Bozkurt NET

[kadir45]

fethullah gülen demiş ki;

	Alıntı:
	Bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseselere sızmaz; hakkıdır girer oraya; mülkiyeye de girer adliyeye de, istihbarata da girer hariciyeye de.

Bu adam her konuştuğunda,sinir sistemim altüst oluyor.Bu adamı yakalayıp idama mahkum etsinler;bunun ipini izin verirlerse ben çekmek isterim.
Bu kadar çarpıtma,bu kadar laf ebeliği olmaz.
Hakkıyla giriyor senin adamların öyle mi?Ünal Erkan anlatsın mı nasıl hakkıyla girdiğini senin elemanların?Nasıl kurra çekerek,kendilerine hangi torbadan kurra çektirilerek istihbarata yerleştirildiklerini anlatsın mı?
Elbette bu milletin ferdi hakkıyla girmelidir.Ayrımcılık olmaz.Ama o fertler girdikleri birimlerde örgütleniyor,senin gibi cia nin ajanlığını yapıyorlarsa,dialog adı altında millete yedirdiğin vatikan projesinin gerçekleşmesi için senden emir alıp bu devleti yıkmaya kalkışıyorlarsa,kaynağı belirsiz büyük paralarla insanları satın alıyorlarsa,herkesi dinleyerek,şantaj,tehdit, ile insanları satın alıp amaçları doğrultusunda kullanıyor ya da kullanamadıklarını ortadan kaldırıyorlarsa;senin elemanların devlet memurluğunu dürbünle görmelidir.Sen adam olsan;insan olsan,Allah dan korksan,kuldan utansan;abd de korumaya alındığın yerden havlamaz,bu çakallıkları bir tarafa bırakır ,gelir yüce adalete teslim olur ve pis işlerin hakkında hesap verirsin.Korkak,aşağılık bir insan gibi;kaç yıldır bu milletin düşmanı bir ülkede yaşıyorsun.Sıkıyorsa ,gel de bu ülkede ne değiştireceksen değiştir bakalım da görelim.Senin yerleştirdiğin o angutların kendilerine bile hayırları yok.Senin darbe için için hazırladığın o angutlar;bu ülkede tandır kızıştığı zaman,bir taraflarını kurtarmak için;o dalga geçtikleri,aşağıladıları ülkü ocaklarına sığınmaya kalkacaklar.O gün geldiğinde görüşürüz senin elemanlarla!O gün gelidğinde itler gibi gibi yalvaracaksınız ama para etmeyecek.Sizi o paralarınız da kurtaramayacak,makamlarınız da.
Şu dünyadan gözüm açık gideceğim tek şey kaldı.Bunun gerçekleştiğini göremezsem,gerçekten içim yanarak,çok üzüntülü gideceğim.O da sizin yaptıklarınızın hesabını verme günüdür.Sizin kıyametiniz bu dünyada kopacak ve ilk hesaba bu daha bu dünyada çekileceksiniz.Siz, dallama sait den bile rezil ve aşağılanmış bir vatan haini olarak elbette hakettiğiniz bir çukura yuvarlanacaksınız.Sözlerime iyi dikkat etsin bu dallamanın yandaşları.O bahsettiğim gün,ocaklara sığınmaya ,kaçmaya çalışacak o elemanlar akıllarını başlarına toplayıp bu işleri bıraksınlar,yoksa onlara acımak yok!

[kadir45]

Bütün bu olayların ,bütün bu meydandaki kuklaların gerisindeki el fethullah gülendir.Fethullah gülen özellikle eski bir ajan olmanın ustalığı ile örgütünü gayet iyi oluşturdu ve devletin içerisine kadar da yerleştirdi.
Tüm kışkırtıcılar,bu soruşturmaların basına sızdırılmasının ardındaki adam o dur.O kimin maşasıdır derseniz onu koruyan ve barındıranlarındır.
Fethullahı hesabı kapatılıp,defteri dürülmedikçe;bu ülkenin rahat huzur bulması mümkün değildir.Ben bu işlerin abd den yönetilebileceğine inanmıyorum.Bu kadar başarılı bir şekilde yürütemezler.Bir yolla bunu zaman zaman Türkiyeye ye getiridiklerini,kimsenin ruhunun bile duymadığını düşünüyorum.
Bu vatanın düzelmesi için;fethullah ın ve ekibinin kesinlikle tasfiye edilmesi gerekiyor.Eğer bu devletin gerçek sahipleri bunu hala daha anlayamamışlarsa;o zaman bu iş bitmiştir.

[kadir45]

vatan gazetesinden alıntı:

	Alıntı:
	Kuzey Irak'a Gülen okulu açılıyor Kendisi de Fettullah Gülen gibi Nakşibendi tarikatına bağlı olan Mesut Barzani üniversiteye onay verdi...

İki kemik peşinden koşan dallama ne de güzel anlaşıyorlar.
Türkçe bahane,gerisi şahane!Her zaman ki numara.
Bu vatanın düşmanları kim;tek ortaya çıkıyor.Fettoş sözde kürdistanı çoktan tanımış bile.Türk Bayrağı dalgalandırmak ha!Sen onu git de müridlerin olacak o salaklara anlat!

[kaganos]

Helal olsun Nihat Genç,


http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=340869


Nihat Genç bunların hakkından geliyor...

[EgE]

	kaganos demiş ki:
	Helal olsun Nihat Genç, http://www.haber3.com/haber.php?haber_id=340869 Nihat Genç bunların hakkından geliyor...

Gercekten helal olsun Nihat Genc´e.

[kadir45]

hürriyet den alıntı:

Alıntı:

Emniyeti karıştıran liste 21 Şubat 2008 Saygı ÖZTÜRK / TEMPO DERGİSİ - sozturk@hurriyet.com.tr Ankara cumhuriyet Savcılığı'na gönderilen ve Emniyet'te "Fethullahçı kadro" olarak nitelendirilenlerin isimleri ve bu kişilerin neler yaptığına ilişkin iddialar ortalığı karıştırdı. Bir Emniyet görevlisi, bu listeyi Emniyet Genel Müdür Yardımcısının hazırladığını ve 10 kopya hazırlayıp değişik makamlara üst yazıyla gönderdiğini öne sürdü. Bilgi notundaki ilginçlik ise üst yazının okunduktan sonra imha edilmesi istirhamıydı. Emniyet’te bir döneme damgasını vuran, terörün en ağzın olduğu o yıllarda hep ön saflarda bulunanlar, “yaş 60”a gelince zorunlu olarak emekliye ayrılıyor. Genel Müdür Yardımcıları Halil Tuğ, Kamil Tecirlioğlu, Ramazan Er’den sonra Necati Altıntaş da emekliye ayrıldı. Her birinin unutulmaz kahramanlıklarından söz edilir. PKK’nın 1993 yılında Şırnak’ı adeta teslim almak üzereyken, bir gece yarısı bu il’e Emniyet Müdürü olarak atanan Altıntaş mücadele verirken, Emniyet’in helikopterleri de çatışma alanına mermi yetiştirmek için inip kalkıyordu… Şu günlerde Emniyet’te kimin hangi göreve getirileceğinden çok, elden ele dolaşan bir listeden söz ediliyor. Yeni liste değil, bu listede adı geçenlerle ilgili değerlendirmeler yer alıyor. Emniyet’te öteden beri uygulanan “biçme” yöntemlerinden birisi, bu listelerin ortaya dökülmesidir. Bu kez, listenin ortaya dökülmesiyle yetinilmedi, listeler ve kişilerle ilgili değerlendirmeler de Devletin değişik birimlerine de gönderildi. Hatta, İşçi Partisi konunun araştırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. İşte, bu liste ile ilgili araştırmalar derinleştirildikçe, yeni yeni bilgiler de ortaya dökülmeye başlandı. Bu listenin personelden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş’ın hazırladığı, hatta 10 takım fotokopi hazırlattığı, “okunduktan sonra imha edilmesi” istirhamıyla bilgi notu da yazdığı öne sürüldü. Öne sürülmekle kalmıyor, bununla ilgili belgeler de ortaya dökülüyor. Emniyet'te "Fethullahçı yapılanma" olduğu ve bu çerçevede önemli görevlere getirilenlerle ilgili olarak bir liste hazırlandı. Daktiloyla yazılan listenin karşısına el yazısıyla bazı değerlendirme notları da eklendi. Yani, listede birilerinin el yazısı var ama bunun kim olduğu bilinmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Dairesi’nde de bazı isimler geçiyor. Onların, liste üzerindeki el yazısından yola çıkıp bunun kime ait olduğunu bulmaya çalıştığı ve o yüzden şüphelendikleri bazı isimlerin yazılarından örnekler alıp bunları gizli bir biçimde karşılaştırdıkları da Emniyet kulislerinde konuşuluyor. SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSU Elden ele dolaşan 4 sayfalık "Emniyet'te Fethullahçı kadro" listesinde 4 daire başkanı, 11 daire başkan yardımcısı, 32 şube müdürü, 3 başkomiser, 3 öğretim üyesinin de bulunduğu 57 kişinin adı geçiyor ve bu kişilerle ilgili bilgiler yer alıyor. İşçi Partisi adına Avukat Nusret Senem, Emniyet içinde olduğu öne sürülen "yasadışı örgütlenmenin" soruşturulmasını ve faillerinin saptanıp cezalandırılması istemiyle Savcılığa başvurdu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Abbas Özden, suç ihbarına dayanak oluşturan belgenin genel ve soyut iddialar içerdiği, somut bir suç isnadına yönelik olmadığı gerekçesiyle başvurunun işleme konulmamasını kararlaştırdı. Başsavcı Hüseyin Boyrazoğlu da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği 31 Ocak 2008 tarihli yazıda, Savcılığın kararını belirtti, idari yönden gereğinin yapılabilmesi için dilekçe ve eklerini ulaştırdı. YARDIMCININ ADI Listenin Cumhuriyet Savcılığı'na Olayın savcılığa intikal ettirilmesinden sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Dairesi'nde görevli bir polis, liste üzerinde Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş, Personel Dairesi Başkanı İbrahim Selvi, şube müdürleri Mevlüt Demir ve Mehmet Akdeniz'in çalıştığını, listelerden 10 suret fotokopi çektirildiğini, bazı makamlara bunların üst yazıyla gönderildiğini öne sürdü. Daha önce dolaşan listeye, bu kez yeni sayfalar eklendi. Kim olduğu bilinmeyen polis memuru, bir örneğini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, İçişleri Bakanlığı’na, Cumhurbaşkanlığı’na, Başbakanlığa gönderdiği yazının ekine bir de Genel Müdür Necati Altıntaş’ın imzası bulunan “bilgi notu”nu ekledi. Emniyet’i karıştıran liste ve yeni ortaya çıkan ihbar mektubunda bu kez şu iddialarda bulunuldu: “Bağlı bulunduğum şube müdürüm Mehmet Akdeniz, mesaiden sonra talimat almadan ayrılmamamı söyledi. Akşam saat 20.30 civarında Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş’ın odasına gelmemi emretti. Odaya girdiğimde genel müdür yardımcımızın toplantı odasında kendisi, Personel Dairesi Başkanı İbrahim Selvi, Dışilişkiler Başkanlığı’ndan Şube Müdürü Mevlüt Demir ve Şube Müdürüm Mehmet Akdeniz önlerinde bir evrak üzerinde çalışıyorlardı. Bana, orada mevcut bilgisayarın başına oturmamı söylediler ve ekteki bilgi notunu yazdırdılar. Daha sonra bu bilgi notu ile 4 sayfalık ekteki daktilo ile yazılmış ve üzerinde el yazısı ile düzeltmeler bulunan listenin 10’ar nüsha çoğaltılarak getirmemi emrettiler. Ancak, bu listenin şimdi elden ele dolaşması üzerine vicdanı azabı çekmeye başladım. Ben de suç delillerini ekte sunuyorum.” Polis memurunun “vicdan azabı çekiyorum” deyip ortaya çıkardığı ise Genel Müdür Yardımcısı Necati Altıntaş’ın imzasını taşıyor. Değişik makamlara gönderildiği belirtilen bu notta, Emniyet içindeki Fethullahçı yapılanmadan söz ediliyor, bu bilgi notunun okunduktan sonra imha edilmesi istirhamında bulunuluyor. EMNİYET’TE GÜÇLER SAVAŞI Emniyet’te gruplar arasında ciddi bir mücadele sürüyor. Necati Altıntaş, 4 Ocak’ta yaş haddinden emekliye ayrıldı. Görevden ayrıldıktan sonra adının böyle bir olaya karıştırılmasının şaşkınlığını da yaşıyor. Necati Altıntaş yaş haddinden emekliye ayrıldı ayrılmasına ama personel dairesindeki kadroyu etkisiz hale getirmek için onların adının bu tür işlere karıştırılması gerekiyordu. Nitekim Personel Dairesi Başkanı İbrahim Selvi, o birimde görevli bazı personel, gizlice liste hazırlayıp değişik makamlara ihbarda bulunan kişiler gibi gösteriliyor. Yani, bir kadro operasyonuna zemin hazırlanıyor. Necati Altıntaş’dan boşalan Personelden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na, Teftiş Kurulu Başkanı Ali Kolat şimdilik vekalet ediyor. Bu göreve asaleten ataması için kararnamesi Cumhurbaşkanlığı’na gönderildi. Daha önce Balıkesir Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunan Celal Uzunkaya’da trafikten sorumlu genel müdür yardımcısı olarak geçen hafta görevine başladı. Emniyet’in gündeminde “liste savaşları” daha uzun süre yer edinecek gibi gözüküyor. Listede adı geçenlerin bazılarının vali tarafından doldurulan sicil dosyasında “Fethullahçı” yazdığını da göz ardı etmemek gerekiyor. Nitekim listeyi hazırlayanlar da hakkında böyle bir belge bulunan kişiyi ilk sıraya oturtmuşlar… BÖYLE BİR BELGE HATIRLAMIYORUM Emekliye ayrıldıktan sonra, oğlunu ziyarete giden Necati Altıntaş’a, telefonla Amerika’da ulaştık. Altıntaş, TEMPO’nun sorularını şöyle cevaplandırdı: - Savcılığa gönderilen bilgi notunda sizin imzanız var? Ben günde binlerce evrak imzalıyorum. Ne olduğunu hatırlamam mümkün değil. Bunlar arasında Cumhuriyet Savcılıklarına gönderdiğimiz yazılar da oluyordu. - Gönderdiğiniz bilgi notunun imha edilmesini niçin istediniz? Böyle bir resmi evrak olmaz. Böyle bir şeyi de hatırlamıyorum. - Emniyet’te Fethullahçı yapılanma ile ilgili daktilo ile yazılan mektubun üzerinde, kalemle yapılan düzeltmelerin sizin yazınız olduğu öne sürülüyor? Ben Amerika’dayım. Görmeden, incelemeden hatırlamam mümkün değil. Bunu diğer arkadaşlara bir sorun.

Bun bu devletin MGK sında neler konuşuluyor hala daha hayretler içerisindeyim.Devlet ne zaman bunlardan temizlenecek;hala beklemedeyim.
Bunların etkinliklerine karışan,katılan Valilerin,emniyet müdürlerinin ne zaman görevlerinden alınacağını bekliyorum.Kar yağması için dua edelim diyen valilere daha ne kadar katlanılacağını merak ediyorum.
Laiklik gidiyor diye yaygara kopuyor.Laiklik bu ülkede yeni değil;taaaa Özal ile birlikte çoktan gitti!Kafasını turbanla bozmuş adamlar;turbandan önce meclise bu kadrolaşmayı bir gensoru ile getirsinler.Bu lafım hem chp hem de mhp ye!Dokunulmazlıklar kalksın.Devlet artık bu fettoşçulardan temizlensin.Bu yapılmazsa,bu ülkede birileri bir gün bunları temizlemeye başlayacak.O zaman kimse ağlaşmasın,terör var diye!Bu emniyetin dokulmazlığı mı var?Bu emniyet bir devlet kurumu değil mi?Bunlar başına buyruk bir örgüt mü,yoksa bir devlet kurumu mu?Bir devlet kurumu ise,buraya nasıl eleman seçiliyor ki;bilmem kaç tane daire başkanı,bilmem kaç tane müdür,istihbaratçı ,şu bu,hep bunların adamı oluyor.Ya bu ne rezalet?Kim dur diyecek bu gidişe?

[kadir45]

hürriyet den alıntı:

Alıntı:

Kimsiniz siz!!! 7 Mart 2008 Önce bazı gazetecileri dinlediler... Son olarak Elektronik Harp Dairesi Başkanı Tuğgeneral Münir Erten'ın konuşmalarını gizlice kaydettiler... Görevi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı yapılacak elektronik casusluk faaliyetlerini engellemek olan bu komutanlığın içine sızdılar ve büyük bir ihanetle Kuzey Irak harekatından önce harekatın ne zaman yapılacağını yayınladılar. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in konuşmalarını gizlice dinleyip yayınladılar. Şimdi de çok kritik görevlerde bulunan bir Cumhuriyet savcısının ses kayıtlarını yayınlıyorlar. Dünyanın her demokratik ülkesinde böylesine dinleme skandalları karşısında devlet çapında soruşturma açılır, o devletin resmi istihbarat başkanlığı devreye girer. Örneğin Türkiye'de MİT, devletin bekasına yönelik bu casusluk faaliyetine karşı harekete geçer. Gerekirse parlamento düzeyinde araştırma başlatılır. İnsanların özel hayatları devletin içerisinde yuvalanmış bu "tetikçi zihniyet" tarafından her gün delik deşik ediliyor. Peki kimdir bunlar ? Kimdir bu vatan, millet ve demokrasi düşmanları ? Böylesine gizli dinlemeleri sokaktaki sadece vatandaş yapamaz. Gelişmiş teknoloji gerekir. Bu nedenle olayın boyutları vahim denecek noktadadır. Geçmişte bakanları, kritik görevdeki bürokratları dinleyen bu "tetikçi grup" şimdi başta TSK olmak üzere devletin en köklü ve hassas kurumlarını yıpratmak için bütün güçleriyle çalışıyorlar. Hürriyet.com.tr olarak demokrasiyi ve devleti tehdit eden bu "ihanet çetesine" karşı yetkilileri göreve davet ediyoruz. Eğer bu çağrıyı onaylıyorsanız imzanızı atın, Başbakanlık'a gönderin.

Kim olduğunu anlamayacak kadar akılsız mısınız?Sanki kim olduklarını bilmiyorsunuz?Bu çete fethullah adı verilen abd casusunun,Türk emniyet ve istihbarat teşkilatına sokuşturduğu dallamalardır.
Biz boşuna mı bu dallamalar temizlenmeli diyoruz?
Abd istihbaratları ile işbirliği yaparak,cinayet,şantaj,dinleme ve her türlü pisliğin içinde bunlar var.Bu ülkede şantaj yaparak,kurumları kımıldayamaz hale getirdiler.Bunları yapanlar hep bu namussuz,şerefsiz,fethullahçılardır.
Kurtlar vadisinde çarpıtılan Büyük İskender karakteri ile sözde Veli Küçük Paşa nın üzerine çamur atılıyor.Kurtlar vadisini bile çarpıtıp,yörüngesinden saptırdılar.İsterse sapmasınlar,anında dizi yayından kaldırılır.
Veli Küçük,ne Maraş,ne çorum olaylarını yapmıştır.Bu devletin Paşa sı;pkk ile işbirliği yapmaz.Ayrıca şeker hastası da değildir.Şeker hastası olan,kürt sami hoştan dır.Bir de fethullah gülendir.
Büyük İskender tüm çarpıtmalara karşı fethullah Gülen dir.Pkk ile işbirliği yapan fethullah gülen in ta kendisidir.İşte bugünlerde bir panele katılacak.
Siyasi çözüm üzerine.Büyük İskender tam zamanında siyasi çözüm için devreye giriyor!
Bu istihbarata sızan fettoşçuların yakalanması,yargılanması yetmez!
Bunlar açığa çıkarılacak,önce asılacak,arkasından mahkemeleri yapılacak.
Bunlar kafalarına sıkılacak bir kurşunu dahi haketmeyen şerefsizlerdir.
Bir develtin sırlarını tubelere kadar ayağa düşüren onun bunun çocuklarına ne gerek var yargıya.Bulsunlar,assınlar ve intihar süsü versinler!

[tamerr]

Alıntı:

Gülen'in beraat kararına onama GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 8 yıl önce açılan ve Şartla Salıverme Yasası kapsamına sokularak ertelenen davasından beraat etmek için yeniden başvuru yapan, Nur cemaatinin önde gelen isimlerinden Fethullah Gülen'i aklayan kararı onadı. Daire, Yargıtay Başsavcılığı'nın aksi yöndeki görüşüne rağmen, silahsız terör örgütü kurduğu öne sürülen Gülen hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği beraat kararını yerinde buldu. Kararda, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün, "Elimizde örgüt kurduğuna yönelik bilgi yok" görüşü etkili oldu.

YORUMSUZ !!!

[kadir45]

Bunda şaşılacak hiçbir şey yok.Mahkemeler,ellerindeki dava dosyasına göre karar verirler.Bu dosyaları kim oluşturacak?Cumhuriyet savcıları.
Peki onların en büyük kaynağı ne?Emniyet.
Adamların emniyeti ele geçirdiklerini biliyoruz.Üstelik bu yeni de değil.
Eceviti babalarının hayrına mı desteklediler?Kimbilir mahkemenin önüne ne saçma sapan,alakasız bir komedi dava dosyası gitmiştir.MAHKEME NE YAPSIN,YÜKSEK MAHKEME NE YAPSIN?
Adam gibi deliller koymazsan bilerek;elbette dava düşer.
Şimdi bu beraat vicdanları tatmin etti mi?Bu karar fethullahın temiz olduğunu mu gösterir?Hiç alakası yok!Biz yüce divanlarda aklanmış ne rezlaetler biliriz.Bunlar mahkenmelerin suçu değildir.Birileri minareyi çalarken,kılıfını da hazırlamaktadır.İnşallah döner.Ben dönmesini çok isterim.Bir gün nasıl olsa ,doğru dürüst bir dava dosyası hazırlanacak ve bu defa paçayı kurtaramıyacak.Çekirge bir sıçrar ,iki sıçrar.
Erkekse gelsin,öyle abd de falan değil,melanetlerini bu ülkede yapsın.
Keser döner sap döner!

[kadir45]

hürriyet den alıntı:

Alıntı:

Peygamber benzetmesi 8 Mart 2008 BU HABERİN DETAYI Gülen'e dönüş yolu açıldı ’Dünya sahnesinde bir köylü çocuğu’ başlıklı haberinde The Economist Dergisi, Fethullah Gülen için şu ifadeyi kullandı: Kendi ülkesinde şerefle ve biraz da şüpheyle karşılanan ’peygamber’. THE Economist Dergisi, "Dünya sahnesinde bir köylü çocuğu" başlığıyla haber yaptığı Fethullah Gülen için tırnak içinde "peygamber" nitelemesini kullandı. Dergi, "Kendi ülkesinde şerefle ve biraz da şüpheyle karşılanan ’peygamber’" şeklindeki girişle başlayan yazı için, muhabirini Gülen’in memleketi olan Erzurum’un Korucuk köyüne gönderdi.

Buyrun ;bakalım buna ne diyecek fettoşçular?
En sonunda onların ağzından çıkaramadığı baklayı,economist dergisi onların adına çıkarmış.Şimdi artık çok mutlu olmuştur samancılar.
Peşinden koştukları adamın nasıl biri olduğunu dünya alem gördü.
Fettoş,bir meagloman,bir ruh hastası ,bir meczup dan başka bir şey değildir.Yazıklar olsun hala daha bunun peşinden koşan angutlara!

[Vuslatim]

"Gözyasi Geceleri" yada adi herneyse düzenledikleri programin Bolu´da saglam karakterli ve kolay kolay yanilmayacak insanlarin üzerinde nasil etkili olduguna sahitlik etme durumunda kaldik. Hayretler icindeyiz ki; "bizi cok güzel gaza getiriyorlar ama aferin" diyebilen insanlarin bile kafalari karisik. Olmaz artik bu kadari. Görünen o ki; kocaman bir sahada tek baslarina at kosturuyorlar. Dincilik ile dindarligi ayirt edemeyecek kadar acizler, ister saf ama samimi inanmis olsun isterse de hayata bakis acisi olarak cevresinde lider kisilikler olsun cok ama cok kisi bu yolun yolcusu yada namzeti.

Sevindigimiz tek sey; YÜCE TÜRK MILLETI IMANINDAN VAZGECMEZ...

Lakin Milletimiz, Devlet sahipsiz biraktigi icin YALANCILARA, DÜZENBAZLARA OYUNCAK OLUYOR. Bu milletin Imanina yazik oluyor... Devlet, Cumhuriyet´in ilk yillarinda oldugu gibi SADE ISLAMI ÖGRETMELI.
Yalnizca Allah (c.c) rizasi ve kisinin yalnizca Allah´a (c.c.) kullugunun müjdelendigi iki cihan Serveri Hz. Peygamber (SAV) Efendimize, bizlere teblig icin vahyedilen Islami...

[cCc_OzguR_cCc]

Vuslatim demiş ki:

"Gözyasi Geceleri" yada adi herneyse düzenledikleri programin Bolu´da saglam karakterli ve kolay kolay yanilmayacak insanlarin üzerinde nasil etkili olduguna sahitlik etme durumunda kaldik. Hayretler icindeyiz ki; "bizi cok güzel gaza getiriyorlar ama aferin" diyebilen insanlarin bile kafalari karisik. Olmaz artik bu kadari. Görünen o ki; kocaman bir sahada tek baslarina at kosturuyorlar. Dincilik ile dindarligi ayirt edemeyecek kadar acizler, ister saf ama samimi inanmis olsun isterse de hayata bakis acisi olarak cevresinde lider kisilikler olsun cok ama cok kisi bu yolun yolcusu yada namzeti. Sevindigimiz tek sey; YÜCE TÜRK MILLETI IMANINDAN VAZGECMEZ... Lakin Milletimiz, Devlet sahipsiz biraktigi icin YALANCILARA, DÜZENBAZLARA OYUNCAK OLUYOR. Bu milletin Imanina yazik oluyor... Devlet, Cumhuriyet´in ilk yillarinda oldugu gibi SADE ISLAMI ÖGRETMELI. Yalnizca Allah (c.c) rizasi ve kisinin yalnizca Allah´a (c.c.) kullugunun müjdelendigi iki cihan Serveri Hz. Peygamber (SAV) Efendimize, bizlere teblig icin vahyedilen Islami...

Değerli Ülküdaşım, devletin din öğretimindeki payına değinmeniz son derece yerinde olmuş.

Türban tartışması başta olmak üzere, dini konularda-tartışmalarda hep Diyanet İşleri'nin açıklamalarını dört gözle aramışımdır...

Hani Müslümanız, hani doğruları söyleriz ya... Ülkenin bu konuda en yetkin olan kuruluşundan da bekliyoruz aynı dürüstlüğü... Yok mu bir Allah'ın kulu?.. Allah'ın kulu dedimse salt abdest alıp 5 vakit namaz kılmayı Kulluk vazifesini yerine getirmek olarak bilen cinsi değil, Rabbin emirlerine günde 1 saat yerine 24 saat uyan cinsten bir kul arıyorum Diyanette...

Ama bir kul çıkıp da demez ki, "cemaatler fitne ocaklarıdır; tıpkı ruhban okulu dibi" diye... "Cemaate giren Askerimize diş biler, Yargı organlarına açar ağzını yumar gözünü, İslam ahlakı bu değildir" demez bir yetkili. "Cemaat hak olsaydı yığınla cemaat çeşidi ortaya çıkmazdı" mantığını bile dillendiremezler...

"Velev ki siyasi simge olsa ne olacak" diyen hükümet liderine, biri Allah'ın verdiği yüreği ortaya koyarak karşı çıkmaz ki, "kardeşim senin simge olabilir dediğin şey bir inanç esası, hangi kitaba sığar bunu devlet meselesine alet etmek?" desin...

Devletin Sade İslam'ı dillendirmekle, yanlışa doğruyla dur demekle yetkili organları; işte o aradığınız organlara şu an ulaşılamıyor... Lütfen hükümet değiştikten sonra tekrar deneyiniz...

[tamerr]

Alıntı:

Bir skandal ses kaydı daha 09 Mart 2008 Pazar 12:45 Youtube iyice çığırından çıktı! Youtube'a düşen dinleme kayıtlarında bir tane daha eklendi. Bu kez ses bir tümamiralin... Başkent Ankara’yı karıştıran, youtube adlı internet sitesine yüklenen ses kayıtlarının arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Öğretim Komutanı Tümamiral Kadir Sağdıç’a ait olduğu öne sürülen bir kaydın da bulunduğu ortaya çıktı. Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci’ye ait olduğu öne sürülen kayıttan önce siteye yüklendiği anlaşılan kaydın da “ortam dinlemesi” şeklinde elde edildiği anlaşıldı. Söz konusu kayıtta Sağdıç olduğu öne sürülen kişi, askerin gerektiği zaman gerekli reaksiyonları gösterebileceğini söylüyor. Tümamiral'in darbeyi övdüğü ve Osmanlıyı hiçe saydığı söylendiği videodaki ses kaydı bir önceki Tuğgeneral Münir Erten’ın videosundaki gibi yazılarla desteklenmiş. Ve yine ilginçtir ki yazıda çok düzgün bir Türkçe kullanılmış. Bugüne kadar ortaya çıkan dört çarpıcı isme ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarının ortak noktası olarak kayıtların “ortam dinlemesi” ile yapılması gösteriliyor. AMATÖR KAYIT OLABİLİR Uzmanlar, seslerin, amatör olarak nitelendirilebilecek cihazlarla da kaydedilmiş olabileceği yönünde görüş bildiriyor. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Genelkurmay Başkanlığı Elektronik Sistemler (GES) Komutanı Tuğgeneral Münir Erten, Tümamiral Sağdıç ile özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci’ye ait olduğu öne sürülen seslerin beklenmedik kişilerce de kayda alınmış olabileceği ifade ediliyor. Yargı kaynakları, savcılıkların bu konuda, ses kayıtlarının internet sitesine yüklendiği bilgisayarların IP numarasının saptanmasını istemekten başka yapabilecek fazla bir şey olmadığını, IP numarasının internet kafelere bile ait olabileceğini ifade ediyor. Kayıtların, seslerin sahibi olduğu iddia edilen kişilerce sahiplenilmemesi de savcılıkların bu konuda harekete geçmesini güçleştiriyor.

Planlı bir şekilde harekete geçmeye başladılar, herkes gözünü açıp uyanık olsun, Askerimizi yıpratmak için günlerdir hatta aylardır yapılan yıpratma politikası artık zirve yapmaya başlamıştır, bu arada çıkan beraat kararı, milli eğitime çöreklenme ve diğer milli teşkilatlardaki hareketlenme bunun açık göstergesidir, yarınların ne getireceği hiç belli olmaz, her Ülkücünün uyanık olması şarttır !!! Umarım bu kez yanılırım......


Saygılarımla

[tamerr]

Alıntı:

Said Nursi’nin öğrencisi 80 yaşındaki Mustafa Sungur'un elini öpmek isteyenler sıraya girdiler. Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer (sağda gözlüklü) de sıradaydı...büyük halleri için üzerine tıklayın Risale-i Nurculara salon vetosu Mutlu Yuca - Koray Yılmazdemir / DHA BOLU İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Risale-i Nur Enstitüsü’nün ‘Meşrutiyetin 100. Yılında Türkiye’nin Demokrasi Serüveni’ konulu konferansının kendi salonunda yapılmasını son anda iptal etti. Bunun üzerine harem- selamlık konferans Bolu Belediyesi’ne ait nikah salonunda yapılırken, Said Nursi’nin öğrencisi 80 yaşındaki Mustafa Sungur’un elini öpmek isteyenler sıraya girdi. İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer elini tuttuğu Mustafa Sungur’un önünde saygı ile eğildi. Risale-i Nur Enstitüsü, dün akşam Bolu Belediyesi’ne ait eski nikah salonunda ‘Meşrutiyetin 100’ncü Yılında Türkiye’nin Demokrasi Serüveni’ konulu konferans düzenlendi. Bolu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 3 Ocak tarihinde verdiği izinle 21 Mart tarihinde salonu Yeni Asya Gazetesi’ne tahsis etti. Ancak, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 21 Mart tarihinde yapılacak Nevruz kutlamalarını gerekçe göstererek Yeni Asya Gazetesi’nin programını son günde iptal etti. İl Kültür ve Turizm Müdürü Hasan Kaplan ve Vali Yardımcısı Veysel Özgür imzalı iptal yazısı ilgilileri iletildi. Günler öncesinden bilboard ve davetiyelerle programın yapılacağı yeri duyuran Risale-i Nur Enstitüsü programı Bolu Belediyesi’ne ait eski nikah salonuna taşıdı. Salonda harem-selamlık olarak oturularak, erkekler salonun ön kısımlarındaki koltuklarda, kadınlar ise arka sıralarda oturdular. Konferansa Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Öztürk ve Orhan Bozgeyik, Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer, İl Milli Eğitim Müdürü yardımcıları, şube müdürleri ile çok sayıda bürokrat katıldı. Said Nursi’nin öğrencisi olduğu ve Kastamonu’da yaşadığı öğrenilen Mustafa Sungur programda en büyük ilgiyi topladı. En ön sırada koltukta oturan Mustafa Sungur’un önünde sıraya girenler elini öptüler. Sıraya girenler arasında bulunan Başkan Yardımcısı Abdullah Öztürk, İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer ve bazı bürokratlar Mustafa Sungur’un elini tutarak önünde saygı ile eğildiler. Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmet Akgündüz ve yazar İbrahim Kaygusuz, konferans verdi. Konferansa katılan çocuklara salona girişte Kuran ve dini kitaplar dağıtıldı. Risale-i Nur Enstitüsü Bolu Temsilcisi Feyzullah Arslan, konferansın yapılacağı salonda programın iptal edilmesine tepki göstererek, “Konferans için 3 Ocak’ta izin aldık. Onu göre davetiyeler basıldı ve tanıtımlar yapıldı. Toplantının yapılacağı gün başka bir gün program konulduğu için iptal edildiği belirtildi. İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Valilik hakkında davacı olacağız” dedi

Cemaatlerin eğitimde nasıl kadrolaştıklarının bir delili daha, arı projesiyle gündeme oturan büyük dahi milli eğitim müdüründen sonra, cemaat liderinin elini öpmek için bekleyen bir müdür daha, her taraf bunlardan dolu, cemaate dahilmisin tamam senin önün açıktır artık, değilsen istersen en büyük buluşu yap, hiç bir halt yiyemezsin...

saygılarımla