Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - FETHULLAH'ÇILAR ARTIK TASFİYE EDİLMELİ!
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, 12  Sonraki »  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 9. sayfa (Toplam 12 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Tugrulbeg
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 05, 2008
İletiler: 49
Şehir: Altaylar

İletiTarih: Per Eyl 18, 2008 10:49 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Ben bu davete katilanlara iyi zikkimlanmalar diyorum..


Geçen sene Fethullah gulen, papaz okulu Hartford Seminary'e yaptigi 2.000.000 $ abd dolarinin yanin'da Hillary clinton'a yapilan 250.000 $ devede kulak kalir , Barak obama için daha yüksek miktar $ gerektirir,!(Büyük oynuyor) geri kalan kisminida Abdullah gül ,Babacan,(Bebecan) okyanus ötesi dernek kuran Fener'ci Tayyip'in hisimi akrabasi,dünürleri karsilar..

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=52414&interstitial=true



Yok maddiyat bakimindan darda iseler yunan""Soros""italyan "Berlisconi " arap seyh bozuntusu ''el maktum' babalari imdatlarina hemen yetisir.bunlarda yan çizerlerse vatikandaki papalari benediktüs 16 'in bir emri ile Imf gerekeni yapar.muslugun ucunu gösterir.


http://www.turkishjournal.com/images/popetrpm.JPG


http://www.kenthaber.com/Resimler/2006/11/28/00125677.jpg
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cmt Eyl 27, 2008 7:28 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
İftarın 'onur' konuğu 27 Eylül 2008


Razi CANİKLİGİL / NEW YORK



New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Gül, Gülen cemaatinin kuruluşu Türk Kültür Merkezi’nin Waldof- Astoria Oteli’ndeki iftarında Zimbabve Devlet Başkanı Mugabe ile aynı masada oturdu.

Demokratik yoldan iktidara gelen ancak zamanla eli kanlı bir diktatöre dönüşen Mugabe 1982-1985 yılları arasında binlerce kişinin ölüm emrini verdi.

FETHULLAH Gülen cemaatinin ABD’deki en önemli kuruluşu "Türk Kültür Merkezi"nin (TCC) Waldof- Astoria Oteli’nde bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiği iftar yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yaptığı konuşmada Türkiye ve ABD’nin ortak değerler ve ortak hedefler üzerine kurulu güçlü bir ilişkiye sahip olduğunu söyledi. Ancak Gül’ün ABD Başkanı George W. Bush tarafından "zalim diktatör" olarak tanımlanan Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe ile birlikte iftarda aynı masada oturması tezat oluşturdu.

15 bin dolar istendi

Son üç yıldır BM Genel Kurul haftasına denk gelen iftar yemeklerini organize eden Türk Kültür Merkezi geceye katılan 700 davetliden ücret almadığını açıklarken, iftar yemeği için daha önceden ileri gelen işadamlarına gönderdiği sponsorluk için davetiye paketlerinde 10 kişilik masalar için 10 bin dolar istendiği, hatta protokole yakın masalardan 15 bin dolarlık bir ücret istendiği ortaya çıktı.

Daha önceki iki yemeğe katılıp konuşma yapan ve geçtiğimiz yıl kürsüde Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir araya gelen Hillary Clinton, bu yıl geceye katılmazken, eşi Bill Clinton ile birlikte gece için özel hazırlanmış video mesajlarını gönderdiler. Bill Clinton mesajında, ABD’deki Türk toplumunun kültürel ve eğitim faaliyetlerinin hem ABD’de dünya barışına, güvenliğe ve hoşgörünün yerleşmesine hem de Türkiye-ABD ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunduğunu belirtti.

Dinlerarası diyaloğa övgü

New Jersey Valisi Jon Corzine de konuşma yaptığı gecede, Gülen cemaatinin kurduğu Türk Kültür Merkezi’nin dinlerarası diyaloğun gelişmesine yönelik katkılarını övdü. New York Musevi cemaatinin dini liderlerinden hahambaşı Arthur Schneier konuşmasına, "Selamünaleyküm-Şalom" sözleriyle başlayarak, insanlığın ve dinlerin ortak değerleri paylaştığını, bu kapsamda medeniyetler arasında "çatışma" kavramını kabul etmediklerini belirterek, Türkiye’nin ve İspanya’nın Medeniyetler İttifakı girişimine eşbaşkanlık yapmalarının tesadüf olmadığını söyledi.

İftara Bosna-Hersek Devlet Başkanı Haris Silajdzic, Makedonya Cumhurbaşkanı Branko Crvenkovski, Tacikistan Devlet Başkanı İmamali Rahmanov ve çeşitli ülkelerin dışişleri bakanları da katıldı.

20 BİN SİVİLİ ÖLDÜRTTÜ

BİR zamanlar "Afrikalı demokrat modeli" olarak örnek gösterilen Robert Gabriel Mugabe (84), ülkesinin İngiltere’den bağımsızlık ilan ettiği 1980 yılından beri Zimbabve’nin devlet başkanı. Ancak G8 ülkeleri, "Zimbabve halkının iradesini temsil etmeyen" Mugabe’nin iktidarını tanımadıklarını temmuz ayında açıklamıştı. Ülkesinde hiper enflasyon yaşanan Mugabe’ye Batı ülkeleri ambargo uyguluyor. Demokratik seçimlerle geldiği iktidarını anayasayı değiştirerek sağlamlaştıran ve zamanla bir diktatöre dönüşen Mugabe, 1982-1987 yılları arasında ülkedeki muhalif Ndebele aşiretinden 20 bin sivili, Kuzey Kore’de eğitilmiş 5. Tugay askerlerine öldürttü. Bu etnik temizliğe, "Gukurahundi" (dökülmüş yaprakları süpüren yağmur) adı veriliyor. Mugabe, son anayasa değişikliği 2000 yılında referandumda reddedilince, bu kez ülkedeki beyaz azınlığı suçlamaya başladı. Ülkenin İngiltere sömürgesi olduğu dönemden kalan beyazlara ait çiftlikler, Mugabe’ye bağlı "gaziler" tarafından basıldı. El koyma sırasında şiddet kullanıldı ve mülk sahipleri göçe zorlandı.


Baştan aşağa fiyasko, baştan ayağa, ayağa düşen bir dış politika, baştan ayağa hilkat garibelikleri.....

Diğer husus ise bu mugabe bana pek yabancı gelmedi, aynı kime benziyor dersiniz?


Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Ekm 01, 2008 11:11 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bu öğretim yılı başında ,bu fettoş gurubu;benim evimin tam karşısında ana cadde üzerinde satın aldığı bir büyük arsayı 1 yıl kadar kısa bir zamanda büyük bir okul haline dönüştürdü.İnşaat sırasında üniversiteden akın akın hocalar gelip buralarda incelemeler yaptılar.Üniversite hastanesi başhekimi olacak bir kişi(eğitim ve uzmanlık dalı psikiyatridir ve profesördür;ama aslında kendisi ruhsal tedaviye muhtaç bir dallama ki bu işlere bulaşmış!)da gelenler arasındaydı.
Bu okulun sene başındaki açılışında ben o gün evimden 500 üzerinde araç saydım.Kimler yoktu gelenler arasında,inanılır gibi değil.Emniyet müdürü,vali,yığınla doçent ve profesör,hepsini tek tek tanıyorum.
Yine ramazan ayı içerisinde bir iftar yemeği verildi.Smokinli yüzlerce kişi bu yemeğe katıldı.
Bu okulda yıllık binlerce euro ücretle öğrenci okuyor.Benim bildiğim 5000 euoro gibi bir rakam.Okul alabildiğine öğrenci ile dolu.Bu kadar korkunç paralar ödenip,vatan millet düşmanı ,örümcek kafalı dinci yetiştirmek için çok büyük bir para bu!
Elinin parasıyla rezil olmanın bir başka yolu bu!
Bu örgütlenme artık çok açık bir şekil almıştır.Her tarafa iftira ,çamur atma ile milli güçleri sindirmeye çalışmaktadırlar.Ülkücü hareketin içine ve ocaklara sızmaya çalışmakta,iğrenç emelleri için ülkücü beyinleri iğfal etmeye kalkışmaktadırlar.
Bu gün bu örgüt en az pkk kadar tehlikeli bir bölücü ve yıkıcı örgüt olmuştur.Yüzlerce okumuş,sözde tahsilli koyun;bir sümüklü,çapsız bir sözde liderin(fettoş) etrafında pervane olmuş dönüp durmaktadır.Bunlara koyun da demek hata aslında.Bunlar bir eşeğin çektiği deve katarından başka bir şey değildir.Bu örgütün içerisinde bulunanların etiketlerine inanmayın.Çünkü bu etiketleri onlar bu örgüte borçlular,onun için bu sümüklü herifin peşinde koşuyorlar.Bunu çıkar için yapıyorlar.Bu başhekim dallaması çok değil 9 yıl önce bir kötü arabaya binerken bugün altındaki arabanın değeri en az 150 milyar liradır.
Benim asıl acıdığım,bu dallamalara kanan o zavallı ayak takımı çocuklardır.Bu okullara devlet düşmanı olmak için binlerce euro para ödeyip çocuklarını yollayan o zavallı velilerdir.Eğer bir gün ortalık karışırsa,benim pkk dan da önce ilk hedefim bu adamlardır.Çünkü bunlar içerideki kakalaklardır.
Biz kızıl pkk yı zaten biliyoruz.Tiplerini de,o ilkel aksanlarını da her şeylerini de.Onlar görünen hedeftir.Ama bu fettoşçu kakalaklar,milletin tesbit edemedikleri,bilemedikleri tiplerdir.
Ama bu fettoş takımı iyi bilsin ki,ocaklarımızı bu konuda sürekli uyarıyoruz,çalışıyoruz.Artık bundan böyle kimseyi kandırıp içimizden adam ayartamıyacaklar.
Bu aşağılık ,adi örgüt,yıllarca utanmadan bu otak da bile fettoş reklamı yapmaya kalktı.Ama hepsini tepeledik,tepelemeye de devam edeceğiz.
Benim bunlarla savaşım son nefesime kadar bitmeyecek!!!!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
altaylar
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 09, 2006
İletiler: 262
Şehir: Almanya

İletiTarih: Cmt Ekm 11, 2008 1:30 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Unutmus olanlar icin, hatirlatalim dedik:

Alıntı:
19 Haziran 1999, Cumartesi
________________________________________


Fethullah şoku
Türkiye dün Fethullah Gülen'in ilk kez kamuoyuna sızan iki şok kasetiyle sarsıldı. Gülen kasetteki konuşmalarında, yandaşlarına devlet kadrolarının ele geçirilmesinin önemini anlatıyor; özellikle mülkiye ve adliyedeki kadrolaşmanın genişletilmesi gerektiğini vurguluyor.
TÜRKİYE, dün akşam Fethullah Gülen'in ilk kez kamuoyuna yansıyan şok sözleriyle sarsıldı. ‘Nur Cemaati’nin lideri olarak kabul edilen Fethullah Gülen'in, dün akşam ATV Ana Haber Bülteni'nde yayınlanan ve yandaşlarına devleti ele geçirmeleri öğüdünde bulunduğu iki konuşma kaseti, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü.
Son günlerde Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nın, devleti ele geçirmeye çalıştığı ve cemaatinin ileride laik Cumhuriyet'e karşı bir kalkışmaya hazırladığı iddiasıyla hakkında rapor hazırladığı Nur Cemaati'nin lideri Fethullah Gülen, kasetteki konuşmalarında, yandaşlarına devlet kadrolarını ele geçirmenin önemini anlattı. Konuşmasında, özellikle Mülkiye ve Adliye'deki kadrolaşmanın genişletilmesi gerektiğini kaydeden Gülen, ‘‘Bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir’’ şeklinde konuştu.
Cemaat üyelerine, sivri çıkışlarda bulunmamaları tavsiyesinde bulunan Gülen, aksi takdirde Türkiye'deki hareketlerinin sonunun Cezayir olacağı uyarısında bulundu. Gülen, müritlerine ‘aynı cephede sayılabilecekleri’ DYP ve RP çizgisindeki siyasal örgütlenmelerle ilişki kurulmasını gerektiğini belirtti. Fethullah Gülen, konuşmasında Atatürk'ün silah arkadaşı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önderlerinden İsmet İnönü'yü kast ederek, ‘Şef, Erzurum’da çarşaf giyen kadınları sokak ortasında astı' iddiasında bulundu.
İzmir'de askeri okul öğrencilerinin kendi tarikatına bağlı bir evde basılmasının hemen ardından, ‘sağlık kontrolü’ gerekçesiyle ABD'ye giden ve halen yurtdışında bulunan ‘Nurcular’ın lideri Gülen, dün gece ATV'de yayınlanan kasetlerde şunları söyledi:
İKİ ANA HEDEF: MÜLKİYE VE ADLİYE
Arkadaşlarınızın mevcudiyeti, İslam'ın geleceği adına bu işin garantisidir yani. Bu açıdan Adliye'de, Mülkiye'de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mecburiyetler şeklinde ele alınıp öyle değerlendirilmemelidir. Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir. İstikbale yürümek için, sistemin püf noktalarını keşfedin. Hálá bu sistem devam ediyor. Bu sistem içinde arkadaşlarımız istikbale yürüyeceklerdir. Öyleyse o sistemin püf noktalarını bilmeleri lazım, keşfetmeleri lazım. Aşmaları lazım. Bu da meselenin diğer bir yanıdır.
KAVGA ETMEDEN YOLUNUZA DEVAM EDİN
Kuvvet dengesi olmadığı bir yerde kuvvete başvurmayacaksınız. Teknik-taktik yerinde sizin kalbiniz önemli. Dıştan bizi bazıları korkaklıkla itham edecekler. Fırsat bulup, hep yolunuza devam ediyorsanız, yine orada o esnekliği gösterecek, o eksantriği kullanacak, geriye çekiliyor gibi yapacak, fakat adımlarınızı daha açıp ileriye gideceksiniz. İster Mülkiye'de çalışan arkadaşlarımız olsun, ister Adliye'de çalışan arkadaşlarımız olsun herkes için sözkonusudur bu.
SİVRİLİRSEK SONUMUZ CEZAYİR OLUR
Sivrilmeden, mevcudiyetinizi hissettirmeden çok ilerlere gitme. Mutlaka riayet edilmesi lazım. Müslümanların belli bir noktaya ve kıvama gelecekleri ana kadar bu şekilde hizmete devam etmeleri şarttır. Erken vuruş diyeceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya Cezayir'deki gibi başlarını ezer. Zaiyata meydan verilmemeli. Bu açıdan bizim ister o dairede, ister diğer dairede arkadaşlarımızın korunması çok önemlidir. Cezayir'i, Suriye'yi, Mısır'ı yaşamayalım. Çok dikkatli ve çok tedbirli, temkinli hareket etme mecburiyeti var. Bu hizmetin içinde bulunanlar, bu hizmete göre hizmet vermek isteyenler, her birisi dünyayı idare edebilecek birer diplomat gibi hareket etmeli. Kendi planında meseleleri çözdükten sonra, ülkesinde çözmeye çalışmalı.
KAHRAMANLIK YAPMA HER YERİ ELE GEÇİR
Bazı arkadaşlar birtakım cesaretli ruhları cesaretlendirmek, secaatlendirmek, birtakım ruhları heyecanlandırmak için belki kahramanca tavırlara da ihtiyaç vardır, diye düşünebilirler. Fakat ben kuvvet dengesi olmadığım için şahsen o yol yerine, böyle kendi düşüncemi yayma, kendi düşünce sistemim adına varlığı, her tarafı fethetme, ele geçirme yolunu şahsen tercih ederim. Hususiyetle öyle devlet memuru olarak arkadaşlarımız kahramanlık yapamazlar, fuzuli kahramanlık olur. Gereği yoktur o tür şeylerin. O sahada daha verimli nasıl olacaklarsa dinimiz adına, islami düşüncemiz adına. Ne yapabiliyorlarsa, benve onları yapmalıdırlar.
‘BAŞKA’ KUVVETLERİ AŞARSAK, ŞERRİ AŞARIZ
Başka kuvvetler var bu ülkede. Oysa ki usulünce gidilebilirdi, onların hissiyatları alınabilirdi. Onlara sorularak, onları arkamıza alarak yapabilirdik ve yürürdük orada. Bir şerri aşardık Allah'ın inayetiyle; geriye dönmezdik, falso yaşanmazdı. Bu Adliye içinde aynen söz konusudur. Yani siz hakim değilsiniz. Başka kuvvetler var bu ülkede. Değişik kuvvetleri hesap ederek, böyle dengeli, dikkatli tedbirli, temkinli yürümekte yarar var ki, geriye adım atmayalım yani.
RP VE DYP ÇİZGİSİNE DESTEK
Aynı cephe sayılabilecek, bize sıcak bakabilen bir çerçeve içinde mütalaa edebileceğimiz siyasiler vardır. Refah'tan bugünkü manasıyla DYP'ye kadar uzanan siyasi yelpazedir. Bu insanlarla çatışmadan onlarla aramızdaki farklı müşterekleri ortaya koyarak, o çizgide belli bir münasebet tesisinde yarar var bence. Hatta gerek hukuki sahada gerekse mülki sahada icraatlarını diyalog içinde yürütmelerinde yarar olur.
DURMAYIN, İYİ BİR MARATONCU OLUN
Zıplayacaksın yerinde. duruyor gibi yapmayacaksın. Müslüman durmaz yani. Hep akar, çağlar. Baktın ki koşamıyorsun, yerinde zıplayacaksın. İşler öyle hesap edilmeli ki, en kötü duruma göre, en handikap hale göre hesap edilmeli. Gerçekten adımlarınızı açarak, iyi bir maratoncu gibi koşacaksın. Ve hazırız, gerilimdeyiz, tam bir metafizik gerilim içinde, bir boşluk bulunca yeniden maratona geçeriz. Bazen hasımdan kaçmak bile çok önemli bir manevradır.
İNÖNÜ ÇARŞAFLILARI ASTI İDDİASI
Şef dönemi onlar bir kısım şiirlerin mısralarında var. Bir kısım nesir kitaplarında var, göreceksiniz. Dinlerseniz zulüm dosyalarında var. Başına çarşaf geçirdiğinden dolayı Erzurum'da Cumhuriyet carresinde kadınların asıldığı dönemde, ‘Niye çarşaf giydiniz’ diye demokrasinin rafta, istibdadın milleti kırıp, geçirdiği bir dönemde.
‘MEÇHUL’ IŞIK EVLERİNDE ŞARJ İTİRAFI
Medrese zaviye gibi işleyen ‘şarj evleri’... Bu evler mechul evlerdir. Bu evler sizin bilgidiğiniz gibi evler, minaresi olan, ezan okunduğu zaman herkesin içine gittiği malum evler değildir. Meçhul ev. Kelime karekteristik olarak seçilmiştir. Belirsiz evlerdir. Bunlar belirli olamazlar, çünkü o evlere girip, çıkıp insanlar yakın takiptedir. Elden geldiğince evde kamufle edilmelidirler.
YANLIŞ YAPANIN BAŞINI EZERLER
Benim kimseye bir şey tavsiye edecek durumum yok. İmana ve Kuran'a hizmet düşüncesini evlerimizde gerçekleştirmeyi çalışıyoruz. Sizinde aşına olduğunuz Işık evlerinde, Işık komplekslerinde gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Arkadaşlarımız, tanıma imkanı ve fırsatını buldukları bu hizmeti benimsiyorlar, beğeniyorlarsa kendi dünyalarında da bu sistemi yaşıyabilirler. Yanlış bir şey yapan, kıvama ulaşılmadan özleriyle tam bütünleşmeden gereken mesafe alınmadan bir kısım erken huruç diyebileceğim çıkışlar yaparlarsa, dünya başlarını ezer.
SÖYLEDİKLERİMİ ÇIKINCA UNUTUN
Anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekmeden her adım erken. Kıvama ereceğiniz ana kadar dünyayı sırtınıza alıp, taşıyabilecek güce ulaşacak ana kadar, o kuvveti temsil edeceğiniz şeyler elinizde olacağı ana kadar, Türkiye'deki devlet yapısı ölçüsüne göre bütün anayasal müesseselerdeki kuvveti cephenize çekeceğiz ana kadar her adım erken sayılır. Biliyorumki elinizdeki meyva sularının boş kutularını dışarı çıkarken çöp kutusuna attığınız gibi bu düşünceleri de açık olma yanıyla çöp kutusuna atıp gideceksiniz...
Vaizlikten trilyonların başına
1980'den önce İzmir Kestanepazarı Camii'ndeki vaizlikten, cemaatinin yarattığı trilyonluk sermayenin efendisi haline gelen ve Saidi Nursi'ye dayandırılan Nakşibendi tarikatı olar Nur cemaatinin lideri Fethullah Gülen hakkında bugüne kadar Emniyet İstihbaratı tarafından iki rapor hazırlandı. 12 Eylül 1980'de aranmasına rağmen serbestçe hacca giden Gülen hakkında 1992'de polisin hazırladığı rapor, DYP'nin iktidar ortaklığı döneminde Emniyet Genel Müdürlüğü'ne getirilen Mehmet Ağar tarafından hükümsüz sayılarak işleme konmadı. Geçtiğimiz günlerde Emniyet'te patlak veren telekulak skandalının ardından basına sızan ikinci Gülen raporunda da, cemaatin büyük bir hızla büyüdüğüne dikkat çekilerek, hareketin ikinci bir Şeyh Sait isyanına dönüşebileceği uyarısında bulunuldu. Raporu hazırlayan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, bu raporun sızmasına neden olan telekulak skandalı nedeniyle görevden alındı. Halen ABD'da bulunan Gülen, hakkında hazırlanan ikinci raporun ardından yaptığı açıklamada, iddiaları yalanlayarak, ‘‘40 senelik vaazlarım bandrollü satılıyor. Bir tanesinde Cumhuriyet aleyhtarlığı yaptığıma dair birşey söylesinler o zaman rapordaki herşeyi kabul ederim’’ şeklinde konuşmuştu.

Copyright 1999 Hurriyet
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Sal Ekm 14, 2008 2:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

altaylar Ülküdasim ellerine saglik...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Sal Kas 04, 2008 4:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

<embed src="http://www.youtube.com/v/7Kh6WTlHRBQ&hl=de&fs=1" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed>


Tuncay Özkan´nin Fetosla eskiden yapmis oldugu röportaji ve Fetosun hakkinda ki suclamalarin hepsini inkar ettigi ve iftiralar attigi videoyu sizinle paylasmak istedim.

Herseyi inkar et, yalandan kim ömüs misali! Sahtekar herif!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Kas 12, 2008 9:43 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

vatan dan alıntı:
Alıntı:
Gülen’e sürpriz soruşturma

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen hakkında yeni bir soruşturma başlattı

ABD’den Türkiye’ye dönüş planları yapan Fethullah Gülen hakkında, “örgüt kurmak” suçlamasıyla yaklaşık bir ay önce sürpriz bir soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı. Bir suç ihbarını değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Gülen hakkında yeni bir soruşturma başlattı.

Başsavcı Vekili Hamza Keleş, özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin’i Gülen hakkındaki soruşturmayı yürütmekle görevlendirdi.

Emniyetten yazı

Soruşturmanın, özel yetkili savcılığın görev alanına giren “örgüt kurmak” suçundan yürütüldüğü belirtildi. Savcı Tuğtekin, gazetecilerin konuyla ilgili soruları üzerine, “Biz görevimizi yapıyoruz” demekle yetindi.

Gülen hakkında 2000’de de eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel tarafından “silahsız örgüt kurduğu” iddiasıyla dava açılmıştı. Dava, 2003’te Şartla Salıverme Yasası kapsamına alınarak ertelenmişti. Gülen’in avukatları ise Terörle Mücadele Yasası’nın değiştiğini belirterek, davanın beraatle sonuçlandırılmasını istemişti.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi de Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, “Gülen’in örgüt kurmadığı” yönündeki yazısı doğrultusunda davayı beraatla sonuçlandırmıştı. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, bu kararı oybirliğiyle onamıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı dairenin bu kararına itiraz etmişti. Gülen’in Türkiye’de kurup yurtdışında organize ettiği örgütün, şeriat devleti kurmayı amaçladığını öne sürmüştü. (Türker KARAPINAR / Milliyet)

Duy da inanma.Ekonomik bunalımı bastırmak üzere yeni bir yapay gündem!Sonsuza kadar hapis ile cezalandırılması gereken bu sahtekar adamı;müttefik bir ülkeden alıp getiremiyorsun,yargı önüne çıkaramıyorsun,gıyabında yargılayıp beraat ettiriyorsun;sapına kadar fettoşçu olmuş emniyet in yazısı ile yeniden soruşturma açıyorsun.
Millet ile dalga mı geçiyorsunuz?Bu ya ekonomik bunalımı örtmek için bir oyun,ya da yaklaşan seçimlerde fettoş denilen sarıklı papazın oylarını alabilmek için bir tehdit ve baskı.Nedeni ne olursa olsun,adaleti pis siyasetinize alet edip kullanmayın ve oyalamayın biri.Ülkede apaçık pkk kışkırtması yapılırken,ayaklanma provaları gırla giderken seyrediyorsununuz, sonra da hiç olmayacak işlerin peşinde koşuyorsunuz.
Siyaset ile cemaatlerin bu kadar enseye tokat olduğu bir ülkede;siz fettoşcuk a bir şey yapamazsınız.Kimi kandırıyorsunuz?
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
tamerr
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 416

İletiTarih: Cmt Kas 22, 2008 9:01 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Kuzey Irak'a Türk üniversitesi



Fezalar Eğitim Kurumu'nun Irak'ın kuzeyindeki Erbil kentinde kurduğu Işık Üniversitesi törenle açıldı.

Işık Üniversitesi'nin açılışına bölgesel yönetimin yetkilisi Neçirvan Barzani, Türkiye'nin Musul Başkonsolos Vekili Ahmet Yıldız, Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Genel Müdürü Hüseyin Çalık, AK Parti milletvekilleri Vahit Kirişci, Saadettin Aydın, İbrahim Hasgür, İbrahim Halil Mazıcıoğlu, Abdülhadi Kahya, Burhan Kayatürk ve Türkiye'den diğer bazı davetliler katıldı.

Barzani yaptığı konuşmada, Işık Üniversitesi'nin Türkiye ile olan iyi ilişkilerinin daha da pekişmesine katkı sunacağını belirterek, şunları belirtti:

''Türkiye bizim dostumuzdur. İlişkilerimizde bazen inişler olurdu. Ancak son dönemlerde çok iyi. Işık Üniversitesi bu ilişkilerin daha iyi yürümesi için bir adımdır. Diyalog bütün sorunların çözüm yoludur. Biz Türkiye'den gelip burada yatırım yapanlara büyük destek veriyoruz. Üniversitenin başarılı olması için gerekli tüm katkıyı yapacağız.''

Erbil Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Salih Hoşoğlu ise yaklaşık 14 yıldan bu yana Erbil'de açtıkları kolejlerinin faaliyet gösterdiğini belirterek, ''450 öğrencili üniversitemizde eğitim İngilizce olacak. Buradaki gençlere ilim ve irfan öğreteceğiz'' dedi.

Törende, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın gönderdiği mesaj da okundu. Babacan, mesajında, Türkiye'nin zor bir dönemden geçen Irak'ta birlik beraberliğin pekiştirilmesinden yana olduğunu belirterek, eğitim alanında da komşuları Irak'a destek verdiklerini kaydetti.

Törende ayrıca, Neçirvan Barzani'ye Işık Üniversitesi tarafından plaket verildi.


Bunların diğer yüzü, eğitim dili Türkçe diyen yandaşları, aldatıldıklarının farkına ne zaman varacaklar çok merak ediyorum? Barzanilere plakette çok güzel yakışır, Şehitlerimin veballeri üzerinde olanlara siz plaket verin, aferin size aferin, sizin gittiğiniz yol bakalım en son hangi kayaya çarpacak?

Saygılarımla
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cmt Kas 22, 2008 11:33 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

fettoş gurubu bu haltları yerken;son derece başka tehlikeli işler peşinde koşuyor.Eskiden İstanbul un fethi kutlaması yapan saadetçiler varken,bunlar işi daha da ileriye götürdüler.
Biliyoruz ki;yüz akımız olan İstanbulun fethini bunların kutlamasındaki amaç,19 mayısa karşı bir karşıt kutlamadır.Bu kafalar;19 mayıs ile 29 Mayısı kıyaslamaya kalkışmaktadır.Oysa ikisi de Türk tarihinin çok şerefli
birer sayfasıdır.29 Mayısı kutlarlar ama Malazgirt den ,Miryakefalon dan tık yok.İlla 29 Mayıs.Neden?Anadolu kapılarını açılması ile,Anadolunun evbediyen Türk yurdu haline gelmesine neden olan bu iki tarih daha mı önemsiz?Sen Anadoluya girmeseydin,elinde tutamasaydın İstanbulu alabilirmiydin?Ya 19 Mayıs?Bu önemsiz mi?Amaç zaten yıkılmış olan Osmanlının üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyetini aşağılamak benimsememek!Türk tarihinin kesintisiz bir bütün olduğunu kabul etmemek.İslamiyetden önceki Türk tarihini reddetmek!
İşte bunu son örneğini bugün,şerefli bir komutanı kullanarak fettoşçular yaptı.Hem de nasıl?Medine savunmasısını başarı ile yapan Fahrettin Paşa yı kullanarak!Bugün onun adına bir tören düzenlediler.Ve bu komutanın kemiklerini sızlattılar.Neden Fahrettin Paşa?Çünkü Medineyi savunuyordu.
Peki Çanakkale savunması bundan daha az mı önemlidir?Onlara göre evet!Çünkü dallamanın biri bir kaç yıl önce Irak savunması Çanakkale savunmasından faziletlidir demedi mi?Dilipak denilen o adam!
Vatan olmadan ne din ne de Peygamber olamıyacağını bu akılsızlara bir türlü öğretemedik.
Bizim tarihte savunmalarımız çok ünlüdür.Bunun sayısız örneği vardır.
Çünkü çok kez hep sayı ve donanımca üstün düşmanlarla vuruşmak durumunda kaldık.
Peki neden Plevne yi değil,Gazi Osman Paşayı değil;neden kanije savunması,Tiryaki Hasan Paşa yı değil de;illa ki Fahrettin Paşa yı anmak?
O kadar çok ünlü savunmamız var ki,illa Medine savunması?
Osmanlı olmasaydı ne olacaktı Medine nin hali?Peki sonu ne oldu?
Bugün kutsal yerler arapların elinde de ne oldu?Oraları düşmanın örtülü işgali altında değil mi?

Sen esas vatanını savunamazsan,gücün olmazsa;kutsal yerleri nasıl koruyacaksın?Kendini korumaktan aciz ve manda isen;Medine ye ne hayrın olacak?
Şimdi durup dururken nereden çıktı Fahrettin Paşa?Gazi Osman Paşa nın yaptığı iş kaç tane medine savunması eder?Adamcağızın bir tek marşı kalmış anılarda!Biz her savunmaya bir anma günü yaparsak,başka iş yapamaz hale geliriz.
Bunun amacı gene dini ön plana çıkarmaktır.Bir türlü;milli duygularla dini duyguları bağdaştıramıyorlar,milli duyguları hazmedemiyorlar.
Şehitliğin tanımında;şayet bunların yaptıkları gibi bir ayrım olsaydı;o zaman medine savunması dışındaki kayıplarımız şehit değil mi?
Onların yaptığı iş medine savunmasından küçük mü?
Sen Çanakkaleyi nasıl küçümsersin?Ya Sakarya yı?
Nereden ve neden çıkıyor şimdi Fahrettin Paşa ortaya?
Amaç tektir.Osmanlıyı ihya safsatası.Evet İstiklal savaşı yapılmış kötü olmuş onlar göre.Halifelik gitmiş.DİNİ DEVLET GİTMİŞ.
Yüz kere söyledim.Bütün tarihçiler de söylüyor.
OSMANLI BİR DİN DEVLETİ DEĞİLDİ!BUNU ARTIK KABUL EDİN!
İNSANLARI KULLANMAK VE KAFANIZDAKİ MELUN DÜŞÜNCELERİ HAYATA GEÇİRMEK İÇİN OSMANLIYI KULLANMAK DAN ARTIK VAZGEÇİN!
ABDE,AB YE ,VATİKANA YUKARIDAKİ YAZILARDA BELİRTİLDİĞİ GİBİ
İTLİK YAPIP TASMA TAKIP DA TÜRK BAYRAĞI DALGALANDIRMAK,TÜRKÇEYİ YAYMAK,BİLMEM NEDEN BAHSETMEYİN!
TÜRK DÜŞMANI İTLERLE KOL KOLA GİRİP DE,ONLARA YALAKALIK YAPARAK MİLLİYETÇİLİK YAPILMAZ.YETER ARTIK BU İKİYÜZLÜLÜĞÜNÜZ YÜZ KARALARI!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
altaylar
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Jan 09, 2006
İletiler: 262
Şehir: Almanya

İletiTarih: Pts Kas 24, 2008 7:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Fetosun bastan beri yaninda olan biri anlatiyor!

Alıntı:
'Fethullahçılık İhanet Şebekesi'



Kanaltürk televizyonunda, Merdan Yanardağ'ın sunduğu ''Yolsuzluk ve Yoksulluk'' adlı programa katılan Nurettin Veren, ''Cumhuriyet savcılarının anlatacaklarımı ihbar kabul etmesini istiyorum. Bu davanın tanığı da sanığı da olmaya hazırım'' dedi. Fethullah Gülen 'in 25 yıl boyunca başyaverliği ve kuryeliğini yaptığını belirten Nurettin Veren, ''gizli bir örgüt'' olarak nitelendirdiği ''Fethullahçılar'' ın içyüzünü anlattı. Veren, ''Biz 12 kişi hayır için yola çıktık ancak örgütlenmenin devleti içten ele geçirme planı olduğunu anlayınca aforoz edildim. Gülen beni öldürtmek istedi'' dedi. Nurettin Veren devam ediyor;
''Biz 1970 yılında 12 insan yoksul öğrencilerin okutulması ve hayır işleri için yemin ederek yola çıktık. Yıllar boyunca bu dava uğruna hasır üzerinde oturdum. Küçük hayırlarla büyük finanslar elde ettik. Kaydı olmayan yardımlar Fethullah'a teslim edildi. Büyük ekonomik güce ulaşınca 1993'te harekete geçildi. Bir cami nasıl milletin parasıyla yapıldıysa Zaman gazetesi ve Samanyolu televizyonu da aynen öyle yapıldı. Ancak Zaman gazetesi 20 yıl boyunca banka reklamı almadı. Çünkü Fethullah banka reklamı gibi, kola içmeyi, kot giymeyi de haram kılmıştı. Sonradan Asya Finans'ı kurdum. Gazetesine banka reklamı almayan Gülen daha sonra Bank Asya'yı kurdurdu. Gülen Müslümanlara takıyye yapıyor.''

Nurettin Veren, Fethullahçı örgütlenmenin 7.5 milyar dolarlık ekonomik güce ulaştığını, Türkiye'de dershaneye giden 4 çocuktan üçünün tarikatın eline düştüğüne dikkat çekti. Veren, ailelere, ''Çocuklarınızı terörden kurtarmak isterken Fethullah örgütüne teslim ediyorsunuz. Uyanın, gerçeği görün'' diye uyarıda bulundu.

Gülen'in bütün şirketlerinin adını kendisinin koyduğunu belirten Veren, ''Ama bunun belgesini bulamazsınız. Çünkü hiçbir illegal örgütün belgesi olmaz'' dedi.
Türbanı biz başlattık
Nurettin Veren, Türkiye'de önemli bir sorun haline gelen türbanın Fethullah Gülen'in talimatıyla bir furyaya dönüştürüldüğünü ifade ederken şöyle konuştu: ''Gülen'in talimatıyla birçok arkadaşımız 50 yaşına kadar evlenmedi. 1970'lerde ve 1980'lerde Türkiye'de türban diye bir sorun yoktu. Bunu topluma biz enjekte ettik. Gülen, evli müritlerin eşlerini burunlarından topuklarına kadar kapatmalarını istedi. 'Siz başlatın gerisi gelir' dedi. Kadınlarımız da siyah gözlükler ve eldivenler taktı. Ben de eşimi öyle giydirdim. Toplum kamplara bölündü. Sonra da bu örgütlenme fark edilince cemaate, 'Başı açık kadınlarla evlenin' dedi. Bu yüzden cemaat içindeki başı kapalı kadınlar dul kaldı!''

Gülen'in kendisini insanüstü, ileriyi gören, her şeyi önceden bilen bir canlı olarak tanıttığını belirten Veren, ''Kendisi 1941 doğumlu olmasına karşın Atatürk öldükten sonra, 1938'de doğduğunu söyler ve kurtarıcı olduğunu ima etmeye çalışırdı. Ancak tasavvuf ve gönül adamı, bir Mevlana ve Yunus Emre gibi takdim edilen bir insanın bugün Irak'ta 400 bin Müslümanın ölümüne yol açan Amerika'da ne işi var? Siz hiç 137 dönümlük arazide 8 villa içinde 100 hizmetkârla yaşayan bir Yunus Emre gördünüz mü'' diye sordu.
Beni öldürtmek istedi
Gülen'in gerçek amacının kilit noktalarda kadrolaşarak devleti ele geçirmek olduğunu belirten Veren, bu planı anladıktan sonra ikazlarda bulunduğunu, bu yüzden aforoz edildiğini anlattı. Veren şöyle konuştu: ''1995'te fikren ve kalben koptuk. Hayır için yola çıkmıştık ama örgüt çatısı içinde kullanıldık. Gördük ki çatal bıçak için kurulan bir fabrika, silah fabrikasına dönüşüyor. Devleti içten ele geçirecek bir plan olduğunu sonradan anladık. Tepki koyduk, ikaz edilince dış görevlere gönderildik. ABD'de 30 gün birlikte kaldık. 50 kişinin önünde beni öldürtmeye kalktı. Bu hücum ve cinnet karşısında canımı zor kurtardım. Gülen, 'FBI ve CIA'yı arayın, bu adamı öldürtün' dedi. Sonra Türk devletinin görevlendirdiği polise 'Silahını çek vur bunu' diye bağırdı. İnsanlar itaat etmeyince şömine demiriyle üzerime hücum etti. Sonra New York'ta gece yarısı sokağa atıldım.''
Gülen'in gerçek amacının dünyayı yönetmek olduğunu ve ''hastalık yalanıyla ABD'ye kaçtığını'' belirten Veren, sözlerini ağlayarak ve Atatürk'e övgüler dizerek şöyle tamamladı:
''Gülen, Türkiye'deki örgütlenmesinin 2000 yılında kendini amorti ettiğini söyledi. Yetiştirdiği vali, emniyet müdürü, kaymakam ve komutanlar var. Cumhuriyet gazetesi, 'Tehlikenin farkında mısınız?' diyor. Evet bu örgütlenme bir işgaldir, ihanet şebekesidir. Yargıtay'a yönelik saldırıda birçok insan bir kare fotoğrafta göründü diye zanlı oldu. Elimde yüzlerce fotoğraf ve belge var. Savcıları göreve çağırıyorum. Kimse bir şey yapmıyorsa demek ki Fethullah'ın dokunulmazlığı var.''



Bunlar ne milliyetci olabilir, ne Türkiye yararina birseyler yapar.
yaptiklari sadece göz boyama. Iyi birseyler yapiyormus gibi görünüp
milletin cebinden parasini calmak, bu paraylada yikici bozucu emellerini gerceklestirmektir. Hainlik, sahtekarlik, ückagitcilik, bunlarda.

gercek müslümansan ne isin var Amerikada? görmüyormusun Amerikanin müslüman ülkelerine yaptiklarini? Müslümanlik dinini nasil Dünyaya bir terör diniymis gibi tanittigini?, Milliyetciysen görmüyormusun Amerikanin nasil kütleri kiskirttigini senin ülkeni bölmeye calistigini? Ermeni katliyamini taniyacagim diyen yeni basbakanin yaninda isin ne?
CIA nin neden korumasindasin?
Yoksa seni ABD bir gün halife ilan edip müslümanlari kontrolü altina almayi amacliyorda sende bu oyuna eslikmi ediyorsun?
Yukaridaki sahis örgütün ic yüzünü ve planlarini anlatiyor.


Daha bu fetosun pesinden gidip milletin kurban paralarina göz diken fetosculara yaziklar olsu.

Aldanip sakin bir kurusunuzu kaptirmayin bu serefsizlere!

Kurban kaninin akmasi gerek, kurban Allah adina kesilmesi gerek.
En güvenceli yol ise ya kendin kestireceksin yada güvendigin bir yakinina
kestirip etini fakir fukaraya dagittiracaksin.

Fetosculara verilen paralar hainlik ve ihanet emelleri icin harcaniyor.
Kurbanlarin kesildigi mechul!

UYANIN ARTIK!...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
cCcBilgecCc
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 326

İletiTarih: Pzr Arl 21, 2008 11:18 pm    ileti konusu: ABD vizesi için şok Gülen sorusu! Alıntıyla Cevap Gönder

Amerikan Konsolosluğu'nun akıl almaz vize uygulaması. Gülen'e gitmeyene vize yok!

26 yaşındaki E.A., New York’a turistik amaçlı gitmek için ABD İstanbul Konsolosluğu’na vize başvurusunda bulundu. Vizeyi verecek yetkili kendisine ’Fethullah Gülen’i tanıyor musun? Kendisiyle görüşecek misin?’ sorularını sordu. ’Hayır’ cevabını aldığında ise vize başvurusu reddedildi.

ABD İstanbul Konsolosluğu’na vize için yapılan bir başvuru, ilginç bir durumu ortaya çıkardı. ABD’li yetkili vize için başvuran kişiye ’Fethullah Gülen’i tanıyor musunuz?, ABD’ye gidince görüşecek misiniz’ sorusu yöneltti...

Evet, bu olay bir şirketin bilgi işlem departmanında IT uzmanı olan çalışan 26 yaşındaki E.A.’nın başından geçti. Bir ay önce ABD’ye gitmeye karar veren A., yaşadıklarını “sanki bir şaka gibi” diyerek şöyle anlatıyor:

“Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle uçak fiyatları da otel fiyatları da çok düştü. Yıllardır ABD’ye gitmeyi hayal ediyordum ve bu fırsatı değerlendirmek istedim. Ve 20- 24 Ocak tarihleri arasında New York’a gitme planı yaptım. Önce şirketime başvurdum ve ABD Konsolosluğu’ndan istenen evrakları toparladım. Arabamın ruhsat fotokopisi, çalıştığıma dair belge, kredi kartı bilgilerim, ailemin üzerine evlerin tapusu gibi bir çok belgeyi hazırladım. Daha sonra pin numarası için İş Bankası’na 20 dolar, Fortis Bank’a da 131 dolar vize ücreti yatırdım ve şirketim üzerinden 19 Aralık saat 11:00’e randevu aldım. Randevu saatinden 45 dakika önce de konsoloslukta hazır bulundum. İlk girişte bana iki numara verildi. Ardından pasaport, form ve yatırdığım para makbuzlarını bu numalardan biriyle birlikte benden aldılar. Bana ’Siz oturun biz sizi çağıracağız’ dediler. Ardından beni çağırarak parmak izimi aldılar. Yaklaşık 45 dakikalık bir beklemeden sonra beni vize işlemlerini yapacak görevli çağırdı.”

ABD İstanbul Konsolosluğu’nda ABD’li yetkili ile Türkçe konuştuğunu anlatan A., aralarındaki diyaloğu bütün ayrıntılarıyla şöyle aktardı:

ABD’li yetkili: Ne kadar süredir çalışıyorsunuz?

A.: 3 yıldır çalışıyorum.

ABD’li yetkili: Daha önceden yurtdışına çıktınız mı?

A.: İngiltere ve Almanya’ya gittim.

ABD’li yetkili: Nerede kalacaksın?

A.: Otelde kalacağım. Uçak ve otel bilgilerim dosyamda.

ABD’li yetkili: İngilizce biliyor musunuz?

A.: İdare edebileceğim kadar.

ABD’li yetkili: İngilizce olmadan nereleri gezebilirsin ki?

A.: Otelime yakın olan her yeri gezmeyi planlıyorum.

E.A. bu konuşmanın ardından ABD’li yetkilinin cam üzerine yapıştırılmış not kağıtlarından birini aldığını ve üzerinde Fethullah Gülen yazdığını söyledi. Daha sonra ABD’li yetkilinin bu yazıyı kendisine göseterdiğini belirtti. Aralarında geçen konuşmayı ise şöyle anlattı:

ABD’li yetkili: Bu kişiyi tanıyor musunuz? ABD’ye gittiğinizde bu kişiyle görüşecek misiniz?

A.: İsmen tanıyorum ama kişisel tanışıklığım yok. Ayrıca kendisiyle de görüşmeyeceğim.

ABD’li yetkili: Orta parmağınızı parmak izi makinasına dokundurun. (Dokunduruyor)

ABD’li yetkili: Başvurunuz red edildi.

A.: Neden!!!

ABD’li yetkili: ABD’ye gitmeye müsait değilsiniz.

A.: Neden!!!

ABD’li yetkili: Açıklama yapmıyoruz.

’Muhabbet olsun’ diye...

Bu durumu anlayamayan A., hemen Ankara ABD Başkonsolosluğu’nu aradı. Yetkili bir kişiyle görüştüğünü söyleyen A., yaşadıklarını anlattı: “Beni Konsolos’un asistanına aktardılar. Durumu anlattım, başvurumu sistemde inceledi. Dosyamı incelerken yetkiliye Fethullah Gülen sorusu sorulduğunu söyledim. Bunun üzerine bana ’Sistemde böyle bir soru sorulduğuna dair bilgi yok. Ancak yetkili muhabbet olsun diye sormuştur’ dedi. Daha sonra ise bir açıklama yapmadı ve sadece ’Başvurunuz uygun görülmemiş’ demekle yetindi.”

Altı aydır aynı uygulama var

ABD’nin vize görüşmelerinde Fethullah Gülen sorusunu aylardır sorduğu ve rutin bir uygulama olduğu iddia edildi. İsim vermeden konuşan bir üst düzey turizm acentesi yöneticisi, Fethullah Gülen sorusunun altı aydan beri Amerikan konsolosluğunda vize almaya gelenlere sorulduğunu öne sürdü. İşlerinin etkilenmemesi için ismini gizli tutan a cente yöneticisi, şirketi aracılığıyla Amerika’ya gitmek isteyen İstanbullu bir ailenin başından geçenleri şöyle anlattı:

“Kadının annesinin Green Card’ı vardı ve ABD’de yaşıyor. Ağabeyi de oturum izni ve çalışma izni var ve yıllardır orada ikamet ediyor. Geçen ağustos ayında tatil amaçlı iki çocuklarıyla birlikte gitmek istediler. Kadın çocuklarıyla birlikte daha önceden gidecek. Eşi ise belli bir süre sonra işlerini bitirerek onlara katılacaktı. Ağustos ayı başında Vize almak için İstanbul’daki Amerikan konsolosluğuna başvurdu. Vize görüşmesine Afrika kökenli bir Amerikalı girdi. Görevli, kadına nereye gitmek istediğini ve ne amaçlı gitmek istediğini sordu. Kadın annesinin ve ağabeyinin Washington’da yaşadığını ve onların yanına tatile gitmek istediğini söyledi. Kocasının da işlerini bitirerek daha sonra kendilerine katılacağını ifade etti. Vize görevlisi kadına ”Fethullah Gülen’i görmeye mi gidiyorsunuz“ diye sordu. Neye uğradığını şaşıran kadın ”Hayır biz sadece tatile gidiyoruz“ cevabını verdi. Bu sefer Amerikalı yetkili, ”Kocan Amerika’ya gelince mi Fethullah Gülen’i görmeye gideceksiniz“ diye üstelemiş. Kadın da ”Bakın deminden beri ısrarla bunu soruyorsunuz ama benim Fethullah Gülen’le hiçbir işim olmaz. Kendisini sadece basından tanırım ve hiç bir şekilde onunla bağlantıya girmek veya görüşmek istemem. Bu sorularla sadece benim rahatsız olmama sebep oluyorsunuz“ diye cevap vermiş. Görevlisi de bu sözlerden sonra görüşmeyi sonlandırarak kadına ve ailesinin diğer üyelerine ABD’ye girmeleri için gerekli olan vizeyi onayladı.”
.
Vatan
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt Şub 21, 2009 12:17 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Azdi bunlar azdi. Cesarete bakin yahu. Gerizekali herif bir de akil veriyor.

Bizi kendilerine benzetiyor galiba. Acilim diye diye CIRILCIPLAK kaldiniz. Bu ciplaklikla ancak müstevlilerle ZINA yaparsiniz. Elin herifi nasil da kullaniyor ya sizi. Gerci namusu duvara asanlardan ne bekliyorsak...


TANRI TÜRK´Ü KORUSUN VE YÜCELTSIN

Buyrun haber. Nasil nokta atislari var, nerden vuruyorlar birkez daha görün. Sakirt makirt anlamiyoruz. Bir sakirti koparsa bunun suclusu bu hainler...





MHP'nin Erbil Açılımı Neden Olmasın?






Kendi ellerimiz ile dört bir yanımıza ördüğümüz sipariş duvarları bir türlü yıkamıyoruz.

Bu duvarlar çok uzun zamandır bizi biz yapan bütün değerleri, birliktelikleri, kültür zenginliklerini yabancı ve öteki olarak diğer tarafta tutmaya yarıyor.

Ve halen de başarılı olduğu alanlar maalesef o kadar çok var ki.

Kuşatıldığımız bu duvarların ortasında sıkışan bizimle birlikte geleceğimiz.

Gelecek nesillerimiz.

Şayet bu günlerde ciddi kararlar verip bu duvarları aşmayı denemez isek,hapsolduğumuz duvaların içindeki dünya da, birbirimizi yemeye başlayacağız.

1915 de…

1955 de…

1980 öncesinde…

Ve daha onlarcasında olduğu gibi…

Şimdi, geriye dönüp bakıldığında büyük resimden okunan, yakıcı bir fitne ile aldatıldığımız.

Hem de nasıl aldanma?

Şimdilerde görülen Ergenekon davası neleri anlatmıyor ki anlamak isteyenlere!

Aldatılıp kardeş kardeşe boğaz boğaza geldiğimiz günleri.

Aynı silahla karşıt grupların liderlerinin öldürüldüğü günleri.

Millete mumla ehveni şerrin aratıldığı günleri.

Ben o günleri bire bir idrak içinde yaşayan neslin bir ferdi değilim.

Hatırladığım şeyler.

Siyah beyaz TV ekranlarından izlediğim ve artık dünya böyle bir yer diye kanaatlerimin oluşmaya başladığı çatışma ve sonrasında ki ölüm haberleri.

Benden yaşça çok büyük akrabalarımın ODTÜ gibi okulları bırakarak Ankara sokaklarında damacana ile su satmaya başladıkları.
Ve birde babamın işten eve üst üste bazı günler bir hafta gelemeyişi.
Ve benzeri hususlar

O günlerden bu yana elbet çok şey değişti.

Ama değişmeyen ya da değişime direnen o kadar çok şey ve insan var ki.

Ortasında hapsolup kaldığımız bu duvarların arkasında yepyeni bir dünya ve gelecek aslında bizleri bekliyor.

Bu gelecekte korkular, düşmanlıklar ya da karşılıksız sevgiler yok.

Bütün bunları son dönemde MHP yi hapsolduğu etnik, lümpen,tufeyli milliyetçilik anlayışından kurtarıp ümit vaad eden bir siyasi çizgiye çeken, Devlet Bahçeli’nin Abant Erbil toplantısı için sarf ettiği sözler nedeni ile yazdım.

Devlet Bahçeli ye ait olmadığı aşikâr olan kelimeler ve üslup ile ifade edilen “okyanus ötesi” ifadesini acaba hangi saik söyletti.

Sayın Bahçeli hangi duvarlarla kuşatıldı.

MHP’nin hassasiyetleri şayet kendi ülkemizin bütünlüğü ise…

Şayet Irak’ın Kuzeyi ya da Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimindeki soydaşlarımız Türkmenlerin rahat ve huzuru ise…

Kerkük’ün bir hayalet şehir olmaktan çıkması ise…

Irak’ın bütünlüğü ve parçalanmaması ise…

Hepsinin yolu birlik ve beraberlik havasından ve de aramıza çekilmiş duvarların yıkılmasından geçiyor.

Şayet devletin politikası Ermeni meselesinde bile, muhatap devlet olan Ermenistan ile diyalog ve konuyu tarihçilere havale etmekten geçiyor ise, neden sınırın hemen ötesinde yüzyıllarca aynı kaderi ve kederi paylaştığımız insanlarla entelektüel bir diyalog arayışının bir arka plan hedefleri olsun.

Üstüne üstlük karşınızda sizinle diyaloğa geçmek için, dokuz takla atan insanlar varsa.

Ve bu insanlar Türkiye yi kendilerine bazı sakat yönleri ile bile model almışlarsa.
Bundan ictinab etmenin ve onları başkalarının kucağına atmanın ne anlamı var?
Ya da şu bizlere ne anlatıyor?
Abant toplantısından sonra iki gün kaldığım Erbil'den dönerken Almanya Dış İşleri Bakanı Erbil de Başkonsolosluk açıyordu!
Rusya'nın,İran'ın,ABD'nin,AB'nin açtığı gibi.

Abant Erbil toplantısı ile alakalı Sayın Bahçeli’nin önüne 14 Maddelik sonuç değerlendirme metni gelmiş midir bilmiyorum?

Abant Platformunun "Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" adlı Erbil toplantısına karşı,taban tabana farklı kulvarda olmalarına rağmen PKK ve Kandil ile aynı eleştirileri yapıp, aynı duruşu sergilemek ne MHP ye ve ne de Sayın Bahçeli ye yakışan bir tavır olamaz.

Zira hedef tahtasına koyup eleştiri sınırını zorlayan ifadelerde içerik ile ilgili hiçbir şey yok.

Hayatlarını hep arka plan hesaplarla geçirenlerin açıklık ve şeffaflık içinde bir gayreti (ki toplantılar canlı yayınlanmıştır) okyanus ötesi komploların odağı gösterebilmesi anlaşılabilir bir gayretkeşlik olmasa gerek.
Keşke MHP, bir grup Milletvekili ve entelektüelini alıp buralara bir keşif gezisi yapsa ve ezberlerini bozarak hem kendisinin hem de ülkenin duvarlarını yıksa.
Samimi ya da değil bizi ilgilendirmez ama CHP'nin başörtüsü açılımından daha zor değil MHP'nin olası bir Erbil açılımı.
Neden olmasın?
Denemeye değer.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Cmt Şub 21, 2009 2:04 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Alıntı:
Bütün bunları son dönemde MHP yi hapsolduğu etnik, lümpen,tufeyli milliyetçilik anlayışından kurtarıp ümit vaad eden bir siyasi çizgiye çeken, Devlet Bahçeli’nin Abant Erbil toplantısı için sarf ettiği sözler nedeni ile yazdım.

Devlet Bahçeli ye ait olmadığı aşikâr olan kelimeler ve üslup ile ifade edilen “okyanus ötesi” ifadesini acaba hangi saik söyletti.

Sayın Bahçeli hangi duvarlarla kuşatıldı.


Bu dallamaların derdi zoru mhp,ülkücüler.
Bu yazıda hem Başbuğa,hem sn Bahçeliye hakaret var.40 yıllık bu davaya etnik,lumpen,tufeyli demek bir defa Başbuğumuza hakarettir.
İkincisi bu camia da kim sn Bahçelinin haberi olmadan,onun adına bildiri yayınlıyabilr?Bu partinin başı ucu belli değil mi?
Abant toplantılarının ne bilimsel bir değeri var,ne gerçeklere uygun,ne de dine uygun.Batının dayatmaları ile varıldığı sanılan nokta,uzlaşma değil TESLİMİYET dir.
Peygamber teferruat(ben ayrıntı kelimesini tercih ederim,onların dili ile yazdım),akan milyonlarca müslüman kanı teferruat,bağımsızlık teferruat,
sözde kürt devleti teferruat,düşman ermeni;geçmişteki ve bugün yaptıkları teferruat;teferruat oğlu teferruat.
Çık bunları,eğ boynunu;sana dayatılan şeylerin tümünü kabul et;geriye kalan ne?TESLİMİYET!MANDA!Bu nasıl uzlaşma oluyor?
Senin peygamberini tanımayan adamla;neyi uzlaşacaksın.
Birleme inancının temeli olan Muhammeden Rasulullah ı bir kenara atarsan;anlaşman tabii kolay olur.
Tarih boyunca yığın olmaktan başka bir halt etmemiş kürtlerin;abd dayatması ile bir devlet kurmasını;hele hele,bu devletin birleşerek doğu ve güneydoğuyu sınırlarına katması;hele hele onunla uzlaşmayı kabul etmek ne demek?Mhp bunu kabul edemez.Bunu tsk da kabul edemez!
Bu devletin 1923 den beri ulusal bir dış politikası var.
Bunu kimse değiştiremez.Misak-ı milli ve ona yapılan and hala daha geçerlidir.
O and uğruna biz tonlarca şehit verdik.O and ı bir kenara fırlatıp atmak biraz sıkar!Nasıl geçmişde ihanet şebekeleri dağıtıldı ise;bu devletin bağımsızlığı üzerine oyun oynayan bir meclis oluşursa;bu da dağıtılır!
ŞUNU KAFALARINA İYİCE KAZISINLAR!MİSAKI MİLLİ VE ONUN ANDI HALA DAHA GEÇERLİDİR,CUMHURİYET YAŞADIKÇA DA GEÇERLİĞİ DEVAM EDECEKTİR.
Tarih den habersiz,cahil,dünya düzeninden habersiz,çıkar odaklarının uşağı fettoş ve onun tayfası istedi diye;biz 40 yıllık davamızın temel esaslarından vazgeçecek değiliz.Bu vatana o aşağılıklar gibi midesi ile değil;damarlarından bağlı;ve bu vatan için oluk gibi kanını akıtmaktan çekinmemiş ülkücü hareket;bu vatan üzerinde tüten bir tane Türk ocağı kalmayıncaya kadar;emaneti korumaya devam edecektir.
Ünlü fransız düşünürü Ernest reno;
"YERYÜZÜNDE BELLİ BAŞLI BÜTÜN MEZHEPLER,HİZİPLER;GÜPEGÜNDÜZ
GÖKYÜZÜNÜ SEYREDİYORKEN ,ŞİMDİ GECE DİR DİYEN ADAMLARIN ESERİDİR!"DER.
Şanlı Türk tarihi,islam tarihi ni iyi okusunlar.Yüzyıllardır bu gibi dallamalar hiç eksik olmamıştır.Eksik Olmadığı içindir ki bugün islam perişan bir haldedir.Bunlar akıllarınca kuzu ile kurdu yan yana yaşatacak ve kuzuyı kurda yedirmeyecekler.
Aşağılık mirasını yedikleri kürt sait de öyle diyordu."Ahir zamanda kurt ile kuzu beraber yaşayacaklar;Allah kuzuyu kurda yedirmeyecek!"
İşte bugünün uzlaşmasının temelini,kürt said nursuzu kaç yıl önce milleti böyle uyutarak atıyordu.NAH YEDİRMEYECEK!Var mı böyle bir şey?
Oysa halk ozanı veysel ne güzel derdi.
KOYUN KURT İLE GEZERDİ;FİKİR BAŞKA BAŞKA OLMASA!
Her tez;yaşanmış ve yaşayan gerçeklere uygun düştüğü ölçüde geçerlidir.
Gerçek çizgisinden ayrı düşen tezler sadece gülünç olur.
Bu din palyaçoları artık iyice sıkmaya başladı!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
EgE
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Mar 14, 2003
İletiler: 1129
Şehir: EGE DENİZLİ

İletiTarih: Pts Mar 02, 2009 4:52 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

<embed src="http://www.youtube.com/v/ywn5PkyVJXE&hl=de&fs=1" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed>

<embed src="http://www.youtube.com/v/Ns5y-jvgM54&hl=de&fs=1" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed>


<embed src="http://www.youtube.com/v/1s21wXk2qPs&hl=de&fs=1" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed>

<embed src="http://www.youtube.com/v/S-3xiiWIg5U&hl=de&fs=1" type="application/x-shockwave-flash" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true" width="425" height="344"></embed>


Nurettin Veren, Fettosu ve Fettos sistemini anlatiyor.
izlemeyenler izlesin, izlemeyen kalmasin...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 9. sayfa (Toplam 12 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3 ... 8, 9, 10, 11, 12  Sonraki »  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1