye koşmuş, çarpışmalara girmiş ve 100'den fazla düşman askeri öldürmüştü.
Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 yılında T.C.’nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır ve bu öneri TBMM’ de hararetle kabul edilmiş, ancak Kurtuluş Savaşı’nın hengamesi içinde işleme konulamamış, daha sonra da kararın yerine getirilmesi unutulmuştu. TBMM’nin “Şükran Belgesi’ne” 65 yıl sonra 78 yaşında bir nine iken kavuşmuştu.

ŞERİFE BACI
1921 yılı Kasım ayında İnebolu'ya önemli miktarda savaş malzemesi gelmişti. Malzemenin bir an önce Kastamonu'ya iletilmesi gerekti. Cepheye gidemeyip de köylerinde kalan yaşlılar sakatlar, kadınlar, Menzil komutanlığının malzeme taşınması haberi üzerine kağnılarla yola çıktı. İnebolu'dan kağnılara yüklenen cephaneler Kastamonu'ya doğru yol aldı. Bu cephane kollarında hep kadınlar vardı. Bunlardan biri de Şerife Bacı idi. Şerife Bacı top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye üzerine abanmış ve soğuktan ölmüştü, ama ölene kadar vücut sıcaklığını yavrusuna vermişti. Bugün Kastamonu'da şanına layık güzel bir anıtı var (yandaki resim_ Şehit Şerife Bacı Anıtı). Kastamonulular şehit Şerife Bacı’nın adını her yerde yaşatıyorlar.
FATMA SEHER ERDEN
(ERZURUMLU KARA FATMA)
1888’de Erzurum’da doğdu. Subay Suat Derviş Bey ile evlenip Balkan Savaşı’na katıldı.I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesine gitti.1919'daki Kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti.Bu görüşmenin ardından, Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi. 300 kişiyi aşkın birliği ile Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Mehmetçikle birlikte destanlar yazdı. Büyük Taarruz’un ilk günlerinde General Trikupis‘in birliğine esir düşmüşse de, kaçarak yeniden müfrezesinin başına geçmişti.Kahraman kadın Kurtuluş Savaşı’ndan sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli oldu. Emekli maaşını Kızılay’a bağışladı. 1954 yılında TBMM kendisine yeni aylık tespit etti.

HALİME ÇAVUŞ (KOCABIYIK)
Kastamonulu Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı. Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah traş olmaktan vazgeçti. Savaş sonrası Mustafa Kemal Paşa tarafından Ankara’ya çağrıldı. O’nun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itiatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollandı ve kendisine maaş da bağlandı.

HAFIZ SELMAN İZBELİ
Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından ve Kastamonu’da ilk kadın meclisi üyesi, sıkı bir Atatürk hayranı ve kendi deyimiyle bir “Cumhuriyet kadını” idi…Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu’ daki kadınları toplamış, asker için çorap, kazak, fanila ördürüp cepheye göndermişti. Asker Kastamonu’ya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu. Mustafa Kemal’in Kastamonu’ya geldiği sırada İzbeli Konağı’nı ziyaret ettiği ve karşılıklı kahve içtikleri söylenmektedir.

GÖRDESLİ MAKBULE HANIM
1921’de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştı. 17 Mart 1922’de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla’da elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmişti. Henüz 21 yaşındaydı.
ÇETE EMİR AYŞE
Yunan askeri Aydın’a doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderes’in diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış, Yörük Ali Efe’ye katılmıştı. Aydın’ın kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlılarla savaşmıştı. Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanı’nda Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı. “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyasıdır” demişti.
TAYYAR RAHMİYE
Adanalı Rahmiye Hanım 9.Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı. Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı. Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı. 1920’de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu.
TARSUSLU KARA FATMA (ADİLE ONBAŞI)
Asıl adı Adile olan, Adile hala, Adile Onbaşı diye bilinen kahraman silah arkadaşları arasında “Kara Fatma” olarak anılırdı. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşı’na katılmış, Tarsus’un kurtarılmasında da büyük yararlılıklar göstermiştir
KILAVUZ HATİCE
Adana’da Fransızlar’a karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920’de milli kuvvetler Pozantı’da taarruza başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak kılavuzluk etmişti. Hatice, kılavuzluk yaptığı Fransızlar’a yanlış yol göstererek Karboğazı’ na sokmuştu. Boğazda sıkışan Fransızlar, Türk askerine esir düşmüştü.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
ismail_
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Feb 10, 2006
İletiler: 23

İletiTarih: Pts Mar 13, 2006 2:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Eş ve Anne Olarak Kadın

Yüce Allah evrendeki her şeyi çift yaratmıştır. Kur’an-ı Kerim’de, “Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden (erkekli dişili) iki eş yarattık.”[1] ayetiyle bu gerçek dile getirilmektedir. Allah katında saygın bir yere sahip olan insan da kadın ve erkek olarak yaratılmıştır. Her varlığın yaratılışında olduğu gibi erkek ve kadının yaratılışında da sayısız hikmetler mevcuttur. Kadınların geçmişte ve günümüzde gerek ailede gerekse toplumsal yapıda her zaman hak ettikleri saygı ve değeri gördükleri söylenemez. Öyle ki insanlık tarihinde kadının insan olup olmadığı tartışılacak kadar insaftan uzaklaşılmış hatta o, namusa leke süren bir varlık olarak düşünülmüş ve hayat hakkı hiçe sayılarak kumlara gömülecek derecede vahşi muamelelere maruz kalmıştır. Üzülerek belirtelim ki, günümüzde de boyut ve biçimi farklı olsa da benzeri uygulamalara şahit olmaktayız. Bu muamelelere maruz kalan kadın, Allah’ın bize bir emaneti olan eşimiz, Rabbimizin bize göz aydınlığı olarak verdiği kızımız, yaratılışımızda hatta hayatımız boyunca ilk sığınağımız, anamızdır.

Kadın, anamızdır. Analarımız bizlerin dünyaya gelmesine vesile olan fedakarlık sembolü kimselerdir. Çekirdeğin toprağın yüreğinde hayat buluşu gibi, çocuk da anada hayat bulur. Analar, çocuklarını hamilelik dönemlerinde büyük zorluklarla taşımakta, çeşitli eziyet ve sıkıntılarla dünyaya getirmektedir. Doğum sonrasında ise, uykularını bölerek çocuklarını merhamet ve şefkat yüklü kucaklarında emzirmekte, onları en güzel ninnilerle uyutup, sevgiyle büyütmektedir. Yaşımız her ne olursa olsun hepimiz annelerimizin sevgi, şefkat ve merhametine muhtaç oluşumuzu derinden hissederiz.

Bir eş olarak kadın, hayat arkadaşımızdır. Hayatın zorluklarını, üzüntü ve kederlerimizi onunla paylaşarak hafifletiriz. O, bizim sadık bir dert ortağımızdır. Huzur ve mutluluğumuzu onunla paylaştıkça hayatımız daha bir anlam kazanır. Zaten aile yuvasının kuruluşunun temel esprisi de bu değil midir? “İçinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda sevgi ve rahmet var etmesi, Allah’ın (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için dersler vardır.”[2] ayeti, duygu ve sözlerimize ne güzel de tercüman oluyor. Eşlerimizle bizler arasında var olan sevgi ve rahmet ilahi kökenlidir. Unutmayalım ki, onlar bize, biz de onlara Allah’ın birer emanetiyiz. Kur’an-ı Kerim’de, mümin erkek ve kadınların birbirlerinin dostu oldukları ve birbirlerine iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırdıkları [3] bildirilmiştir. Acısıyla, tatlısıyla bir ömür boyu beraber hayat sürecek eşlerin dostluğa, karşılıklı sevgi ve saygıya herkesten daha çok ihtiyaçları olduğu açıktır. Kur’an-ı Kerim’de “...Eşlerinizle, iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız (biliniz ki) Allah’ın hakkınızda çok hayırlı kılacağı bir şeyden de hoşlanmamış olabilirsiniz.”[4] buyurulmaktadır.

Kadın, canımız kadar hatta ondan daha çok sevdiğimiz kızımızdır, evladımızdır. Üzülerek belirtelim ki, kız evladını ikinci plana iten bazı yanlış tutum ve anlayışlar varlığını hala sürdürmektedir. Unutmayalım ki, kız olsun erkek olsun, onlar bize Yüce Mevlamızın sevinç ve mutluluk kaynağı kıldığı, huzur kaynağı yaptığı nimetlerdir. Çocuklarımıza karşı davranış biçimimizi, onlara göstereceğimiz şefkat ve merhametin ölçüsünü cinsiyetleri belirlememelidir. Onların birinin hakkı diğerinden daha az değerli ve kutsal değildir. Kız çocuklarının mirastan, eğitim ve öğretim imkanından mahrum edilmeleri dinimizin esasları ile bağdaşmaz.
Hutbemi her konuda bizlere örnek olan Rahmet Peygamberinin şu sözleriyle bitirmek istiyorum: “Her kim kız çocukları yüzünden bir sıkıntıya uğrar da onlara iyi bakarsa, bu çocuklar onu cehennem ateşinden koruyan bir siper olurlar. ”[5] “Her kim iki kız çocuğunu yetişkinlik çağına gelinceye kadar büyütüp terbiye ederse, kıyamet günü o kimseyle ben yanyana bulunacağız”[6] buyurdu.

Diyanet


_________________
Gercekten de arkadaşlar nadide
mücevherlerdir. Yüzünüzü güldürüp,başarmanız icin cesaret verirler.
Sizi dinlerler ve kalplerini açmaya hazırdırlar.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
funda3307
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jul 20, 2004
İletiler: 712
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Mar 13, 2006 3:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Atatürk; 1, Dünya savasinını bitiminde 22 Ekim 1922 tarihinde, Bursa‘da ögretmenlere yaptigi konusmasinda “dünyada hiçbir kadin, vataninin kurtarilmasinda Türk kadinlarindan daha çok görev yaptigini söyleyemez” diyerek, Türk kadinlarinin Kurtulus yönündeki katkilarini ortaya koymustur.

1926-1927 yillarinda TBMM, Mustafa Kemal’in girisimleri ile, kadinlarimiza bir nevi tesekkür armagani olarak\ kadinlarla erkeklerin medeni hukuklarinin esitligini öngören yasa tasarisini kabul etti. Bundan kisa bir süre sonra da 1934 yilinda Türk kadini seçme ve seçilme haklarini elde etmistir.

Bu kanunlar ve Atatürk Hükümeti’nin aldigi önlemler, Türk Kadininin özgür gelecegini hazirlamistir.

Insanlik tarihinde, büyük sosyal darbelerin hiçbiri kadinsiz olamamistir. Dünyadaki tüm kurtulus hareketleri dikkatle incelendiginde, bu hareketlerin basarisinin, kadinlarin katilimina siki sikiya bagli oldugu görülecektir.

2. Dünya Savasi, Türk kadinlarini ekonomik alanda görev almaya da yönlendirmistir. Türk kadini bununla kalmamis, sosyal hayatin içine de girmistir. Önceleri üretimde kismen çalisan Türk Kadinlari, daha sonra akin akin tezgahlarda, zirai islerde , devlet dairelerinde kocalarinin,ogullarinin, kardeslerinin yerine geçip, büyük basarilar göstermislerdir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
gelibolulu
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jun 25, 2005
İletiler: 750
Şehir: TÜRKİYE-Çanakkale

İletiTarih: Pts Mar 13, 2006 5:16 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MUSTAFA KEMAL'İN KAĞNISI



Yediyordu Elif kağnısını,

Kara geceden geceden.



Sankim elif elif uzuyordu, inceliyordu,

Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar,

İnliyordu dağın ardı, yasla,

Her bir heceden heceden.



Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına

Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.



Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,

Nam salmıştı asker içinde.



Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü,

Doğrulmuştu yola önceden önceden.



Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,

Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar,

Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı,

Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra,

Gecenin ulu ağırlığına karşı,

Hafifletir, inceden inceden.



İriydi Elif, kuvvetliydi kağnı başında

Elma elmaydı yanakları üzüm üzümdü gözleri,

Kınalı ellerinden rüzgâr geçerdi, daim;

Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına.

Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti,

Niceden, niceden.



Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,

Nazar mı değdi göklerden, ne?

Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez,

Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur

Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.



Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,

Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.



Geçer götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin,

Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.



Bak hele üzerinden ses seda uzaklaşır,

Düşerim gerilere, iyceden iyceden.

Kocabaş yığıldı çamura,

Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,

Örtüldü gözleri örtüldü hep.



Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,

Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,

Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden.



Fazıl Hüsnü DAĞLARCA

[b]
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cmt Mar 08, 2008 8:52 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

8 Mart Kadınlar günü.
Bugün ülkemizde bu gün kutlanacak.Bu kutlamayı iki gurup kadın yapacak.Birincisi vatana mehmetçik yetiştiren;ve dünyada bugüne kadar hiçbir kadının yapamadığı İstiklal harbini yapan kadınların torunlarının yapacakları kutlamalar.
İkincisi bu günü bahane ederek;biraz sonra haberlerde izleyeceğimiz gibi böyle bir günü;sözde kadın hakları ve hürriyet söylemlerinin arkasına sığınarak kalkışmalara alet edecek soysuz,vatan hainlerinin sözde kutlamaları.
İstiklal savaşını vermiş Türk kadınının torunlarını;sevgi ve saygı ile selamlıyorum.Dünya bugünü daha bir kaç yıldır kutlamakta iken;Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün;bundan neredeyse 1 asır önce kadınlara verdiği değer ve kazandırdığı haklar;her türlü takdirin üzerindedir.
Türk kadını;kendisine verilen bu kazanımların hakkını vermek;Atatürk ilke ve devrimlerinin savunuculuğunu yapmakla görevlidir.
Türk kadını,tarihi boyunca ,son bir kaç yüzyıl hariç asla evine kafese kapatılmamış;erkeği ile birlikte hayat mücadelesi vermiştir.
Atatürk ün kadına verdiği bu değer;bizim geçmişimizin kadına verdiği değerden farklı bir şey olmayıp,aslında özümüze ve törelerimize bir dönüştür.
Fedakar ve cefakar Türk kadınını bir kez daha minnet ve saygı ile selamlıyorum;günleri KUTLU OLSUN!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
hasan1299
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Oct 25, 2005
İletiler: 806

İletiTarih: Cmt Mar 08, 2008 1:59 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

TÜRK kadının bir olarak kutlaması gereken bu günü.teröristler kutlamaya başladı bile.onların kutlaması devlete isyana dönüşüyor kadınalrın adını lekeliyorlar.TÜRK kadınları herşeyin en güzeline layıktyırlar.kurtulış savaında erkeklerele birlikte nasıl savaştıkalrını nasıl bir gayret gösterdiklerini biliyoruz,daha eskiye gidersek ESKİ TÜRK DEVLETLERİNDE kadınaların devlet yönetimindeki güçlerini de biliyoruz.8 mart dünya kadınalr günü BÜTÜN TÜRK kadınlarına armağan olsun
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

Sayfa: 1, 2  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1