Bozkurt NET

[kerkuk_turk]

REZALET! TÜRKMEN'E TÜRKYYE YASAK!

Irak Türkmen Cephesi Genel Baskani Saadettin Ergeç, Türkiye'ye giris yasagi oldugu gerekçesiyle Istanbul Atatürk Havaalaninda gümrükten içeriye alinmadi. Ergeç, gümrükte yaklasik bir buçuk saat bekletildikten...

sonra Cumhurbaskanlni'nin devreye girmesiyle Türkiye'ye giris yapabildi.

[kadir45]

Bu ülkede Türk olmak artık nerede ise suç sayılır oldu.

abd gazetelerinde dün açık açık Türkiyenin şu onbeşgün içerisinde çok büyük huzursuzluklara uğrayacağı yazıldı.Anlaşılan yeni çuvallar var.
Olaylar Türk tarihinde hiç olmayan bir şekle doğru hızla tırmanmakta.
Bu ve benzeri hareketler ve çuvalların arkası gelmeye başlarsa;bu işe millet artık el koyacak.Artık meclise mi yürünür,başka bir taraflara mı bilmiyorum.Sabırlar taştı.Bir Türk evladı bu muameleye uğrarken,çapulcular Türkiyeye ye ellerini kollarını sallayarak gelip akepeliler ve egemen bağış denilen milletvekili ile pazarlık yapıyorlar.
Barzaninin itleri!Gene dtp denilen pkk güruhu,"askerleri nasıl kurtardıysak,silahı bırakma olayını da çözeriz,yeter ki anlaşalım" deyip,gece yarısı başta apo iti olmak üzere genel affı meclis tutanaklarına geçirtmeyi başarıyorlar!Bu meclis meclis olmaktan çıkıp,kürt meclisi olma yolunda hızla mesafe alıyor.Meclisdeki Türkler de bunu futbol maçı seyreder gibi seyrediyor.Bunu ne kadar daha biz de seyredeceğiz bilmiyorum.Artık yeter!Nerede o Türk ün kahrı,nerede Türk ün o öfkesi?

[cCcBilgecCc]

Türkmen Cephesi lideri Türkiye'ye sokulmadı
..........

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Saadettin Ergeç, Türkiye'ye giriş yasağı olduğu gerekçesiyle İstanbul Atatürk Havaalanı'nda gümrükten içeriye alınmadı.

--------------------------------------------------------------------------------

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Saadettin Ergeç, Türkiye'ye giriş yasağı olduğu gerekçesiyle İstanbul Atatürk Havaalanı'nda gümrükten içeriye alınmadı. Ergeç, gümrükte yaklaşık bir buçuk saat bekletildikten sonra Cumhurbaşkanlığı'nın devreye girmesiyle Türkiye'ye giriş yapabildi.

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Saadettin Ergeç, geçtiğimiz ay Türkiye'de açık kalp ameliyatı olmuş ve ameliyatın ardından Irak'a dönüşünde birkaç gün gecikme yaşanmıştı. Bu gecikme nedeniyle para cezası verilen Ergeç, uluslararası bir toplantı için bugün Erbil'den İstanbul'a gelişinde "Türkiye'ye giriş yasağı bulunduğu" gerekçesiyle gümrükten içeriye alınmadı.

Yaklaşık bir buçuk saat gümrükte bekleyen Ergeç, olay esnasında havaalanında bulunan eski AKP Balıkesir Milletvekili Turan Çömez'in girişimleri ve Cumhurbaşkanlığı'nın devreye girmesiyle Türkiye'ye giriş yapabildi.

Olayı değerlendiren Çömez, sınırötesi operasyonunun konuşulduğu bugünlerde böylesine bir "ihmal ve aymazlığı" kabullenemediğini belirterek, "PKK Kerkük'e kadar inmiş Türkmenleri tehdit ederken biz Türkmenlerin liderini sınırdan geri çevirmeye kalkıyoruz" dedi.

Çömez, "Barzani ve Talabani'ye kırmızı pasaport veren bir ülkenin Türkmen liderine reva gördüğü bu davranışı millet sorgulamalıdır" diye konuştu.

...................

http://www.etikhaber.com/content/view/45050/1/

[kerkuk_turk]

yaziklar olsun,
unutmayalimki barzani ve talabaniye kirmizi pasaport verildi

[Vuslatim]

Haberi biraz önce okudum. Dünyam ters oldu. "Yok artik daha neler, yalandir" diye inanasim gelmedi.

Ya bu kadar ileri gidilir mi?

Hani korumuyorsunuz, atese atiyorsunuz. Bari birakin serbest girip ciksinlar. Ne demek birkac gün gecikme? VATANDASLIK VERIN... Elin piclerine kirmizi pasaport veriyordunuz ya. Hani ikinci özal´diniz ya...

Size bela anmaktan da biktik...

[polat_38]

bu kadar rezilik olmaz barzani ve talabani ankarda ikram görüyor
benin TÜRKMEN olan gardasim benin vatanima alinmiyor
bu kadar rezilik olmaz bu savasda en cok zarar gören TÜRKMENLERDIR
ve MÜSLÜMAN olan bir insan madur olana yardim eder el acar
su ilimli islamcilar DININ temel kurarlarinida degistirmeye basladilar
parasi olanin yanindalar gücü olanain yanindalar ve malesef bizide arkalarinda sürüklüyorlar parasi olan itlere it oluyorlar yazik vallah
itin iti olmak biz TÜRKLERE yakismiyor artik MILLET birseyler yapmali
artik arabanin tekeri patladi yapacak tek sey var arabadan cikmak




saygilarimla





NE MUTLU TÜRKÜM DIYENE

[kadir45]

Bu ülkenin dışişleri bakanı;tezkere kararı ile birlikte alınması gereken yan tedbirlerin alınması gereğine işaret eden Deniz Bölükbaşı ya taş atarken;
"yöre halkımızı ve kuzey ırak daki akrabalarımızı rahatsız etmemek lazım,onlara bir sıkıntı hissettirmememek lazım"bahanesinin ardına sığınıyor.Benim her gün aslan gibi askerlerim şehit olacak;beyefendi, kürtlerin huzuru kaçmasın diye tedbir alınmasını uygun görmeyecek.
Irak a harekat bir savaştır.Bu savaşın maddi ve manevi her türlü hazırlığının yapılması,abd ile çarpışma ihtimaline karşı seferberlik bile ilan edilmesi gerekir.Bir hükümet bunu yapmaktan kaçıyor,görevini yapmıyor.
Tezkereyi sulandırıyor.Bir de kalkmış Irak daki akrabalarımız diyor.Onlar senin akrabaların olabilir!Ama benim akrabalalarım falan değil!Benim huzurum yoksa,benim askerlerim o topraklarda şehit oluyorsa abd dahil hasımlarımın huzuru bozulsun,ebeleri ağlasın,alayı da gebersin;umurumda bile değil.
Irkdaşlarına karşı gösterdiği hassasiyeti,benim kandaşım TÜRKMEN e göstermeyen bir dışişleri bakanı.Olaya cumhurbaşkanı müdahale edinceye kadar bu ülkenin,iç ve dışişleri bakanları nerede?
NOT:AKRABALARIMIZ KAFI İLE KASTETTİĞİ ANLAYACAĞINIZ ŞEKİLDE IRAK KÜRTLERİDİR.ÇNÜKÜ TÜRKMENLER ABD IRAKA GİRDİĞİNDEN BERİ ZATEN EZİLİYORLAR VE HUZURLARI KAÇMIŞ VAZİYETTE.İNSAN AKRABASINI HAVAALANINDAN İÇERİYE ALMIYORSA,HERHALDE AKRABALARI TÜRKMENLER DEĞİDİR!

[kerkuk_turk]

AKP Türkmenleri Sattı!..

Türk düşmanı Barzani ve Talabani’nin yanaklarını öpen, Atatürk düşmanı Suudi Kralı Abdullah’ın 19 Kasım’da ayağına gidip onur nişanı takan, PKK’lıları ve bilimum teröristi affederek dağlara dönmelerini sağlayan AKP sessiz sedasız Irak’ta Türkmenleri sahipsiz bırakmaya hazırlanıyor.

Mehmetçiğin kafasına çuval geçiren KK destekçisi ve katliamcı ABD sonunda istediğin elde etti. 1 Ocak 2008 tarihi itibarı ile Türk silahlı Kuvvetleri Türkmenlerle olan tüm ilişkisini keserek Ali Babacan’ın bakan olduğu Dışişleri Bakanlığı’na ve MİT’e devredecek. Bundan böyle Özel Kuvvetler Türkmen soydaşlarımızın sorunları ile ilgilenemeyecek ve onlara sahip çıkamayacak.

Değerli okurlar ABD’nin yıllardır bastırması sonuç verdi AKP Türkmenleri altın tepside Amerikalılara ve Barzani’ye verdi. Kurulacak olan Irak masasında yetkisi bir dışişleri görevlisi koordinasyonu sağlayacak. Türkmenlerin dağıtılması ve birlik içinde kalmaması için elden ne geliyorsa yapılıyor. Daha şimdiden Barzani Kerkük’te yaşayan milliyetçi ve onurlu Türkmenler için tutuklama emri çıkarttı. Ankara’daki gayrı Tük yöneticilerin gizli alkışlarını görür gibiyim. Ankara ve ABD bugünlerde Türkmenlere son darbeyi vurmaya ve dağıtmaya hazırlanıyor. 6 kez suikastten kurtulmayı başaran Türkmenlerin bugüne kadarki en cesur ve açık sözlü lideri Dr. Sadettin Ergeç’i bu kez devirmenin peşindeler. Bugünlerde birden bire Türkmenlerin kurultay yağması ve yeni başkanlarını seçmesi gerektiği şeklinde iğrenç senaryolar sahneleniyor.Irak’ta tüm liderler aynı ama Türkmenler lider değiştirmesi gerekiyormuş. Şu saçmalığa bakar mısınız?. Dere geçilirken, savaşın ortasında at mı değiştirilir? Allah AKP’nin “soydaş “ diyemediği ve ve postal yalayıcı diktatör Barzani’ye satmaya hazırlandığı Irak Türkleri’ne yardımcı olsun.


vedat yenerer - yenicag

[Ogul50]

Kibrisi gözden cikaran, avrupanin kölesi olma yolunda her tavizi veren, ortadogudaki mason hakimiyetine destek veren, yedi sülalesi soysuz sütü bozuk olan... namusunuda, bayraginida satar... SOYU SOYSUZ OLAN NE BILSIN TÜRKMENI, GAGAVUZU, KAZAKI, ÖZBEKI...

[Turkmeneli]

BARZANİ VE TALABANİ İSİMLİ SİYASET FAHİŞELERİNE "KIRMIZI PASAPORT" VEREN ZİHNİYET, TÜRKMEN'E "KIRMIZI KART" GÖSTERDİ

Türkmen lider Türkiye'ye sokulmadı. Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Ergeç, Türkiye’ye giriş yasağı olduğu için Atatürk Havaalanı’nda gümrükten içeriye alınmadı. Devreye Cumhurbaşkanlığı girdi. Ergeç, gümrükte yaklaşık bir buçuk saat bekletildikten sonra Cumhurbaşkanlığı’nın devreye girmesiyle Türkiye’ye giriş yapabildi.

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı Saadettin Ergeç, geçtiğimiz ay Türkiye’de açık kalp ameliyatı olmuş ve ameliyatın ardından Irak’a dönüşünde birkaç gün gecikme yaşanmıştı. Bu gecikme nedeniyle para cezası verilen Ergeç, uluslararası bir toplantı için bugün Erbil’den İstanbul’a gelişinde “Türkiye’ye giriş yasağı bulunduğu” gerekçesiyle gümrükten içeriye alınmadı.

[Turkmeneli]

"Saadettin Ergeç, Kerkük'teki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Genel Merkezi'nde gazetemize açıklamalarda bulundu. "


Saadettin Ergeç, Kerkük'teki Irak Türkmen Cephesi (ITC) Genel Merkezi'nde gazetemize açıklamalarda bulundu.

KERKÜK- Türkmenlere yönelik olarak Erbil ve Kerkük'te baskı politikalarının her geçen gün arttığını söyleyen Irak Türkmen Cephesi Başkanı ve Irak Parlamento Üyesi Saadettin Ergeç, "Buradan bütün dünyaya özellikle de Türkiye'ye sesleniyorum. 1959 yılında yapılan katliama benzer bir ortam oluştu. Türkmenler her an soykırıma uğrayabilir. Kendini sorumlu hisseden herkes üzerine düşeni yapmalı" dedi. Türkmenlerin Saddam döneminde uğradığı saldırıların 2003'ten itibaren biteceğini umduklarını söyleyen ITC Başkanı Saadettin Ergeç, "Ancak bugün yaşananlar eskiden daha kötü. Biz demokratik bir süreç beklerken haksızlıklarla karşılaştık" şeklinde konuştu.

600 bin Kürt geldi
Kerkük'te Saddam zamanında göç ettirilen ancak yönetimin değişmesi ile geri döndürülen kişiler bulunduğuna da dikkat çeken Ergeç, şunları söyledi: "Kerkük'te normalleştirme süreci adı altında evlerinden göç ettirilen kişilerin döndürülmesi işlemi başlatıldı. Ancak burada geri dönme değil akın etme durumu var. Buradan Türkmenler, Araplar, Kürtler göç ettirilmiştir. Bu doğrudur. Ancak geri dönenlere baktığınız zaman 600 bin Kürt gelmiş. Bunların çoğu burada doğmamış insanlar. Bunlar niye buraya getiriliyorlar? Gayeleri çok açık. 2003'ten itibaren yapılması düşünülen bir planın parçası. İşgalin bir parçası olan Kürtler, o zamanlar belli bir süreç içinde referandumun yapılmasını planlıyordu. Tabii referandum da insanlar tarafından yapılacağı için şehrin demografisi bozulup şehrin belli insanların eline geçmesi söz konusu idi. Maalesef çok ağır planlar yapıldı. Çok ağır destekler yapıldı. Açıkcası büyük bir oyun oynandı."

1959'un tekrarı olabilir
Irak Türkmenleri ve özellikle de Irak Türkmen Cephesi olarak bütün dünyaya seslerini duyurmak içi çaba gösterdiklerini dile getiren Ergeç, çok az kişinin bu sesi duyduğunu söyledi. Kerkük ve Erbil'de bir sıkıntı olduğunu dolayısı ile insan haklarına saygılı olan devletlerin bu meseleye el atmasını isteyen Ergeç şöyle konuştu: "Bu yanlışın bir an önce ortadan kaldırılması gerekir. Aksi takdirde çok kötü şeyler olabilir. 1959 yılındaki katliama benzer bir ortam oluştu. Bize soykırım uygulanabilir. Çok sayıda silahlı güç var. Irak Türkmenleri silahı olmayan bir güçtür. Burada Kürt gruplar Kerkük'ü kendilerine bağlamak için aşırı derecede silahlandı. Çok ağır silahları var. Önümüzdeki günler neler getirir, onun endişesi içerisindeyiz. Bu memlekette eli olan devletlerin bu mesele üzerinde düşünmesi gerekir."


'Referandumu reddediyoruz'
Kerkük'ün Kürt bölgesinde mi yoksa merkezi hükümette mi kalacağını tespit edecek 140'ıncı maddenin oylanmasına ilişkin referandumun yapılamayacağını belirten ITC Başkanı Ergeç, "Biz kesinlikle böyle bir referandumu reddediyoruz. Çünkü demoğrafyası değiştirilmiş bölgede, demokrasiden bahsedilmeyen bir bölgede, silahlı güçlerin baskısı olduğu bir bölgede dengesi ile oynanmış bir bölgede referandum yapılmaz. Yapılırsa da sağlıklı bir netice vermez" dedi.

Gelenler geri dönmeli
Kerkük'te kayıtlı arazilerin sahiplerine verilmesi gerektiğini savunan Türkmen lider, 43 binin üzerinde müracaatın yüzde 20'sinin gerçek bir şekilde sonuçlandığını Türkmenlere ait arazilerin yüzde 90'ının geri verilmediğini söyledi. Türkmenlere ait arazilerin sahiplerine verilmeden Kerkük'te normalleşme olmasından bahsedilemeyeceğini, referandum yapılamayacağını belirten Ergeç, "Eğer normalleştirme gerçek bir şekilde yapılacaksa gelen 600 bini aşkın Kürtün derhal geri dönmesi gerekir" şeklinde konuştu.

Türkiye devreye girmeli
Bölge üzerinde Türkiye'nin sorumluluğu olduğunu kaydeden Ergeç, "Burada coğrafya değiştirilirken Türkiye'nin mutlaka müdahil olması gerekir. Bu silahını alıp gelmek değildir. Burada bulunan insanların haklarını korumalı" açıklamasını yaptı. Erbil'deki Türkmenlere de aşırı baskı uygulandığını söyleyen ITC Başkanı Ergeç, "Burada bir sindirme hareketi var. 350 bin üzerinde Türkmen var idi. Bugün Türkmenler maalesef varlıklarını sürdürmek için çalışıyor" dedi.

Bildiriyle tehdit
Kuzey Irak'a Türk askerinin operasyon yapma ihtimali üzerine Türkmenlere yönelik tehditler de sürüyor. Terör örgütü PKK tarafından Erbil ve Kerkük'te Türkmenlerin bulunduğu bölgelerde dağıtılan bildirilerde Türkmenler ölümle tehdit edildi. Bildirilerde özetle, "Türk ordusu bize saldırırsa biz de sizi katlediliriz" yazılı ifadeler yer alıyor. Türkmenlere dağıtılan Arapça bildirinin tercümesini yaptıklarını söyleyen ITC Başkanı Saadettin Ergeç, "Bildirinin tercümesini de yaptık ve başta burada görev yapan koalisyon güçleri olmak üzere herkese gönderdik. Burada koalisyon güçlerinin sorumluluğu var. ABD'lilerle bizzat görüştüm, sorumluluklarının olduğunu kabul ettiler" dedi.

Türkiye Gazetesi

[Turkmeneli]

Petrol zengini Türkmen kenti Kerkük, ABD işgali sonrası bir korku tüneline dönüştü. Patlamaların ve saldırıların ardı kesilmiyor. Yaklaşan refarandum işleri iyice karıştırdı.

Kaos ve istikrarsızlık Kerkük'ün kaderi oldu. Bir de Kerkük'ün statüsünü belirleyecek refaerandum tarihininin yaklaşması bütün olumsuz tablonunu tuzu biberi heline geldi.

Saldırı tehlikesine karşı kentteki tüm resmi daireler parti merkezleri sıkı bir şekilde korunuyor.

Bariyeler kentin olağan dokusu olmuş. Çelik yelekli güvenlikçiler geçit vermiyor.

Ancak Türkiye'nin K.Irak'a yönelik sınır ötesi operasyon ihtimaliyle Kerkük'teki gündem de değişti.

Türkmen Cephesi lideri Saadettin Ergeç Kerkük'te geçiçi bir rahatlama olduğunu ancak PKK'nın Türkmenlere yönelik tehditlerinin arttığına işaret etti.

Ergeç Türkiye'nin PKK ile Kerkük sorununu yaqn yana koymaması gerektiğine işaret ediyor.

Türkmen lidere göre referandum yapılma ihtimali çok zayıf.

Kerküklülerin gündeminde ise referandum ve sınır ötesi operasyontartışmalarından ziyade yaşam kavgası var.

Kuzey Irak şantiye haline gelirken, Kerkük'e hala bir çivi bile çakılmamış. Yollar çamur ve pislikten geçilmiyor. Elektrik ve temiz içme suyu sorunu had safhada.

Dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip kentte fırtına öncesi sessizlik yaşanırken, halk biran önce istikrar ve refaha kavuşmak istiyor.

[Turkmeneli]

Kerkük bir sevdalısını daha kaybetti

Irak Türkleri davasına uzun yıllar hizmet vermiş Yaşar Abdullah, on dört aydan beri boğuştuğu kanser hastalığına yenik düşerek 22 Kasım Perşembe günü akşam saatlerinde Kerkük'te Hakkın rahmetine intikal etti.



Yaşar Abdullah Kimdi;

Kerkük'ün Cırıt Meydanı Mahallesinde 1955 yılında dünyaya gelen Yaşar Abdullah, ilk ve orta öğrenimini Kerkük'te tamamladıktan sonra Bağdat Üniversitesi Basın Yayın Bölümünde öğrenimi sürdürdü. Bağdat'taki öğrencilik yıllarında Türkmen Kardaşlık Ocağı'nın bünyesinde Irak Türklüğü davasına hizmete başladı. Aynı dönemde Bağdat'taki Türkmen Öğrenci Birliğinin ön saflarında mücadelesini sürdürdü. Özellikle milliyetçi Türkmen gençleri arasında hareketliliği ve ataklığıyla dikkat çeken Abdullah, 1979 yılında askerlik görevini yaparken Baas rejimi tarafından defalarca gözaltına alınıp sorgulandı. O yıllarda Türkmenlere karşı uygulanan siyasi baskılar iyice hız kazanmış, tutuklamalar ve idamlar bir birini takip etmeye başlamıştı... Yaşar Abdullah, bu şartlar altında Irak'ta daha fazla kalmasının imkânsızlaştığını görünce 1980 yılında Anavatan Türkiye'ye Yerleşme kararı aldı.

Milli mücadelesine Türkiye'deki dava arkadaşlarıyla birlikte kaldığı yerden devam eden Yaşar Abdullah, o dönemlerde Suriye'de faaliyet gösteren Irak Milli Demokratik Türkmen Örgütü ile de yakın işbirliği içinde bulunarak böylece sürgündeki Türkmen mücadelesine ilk adımını atmış oldu. Merkezi İstanbul'da Bulunan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nde uzun yıllar Yönetim Kurulunun çeşitli kademelerinde görev aldı ve aynı dönemde Türkiye'de bulunan Türkmen gençlerine önderlik etti ve örgütlenmeleri için büyük çaba harcadı.

1990'lı yılların ortalarına doğru sürgündeki Türkmen mücadelesini Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da sürdürmeye karar veren Yaşar Abdullah, oradaki dava arkadaşlarıyla birlikte, Irak'ta yaşam mücadelesi veren Türkmen halkının kurtuluşu için çalışmalarını aktif bir şekilde sürdürdü. Kopenhag'da bulunan Irak Türkmenleri Kültür Derneği'nin başkanlığını da yapan Yaşar Abdullah, Türkmenlerin sesi olmak ve haklı davalarını dünyaya duyurmak amacıyla kurulan ve internet ortamındaki Türkmen sitelerinin ilklerinden olan Biz Türkmeniz Grubunun kurucuları arasında yer aldı. Yaşar Abdullah Danimarka'da yaşadığı yıllarda özelikle internet ortamında yazdığı yazılarla inandığı davayı ileri götürmek için mücadelesini sürdürmeye çalıştı. Yazılarında zaman zaman sert eleştirilerde de bulunmaktan çekinmeyen Abdullah, yazılarında milli mücadelede ağabey kardeş ilişkisi ve birlik beraberlik ilkesini vurgulamaya çalıştı.

2003 yılında Saddam rejiminin çökmesi üzerine "Bu dava artık o topraklarda sürdürülmeli" diyen Yaşar Abdullah, mücadelesinin bundan sonraki kısmını Irak'ta sürdürmek üzere Kerkük'e dündü ve Türkmenli İşbirliği ve Kültür Vakfı'nın bünyesinde hizmetini sürdürmeye devam etti. Dr. Sadettin Ergeç'in Irak Türkmen Cephesi başkanlığına seçilmesinden sonra ITC'nin Genel Sekreterliği görevine getirilen Yaşar Abdullah, kısa bir süre sonra amansın hastalığa yakalandı. Son dönemlerde Kerkük'ten yazdığı yazılarında da milli mücadelenin önemine ve Türkmen bölgelerindeki işgale karşı direnişe dikkat çekmeye çalıştı.

Son aylarda Kopenhag ve Ankara'da uzun süre tedavi görmesine karşın hastalığında bir iyileşme sağlanmayanca ve artık hayatının son günlerini yaşadığını öğrenen Yaşar Abdullah, bu sayılı günlerini Kerkük'te inandığı dava uğruna mücadelesine devam ederek tamamlamaya karar verdi. İki hafta önce Danimarka'dan Irak'a dönenen Yaşar Abdullah, doğduğu ve gençliğinin en güzel yıllarını geçirdiği ve yaşamı süresince özgürlüğü için mücadele verdiği Türkmeneli'nin başkenti Kerkük'te son günlerini yaşamaya başladı. Ve o Kerkük ki özgürlüğü için mücadele vermiş binlerce şehidini bağrına bastığı gibi, bugün bir sevdalısını daha kutsal toprağına almanın hüznünü ve gururunu bir arada yaşıyor...

Kerkük Vakfı

[Turkmeneli]

Halaçoğlu: Musul ve Kerkük üzerinde Türkiye'ye hak doğar


Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türkiye'nin Musul ve Kerkük anlaşmalarını birleşik Irak'ın bütünlüğü için imzaladığını belirterek, ''Eğer bu bölgede parçalanmalar olursa, bölünme yaşanırsa Türkiye'nin Musul ve Kerkük üzerinde uluslararası hakkı gündeme gelir ve bunu kullanması gerekir'' dedi.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Türkiye'nin Musul ve Kerkük anlaşmalarını birleşik Irak'ın bütünlüğü için imzaladığını belirterek, ''Eğer bu bölgede parçalanmalar olursa, bölünme yaşanırsa Türkiye'nin Musul ve Kerkük üzerinde uluslararası hakkı gündeme gelir ve bunu kullanması gerekir'' dedi.

Çorum Valiliği, Belediye Başkanlığı ve Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası Osmanlı'dan Cumhuriyete Çorum Sempozyumu'nda konuşan Prof. Dr Halaçoğlu, tarihçilerin sorumluluğunun büyük olduğunu belirterek, tarihçinin geçmiş bir olayı objektif bir değerlendirme ile günümüze yansıttığını kaydetti.

Tarihçinin olayları doğru olarak yansıtmak zorunda olduğunu belirten Prof. Dr. Halaçoğlu, tarihçinin olayları yansıtırken kişileri töhmet altında bırakmaması gerektiğini vurguladı.

Tarihin canlı bir varlık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Halaçoğlu, ''Tarihi geçmişte kalmış bir olay gibi değerlendiremezsiniz. Önümüze her defasında farklı bir şekilde çıkmaktadır. Tarihi o dönem ile değerlendirirsek bilimsel olmaz'' dedi.

Türkiye'de bugün aydın olarak değerlendirilen kişilerin bazı olayları günümüze göre değerlendirdiğini vurgulayan Halaçoğlu, bu kişilerin acımasız eleştiriler yaptığını öne sürerek, konunun uzmanı olmadan, eleştiri yapmanın doğru olmadığını kaydetti.

-''IRAK TÜRKİYE İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR''-

Prof. Dr. Halaçoğlu, Irak'ta yaşanan olaylara da değinerek, bu bölgenin Türkiye açısından çok önemli olduğunu kaydetti.

Musul ve Kerkük'ün 1926 yılında uluslararası bir anlaşmayla birleşik Irak devletinin bütünlüğünü sağlamak amacıyla verildiğini belirten Prof. Dr. Halaçoğlu, şunları söyledi:

''Türkiye, Musul ve Kerkük anlaşmalarını birleşik Irak'ın bütünlüğü için imzalamıştır. Eğer bu bölgede parçalanmalar olursa, bölünme yaşanırsa Türkiye'nin Musul ve Kerkük üzerinde uluslararası hakkı gündeme gelir ve bunu kullanması gerekir. Eğer bölünme tehlikesini görmezlikten gelir ve gerekli tedbirleri alamazsa Musul ve Kerkük'te söz sahibi olamayız. Irak meselesinin sadece günümüze göre değerlendirilmesi yanlıştır. Geçmişten gelen tarihsel süreç ve günümüzdeki olaylarla birlikte değerlendirilerek, ortak bir çözüm noktası bulunmalıdır.''

Prof. Dr. Halaçoğlu, ''günümüzde sömürge sisteminin demokrasi ve insan haklarına dayandırılarak gerçekleştirildiğini'' belirterek, ABD'nin Irak'ı işgalinden bugüne kadar 1 milyon 200 bin insanın öldüğünü bildirdi.

Halaçoğlu, ''Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler nerede? İnsan hakları diyoruz, demokrasi diyoruz. Bunlar adına sömürge düzeni devam ettiriliyor.

Türkiye Cumhuriyeti üzerinde de bugün aynı oyunlar oynanıyor. Kürt-Türk ayrımı yapılarak bu oyun körükleniyor. Ama bu oyunlara gelmememiz gerekiyor. Bugün aydın diye geçinenler ve demokrasi söylemleri yapanlar 301. maddenin mutlaka kaldırılması gerektiğini söylerken, hemen yanı başındaki insanlık faciasını görmezlikten geliyorlar. Bu çifte standarttır'' diye konuştu.

-''ERMENİ SOYKIRIMI SÖYLEMLERİ TARİHİ DEĞİL SİYASİ''-

Ermeni lobisinin 1915 olaylarına ilişkin iddialarının sıklıkla gündeme gelmesinin amacının, Türkiye'ye baskı kurmak olduğunu belirten Prof. Dr. Halaçoğlu, ''Aslında Batı, konunun gerçeklerini araştırma arzusunda değil. Amaç bunu Türkiye'ye baskı aracı olarak kullanmak. Biz bildiklerimizi bal gibi anlatıyoruz ama karşıdakinin ne kadar anlamak istediği önemli'' dedi.

1915 olaylarının tarihi değil, siyasi bir düşünce olduğunu ifade eden Halaçoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Tarihi olaylar günümüzde meydana gelen olaylarla anlatılmaz. Sadece tek yönlü olarak değerlendirilmez, komşu ülkelerin bilgi ve dokümanları, Türkiye ve Ermenistan ile o dönemde Türkiye'nin yanında olan Almanya ve Avusturya, karşıtı olan ABD, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin bilgi ve dokümanları ile kayıtları birlikte değerlendirilmeli ve ona göre bir sonuç çıkarmalıdır. Aksi halde sadece söylemlerle ve tek taraflı bir düşünce anlayışı tarihsel bir gerçek değil sadece siyesi bir gerçek olur.''

Prof. Dr. Halaçoğlu, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915 yılında üç cephede birden savaştığını ve o dönemde bazı Ermeni gruplar tarafından Osmanlılara sabotaj yapılarak başarı sağlanmasının engellemeye çalışıldığını dile getirerek, ''Savaşta her devlet kendi çıkarları içinde hareket eder. Kendi içinizde vatandaşınız bunu yapmışsa, işin rengi değişir. Dolayısıyla Osmanlı'nın bu tür hareketlere karşı tedbir almaması mümkün değildir'' dedi.

-''DÜNYANIN EN RAHAT ÇALIŞILACAK ARŞİVİ BİZDE''-

Prof. Dr. Halaçoğlu, dünyanın en rahat çalışabilecek arşivinin Türkiye'de olduğunu belirterek, Osmanlı arşivinde şu ana kadar 60 milyon civarında belgenin araştırmacılara sunulduğunu, bunun zamanla 100 milyonu geçeceğini kaydetti.

Arşivin internete de verildiğini ifade eden Halaçoğlu, arşivden en fazla ABD, Japonya ve Almanya'nın araştırma yaptığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak tüm arşivlerin açık olduğunu sözlerine ekledi.

Zaman