Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - MÜTHIS GÖZALTI
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 7 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
polat_38
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 27, 2006
İletiler: 641

İletiTarih: Çar Oca 23, 2008 8:52 pm    ileti konusu: MÜTHIS GÖZALTI Alıntıyla Cevap Gönder

Savcı, isimleri açıkladı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 33 kişinin gözaltında olduğunu belirtti. Gözaltına alınanların isimleri şöyle: “Veli Küçük, Mehmet Zekeriya Öztürk, Sevgi Erenerol, Güler Kömürcü, Sami Hoştan, Ali Yasak, Mehmet Fikri Karadağ, Hüseyin Gazioğuz, Kahraman Şahin, Oğuz Alparslan Abdülkadir, Raif Görüm, Hüseyin Zorba, Asim Demir, Atilla Aksu, Murat Özkan, Satılmış Balkaş, Mehmet Boğazkaya, Emin Caner Yiğit, Erol Ölmez, Yusuf Görüm, Müzeyyen Şen, Ayşe Ceylan Geçyol, Anatoli Madjar, Muhammet Yüce, Erkut Ersoy, Yaşar Aslanköylü, Tanju Okan, Ahmet Ceylan, Fuat Turgut.”


--------------------------------------------------------------------------------


Kerinçsiz’in bürosu basıldı

Polis, avukat Kemal Kerinçsiz’in Fatih’teki bürosunda öğle saatlerinde arama yaptı. Gözaltına alınan Kerinçsiz ile birlikte ofise gelen ve ofis ile birlikte Kerinçsiz’in yan blokta bulunan dairesinde de inceleme yapan polis, bazı bilgi ve belgeleri bir poşetin içerisine koyarak çıkardı. Polis baskın yaptığı ev ve işyerlerinde ele geçirdiği belgeleri beyaz bez torbalar içerisine koyarak bir minibüsün içine yerleştirdi. Bir minibüs dolusu belge İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Devrim TOSUNOĞLU - Bülent ŞANLI KAN - Mete YILMAZ-Bülent ÇAMCI - Zana YAVUZ / İSTANBUL
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Oca 23, 2008 10:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Kerinçsiz’in bürosu basıldı

Polis, avukat Kemal Kerinçsiz’in Fatih’teki bürosunda öğle saatlerinde arama yaptı. Gözaltına alınan Kerinçsiz ile birlikte ofise gelen ve ofis ile birlikte Kerinçsiz’in yan blokta bulunan dairesinde de inceleme yapan polis, bazı bilgi ve belgeleri bir poşetin içerisine koyarak çıkardı. Polis baskın yaptığı ev ve işyerlerinde ele geçirdiği belgeleri beyaz bez torbalar içerisine koyarak bir minibüsün içine yerleştirdi. Bir minibüs dolusu belge İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü.

Şu haberin şu şekilde verilmesi bile kasıtlı.Avukatı bürosu basılıyor,ele belgeler geçiyor,beyaz çuvallarla da tam bir minübüs dolusu belge emniyete götürülüyor.Allah allah!Ne haber ya!
Vicdansız haberci;bir avukat bürosunda belge dosya olmaz mı?Hiç hayatında bir avukat bürosuna işin düşmedi mi?Orada yüzlerce dava dosyası,mahkeme kararı,evrak bulunur.Şu edepsizliğe ,şu yanlılığa bakın.
Sanki bulunanlar örgütsel döküman.Eğer bu adamlar o örgütlenmeyi yapıyorlarsa,evlerinde ve bürolarında böyle ahmakcasına bombalar,belgeler saklıyorlarsa;siz o adamları derhal serbest bırakın.
Çünkü bunlar vatansever,kurtarıcı falan değil dangalağın tam kendisidir.
Yahu bu kadar akılsızlık olur mu?Böyle şey olur mu?
Yarın o adamlar çıkarsa,aklanırsa böyel bir haber yaptığın için utanıp o haberi yiyecek misin o gazetenle beraber?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
cCc_OzguR_cCc
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Sep 16, 2005
İletiler: 260

İletiTarih: Çar Oca 23, 2008 10:58 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MHP'ye-Ocaklara bu iş nasıl dokundurulacak, merak ediyorum. Bakalım kimlerle kimlerin bağlantısını "kuracaklar"... Hazır milliyetçi tasfiyesi yapıyoruz ya, bu milliyetçilerin alayına bir el atalım bakalım!..
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Per Oca 24, 2008 11:12 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Türkiye yi bir kargaşa,kalkışma,ve vuruşma ortamına sokacak asıl büyük
kışkırtma TURBAN HAREKATIDIR!
Dilerim şu yazacaklarım meydana gelmez,yoksa işte o zaman parçalanır ve yıkılırız.
Anayas mahkemesinin karalarında,turban denilen kılığın laiklik ilkesine aykırı olduğu kabul edilmiştir.Bu karar kolay kolay değişmez.Çünkü defalarca bu konuda karar verilmiş.
İşte o zaman iktidar partisi anayasa mahkemesini millete hedef olarak gösterecektir.Ordumuz kımıldamadığı,bu tartışmaları kesip bitirmediği ve yerine çakılıp seyredip,kendisini internet sitelerinde millete anlatmak durumunda olduğu için,bu işin faturası anayasa mahkemesine çıkacaktır.
Teorem üretmek artık çok kolaydır.Ortada mağdur ve hırslı,kin ve nefret içerisinde öğrenim hakkım elimden alınıyor diyen bir gurup var mı?Var!
Ta 80 öncelerinden bildiğimiz olayları tezgahlayan ajan ve kışkırtıcılar,tertipçiler de var mı?Var.Çünkü bir ülkeyi işgale gitmeden zaten onları yerleştiriyorlar.Danıştayda bu yapıldı mı?Yapıldı!
Allah defalarca kez korusun bu kez saldırı anayasa mahkemesine yapılır da,bir değerli yargıcımız şehit edilirse ne olur?Ya laik kesim,"siz koyun musunuz?Sıra size geliyor?Sustukça bu iş sırası size geliyor"diye kışkırtılırsa ne olur?Ardından tertipçiler camileri bombalamaya başlarsa ne olur?Olmadı mı bu ülkede bunlar?
İşte al sana iç savaş.Ve ondan sonra biri,birilerini çağırır,ve olaya birleşmiş milletler el koyar.Yani açıktan,yasal bir şekilde,demokrasi,insan hakları adına işgal edilirsin ve her şey biter.
O zaman olacakları ordu da önleyemez.Akacak kanın hesabını ne siyasiler ne de komutanlar veremez.
BEN ÇAĞRIMI BİR KEZ DAHA YAPIYORUM.SİYASİ İKTİDAR ANAYASANIN TEMELLERİNİ DİNAMİTLEMEYE BAŞLAMIŞSA,HAREKETE GEÇİLMEK İÇİN BEKLENİLMEZ!DARBE MEŞRU OLMUŞTUR!O YÖNDE BİR DARBE DE ASKERİN BİR LÜTFU DEĞİL;ANAYASANIN EMRİ VE İÇHİZMET KANUNLARININ BİR GEREĞİDİR.YA KONUŞUN BUNLARIN AĞZININ PAYINI VERİP BİR TARAFLARININ ÜZERİNE OTURTUN,ADAM GİBİ İŞİ GÜCÜ BIRAKIP ANAYASA İLE DEĞİL,DEVLETİ İYİ YÖNETMEKLE MEŞGUL OLSUNLAR,YA DA VEKALETTEN AZLEDİN BUNLARI!ÇÜNKÜ BU ÜLKEDE BU SİSTEM,BU CUMHURİYET ARTIK AYAĞA DÜŞTÜ VE KENDİNİ YÖNETMEKTEN ACİZ ADAMLAR,BU DEVLETİN TEMEL YASALARINA SÜREKLİ SALDIRIYORLAR!BUNLARA DEVLETİN KİM OLDUĞUNU BUGÜN GÖSTERMEZ,HATIRLATMAZSANIZ;GÖREVİNİZİ YAPMAMIŞ OLACAKSINIZ!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Pts Oca 28, 2008 4:44 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Ergenekon hocanın bilgisayarından çözüldü
İSTANBUL MİLLİYET

Doç Dr. Ümit Sayın’ın İstanbul üniversitesi rektörü Mesut Parlak'a e-mail yoluyla yaptığı hakaret nedeniyle incelenen bilgisayarında “Ergenekon terör örgütü'' nün şifrelerine rastlandı. Elde edilen bilgiler ise Hablemitoğlu cinayeti kapsamında incelenmek üzere İstanbul Emniyet yetkilileri tarafından Ankara Emniyet müdürlüğü'ne gönderildi. Ergenekon terör örgütünün çözülmesine yardımcı olan bilgisayarda bulunan MSN kayıtları da dikkat çekici.
Taraf gazetesinde yayınlanan, Doç. Dr. Ümit Sayın, Binbaşı Oğan Türkmen ve Üsteğmen Zafer Yener arasındaki görüşmeler şöyle:

Masonlardan zarar gelmez


Tarih: 12.07.2005

Ümit Sayın: L.paşa ile bu hatta görüşebileceğiz. harika bir insan.
Ogan Turkmen: Uygun bir vakitte. L.Paşa ile de tanışabilirim (tabi bir binbaşıyı kabul ederse.).
Ogan Turkmen: Bu arada sizden adres almışlardı. Herhangi bir ses seda var mı o konuda?
Ümit Sayın: Evet o iki kişi hakkındaki iddiaların incelendiği söyleniyor. elektronik postayı almışlar.
Ümit Sayın: Bu arada yarın benim ayarlamamla kalemdar H.T. ile görüşüyor.
Ogan Turkmen: Anladım hocam. Yine de olumsuz bir şey olmaması iyi bir şey.
Ümit Sayın: Oolumsuza çevirebilirler.
Ümit Sayın: O nedenle benim haberim yok diyeceğim.
Ogan Turkmen: Hocam o zaman bari bundan sonra o raporlardan fazla dağıtmayın bence.
Ümit Sayın: Hayır dağıtmıyorum.
Ogan Turkmen: Bu arada genel sekreter n.'nun direkt büyük üstad paşak.'ya bağlı olduğu söyleniyor.
Ümit Sayın: Güzel, masonlardan bize zarar gelmez, siz asıl bu kürtler ve irtica üzerine yoğunlaşın.
Ümit Sayın: O site ve benzerleri psikolojik harp için çok iyi.
Ogan Turkmen: Bence de. Bu arada “psikolojik harekat'' grubuna siz de üyesiniz galiba.
Ümit Sayın: Evet.

301. madden yargılanan gazeteci Hırat Dink’ın beraat ettirileceğini de konuştular

Ogan Turkmen: Tamam hocam ben sizden haber bekliyorum. Bu arada Hırant'ı beraat ettirecekler herhalde. Koşullar konusunda tam anlamıyla hem fikiriz. Bu Levent kim?
Ümit Sayın: Levet Temiz. Eski Ülkü ocakları başkanı. Kızıl elma ve sağ-sol birleşmesinden sonra Bahçeli tarafından aforoz edildi.
Ümit Sayın: Jandarma istihbaratı bendeki özel harp kitapları ile çok ilgilendi.
Ümit Sayın: O kitapları genkura da çekmemiz lazım levent paşaya ileteceğim.
Ogan Turkmen: Onu ben de soracaktım. O Özel harp kitaplarından bir suret alabilir miyiz? Bir de nereden buldunuz?.
Ümit Sayın: Bunlar artık ulunmaz. abdde bile yasak.
Ümit Sayın: Bendekiler ender kopyalardan yeraltından buldum, abdde yeraltında her şey var bombalarla ilgili elerinde bulunan kitabın çoğaltılmasını konuştular.
Ümit Sayın: Tüm bomba ve patlayıcı ve bubi tuzak yöntemleri var.
Ogan Turkmen: O zaman G.kur için bir benim için bir suret ayarlayalım hocam. Tabi o bahsettiğiniz yer altı cd'lerinden de alırsam sevinirim.

Tarih: 16.07.2005

Ümit Sayın: Levent t. tutturmuş özel harbe gireceğim diye...
Ümit Sayın: Birisinin ona bunun hemen hemen imkansız olduğunu anlatması lazım Ogan Turkmen: Tahminim bu vatandaşların yolu sık sık buraya düşüyordur. Gelirse konunun imkansızlığını anlatırım.

Tarih: 21.07.2005

Ümit Sayın: Zafer bu arada perşembe ŞATO ya rapor götürmeyi düşünüyorum.
Ümit Sayın: Perşembe akşamı kadıköyde bir grup toplantısına davetlisin.
Zafer Yener2004: Beni mi tanıyacaklar.
Ümit Sayın: Evet. Tarih: 06.08.2005 .
Ümit Sayın: Zafer'in bağlı olduğu bir ekiple tanıştım.
Ümit Sayın: g.kur bağlantılı bağımsız çalışıyorlar.
Ümit Sayın: Sizle de tanıştıracağım onlar bu işi çözebilirler.
Ümit Sayın: Ayrıca Levet T. grubu da çözebilir.
Ümit Sayın: Ama isterseniz kitapları en temiz bir biçimde alabiliriz.
Ogan Turkmen: kitabı kötülüyor. satmıyor diyor. inanılmaz sahtekar çıktı. Ama piyasada herkes öyleymiş.
Ogan Turkmen: Vardır da elinde o kadar kaldığını zannetmiyorum. Sonra kitap alsam ne yapacağım ki hocam? Zafer'in bağlı olduğu ekip nasıl Gnkur. bağlantılı bağımsız oluyor hocam.
Ümit Sayın: Zafere karşılaştığınızda yüz yüze sorun.
Ümit Sayın: Onlar farklı bir birimmiş. İsmi Çağrı Ö.

Tarih: 20.08.2005

Ümit Sayın: … M. C albay size destek çıkmaya söz verdi.
Ümit Sayın: O kadar önemli ve değerli kişilerin el üstünde tutulması lazım dedi.
Ogan Turkmen: Peki C. Albay bu senede orada devam edecek mi?
Ogan Turkmen: Yalnız o tarafa pek fazla bel bağlamayın hocam. İ. B. pek tekin değil çünkü. Politik davranıyor. Bir anda her şey değişebilir ve herkes kendini başka yerde bulabilir.
Ümit Sayın: İB ye şüphe ile yaklaşıyorlar. tüm H.T. ekibi en az bir yıl daha orda kalıyor.
Ogan Turkmen: İşte o süre bir yıl olmayabilir hocam.
Ümit Sayın: Bence İB bir yıl kalacak ve hiçbir şeye dokunmayacak, HT alt yapıyı kurmuş.
Ogan Turkmen: Ümit ederim dediğiniz gibi olur.
Ümit Sayın: HT haricinde kimse emekli olmuyor.
Ogan Turkmen: Çünkü bizde her an tayin olabiliyor.
Ümit Sayın: Anlıyorum. neyse bence MC benim çizgide.
Ogan Turkmen:Onlar olabilir hocam. Ama bizde baskı altına almak çok kolay oluyor.
Ümit Sayın: Anlıyorum.
Ogan Turkmen:
Tepedeki dur deyince akan sular duruyor ve diğerlerinin rütbe ve makamları yetmiyor.
Ümit Sayın: O nedenle bir iki yılki ilişkiler önemli değil.


Bildiğimiz kadarıyla bu konuda yayın yasağı var ama görünen o ki birileri istediği gibi yasağı çiğneyebiliyor, tuhaf şeyler oluyor yine, bekleyelim görelim, her zamanki gibi.........

Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
-ULKUCU-GARDAS-
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 10, 2004
İletiler: 395
Şehir: İSTANBUL

İletiTarih: Pts Oca 28, 2008 9:13 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bir devlet daha yoktur ki bizim kadar kendi tarihi değerleriyle bu kadar zıt olsun ve kendi kendine kötülük etsin! İnanın bazen bu ülkede olup bitenleri anlama noktasında zorluk çekmiyorum dersem yalan söylemiş olurum. Yani kendi kendime her gün soruyorum bu ülke niçin böyle idare ediliyor? diye. Her an yeni bir haberle sanki başımıza balyoz vurulmuşçasına canımız acıyor. Canımız acıyor çünkü artık, özden kopuş süreci baş döndürücü bir hızla ilerlemekte ve nihai hedefine varmaktadır. Bu süreci durdurabilmek için, bırakın bir çaba göstermeyi, kendi elimizle daha da berbat hale getiriyoruz.
Milletler mazilerindeki parlaklıklarıyla geleceğe güvenle bakabilirler! sözünü, adeta unutmuş bir haldeyiz. Bu durum karşısında eğer vatansever bir anlayış memleketimizde kısa zamanda iktidarı ele alamazsa, korkarım ki, bu gidişat değişmeyecek ve bizler; mutlu ve müreffeh bir Türkiye’yi görebilmek için bir nesli daha yitirmek mecburiyetinde kalacağız.
Gazetelere bir bakın...
Zil takmış oynuyorlar.
'Ergenekon Operasyonu' adı altında derin devlet çökertilmiş imiş...
Ne demek Tarihi operasyon (!!!)
Tarihi operasyon (!!!) adı altında değerlerimize yapılan tarihi bir ayıp meselesidir. ben operasyonda adı geçen şahısları savunma amacını gütmüyorum. Devletin güvenlik güçlerinin çalışmaları ve takipleri neticesinde muhtemel suç unsurları görülmüş ve adı geçen şahısları da sorgulamak üzere bilgilerine başvurulmuş olabilir. Bu çok normal bir durumdur. Ancak burada gözlerden kaçmayan bir husus var. Ne kadar da haber yasağı konulsa, sanki resmi bir takım çevreler, basın aracılığı ile ülke genelinde bir düşünceye ve anlayışa karşı mesaj veriyormuş gibi bir hava estirmektedir. Çünkü operasyonda gözetim altına alınan kişilere baktığımızda Türk kamuoyunun birçoğunu yakından tanıdığı ve gerek geçmişteki sıfatlarıyla, gerekse de bugünkü halleriyle devlete ve millete zararı dokunmamış kişiler olması dikkat çekiyor. En azından yaşarken 301. maddeyle sürekli uğraşıp, Türklüğe hakaretten hüküm giymiş Hrant Dink’ten daha faydalı bir görüşteler. Bununla birlikte operasyona verilen isime bakar mısınız: Ergenekon… Geçtik birilerine mesaj verme hadisesini, geçtik operasyon daha soruşturma aşamasında iken yargılamaya kalkan bedbahtlara olan sinirimizi, Allah aşkına böyle bir terbiyesizliğin yapılmasına nasıl müsaade ediliyor, anlamak mümkün değil. Kızgınlımıza sebep olan söz konusu durum budur! Şimdi burada ‘ne var bunda?’ demeyin. Sen devlet olarak operasyonun adını Ergenekon koyarsan, basının kendini bilmez, edepsiz temsilcileri de; operasyonun adını “ Ergenekon Terör Örgütü “ diye, algılar ve o şekilde halka duyurur. Biraz edep, biraz insaf, biraz da tarihe ve değerlere karşı saygı diyoruz. Bulunamaz mıydı başka bir isim?

Ergenekon demek, Türk demektir. Ergenekon demek, esaretten kurtuluş demektir. Ergenekon demek, yeniden devlet kurabilmektir. Ergenekon demek, Türk’ün şanıdır, inancının ve azminin sonucunda zafere erişinin adıdır… Bu, nasıl kendi tarihine saygı ve bağlılık ifadesi olabilir? Nasıl unutabiliriz tarihimizi ve değerlerimizi baltalayarak yükselemeyeceğimizi? Hem bir taraftan yasa dışı faaliyet gösteren organize suç örgütüne operasyon yapacaksın, diğer taraftan da ‘Ergenekon’ adını vererek, ‘Terör Örgütü’ ile ilişkilendireceksin. Yazık! Gerçekten çok yazık! Acaba kaç milletin evveliyatında; bin bir meşakkatle ve akıl yoluyla, dört yüz yıl dört tarafı sarp ve yüksek dağlarla çevrili vaziyetten kurtuluşu olmuştur. Atalarımızın yeniden dirilişe geçmek adına en büyük miras olarak bıraktıkları Ergenekon’u; zamane Türk gençliğine doğru-dürüst anlatarak övünmelerini sağlamak yerine, -ne olduğu veya olabileceği henüz belli olmayan- sözde suç örgütüne karşı yapılan operasyona isim vererek duyurma yoluna gidiyoruz.

BOP Eş Başkanı akp başı rte’e TBMM grup toplantısı öncesi basın muhabirleri soruyorlar:
— Efendim, operasyonla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Pişkince sırıtarak: “ Devlet çalışıyor” diyor.

Evet, Devlet çalışıyor, çalışmalı da. Ancak operasyonu düzenleyen Türk Devleti olduğundan, operasyona verilecek ismin biraz daha dikkatli bir isim olması gerekiyordu. Ne demek ‘Ergenekon’? Bu nasıl bir anlayıştır. Bu ismi koyanlar biraz olsun vicdanlarının sesini duyamadılar mı? Biraz olsun şanlı Türk tarihine ve değerlerimize saygılı davranamaz mıydılar? Bu ismi koyanları eminim ki, bir gün, kadirşinas milletimiz ve tarihimiz affetmeyecektir!

‘Devlet çalışıyor’ sözünü ayrıca değerlendirmeye alacak olursak, işin içinden çıkamayacağımız aşikârdır. Sen, hükümet olarak önce, azdırdığın terörün kökünü kazımaya çalış. Mehmetçiğin asil kanı oluk oluk aktıktan sonra, milletten gelen tepki neticesinde uzatmalı olarak aldığın sınır ötesi harekât kararı ile yine Mehmetçiğe ağır kış şartlarında vurdurduğun boş dağların ardında saklanan teröristlerin tekrardan saldırı hazırlıklarına karşı önlem almaya bak.

Meclise taşıdığın PKK/DTP itlerine karşı ses çıkarma, ekonomide iyi ve güzel edebiyatı yaparak, hakikatleri gizle, milli güvercinlerimizden Hrant Dink denilen adamın birinci ölüm yılında İstanbul’un göbeğinde polise bıçak çekebilecek ve yaralayabilecek kadar eylem yapan gerçek faşistlerle başa çıkma, senelerin Merkez Bankasını gerekçesi oldukça saçma olmasına rağmen Ankara’dan İstanbul’a taşımaya kalk, yasa dışı sol örgüt olan Dev-Yol’u yaklaşık 30 yıl sonra yeniden canlandırmaya kalkışmış ve üzerinde 8 adet silahla yakalanmış kepazelerin tekrardan kamu hizmetinde çalışmalarına izin ver, sonra da kalk 8 ay önce bir gecekonduda çıkan bombalarla ilgili bilmem kaç kişiyi takip altına al ve müthiş bir operasyonla üzerlerine çöküver. Ne kadar güzel ve basit. Devlet çalışıyor…

Senin ve hükümetinin çalışıp çalışmadığınızı, cesaretli olup olmadığınızı ve istismarcı mı yoksa samimi mi olduğunuzu “Türban” meselesinde göreceğiz. Yıllarca geçim kaynağınız olan başörtüsü konusunda, köşeye sıkıştığınız yerden bakalım nasıl kurtulacaksınız? O vakit bir nebze anlayacağız, kararlarınız nezdinde devletin çalışıp çalışmadığını…

ALLAH(c.c.) emanet olunuz

ALLAH (c.c.) TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
TANRI TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN (ÂMİN)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Sal Oca 29, 2008 11:54 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kent haber com da Altemur kılıç arşivinden alıntıdır:
Alıntı:
Ergenekon" Operasyonu Mu-Çuvallama Operasyonu Mu?
Yazı Boyutu :
Şu sırada- adeta birden bire – görülmemiş bir hız ve tahallükle, “cesur” bir savcı tarafından, “özellikle ve özenle” yürütülmekte olan “Ergenekon” çetesi (!) harekâtı hakkındaki haberler, yayın yasağına rağmen, malûm gazetelerde, ayrıntılarıyla, “manşete” çıkarılıyor!

Bildiğim kadar, bu konuya yayın yasağı konmuştu… Banım de bu konuda tereddütlerim –yazacaklarım var ama ben, bu yasağa saygılıyım! Tahkikata, gölge düşürmek ve insanları yargılanmadan İnfaz etmek hukuken- yanlış ve ahlaken de ayıptır!

Hem o gazeteler, bu haberleri kimler, ince detaylarıyla, neden, her gün sızdırıyor? Eğer ortada bugün kanıtlanmış bir suç varsa, o da, böyle “sızdıranların” ve “sızdırılanları” da, pervasızca ve adeta “dokunulmazlık” altında, yayınlayanların, “sabit olmuş suçudur!”

Ama şimdi ben, gene de hukuki yasaklara ve adaletin selametine, saygımı muhafaza etmekle beraber soruyorum: “şu sırada bu hareket, neden, birdenbire, başlatıldı? Doğrusu, aklıma hemen şu komplo geliyor; En başta, iktidarın Anayasayı değiştirmek konucusunda, gündemi değiştirmek amacı! Sonra da bu sözde çetede emekli Generallerin, askerlerin bulunduğu “iddiasıyla” Orduya gölge düşürmek, saygınlığını hırpalamak ve daha da açıkçası, olası bir müdahalenin, önünü almak!..

Gözaltına alınanlar “darbe ortamı yaratmakla” suçlanıyorlarmış. Bu pek de somut olmayan ve yorumu güç bir ifade… Ortam nasıl yaratılır? Ve şu sırada bu “ortamı” –yaratmaya” da, ne gerek var!

Ve komplo teorileri revaçta olduğuna göre; bazılarının meşhur olmak, iktidara yaranmak istemelerinden başka, acaba bazı yabancı servislerin de parmağı var mı? Ülkeyi karıştırmak için ve Orduyu etkisiz hale getirmek için her şeyi yaparlar!

Dalgıca Konusunda da Orduya kesin olarak- sadece karşı değil- açıkça “düşman” olanlar, gene yasaklar rağmen, oradan buradan sızmış sızdırılmış haberlere halkı Ordudan soğutmak ve daha da vahimi savaşmakta olan askerlerimizin morallerini bozmak işin, aynı operasyonu yürütmediler mi -hala da, yürütmüyorlar mı? Yetkililer. Bu yasaklara rivayet edilmemesini – TSK’nin ve Komutanların töhmet altında bırakılmasına neden engel olamıyorlar? Burada da bir “bilinç” yok mu?

Dün yazmıştım: Galiba, asıl maksat “taşları bağlamak- köpekleri serbest bırakmak!”

ERGENEKON Türkler, milliyetçiler için, kutsaldır! Tavsiye ederim, kimse, “Kurdu" öldürmeden, postunu paylaşmaya kalkmasın! Hem, o kurdun postunu taşımak da kolay değil- herkesin harcı hiç değil!

NOT- Bu komplo harekâtı, Nazif Okumuş gibi bana da, 1943-44’de tanığı olduğum “Turancılık” “cadı avı” hareketini hatırlattı. Ayrıntıları Pazar- günkü

Bu da yine ayni siteden;kolej öğrencisi iken sorgulandığı ve tanık olduğu tabutluk olayı hakkındaki güzel yazı:
Alıntı:
1943-44 Cadı Kazanı-Cadı Avı!
Yazı Boyutu :
Yıl 1944; Robert Kolej son sınıfındayım... Bir gece yatakhaneye bir polis geldi, “Sizi Emniyete kadar götüreceğiz” dedi. O zaman Emniyet Müdürlüğü, Sirkeci’de meşhur Sansaryan Hanı’nda idi... Oraya götürdüler ve Polis Müdürü Ahmet Demir’in huzuruna çıkardılar. Demir, sertliğiyle tanınmış bir polis şefi idi. Beni önüne kattı, en son kata çıkardı. Orada yan yana, ancak bir insanın sığabileceği önü camlı hücreler vardı. Tepelerinde en yüksek vatlı lambalar... Herhalde Almanların Gestapo teknolojisinden yararlanarak yapılan; “tabutluk” denen, “sorgulama araçları”... Demir, bana sert bir sesle: “Benim, baban Kılıç Ali’ye hürmetim ve sevgim var. Bu işlere karışma... Git okuluna. Yoksa seni de bunlara sokarız” dedi. Beni salıverdiler!
Demir Bey, babama da telefon etmiş. Rahmetli bana tatlı sert: “Ben de milliyetçiyim, Turancıyım. Senin de öyle olman beni mutlu eder ama sen önce okulunu bitir” dedi!

Olay 1944’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün ünlü 19 Mayıs nutkundan sonra milliyetçilerin, Turancıların, “toplanmaları” olayı idi. Bu konuşma üzerine bir gecede milliyetçiler derdest edilmişler, önce Emniyette tabutluktan geçirilmiş, sonra Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanmak üzere Tophane’de bir binaya tıkılmışlardı!

Ben o sırada Reha Oğuz Türkkan’ın ve Nurullah Barıman’ın yayınladığı önce Bozkurt dergisine ve kapatılınca da Gökbörü Dergisine Demir Kılıç imzasıyla milliyetçi yazılar yazardım. Dergi idarehanelerinde sık sık, o zaman Yüzbaşı olan merhum Alpaslan Türkeş’le sohbet ederdik. Rahmetli son yıllarında: “Bizim gizli örgüte ne oldu?” diye takılırdı!

27 Mayıs 1960 darbesinin liderlerindendi ama beni Yassıada’dan, o bile kurtaramadı! Bir örgütün üyesi idik!

19 Mayıs 1944’te Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Turancılara ve milliyetçilere karşı şiddetli konuşmasından hemen sonra başlatılan “cadı avı”nda, beni de herhalde Emniyet Birinci Şube memurları takip etmişler ve yazılarıma dayanarak “örgüt üyesi” olduğuma hükmetmişler! İsmet Paşa’nın bu şedit konuşmasının, biri içeride diğeri dışarıda iki “müsait ortamı” vardı. İçeride, solcular ve sağcılar arasında artan, 3 Mayıs’ta Ankara’da kanlı bir arbedeye dönüşen kavgalar... Bu olayda çoğunlukla sağcı, milliyetçi gençleri tutukladılar. 19 Mayıs Bayramı’nı hapishanede geçirdiler.

Dışarıya gelince; Türkiye o yıllarda, savaşa girmemek için ince bir denge politikası takip ediyordu... Açıkçası, Müttefikler kazanırken Türkiye’nin dış politika ibresi o tarafa, Mihver Devletleri kazanırken de o tarafa dönüyordu! O zamanın basını da Sıkıyönetim tarafından kapatılmamak için, bu “ibreye” göre hareket ediyordu.

Alman orduları Rusya’ya saldırınca, Türk Hükümetinin ibresi de o tarafa döndü... Biz Turancılar da Orta Asya ve Kafkasya Türkleri kurtulacak, birleşecek diye umutlandık... Ama şimdi bildiklerimize ve açıklanan belgelere göre meğer Türkler kurtulsa bile Hitler, Türk Birliği’ne müsaade etmeyecekmiş... Ve Kızılordu’da dövüşürken esir düşen Orta Asya Türkleri, “Türkistan”, “Azerbaycan” vb. özel “SS” lejyonlarında boşuna dövüşmüşler... Almanların Rusya seferi hüsrana uğrayınca, o zamana kadar Müteffikleri de gücendirmeden Almanya’ya doğru eğilen Hükümet, siyasetini tamamıyla değiştirdi ve Almanya’ya karşı tavır aldı. Bununla beraber, Rusya’yı memnun etmek için de Turancılara karşı döndü.

Bu sırada solcular da azıtıyorlardı ve hükümetin bir kısmından, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan, Ankara Üniversitesi’ndeki solcu hocalardan destek görüyorlardı. Faris Erkman adlı birinin hazırladığı “En Büyük Tehlike” adlı broşürde, bu tehlikenin “Turancılık” olduğu iddia ediliyordu... Bu broşür TBMM’nin gündemine de girmişti ve zamanın Dışişleri Bakanı şöyle diyordu: “Bizim Türklüğümüz bu vatanın sınırları içine girmiş olan Türklere ait ve münhasırdır”. 19 Mayıs 1944’te İsmet İnönü’nün nutkuyla “Milliyetçilere, Turancılara” karşı açık tutuklamalar ve “Cadı Avı” başladı...

3 Mayıs tarihli gösterilerin ve 19 Mayıs Nutku’nun ardından 50 milliyetçi toplandı... Sansaryan Hanı tabutluklarında işkence gördüler ve sonra da 23’ü, 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılandılar. Ve sonunda da mahkûm edildiler.

Hatıralarını saygıyla andığım bu milliyetçiler; Dr. Yüzbaşı Hasan Ferit Cansever, Dr. Üsteğmen Fethi Tevetoğlu, Piyade Üsteğmen Alparslan Türkeş, Piyade Teğmen Nurullah Barıman, Topçu Asteğmen Zeki Sofuoğlu, Ulaştırma Asteğmen Fazıl Hisarcıklı... Ve cezaevinde tutuklular arasında; Nihâl Atsız, Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sancar, Rasin Tümtürk, Cihat Savaşfer.

İstanbul Tophane Askeri Hapishanesi’nde bulunan asker sanıklar da şunlardı: Zeki Velidi Togan, Orhan Şaik Gökyay, Reha Oğuz Türkkan, Cemal Oğuz Öcal (Hıncal Uluç’un babası) Said Bilgiç...

Almanlar Rusya’ya saldırınca ben de okuldan kaçarak Alman SS’inin Türk lejyonlarına katılmak üzere Edirne’ye gitmiştim. Oradan nasıl gideceğim belli değildi ama bir yolunu bulurum diye düşünmüş olacağım.

DURUŞMALAR

Ben Tophane duruşmalarını bu sefer gazete muhabiri olarak izledim. Turancılık davası, 7 Eylül 1944 günü başladı. Savcı Kâzım Alöç tarafından okundu. Kararın başlangıcında yer alan “vatana ihanetleri sabit olanlar...” ibaresi sanıkları tutuklananları yargılanmadan suçlu ilân ediyordu... Tutukluların duruşmada işkence gördüklerini söylemeleri üzerine savcı Alöç bu ifadelerini mahkeme zabıtlarına geçirtmemiş, itirazları yapanlar ya azarlanmış ya da dışarı atılmıştı.

Savcı Kazım Alöç işkence itirazlarına karşılık; “Biz bunları huzurunuza vatan hainleri, caniler ve katiller olarak getirdik. Bunları Pera Palas Oteli’nde yatıracak değildik. Onlar müstahak oldukları muameleyi görmüşlerdir. Elbette onlara her nevi zulüm yapılmış ve yapılacaktır” diyordu...

Muhakeme sırasında Alparslan Türkeş ile Mahkeme Başkanı arasında cereyan “Türk Birliği” konusundaki tartışma sırasında Türkeş’in geleceğe matuf şu ifade ve tespitleri oldukça dikkate şayandı; “... meselâ, 1917’de olduğu gibi 1965’te veya 1990’da da Rusya’da bir ihtilal zuhur edebilir. O zamana kadar Türkiye harp endüstrisi bakımından da, ilim ve irfan bakımından da ilerlemiş bulunur ve Türkiye’nin de yardımı ile bu birliğe doğru yürünebilir...”

7 Eylül 1944’te başlayan ve 65 oturum devam yargılama sonunda hükümler 29 Mart 1945 tarihleri arasında tefhim edildi “sanık” milliyetçiler, üçü hariç muhtelif hapis ve sürgün cezalarına mahkûm olmuşlardı. Alparslan Türkeş ise 9 ay 10 gün hapse mahkûm edilmişti!

VE BERAATLAR

Bu karar temyiz edildi ve Askeri Yargıtay bu mahkûmiyet kararlarını esastan ve usulden bozdu. Yeniden yargılanan sanıklar bu sefer beraat ettiler. Okunması dört saat süren beraat kararında; “Bu nümayiş, millî bir ideolojinin millî olmayan bir ideolojiye karşı ifadesinden ibarettir” deniliyordu. Bu karara imza atan General Ali Fuat Erden, Tümgeneral Kemal Alkan ve Tümgeneral İsmail Berkok hemen başka yerlere tayin edilmişlerdir.

BİR KOMEDİ

* Tutuklamalardan sonra Birinci Şubedekiler, evrak arasında buldukları “Orhun Kitabeleri”ni gizli şifre sanmış ve bunu söyletmeye çalışmışlardı...

ÖZDEYİŞ

“Politika mümkün olanı yapmak sanatıdır…” Prens Otto Von Bismark
Benim ekim: “Devlet adamlığı da imkânsızı yapmaktır...”

Yayın Tarihi : 27 Ocak 2008 Pazar

Altemur Kılıç a göre bu olay;
TAŞLARI BAĞLAMAK,İTLERİ DE SALMAK;
bana göre de öyle.Benim en dikkatimi çeken taraf;açıkça bir 28 şubat olayının rövanş maçı oynanıyor.28 Şubat daki hatalarını bildikleri için,bu konuda sesleri solukları çıkmayan Çiller ile Erbakan hiç konuşmuyorken;
Ne yazık ki bizim milletvekilimiz,meclis başkan yardımcısı Meral Akşener Başta,bir sürü bilmem kaçıncı adam(ki bugünün akepenin başında olan çok adamı o zaman refah ın bilmemkaçıncı adamlarıydı)trübünlere,demokrasi,meclis üstünlüğü ,car ,curt diyerek oynuyorlar.
O zaman bunlara karşı çıkan Veli Küçük de içeri tıkılıyor.
Anlayan için çok anlam taşıyan bir olay!
28 ŞUBAT IN MUHATABI MHP DEĞİL,REFAH VE DOĞRUYOL PARTİSİDİR,BİR DE ONLARIN BASTONU MUHSİN.ERKAN NE OLUYOR ONU DA ANLAMIŞ DEĞİLİMONUN İÇİN BİZİM 28 ŞUBAT OLAYLARINA,MECLİSDE OLMADIĞIMIZ ZAMANLARDAKİ E MUHTIRALAR TARTIŞMASINA HİÇ GİRMEMEMİZ GEREKİR.KİM BUNLARA NEDEN OLMUŞLARSA,İTLERİ KİM SALMIŞLARSA ONALAR VERSİN HESABINI,BİZE NE?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Oca 30, 2008 4:38 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kenthaber com da Altemur Kılıç ARŞİVİNDEN ALINTIDIR:
Alıntı:
Ergenekon davasının, henüz resmen açıklanmamış “iddianamesinin” gerekçesi: “Darbe ortamı yaratmayı amaçladığını doğruladı. Halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik, silahlı terör örgütü kurmak.”

Bu tahkikata ait haberlere “yayın yasağı” konmuş olmasına rağmen, gazetelerde her gün yeni bir “dehşetengiz” ayrıntılar, manşetlere çıkarılıyor...

Bu haberlere bakılırsa, “Ergenekon Örgütü” neredeyse ABD Başkanı Bush’a da suikast planlıyormuş, Brüksel’deki AB binasını da havaya uçurmayı tasarlıyormuş! Savcının iddianamesi açıklanınca, durum herhalde açığa çıkacak! Ancak, asıl en sonunda, nihai kararı mahkemeler ve Yüksek Mahkeme verecek? Adaletin temeli; bir kişinin ve kişilerin, aksi kesin olarak, sabit olana kadar, masum olduklarıdır. Ne var ki gazeteler dalgalanma için midir? Yoksa bazılarının maksadı, Milliyetçiliği ve dolaylı olarak, emekli bir generalin, emekli subayların üzerinden, TSK’nin saygınlığına zarar vermek için her gün açıkça “yargısız infaz” yapmak mıdır? Özellikle şu bağlamda, asıl Cumhuriyete karşı yürütülmekte olan, gerçek “darbeyi” önleyebilecek son savunma hattı TSK!

“Ergenekon Operasyonunun” bence “şifresi”, asıl maksadı da Orduyu devre dışı bırakmak! Zira daha tahkikat sona ermeden iddianame açığa çıkmadan bu konudaki dehşetengiz iddiaları yayınlamanın maksadı, ne? Bu haberler, niçin ve kimin tarafından böyle tefrika halinde sızdırılmakta ve “cesur savcı” bu yasağın “uygulanmasına” neden suskun ve hareketsiz kalıyor, tahkikatın selametine gölge düşürüyor ve kamuoyunun şartlandırılmasına ve kafaların karışmasına imkân veriyor!


DERİN ŞİFRE

Ben naçizane bu harekâtın asıl “derin” şifresini çözdüm, “anahtarını” da buldum. Murat Belge, 2. Cumhuriyetçiler, Altan biraderler, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, tabii Mehmet Ali Birand ve Amerika’da iken ABD Hükümetinin sözcüsü gibi yazan, CIA ve Amerikan “sözcüleriyle haşır neşir olan” Yasemin Çongar’ın yazdıklarından!

Operasyon için, şu sırada birden bire düğmeye basan iktidarın, maksadı belli; gündemi değiştirmek. Diğer sorunları; Anayasa değişikliğini, Güney Doğu-PKK sorununu, türbanı ve ekonomik sorunları arka plana itmek, Ordunun olası bir muhtırasını önlemek! Ve bu vesileyle “AB yolunu” açmak, Kürt Davasını barışçı yollardan çözmek... Öyle, ya “Ergenekon Canavarı” ortadan kaldırılırsa, Türkiye’nin, Türk Milletinin “mikroplara” karşı “bağışıklığı” da, ortadan kalkar...


VE YILDIZLARIN ÇİZGİLERİN ÖTESİNDEN

Ayrıntıları Yasemin Çongar açıklıyor: Ergenekon’a “darbe” vurmakla, küresel gidişat ve bu gidişatla, uyumlu toplumsal değişim buna ayak uyduramayan devleti de zorlayarak değiştirecek. Bu açılımlara gebe iken, Hükümet, buna karşı direnenlere “darbecilere” karşı böyle bir operasyon düzenleyebiliyorsa, bunda 27 Temmuz zaferinin etkisi büyükmüş... Ama AB ve ABD’nin, icazet ve baskıları da unutulmamalıymış! Ne var ki, Yasemin Hanım’a göre, “dirençler” varmış… Mesela Kıbrıs’ta çözüme, türban yasağına karşı, TCK’nın 301. maddesinin kaldırılmasına karşı... PKK’yı silahsızlandırılıp, “barışçı çözüme” karşı, çatışmanın devamından yararlanan ve silaha sarılanların “dirençleri” ! Operasyon, Ergenekon örgütlenmesinin, dışarıdaki sivillerin tasfiyesiyle, sınırlı kalmaz ve devletin içine uzanan bütün kolları da ortaya çıkarılır ve tasfiye edilirse, gerçek bir arınma, arıtma olurmuş!

Ve sıkı durun: Ergenekon operasyonu, bu sırada küresel ve toplumsal değişime ve değişimin zorladığı “demokratikleşmeye” karşı “direnç” mekanizmalarının, en önemlisine yöneldiği için, “Gerçek bir devrim” “Milliyetçi” direniş, bu vesileyle kalkarsa 2. Cumhuriyet! Yasemin “Bakarsınız” diyor, “Bu vesileyle toplumla dünya ile barışık, demokrasiden korkmayan, bir devletimiz olur, bir gün.”

Ve nihayet Yasemin Hanımın “incilerinin” -şifresinin- bam teli; Ergenekon’a “karşı darbe” sayesinde, devlette ve yeni ortamda, Patrikhane ve Ruhban Okulu sorunu da kalmayacak! Şimdi Eyüp Kaymakamına sorumlu Ortodoks Patrikhanesi, Ekümenik bir Vatikan, Türkiye içinde özgür bir devlet olacak! Bu konu ayrı bir yazı konusu. Ama görüyor musunuz, Türkiye bu “özerkliklerle” nasıl bölünecek, küçülecek!

Tabii müsaade edersek!

Bu şifreyi Yasemin Hanımın eline kim verdi? Belli olmuyor mu?


bu da vatan gazetesinden bugünün alıntısı:
Alıntı:
Ergenekon'un MSN mickleri deşifre edildi

Taraf gazetesi, Ergenekon soruşturmasında yer alan MSN konuşmalarında adı geçen rumuzlu kişileri açık kimliklerini açıkladı.

TARAF
--------------------------------------------------------------------------------


Ergenekon operasyonunda önemli delillerden biri olarak kabul edildiği öne sürülen doç Dr. Ümit Sayın'a ait MSN kayıtlarını dün yayınlayan Taraf gazetesi, bugün de o konuşmada geçen rumuzlu kişilerin açık kimliklerini yazdı.

İşte Taraf'ın haberine göre o yazışmada geçen rumuzların açık kimlikleri:

Ergenekon'un kilidini açtığı iddia edilen Doç. Dr. Ümit Sayın`ın bilgisayarındaki bilgiler ve MSN konuşmalarının bir bölümü daha önce Önder Aytaç tarafından 2005'te "Suç ve Ceza" adlı Internet sitesinde yayımlanmıştı.

Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz de 3 Mayıs 2007 tarlhindeki köşesinde bir dostunun kendisine elektronik posta yollayarak "www.kirlitezgah.com" a bakmasını söylediğini yazdı. Söz konusu sitede, Ümit Sayın'a ait "Özgeçmiş, masonik faaliyetler, ahlak tahribatı faaliyetleri, provokasyon faaliyetleri, devlete sızma faaliyetleri, mason listeleri ve kayıtlı bazı fotoğraflar" başlıkları altında bilgiler bulunuyor.
Devlete sızma faaliyetleri başlığı altındaki dosyadabulunan 13 belgede ise çeşitli kişilerle yapılmış MSN görüşmeleri ve askeri istihbarat için hazırlanmış raporlar bulunuyor.

MSN konuşmalarında rumuz olarak ya da ön adıyla geçen söz konusu kişilerin 2005`teki görevleri ile bugün hangi görevde bulunduklarmı Taraf araştırdı.

L.PAŞA: 2005'te Birinci Ordu Harekat Daire Başkanı olarak görev yapan Tuğgeneral Levent Ertürk. Yüksek Askeri Şura kararı ile 30Ağustos 2007'den geçerli olmak üzere görev süresi bir yıl uzatıldı.

H.T: 2005'te 1. Ordu komutanı olan Orgeneral Hurşit Tolon aynı yılın ağustos ayında emekli oldu.

M.Calbay: Birinci Ordu İstihbarat Daire Başkanı Kurmay Albay Mustafa Canatan. 2006 yılında Tuğgeneralliğe yükseldi. Şu an 1. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı görevini sürdürüyor.

İ.B: 2005 ağustosunda 1. Ordu Komutanlığı'na atanan İlker Başbuğ halen Kara Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapıyor.

Ogan Türkmen: 2005'te İstanbul'da 1. Ordu'da Askeri İstihbarat'ta görevli Binbaşı.

Zafer- Zafer Yener: 2005'te lstanbul 1.Ordu'da Askeri İstihbarat'ta görevli Üsteğmen Zafer Yener.

T.Yüzbaşı: 2005'te Birinci Ordu'da istihbarat Başkanlığı'nda görevli Tevfik Yüzbaşı.

Yarbay M: 2005'te Özel Kuvvetler'de İstihbarat görevlisi Yarbay Mehmet Sönmez.

Levent Temiz: Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı. Hrant Dink ve AGOS gazetesine yönelik 'tehdit' içerikli eylemler nedeniyle hakkında suç duyurusu yapıldı.

Kızılelma koalisyonunun ilk birlikteliği olan 2 Şubat 2003'te 'Denktaş'la omuz omuza', 30 Ağustos'ta "Ya istiklal ya ölüm' mitinglerinde İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Bora Perinçek ile birlikte "Kuvayi Milliye" adını verdikleri cephede bir araya geldiler. Bu oluşumdan rahatsız olan MHP Genel Başkanı Bahçeli tarafından görevden alındı. Temiz, daha sonra Ulusal Hukukçular Birliği Derneği'ni (UHB) kurdu.

GBT: GBT Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı bir birim. GBT: Genel Bilgi Toplama demek. YAni, Emniyet'te herkesin kaydının bulunduğu bir Genel Bilgi Toplama Büro Amirliği bulunmaktadır. Buradan herkesin suç dosyaları, kayıtları, vukuatları ve daha birçok bilgileri anında bulunabilmektedir.



Önce yukarıdaki güzel yazıyı lütfen okuyun ama sonuna kadar.Arkasından taraf denilen paçavraya dayanılarak vatan gazetesinde verilen haberi.
İçinde kimler yok.Kara kuvvetleri komutanımız dahil,halen bir sürü görevde bulunan komutan.Bu arada ülküocakları eski İstanbul reisi Levent Temiz de işe karıştırılmış.
YAHU BU EDEPSİZLİK BU NE CÜRET?BU NASIL ORDUYA SALDIRMA?BU ORDUYU NASIL ÇETECİLİKLE SUÇLAMA?
HANİ YAYIN YASAĞI VAR?BU PAÇAVRALAR BU BİLGİYİ NASIL ALIYOR?KİM SIZDIRIYOR?DAHA İDDİANAME BİLE ORTADA YOK NEDİR BU YARGISIZ İNFAZ?
Bunların tek bir nedeni olduğu apaçık.Anayasayı deleceklerken,orduyu müdahil olmaktan çıkartmaya çalışıyorlar.Ki amaçlarına zorlanmadan ulaşssınlar.
Ulan isterse orduyu da susturun!Sizin karşınızda susarsam şerefsizim.
Sizinle,bu Cumhuriyeti yıkmaya kalkışanlarla kanımın son damlasına kadar çarpışmazsam,bu vatanın bana verdikleri haram,zehir zıkkım olsun.
Hadi bekliyorum.Şu örtülü 2.Cumhuriyeti artık bir an önce ilan edin de;bu vatanın sahipleri neler yapıyor görün!DALLAMALAR SİZİ!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
BasbugAtilla
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 02, 2006
İletiler: 447
Şehir: İstanbul

İletiTarih: Çar Oca 30, 2008 11:48 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu ülkede Kemal Kerinçsiz gibi avukatların büroları basılıyorsa ve bunun yanında bebek katillerinin avukatı meclise giriyorsa.Bu ülkenin hukuk sitemi çökmüş demektir.Ben de bir hukuk fakültesi öğrencisi olarak sonuna kada Kemal ağabeyin izinden gidicem...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cum Şub 01, 2008 11:52 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
ERGENEKON MHP'yi kızdırdı
01 Şubat 2008 Cuma 11:53
MHP, derin devlet operasyınuna ve örgüte Ergenekon ismi verilmesine kızdı.
Parti kurmayları Türkler için önemli bir destanın, terör örgütüyle anılmasını istemiyor. Örgütün adı olmamasına karşın operasyona bu ad verildiyse sert tepki verilecek..

Parti kurmayları, Türkler için "yeniden varoluş" anlamına gelen bir destanın, terör örgütüyle anılmasını istemiyorlar. Ergenekon Destanı, Türk kültürünün en eski edebiyat ürünlerinden biri, milliyetçi duyguların yaratılması amacıyla da bir yüzyıla yakın zamandır okutuluyor. Yok edilmek istenen Türklerin çok az kalan nüfusunun kurtları izleyerek dağların arasında bir yer bulması ve daha sonra sayıları çoğalınca yine kurdun gösterdiği yoldan, dağları eriterek çıkmasını anlatan destan, her yıl nevruzda da bizzat örs üzerinde demir dövülerek anılıyor. Destan, milliyetçi camiada ezbere biliniyor. Ergenekon Destanı'nı anlatan resimler TBMM'de MHP grubunun odalarında da duvarları süslüyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ekici, konunun partilerinde rahatsızlık yarattığını belirterek, "İddia edilen örgüt, eğer Ergenekon ismini kullanıyorsa bu yanlıştır. Ancak operasyona kasıtlı olarak Ergenekon denildiyse bu hususun üzerinde çok düşünülmeli" dedi. Konuyu dikkatle takip ettiklerini belirten Ekici şunları söyledi: "Örgütün adı bu değilse de operasyona bu ad verildiyse tepkimiz çok sert olacak. Böyle bize göre kutsal olan, kavramlar daha dikkatli kullanılmalı."



ANLAMIYORUM ANLAMIYORUM ANLAYAMIYORUM !!! BEN BUNU OPERASYON BAŞLADIĞINDA DÜŞÜNDÜM AMA GELİN GÖRÜN Kİ PARTİ BUNU DAHA YENİ GÖRÜYOR !!!

OPERASYONUN İSMİ ERGENEKON !!!

BELLEKLERE KAZIDILAR, ŞİMDİ YENİ YENİ AKLI YETEN ÇOCUKLARA SORDUĞUMUZDA ;
ERGENEKON NE ÇOCUĞUM???
BİR OPERASYON ADI, HERHALDE ÖRGÜT GİBİ BİRŞEY,
ÇIKIP SÖYLEYECEKSİN YOK ÇOCUĞUM ERGENEKON BİR DESTANDIR, BİR DOĞUŞTUR, BİR EFSANEDİR,

NASIL ANLATACAKSIN ??? NASIL SÖYLEYECEKSİN???

BİR KERE HAFIZALARA KAZIDILAR......... ÇOKTA BAŞARILI OLDULAR.....

SAYGILARIMLA
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cum Şub 22, 2008 10:54 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ergenekon Destanı

Moğol ilinde Oğuz Han soyundan il Han'ın hükümdarlığı sırasında Tatarların hükümdarı Sevinç Han Moğol ülkesine savaş açtı. ilhan'ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak yendi. ilhanın ülkesindeki herkesi öldürdüler. Yalnız il Han'ınn küçük oğlu Kıyan ve eşi ile yeğeni Nüküz ile eşi kaçıp kurtulmayı başardılar. Düşmanın, onları bulamayacağı bir yere gitmeğe karar verdiler. Yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izleyerek yüksek bir dağıda dar bir geçite vardılar. Bu geçitten geçerek içinde akar sular,pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyva ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Tanrıya şükrettiler ve burada kalmağa karar verdiler. Dağın doruğu olan bu yere dağ kemeri anlamında "Ergene" kelimesiyle "dik" anlamındaki "Kon" kelimesini birleştirerek "Ergenekon" adını verdiler. Kıyan ve Nüküz'ün oğulları çoğaldı. Dört yüz yıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldılar ki Ergenekon'a sığamadılar. Atalarının buraya geldiği geçitin yeri unutulmuştu. Ergenekon'un çevresindeki dağlarda geçit aradılar.



Bir demirci, dağın demir kısmı eritirlerse yol açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. İlhan’ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski yurtlarına döndüler, atalarının intikamını aldılar.



Egenekondan çıktıkları gün olan 21 martta her yıl bayram yaptılar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırırlar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyarak döğerler. Bugün hem yeniden özgür hem de bahar bayramı olarak hala kutlanmaktadır.



Uygur Destanları Uygurlara âit Türeyiş ve Göç isimli iki destan parçası tesbit edilmiştir. Türeyiş parçası Çin kaynaklarından Göç ise hem Çin hem İran kaynaklarında bulunmaktadır.



İŞTE ERGENEKON DESTANI BUDUR, BU İSMİ LEKELEMEYE KİMSENİN HAKKI YOKTUR.....

Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cum Mar 21, 2008 10:42 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Birisi geçenlerde 2 hafta içerisinde müthiş olaylar olacak demişti.Sanıyorum bir akepeli veya akepe yandaşıydı.
Haber verdiği büyük olay gerçekleşti.
İLHAN SELÇUK,DOĞU PERİNÇEK VE ESKİ İÜ REKTÖRÜ KEMAL ALEMDAROĞLU gözaltına alındı.
İlhan Selçuğn bir köşe yazısı yüzünden tutuklandığı söyleniyor.Bu yazıyı okudum.http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8509984.asp?gid=229&sz=42305 adresinde işaret edilen yazıda;ben zerre kadar bir suç unsuru bulamadım.Doğu Perinçek in ve Kemal Alemdaroğlu nun niçin tutuklandığı belli değil ama görünen o ki;rte şu anda çetecilik ile ilgili açıklamalarda bulunduğuna göre,3 tutklamanın da gerekçesi sanırım ERGENEKON!Hakkında kapatma davası açılan akepe,savunmasını hazırlayacağına ,saldırıya geçmiş,kendisine muhalefet eden basın,yayın ve bilim adamlarını tutuklamaya başlamıştır.rte şimdi milletin önünde bunun açıklamasını yapmaya çalışıyor,ve her zamanki gibi olayı saptırıp,krizden nemalanmayı hedefliyor.
Bir kaç ay önce bu forumlarda bu gidişat dinci dikta sistemine bir gidiştir diye yazmıştım.Bu olaylarla ne yazık ki bizi haklı çıkardılar.

Hele Kemal Alemdaraoğlu belli ki,kasten seçilmiş bir isim.Yarın sıra diğer üniversite öğretim üyelerine de gelecek.
Bu ülkede kim akepenin yaptığı yanlışlara karşı çıkıyorsa ERGENEKON CU OLDU!
O YÜCE İSİM,TÜRKLÜĞÜN O SİMGESİ,BÖYLE AŞAĞILIK ADİ,SAÇMA SAPAN VE BELLİ Kİ BİR YALAN OLAN ÇETECİLİK İŞİNE BULAŞTIRILDI SONUNDA!
Akepe; gözü dönmüş,bir boğa gibi,önüne çıkan engele saldırmakta,muhalefeti susturmaya çalışmaktadır.Bu operasyonla,yargıya,üniversitelere,muhalefete,kendisi gibi düşünmeyen %53 e aklı sıra göz dağı vermeye kalkışıyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar,kendilerini bekleyen sondan kurtulmaları mümkün değildir!Biz bunları çok gördük,çok yaşadık.Bu tür hareketlerle sonuç almaları ve kafalarındaki şeytanlıkları hayata geçirmeleri mümkün değildir.Akepe bu tutumu ile ülkeyi bir kaosa süskleyip,adeta darbeye zemin hazırlamaya kalkışıyor.Çünkü,defolup kaçıp gitmeleri için başka bir çareleri yok.Ekonomi bitti,yapabilecekleri hiçbir şey yok;büsbütün iflas etmiş durumdayız.Bunları iktidar yapan dış güçler,sabırsızlık içerisinde,
yapılmasını istedikleri şeyler için bunları sürekli sıkıştırıyorlar.
9 avcının hedef alıp,ateş ettiği şaşkın ördek durumuna düştüler ve ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Muhalefet,sanki bu oyunu bilmiyormuş gibi;hala daha trübünlere oynayarak akılları sıra,bu gidişattan oy çıkarmak peşinde.
Bu meclis,daha şimdiden yıpranmış rezil olmuştur.
Bu meclisin seçilmiş olduğu iddiası büsbütün gülünçtür.
Bu meclis atanmış bir meclistir.Milletvekillerini tek tek liderler belirlemiştir.
Dolayısıyla bir demokrasi zaten söz konusu değil.Meclis,bir parmak kaldırma robotu olmuştur.Ağızlarından demokrasi lafı düşürmeyenlerin,siyasetin ve siyasetçinin üzerine toz kondurmayanların şu haline bir bakın.İbretle bakın!
Ortada kritik bir dava var iken,sözde demokrasi adına,siyasetçi cuntası inşa edilmeye ve paketler çıkarılmaya çalışılıyor.
İktidarın beceremediği ,her takıldığı engelde paket çıkarıyorlar.
Oysa dokunulmazlık zırhları hala daha duruyor!Bundan söz eden tek parti bile yok!Meclisin nerdeyse 1/4 ü kanun kaçağı,suçlu!
Dokunulmazlıkları kalktıkları anda yüce divanda hesap vereceği kesin,başbakanlar,bakanlar,şunlar bunlar var görevde.
Böyle bir siyaset anlayışı olamaz.Liderler hırsları,aymazlıkları,düşüncesizlikleri ve koltuk ihtirasları ile,zaten sakat olan demokrasini ırzına geçmek için ne gerekiyorsa utanmadan yapıyorlar.Ondan sonra da demokrasi,erdem bilmem neden bahsediyorlar.
Bence artık siyaset askıya alınmalı ve topyekun bir tasfiye yapılmalıdır!
Çünkü sorumsuz davranışlarıyla,alayı da bunu fazlasıyla haketti.
Bu tablodan,görünen adamlardan,ortalıkta dolaşanlardan;bu millet için çalışacak bir iktidarın çıkması umudunu artık kaybettim.
Bu meclis,sorumsuz davranışlarıyla ülkeyi kaosa götürmeye çalışıyor.
Siyaset artık orduya saldırır,yargıya saldırır hale gelmiştir.
Çok yakında yargı üyeleri ve hatta genelkurmay başkanı tutuklanırsa kimse şaşmasın!Bu gidiş oraya doğrudur.
Emniyet mahvolmuş,fettoşçuların yuvası haline gelmiştir.
Eğer ordu erken davranıp da bu duruma el koyup,gerekli tasfiyeleri yapmazsa,nah şuraya bir çizgi!
Yakında bu ordunun tüm subayları İranda olduğu gibi tasfiye edilecek!
Benden söylemesi!Olmaz demeyin,tarihi iyi izleyin!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
kaganos
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 02, 2005
İletiler: 1034
Şehir: TÜRKİYE

İletiTarih: Cum Mar 21, 2008 12:26 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

kadir21 demiş ki:
Birisi geçenlerde 2 hafta içerisinde müthiş olaylar olacak demişti.Sanıyorum bir akepeli veya akepe yandaşıydı.
Haber verdiği büyük olay gerçekleşti.
İLHAN SELÇUK,DOĞU PERİNÇEK VE ESKİ İÜ REKTÖRÜ KEMAL ALEMDAROĞLU gözaltına alındı.
İlhan Selçuğn bir köşe yazısı yüzünden tutuklandığı söyleniyor.Bu yazıyı okudum.http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8509984.asp?gid=229&sz=42305 adresinde işaret edilen yazıda;ben zerre kadar bir suç unsuru bulamadım.Doğu Perinçek in ve Kemal Alemdaroğlu nun niçin tutuklandığı belli değil ama görünen o ki;rte şu anda çetecilik ile ilgili açıklamalarda bulunduğuna göre,3 tutklamanın da gerekçesi sanırım ERGENEKON!Hakkında kapatma davası açılan akepe,savunmasını hazırlayacağına ,saldırıya geçmiş,kendisine muhalefet eden basın,yayın ve bilim adamlarını tutuklamaya başlamıştır.rte şimdi milletin önünde bunun açıklamasını yapmaya çalışıyor,ve her zamanki gibi olayı saptırıp,krizden nemalanmayı hedefliyor.
Bir kaç ay önce bu forumlarda bu gidişat dinci dikta sistemine bir gidiştir diye yazmıştım.Bu olaylarla ne yazık ki bizi haklı çıkardılar.

Hele Kemal Alemdaraoğlu belli ki,kasten seçilmiş bir isim.Yarın sıra diğer üniversite öğretim üyelerine de gelecek.
Bu ülkede kim akepenin yaptığı yanlışlara karşı çıkıyorsa ERGENEKON CU OLDU!
O YÜCE İSİM,TÜRKLÜĞÜN O SİMGESİ,BÖYLE AŞAĞILIK ADİ,SAÇMA SAPAN VE BELLİ Kİ BİR YALAN OLAN ÇETECİLİK İŞİNE BULAŞTIRILDI SONUNDA!
Akepe; gözü dönmüş,bir boğa gibi,önüne çıkan engele saldırmakta,muhalefeti susturmaya çalışmaktadır.Bu operasyonla,yargıya,üniversitelere,muhalefete,kendisi gibi düşünmeyen %53 e aklı sıra göz dağı vermeye kalkışıyorlar.
Ne yaparlarsa yapsınlar,kendilerini bekleyen sondan kurtulmaları mümkün değildir!Biz bunları çok gördük,çok yaşadık.Bu tür hareketlerle sonuç almaları ve kafalarındaki şeytanlıkları hayata geçirmeleri mümkün değildir.Akepe bu tutumu ile ülkeyi bir kaosa süskleyip,adeta darbeye zemin hazırlamaya kalkışıyor.Çünkü,defolup kaçıp gitmeleri için başka bir çareleri yok.Ekonomi bitti,yapabilecekleri hiçbir şey yok;büsbütün iflas etmiş durumdayız.Bunları iktidar yapan dış güçler,sabırsızlık içerisinde,
yapılmasını istedikleri şeyler için bunları sürekli sıkıştırıyorlar.
9 avcının hedef alıp,ateş ettiği şaşkın ördek durumuna düştüler ve ne yapacaklarını bilmiyorlar.
Muhalefet,sanki bu oyunu bilmiyormuş gibi;hala daha trübünlere oynayarak akılları sıra,bu gidişattan oy çıkarmak peşinde.
Bu meclis,daha şimdiden yıpranmış rezil olmuştur.
Bu meclisin seçilmiş olduğu iddiası büsbütün gülünçtür.
Bu meclis atanmış bir meclistir.Milletvekillerini tek tek liderler belirlemiştir.
Dolayısıyla bir demokrasi zaten söz konusu değil.Meclis,bir parmak kaldırma robotu olmuştur.Ağızlarından demokrasi lafı düşürmeyenlerin,siyasetin ve siyasetçinin üzerine toz kondurmayanların şu haline bir bakın.İbretle bakın!
Ortada kritik bir dava var iken,sözde demokrasi adına,siyasetçi cuntası inşa edilmeye ve paketler çıkarılmaya çalışılıyor.
İktidarın beceremediği ,her takıldığı engelde paket çıkarıyorlar.
Oysa dokunulmazlık zırhları hala daha duruyor!Bundan söz eden tek parti bile yok!Meclisin nerdeyse 1/4 ü kanun kaçağı,suçlu!
Dokunulmazlıkları kalktıkları anda yüce divanda hesap vereceği kesin,başbakanlar,bakanlar,şunlar bunlar var görevde.
Böyle bir siyaset anlayışı olamaz.Liderler hırsları,aymazlıkları,düşüncesizlikleri ve koltuk ihtirasları ile,zaten sakat olan demokrasini ırzına geçmek için ne gerekiyorsa utanmadan yapıyorlar.Ondan sonra da demokrasi,erdem bilmem neden bahsediyorlar.
Bence artık siyaset askıya alınmalı ve topyekun bir tasfiye yapılmalıdır!
Çünkü sorumsuz davranışlarıyla,alayı da bunu fazlasıyla haketti.
Bu tablodan,görünen adamlardan,ortalıkta dolaşanlardan;bu millet için çalışacak bir iktidarın çıkması umudunu artık kaybettim.
Bu meclis,sorumsuz davranışlarıyla ülkeyi kaosa götürmeye çalışıyor.
Siyaset artık orduya saldırır,yargıya saldırır hale gelmiştir.
Çok yakında yargı üyeleri ve hatta genelkurmay başkanı tutuklanırsa kimse şaşmasın!Bu gidiş oraya doğrudur.
Emniyet mahvolmuş,fettoşçuların yuvası haline gelmiştir.
Eğer ordu erken davranıp da bu duruma el koyup,gerekli tasfiyeleri yapmazsa,nah şuraya bir çizgi!
Yakında bu ordunun tüm subayları İranda olduğu gibi tasfiye edilecek!
Benden söylemesi!Olmaz demeyin,tarihi iyi izleyin!




Abdüllatif Şener Beyefendi, olacakları önceden gördü..

Bu olayların sorumluluğunu almak istemedi ve ayrıldı..

Bence çok şeyler biliyor.. sanırım 5-10 yıl sonra bütün sırları açıklayacak...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Pts Mar 24, 2008 5:47 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

83 yaşında bir ünlü yazar,gene ünlü bir eski rektör,ve bir parti genel başkanı gözaltına alındı.İddia ne?Ergenekon.
Her şeyi bir tarafa bırakalım,bu operasyonun adını Ergenekon koymak;Türk ün tarihine yapılacak en büyük saygısızlık ve terbiyesizliktir.
Bu olayı ortaya koyanların;Türklük bilincinden ne kadar uzak olduklarını ispat etmişlerdir.Olay tamamen mantıksız bir tertiptir.Önce ükücülerle işe başladılar.Bir şey çıkartamadılar camia ile ilgili,ardından döndüler ulusalcılara.Şu ortaya konulan isimlerin içinde o kadar zıt görüşte adam var ki;bunlar bir araya gelecek,ve bir örgüt kuracaklar.Kurtlar vadisi dizisi
bu işin epeyi yaygarasını yaptı.Maraş,Çorum,1 mayıs,gazete bombalanması,ne kadar tertip varsa hepsini bunların üzerine yıktı.
Hayır!Bu doğru değil!Nevruz dolayısıyla olan hadiseleri görüyoruz.Bu hadiselerin içerisinde binlerce kışkırtıcı ajan var.Bunlar da mı bu çeteden?
Neden kimsenin aklına mossad,cia gelmiyor?Geliyor gelmesine de işlerine gelmiyor.Irak ın istilasının öncesini hatırlayalım.Binlerce cia ve mossad ajanı,hem de Türkiye sınırlarından Irak a sızıp;halkın arasında çalışmadılar mı?Sağır sultan duydu.Abd bir ülkeyi işgal etmeden;direnişi kırmak,halkı birbirine düşürmek için önce o ülkeye casuslarını yollamıyor mu?Bir haham ın saçma sapan iddiaları ile bu insanlar nasıl suçlanıyor?
Bir de yardakçı gazetecinin işareti ile.Bu işleri karıştırırsak,ucu Cumhuriyetin ilk yıllarındaki başta Menemen olmak üzere;kürt sait isyanlarına kadar gider.Ülkeyi karıştıranlar yabancı servislerdir.
Bunlar akıllarını peynir ekmek le mi yediler?Kurtlar vadisinde İskender Büyük diye;ya Veli Küçük ü,ya da Sami Hoştan ı anlatıyorlar.Bildiğim kadarıyla Veli Küçük şeker hastası değil;bu hastalığı olan Sami Hoştan.
Dizide İskender Büyük ün pkk örgüt lider kadrosundan biri ile pazarlık yaptığı utanmadan işlendi.Bu devletin bir emekli paşası;böyle bir alçaklık içerisinde olamaz.Aslında fethullahın yaptıklarını anlatıp,faturayı Veli Küçük e çıkartmaya kalkışıyorlar.Biz de yedik bunu!
Rte ve Abdullah gül ün 28 Şubat dan,Veli Küçük Paşa ile meseleleri var.
O zaman Trabzon bölge komutanı ve albay olan Veli Küçük,sanıyorum tank balans ayarından önce bu milli görüşçülere pezevenkler demişti.
O zaman"Şöyle demediler,böyle demek istediler "diye,bunu yeyip yutanlar;bugün 28 şubat ın hesaplaşmasını iyi yapıyorlar.
Şu anda olay ülkücüler üzerinden ulusalcılara döndü.O zaman soralım bunlara.Bu nasıl bir örgüt ki,hem ulusalcı olacak,hem de dincilere saldırmayacak!Gidip fettoşun ya da Türkiye deki önde gelen adamlarının kafasına sıkmayacak.Danıştay saldırısını yapan adamın niteliği belli.
Kendi görüşünden olan insanlara saldıracak,ne için?Olayı sözde ulusalcıların üzerine yıkıp,askeri darbeye zemin hazırlamak TEZİNİ DOĞRULATMAK için!
Doğu Perinçek in avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamalarda,benim daha önceden tahmin ettiğim gibi,olayları ordu ile ilişkilendirme çabaları ve zorlamaları olduğu görülüyor.Ahmet,Mehmet Altanların ısrarla Şemdinli olayını işaret etmeleri bunun en büyük kanıtıdır.Bu tutuklananlar,onların istediği,esas almak istedikleri adamlar değildir.Bu işin ucunda orduyu yıpratmak ve bu tezgahların ordu içinden bir gurupça yapıldığını söyletmek istiyorlar."NEREYE KADAR GİDİLECEKSE ORAYA KADAR "LAFI BU DEMEKTİR!BU OPERASYONUN PARTİ KAPATMA İLE ÇOK YAKIN ALAKASI VARDIR.
İstedikleri kadar aksini iddia etsinler,ağızlarından kaçırdılar.
Peki gelelim şu meşhur tube de yayınlanan telekulak olaylarına.
Bunları da mı bunlar yaptı?Türk Ordusunun başarısız ilan edilmesi,yıpratılması,pkk ile mücadelede yenik ve acziyete düştüğü iddiaları acaba kimin işine yarar?Ordudan darbe bekleyenlerin mi?Sivilleştirme adı altında devlet sistemini değiştirmek,ve orduyu bunu seyredip,yerine çakılmasını isteyenler mi?
Ayrıca yüksek teknik gerektiren bu dinlemelerin(ben bu konuşmaların düzmece olduğuna inanıyorum)emniyet teşkilatının bilgisi ve parmağı olmadan yapılabilmesi mümkün mü?Eğer mümkünse o zaman yazıklar olsun!Çünkü yabancı servisler,duvarları,evleri,gazeteleri,devlet dairelerini bırakın,genelkurmayı bile dinliyorlar!Böyle bir saçmalık,rezalet olur mu?
DARBE YAPACAKLAR NE İLE?EVLERDE SAKLANAN KÜLÜSTÜR EL BOMBALARI İLE.YAHU BU HATAYI BEN BİLE YAPMAM.Özel harp konusunda eğitimli bir paşa,bu kadar abuk subuk işleri nasıl yapar?
Bu ülkede nasıl darbe yapılacağını bilmez mi?
Bunları konuşmayın diyorlar!Neymiş dava varmış.O zaman önce üç köşe kafa fehmi denilen adam,çenesini bir kapatsın da ondan sonra.
Aylardır ergenekon diye diye,gizli kalması gereken bir sürü bilgiyi bu gazetecilerin ellerine kim verdi?Hani soruşturma gizlidir?
Bu olay bile emniyetin nasıl bir kuşatma altında olduğu,ve bu opersayonunu kimlerce yönetildiğini anlamak için yeterlidir.Fettoşun piçleri,boşuna emniyetin özellikle istihbarat birimine boşuna sızdırılmadı!
Asıl Örgütü görmek istiyorsanız,abd ile uyum içinde çalışan;abd nin bu ülkedeki etkinliğinin artması için kamuoyu yönlendiren;yabancı vakıflardan maaş alan,dolarla yazı yazan tasmalı itlere bakmanızı tavsiye ederim.301 in kaldırılması için ortam oluşturup,bunu ilericilik gibi sunan,kürt meselesine siyasi çözüm isteyen dallamalara bakın.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 7 sayfa)

Sayfa: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1