Bozkurt NET

[orhan3307]

5 yıldır yapılan suçlamaların, Koray Aydın üzerinden MHP ve milliyetçilere yapılan karalamaların hesabını kim verecek?
200-300 yıl ceza isteyen savcılara bunun hesabının sorulması gerekmez mi?

	Alıntı:
	KORAY AYDIN BERAAT ETTİ Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, Yüce Divan'daki yargılamasında, yöneltilen tüm suçlamalardan beraat etti. 05.10.2007 14:29 Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, Yüce Divan'daki yargılamasında, yöneltilen tüm suçlamalardan beraat etti. http://www.haber10.com/haber/94958/

Alıntı:

Koray Aydın sürprizi 05 Ekim 2007 Cuma 14:34 216 yıl hapsi isteniyordu. Yüce Divan'ın Koray Aydın kararı çok farklı oldu.. Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın hakkındaki tüm suçlardan beraat etti. Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok, esas hakkındaki görüşünde, 10 ihaleye ayrı ayrı, 19 ihaleye de zincirleme olarak ''fesat karıştırmak'' ve ''haksız mal edinme'' suçlarını işlediği gerekçesiyle Koray Aydın'ın toplam 216 yıl 6 aya kadar hapsini istemişti. Aydın'ın eyleminin, ''görevi kötüye kullanma suçu boyutunu aşıp, ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturduğunu'' iddia eden Ok, Koray Aydın'ın, haksız edindiği ileri sürülen 1 trilyon 961 milyar TL'nin (1 milyon 961 bin YTL) zor alımına karar verilmesini de talep etmişti. http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=107320&uniq_id=1192183762

[cCc_OzguR_cCc]

Adalet yerini buldu diyelim. bu karar sadece Koray Aydın değil, Ülkücü Hareket üzerindeki dolaylı yükü de kaldırmıştır.

[kadir45]

Son günlerde bunun kadar güzel iç açan bir haber almadım.
Özellikle deprem faciasında çok başarılı bir çıkış yakalayan Koray Bey;
yüksek mahkemede ,hiçbir siyasi arka olmaksızın,arkasında mhp nin dahi olmamasına rağmen aslanlar gibi çıkmış ve yargılanarak aklanmıştır.
Kararın içeriğini henüz bilmiyorum ama sonuç camia adına son derece sevindiricidir.
Devlet ihale kanunu uygulamalarındaki rezaleti iyi bilen ,hele akepelelilerin yaptığı ihaleleri çok iyi takip eden bir insan olarak bu dava aleyhte sonuçlansaydı bu bir siyasi cinayet olurdu.
Olayın iddia edildiği koalisyon döneminde;mhp bayındırlıkta özellikle müdürler ve daha alt seviyede tasfiyeye gitmemiş,eski hükümetten devir alınan bürokratlar ile işi götürmüş,asla da kadolaşma ve partizanlık yapmamıştır.Bu da diğer takdir edilmesi gereken bir konudur.
Ama bu millet bunu anlamadı.Bu mesele yüzünden,lise mezunları yemeğinde bir meslektaşımla feci bir şekilde tartışmış,Koray Aydın a yapılmak istenilen linçin haksız olduğunu;somut delilllerle ortaya koymuştum.
Koray Aydın o zamanlar da izlediğim kadarıyla olabiliğince dürüst olarak işi götürmüştür.Bu karar;Türkiye de ihalelerin tertemiz ve şeffaf yapıldığını göstermez.Elbette çok ciddi yanlışlar vardır.Şartnamelerde "ve"" veya "sözlerinden dolayı lastik gibi uzayan iki ucuk açık hokkabazlıklar vardır.Bunlar sistemin ve anlayışın hatalarıdır.
Bizde kanunlar yoruma son derece açık ve lastiklidir.Bunu anayasa da dahi görmek mümkündür.
Böyle bir ihale sistemi ile başta kim olursa olsun bu tür şaibelerden kurtulması mümkün değildir.Çünkü hokkabazlık yapmak istersen,sistem son derece müsaittir.Benim canım idareye mercedes otobüs almak dilerse,öyle bir özel teknik şartname hazırlarım ki,mercedes firmasından başka hiçbir firma o ihaleye ne girebilir ve zarf atabilir.Rekabet tamamen ortadan kaldırılır.Bunları bu ülkenin hakim ve savcıları bilir.
Size tek bir örnek vereceğim ki mesele anlaşılsın.
Yıl içerisinde süreklilik arz eden bir mal ve hizmet alımında,satın alma usulü ile ihale yapamazsınız.Yaparsanız cezası 3 yıl hapistir.
Zamanında işçi için yoğurt alımından dolayı ita amiri olarak arasında benim de olduğum ihale komisyonu mahkemelik oldu.Konu tamamen siyasi idi.
Yoğurdun birim fiatı yok teklif alıyorsunuz haliyle.Yılardır bu böyle uygulanır,kimse de mahkemeye çıkarılmazdı.Yapılması gereken en az üç firmadan teklif alacaksınız birim fiat için.Bunların ortalaması muammen bedel olacak.Bu bedel üzerinden ihaleye çıkacaksınız kapalı zarfla.En fazla indirimi yapan işi alacak.Olması gereken bu.İyi de,yoğurt öyle dayanıklı bir malzeme değil ki.Neticede yerel üreticilerden temin edilecek.
Adamlar zaten anlaşıyor.Ayrıca bu yoğurt,işçiye zehirlenmeden korunmak için verildiğinden beklemeye tahammülü de yok.İhale yapacaksın da onaylayacaksın da,o zamana kadar işçiye yoğurt da veremiyorsun.
Adam tünelde,taş ocaklarında,kanallarda,kimyasal maddelerle,dinamitlerle asbestle şunla bununla çalışıyor,sürekli zehirlenme tehdidi altında.
Siyasi olarak bizi mahkemeye verdiler.
Mahkemedeki savunmada,bizi sıkıştırıp duran savcıya söylediğim tek bir cümle bizi beraat ettirdi."siz de cezaevlerine yoğurt alıyorsunuz.Bunu hangi usulle aldığınızı bize söyler miniz?"
Savcı hakime diyor ki;"efendim doğru söylüyorlar ,biz de bunların usulü ile alıyoruz.Bunları mahkum edersek,kendimizi de cezalandırmamız gerekir."Sonuç beraat.
Anlatmak istediğim şu.Bu ihale kanunu güncellenmeli artık.Bizdeki ihalelerde ne kadar şeffaf ihale yaparsan yap rekabet oluşmuyor.İhaleye girenler anlaşıyor.Aralarında işe girmesinler diye bazılarına para veriliyor.
Bir sürü hokkabazlık dönüyor.İş kitabına uyduruluyor.Türkiye de işler böyle yürüyor.Bu; dürüst ihale yapıldığını göstermez.
Sistem zaten ihaleye fesat karıştırmaya son derece müsait.
Sen bu şartlar altında,tek bir bürokrat değiştirmemiş,üstelik acil ihale edilmesi ve zamanla yarışılan meselelerde bir bakanı kurban etmeye kalkışıyorsun.Bugün belediye ihalelerine bakın değil 216 yıl,2166 aldıracak ihale ve suistimaller yapılıyor.Bunların bir kısmını ,özellikle dış kredili ihalelerde yapılanları burada ben ben kısmen yazdım.Libor+? denilen;?belediye başkanı ve meclis üyelerinin komisyon aldıklarını açıkladım.Bunlara tanık oldum.
Deveye sormuşlar."Neren eğri?"Cevap" nerem doğru?"
Mesele bakan değil,sistem meselesi.Bunu düzeltmedikçe,baştaki adam ne denli dürüst ve iyi niyetli olursa olsun bu çamur atmalar bitmeyecektir.
İhale sistemi güncellenmeli,yorumlar kaldırılmalı,birim fiatlar iğneden ipliğe güncellenmeli.Hala daha 1930-40 lardaki yüksek fen kurulu tarifleri ile fiat tesbit ediliyor.Birim fiatlar doğru belirlenmedikçe bu iş zaten doğru yapılmaz.Bu bahane ile bunları da gündeme getirmek istedim.Saygılarımla.

[Vuslatim]

Bu vesile ile Koray Aydin bey üzerinden MHP´ye cirkef atan icimizdeki danimarkalilar da gerekli tokati yemis bulunuyor.

Igrenclikleri ile yasasinlar, buna yasamak denirse...

[polat_38]

bugün star tv de izledim
beklenmeyen bir olay oldu ve koray aydin ilginc bir sekilde beraat etdi dediler
bu medya ne kadar serefsiz böyle
kendi patronlari aydin doganin ne mal oldunu bütün TÜRKIYE biliyor ama namuslu,serefli ve dürüst insanlara iftra atiyorlar
yahudi medyasi istee elbet bir gün sizde hesab vereceksiniz
neyse koray aydini yeniden siyasetde görmek istiyoruz
onun gibi insanlara ihdiyacimiz var
ÜLKÜCÜ HAREKETIN üstünden büyük bir yük kalkmisdir
hepimize gecmis olsun




saygilarimla




NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[kozenir]

Bakanımıza geçmiş olsun.

[kaganos]

Bakanımıza geçmiş olsun..

Ona iftira atanlar.. gitsinler yapılan değrem konutlarını görsünler.

Bakan bizzat çizmelerini giyerek ..1 yılda bitirtdi..konutları ve çok ucuza mal etti. mütaahitler bile zarar ettiler.. söz verdikleri için bitirdiler..

Nankör millet.. bu konutlarda oturanlar ne yaptı.. akp'ye oy verdi..

Bu ülkede namuslu adam olmayacaksın..

Malı götürenler makbul adam oluyor.. onların önünde ceket ilikleniyor!..

Yazıklar olsun...

[tamerr]

Bu sonuç, bütün bu olay üzerinden rant elde eden haysiyetsizlere ders olsun....

Biz bunları gayet iyi biliyoruz, bu durumu kullanarak sanki mahkeme sonuçlanmış gibi MHP ye çamur atan haysiyetsizler, şimdi hangi yüzle konuşacaklar???

Bu durumu kullanarak bir dönem hızla yükselişe geçen MHP yi durdurmakta başarılı olan haysiyetsizler, bunun hesabını bu dünyada olmasada ahirette nasıl verecekler???

Çamur at izi kalsın, felsefesi güderek, çamur atmakta gayet başarılı olan dönekler, fırıldaklar nasıl yine dönecekler???

Koray AYDIN ismini kullanarak, her türlü lafı söyleyen, kendilerince idam sehpasına götürmüş olan balonlar, bunun hesabını nasıl verecekler???

Yüce divana gitmekten korkanlar!!! böyle bir yiğiti görünce ne hissedecekler???

Alın işte size mahkeme kararı alın alında artık ne yapacağınızı gayet iyi biliyorsunuz, benim terbiyem müsade etmiyor !!!

Helal olsun sana sayın Bakanım Koray AYDIN !!!

Yiğit görsün cümle alem !!! Yiğit görsün fırıldaklar, dönekler....



Saygılarımla

[orhan3307]

Alıntı:

Koray Aydın'ın beraatine dair 2003 seçimlerinin birkaç ay sonrası. Kocaeli-Yarımca’da bir camide Cuma namazındayım. Vaiz, deprem konutlarının bulunduğu mahallelerde yapılacak camiler için yardım toplanacağını açıklıyor ve elinden gelen katkıyı yapması için cemaati teşvik ediyor. Bahçede yardım toplanan yere doğru yaklaşıyorum. Tam elime cebime atacakken, kalabalıktan birisi, birkaç kez üstüste, “Koray Aydın’dan alın!..” diyor. Yarımca, Körfez İlçe’ye bağlı bir yerleşim yeri. Körfez Belediyesi de o yıllarda MHP’de, yani MHP güçlü o ilçede. Beş yüz metre ileride de Yarımca Ülkü Ocağı var. Kendi kendime “Bunca cemaatin içinde mutlaka bizimkilerden vardır, dur hele, bu yaşta, üstelik oturmadığın bir ilçede caminin önünde olay çıkarma, bekle, elbet biri çıkar da haddini bildirir bu herif-i nâşerife” diyorum. Ama yok, kimseden çıt yok. Bayburt deyimiyle; parayı veren, “yüzünü alıp savuşuyor.” -Neden Koray Aydın’dan alacaklarmış?! Diyorum. -O yedi. Diyor. -Deprem Bölgesi’nde 40 bin geçici konut, 47 bin dolayında da kalıcı konut yapılıp hak sahiplerine teslim edildi. O konutları senin baban mı yaptırdı ulan?! Hazırım, bir şey dese, vallahi dövüşeceğim. Demiyor, o tükürülesi yüzünü alıp savuşuyor o da. Ama en acısı ne biliyor musunuz, cemaatte, ona olmadığı gibi bana da olumlu-olumsuz bir tepki yok. O gün bir dostuma bu olayı anlatıp diyorum ki: “Bak bu AKP’liler cami cemaatini işte böyle yönlendiriyorlar. Bizimkiler camilere ya gitmiyorlar ya da böyle sessizce ve en hayati konularda tepkisiz kalıyorlar. Bu adamı oraya gönderenler ve söyletenler, Koray Bey’i de Yüce Divan’a gönderecekler, gör bak, işte şuraya yazıyorum.” Beş altı ay sonra gelip teklif ediyorlar, 30 yıl aradan sonra, yeniden parti il yönetim kurulu üyesi, ardından da Kocaeli İl Başkan Yardımcısı oluyorum. Bu Yarımca olayını, görev yaptığım 1 yıl boyunca, arkadaşlarıma defalarca aktarıyor, propagandanın bir bilim dalı ve bir eğitilmişlik meselesi olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Hak veriyorlar o kadar, gerisi yok... Geçtiğimiz Cuma günü bendeniz de Yeniçağ ekibi ile birlikte Ankara’da Anayasa Mahkemesi’nde Koray Bey’in son duruşmasında idim. Duruşma sırasında yukarıya yazdığım cami olayı geldi önce aklıma; sonra, Koray Bey’in yargılandığı maddelerden birinin de TCK 240. maddesi olduğunu görünce, belleğim 1979 yılına götürdü beni. Rahmetli Gün Sazak giderayak beni Erzurum Tekel Başmüdürlüğü’ne atamış, Mataracı döneminde binbir zorlukla 2 ay görev yapmış, sonra da muhasebe memuru olarak Diyarbakır’a sürgün edilmiştim. Adamların kini bununla da bitmemiş, geçici olarak işle başlattığım 5 yükleme-boşaltma işçisi ile 2 şoförün alımında ideolojik yakınlığı göz önünde tuttuğum ve Tekelin kamyonlarına genel müdürlük olurunu aşan tutarlarda onarım parası ödediğim gerekçeleriyle mahkemeye göndermişlerdi beni. TCK 240’a göre yargılanmış ve beraat edene kadar da “bilmeyen de, bir şey mi yedi diyecek” diye cehennem azabı çekmiştim mahkeme salonlarında. (Allah, Av.Necati Bölükbaşı dostumdan razı olsun). Bundan dolayı ben, Koray Bey’in neler çektiğini tahmin edebiliyorum. Hem bunu ifade etmek, hem de Ülkücü Camianın ilgisizliğini ve mücadele etmedeki bilgisizlik ve yöntemsizliğini belirtmek istedim. Geçmiş olsun efendim, “Felek her türlü esbab-ı cefasın toplasın gelsin/Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten” diyeceğinizi biliyorum, yolunuz ve bahtınız açık olsun! Cazim GÜRBÜZ Yeniçağ Gazetesi

[orhan3307]

Alıntı:

216 yıl hapis ve bir siyasetçi! Car’a karşı suikast düzenlemek suçundan ünlü Rus yazarı Dostoyevski, kurşuna dizilerek idama mahkûm edilir. Hüküm uygulama aşamasına gelince ünlü yazar bir tarlanın ortasına infaz için dikilmiş direğin önüne götürülür. Gözleri bağlanır ve bedeni direğe iplerle sarılır. İdam mangasına, kurşuna dizmek için “aç/kapa/hazır ol” talimatı verilir. İdam mangası elleri tetikte ve gözleri hedefte “ateş” emrini beklemektedir. Komutan üslerinden gelen bir emir üzerine mangaya “dur” talimatı verir. Çardan gelen yeni bir emir yetişmiştir, o okunur. Çar, idam mahkûmunun cezasını sürgüne çevirmiştir. Dostoyevski’nin önce gözleri açılır, sonra vücudu direkten çözülür ve yeni sürgün hayatına başlamak üzere yola çıkarılır. Dostoyevski, idam mangasının karşısına çıkarıldığı o anı, bir asra bedel bir yalnızlık olarak değerlendirir. Çeşitli eserlerinde yaşadığı bu trajik anı edebi bir üslupla anlatır. Doğrusu ikibuçuk yıldır Yüce Divan’da, 216,5 yıl hapis istemiyle yargılanan Koray Aydın’la ilgili olarak Yüce Divan’ın verdiği kararı duyunca aklıma ilk gelen Dostoyevski’nin yukarıdaki hikâyesi oldu. Yaşanan süreç ilginç ötesi bir durum olup izahı yoktur. Koray Aydın, görevde bulunduğu dönemde 12 ihaleye fesat karıştırmak, 26 ihalede ise görevi kötüye kullanmak suçundan 2004 yılında TBMM tarafından Yüce Divan’a sevk edilmişti. Koray Aydın bu yüzden dört yıl boyunca mal varlığına el konulmuş 216,5 yıl hapis istemiyle yargılanmıştır. Eski Bakan Aydın hakkında çok miktarda iftira, isnat, itham ve iddia ortaya atılarak, birinden temize çıksa bile diğerinden ceza alması amaçlanmıştır. Bayındırlık eski Bakanı Koray Aydın, bütün suçlamalardan ve bütün yargıçların (11 yargıç) oybirliğiyle “beraat” etti. Koray Aydın, son zamanlarda yaşanan en büyük felaketlerden birisi olan Gölcük/Düzce depremi sırasındaki tutum ve tavırlarıyla büyük başarıların altına imza atmıştı. İsmi, zamanında “efsane bakana” çıkmıştı. Onun döneminde yapılan ihalelerle dönemin en ucuz konutları üretilebilmiştir. Ancak bizim üzerinde duracağımız konu bu değildir. Evet! Koray Aydın kendisine iftira edenlere şamar değil, hem de Osmanlı tokadını hukuk vasıtasıyla atmıştır. Ancak bu tokat ya da bu sonuç, Koray Aydın ve ailesinin bu süreçte yaşadığı yıkıcı etkiyi gidermeye yetecek midir? Medyanın bu iddia ve iftiraları bir gerçekmiş gibi kamuoyuna yüzlerce kez haber olarak sunmasının ürettiği, adeta kurumsallaşmış olan negatif imaj nasıl silinecektir? Kaldı ki, bir insanın yıllarca ve haksız bir biçimde 216,5 yıl hapis talebiyle yargılanmaya nasıl tahammül ettiğini de düşünmek gerekir! Topluma hizmet eden insanların bu kadar çok itham, iftira ve isnat altında bırakılması; topluma hizmet anlamına gelen siyaseti en tehlikeli uğraş haline getirmiş olmaz mı? Bir yerde siyasetçi, siyasetçinin kurdu haline gelmişse orada siyasi yarıştan söz edilebilir mi? Siyaset adamlarını siyasi düşmanlıklar yüzünden uyduruk isnatlarla mahkeme mahkeme süründürenler, en büyük ihaneti siyaset kurumuna yapmış olmazlar mı? Siyasete olan güven böylesine uyduruk isnat ve iddialar yüzünden sarsılırsa, bu durumda kötü siyasetçi iyi siyasetçiyi siyaset arenasından kovmuş olmaz mı? Topluma hizmet etmek isteyenler için bu tür temelsiz davalar caydırıcı etki yapacak ve siyaset kurumuna olan güveni sarsacaktır. Siyasetçi, bu kadar haksız yere kendisini zan altında bırakma ihtimali olan bir siyaseti nasıl talep edebilir? Gerçek bir siyasetçi bu tür yıpratıcı iftiralar yüzünden siyaset söz konusu olduğunda “neme lazım” demeye başlarsa orada siyaset kurumu yıkılır. Ancak dürüst siyasetçilerin, dürüst olmayan siyasetçilerden daha çok şoklara karşı dayanıklı olduğu bilinmektedir. Onların içinde bir çeşit itidal, temkin kalkanı vardır ve bu onlara güçlükleri ve hatta haksızlıkları kabul ettirebilir. Koray Aydın’ın da bu tür bir insan olduğu, Yüce Divan’ın verdiği kararın hemen akabinden “nerede kalmıştık” demesinden anlaşılmaktadır. Koray Aydın’ın, 2,5 asırlık mahkûmiyet tehdidinin altından yüzünün akıyla “dönüşüm muhteşem olacak” türünden bir silkinişle çıkışı takdire şayandır. O hesabını verdi. Şimdi artık hesap sorma vaktidir! Kendisine geçmiş olsun derken, millete hizmet yolunda da başarılar diliyoruz! Özcan YENİÇERİ Yeniçağ Gazetesi

[hasan1299]

koray aydın yargılanmaya başladığı ilk gündn beri suçsuz olduğuun farkındaydık.tek suçu depremzedelere vermiş olduğu sözleri yerine getirmesidir.çünkü bundan önce kimse verdiği sözü yerine getirmiş değildi hükümetlerde ve kimse böyle bişeye alışık değildi bunun için suçlandı ve koray aydın üzerinden bütün ülkücü camia ya saldırılmaya başlandı dvletin parasını yemişiz vs vs bunun gibi suçlamalar aldı başını gitti,şimdi koray aydının suçsuz yere suçlandığı ve itibarının lekelendiği yılın hesabını kim verecek

[yesevi]

Sn. Koray Aydın ve onun şahsında milliyetçi - ülkücü camia siyasi linç girişimine tabi tutulmak istenmiştir . Allaha şükür ki , Ankara 'da hakimler bulunmaktadır . Yüce Türk Adaleti kararını vermiş , oybirliği ile bakanın suçluzluğu sübut bulmuştur.
Bundan sonra yapılacak olan şey , bu linç girişimini tezgahlayan zalimlerden gerekli hesabı sormaktır.Sayın bakanıma geçmiş olsun der , bundan sonraki memleket hizmetlerinde başarılar dilerim. Yolu açık olsun.

[cCcBilgecCc]

Koray Aydın: "Bahçeli hep yanımdaydı"

Koray Aydın, yargılama sürecinde MHP lideri Devlet Bahçeli´nin büyük desteğini gördüğünü belirterek, yanında olan ve kendisine inanan erkese teşekkür etti

--------------------------------------------------------------------------------

Yüce Divan'da 216 yıl hapsi istenen ve üç yıldır yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, beraat kararından sonra önceki akşam Gölbaşı'nda iftar yemeği verdi. Türk adaletinin verdiği bu kararın çok önemli olduğunu vurgulayan eski Bakan Koray Aydın, yargılama sürecinde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin büyük desteğini gördüğünü belirterek, yanında olan ve kendisine inanan erkese teşekkür etti.

MHP'li Bayındırlık Eski Bakanı Koray Aydın'ın yüce divandaki yargılaması bir hukuk zaferiyle sonuçlandı. 216 yıl hapis istemiyle yargılanan Aydın, hakkındaki bütün suçlardan beraat etti. AKP'nin Yüce Divanı gönderdiği siyasetçiler içinde, Mahkemenin bütün üyelerinin kararıyla, her hangi bir af kanunundan, zaman aşımından veya indirimden faydalanmadan doğrudan beraat ederek aklanan tek isim Koray Aydın oldu.

Koray Aydın hakkındaki mahkeme kararı, AKP'nin hiçbir ciddi ve tutarlı belge olmadığı halde, sadece bir siyasi linç düşüncesiyle Yüce Divan'ı nasıl istismar ettiğini de belgeledi.

Yüce Divanda Yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, beraat kararından sonra Gölbaşı'nda verdiği iftar yemeğinde yargılanma sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Türkiye'nin büyük şaşkınlık geçirdiğini, bu kadar yılla muhatap olan başka bir siyasetçi olmadığını ifade eden Aydın, "Ben o 216 yılı mahkeme salonunda duyduğum da sadece tebessüm etmiştim. Çünkü hiçbir dayanağı olmayan suçlama karşısında tebessüm etmekten başka yapabileceğim bir şey yoktu. Savcı Sağlık Bakanlığı'nın açmış olduğu ihalede bana ceza istedi.

Düşünebiliyor musunuz, ihaleyi Bayındırlık Bakanlığımı, Sağlık Bakanlığımı yaptığını, kimin yaptığının farkında olmayan bir Cumhuriyet Başsavcısı, dolayısıyla böyle saçma sapan bir isteğin yargıdan döneceği belliydi. Bugün yüce Türk adaletinin vermiş olduğu bu karar manasıyla çok önemlidir. Şunu da ifade etmeliyim benimle ilgili bütün konularda mahkeme heyeti 11 üyesi, ittifakla 11-0 lehime karar vermiştir. Bu çok anlamlıdır, benim için çok değerlidir ve kıymetlidir.

Ben bunun büyük bir anlam taşıdığını biliyorum, ben zaten her zaman kendi kendime şunu sordum; 'Bu davanın hukuki değeri yok, ben burada niye yargılanıyorum'. Böyle içi boş bir davanın sırf siyaset yapayım, siyasi rakiplerimi suçlayarak bir netice elde edeceği düşüncesinin iflas ettiği gün olmuştur" dedi.

Aydın, Türkiye'nin değişik illerinden kendisini desteklemeye gelenlerle ilgili olarak, " Sanki kendileriyle haberleşmişçesine, vefa örneği göstererek, bir ülkücü dayanışma örneği sergileyerek burada toplanan binlere şükranlarımı sunuyorum. Hakikaten bana büyük moral verdiler, büyük bir destek aldığımı düşünüyorum. Siyasette tabandan verilen bu desteğin büyük bir anlam ifade ettiğini düşünüyorum, dolayısıyla bundan sonra yapacağımız siyasete güç katmışlardır. Onlara bir kere daha teşekkür ediyorum" açıklamasında bulundu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin beraat kararından sonra sizi aradı mı? sorusuna ise Aydın, " Bundan önceki duruşmaların hepsinde aradı. Bana olan desteğini ifade etti.

Yüce Divanda Yargılanan eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, mahkeme tarafından verilen beraat kararının ardından Gölbaşı Gölan Tesisleri ve Patalya Hotel'de iftar yemeği verdi.

Böyle içi boş bir davanın sırf siyaset yapayım, siyasi rakiplerimi suçlayarak bir netice elde edeceği düşüncesinin iflas ettiği gün olmuştur" dedi.





3 ylda çok şey öğrendim

Yargılandığı 3 yıl içerisinde bir an bile tereddüt etmediğini, her defasında beraat edeceğini bildiğini söyleyen Aydın, "Bunun içi boş bir dava olduğunu, sırf açılmış olmak için açılmış bir dava olduğunu her zaman söyledim. Hatta zaman zaman kendime niçin burada yargılanıyorum diye sorduğumda oldu ama bunu düşününce geriye tarihe baktığımda Musa Peygamber, Yusuf Peygamber her ikisi de yargılanmışlar, mezhep imamımız İmamı Azam aynı şekilde hapse atılmış. Düşündüm hayat öyle bir hayat ki Peygamberi bile yargılayıp imtihandan geçirebiliyor" dedi.


Yargılama sürecinde yaşadıklarını anlatan Aydın, "Bugün bana bir gazeteci arkadaş sordu; 'bu süreç içerisinde ilinizden ve Türkiye'den insanların gösterdiği ilgiden, alakadan memnun musunuz?'Bende ona şöyle cevap verdim; Bu süreç içerisinde ben hem vefayı hem de vefasızlığı gördüm. İkisini birlikte yaşadım ama her zaman rabbime şükrettim çünkü ben bu 3 sene içerisinde öğrendiğimi hiçbir yerde öğrenemezdim. Siyasetin iki yüzü var, bir yüzü çirkeflik, saldırganlık, acımasızlık, insafsızlık ama diğer bir yüzü de vefa, samimiyet, içtenlik ve bu salonda sizin gösterdiğiniz içtenlik" şeklinde açıkladı.

Ortadoğu

[Bozkurt-Yakup]

Tebrikler diliyorum kendilerine alninin akiyla cikti. Bu sonucta onu suclayanlara ders olsun. Allah yolunu acik etsin...