Yumuşak İpek/Tatlı Dil
YUMUŞAK İPEK/TATLI DİL
Yerel yönetimleri belirleyecek olmasına rağmen, hükümet açısındanda, muhaleet açısındanda psikolojik önemi çok büyük olan bir seçimi geride bıraktık. Bu seçimler, sonuçları itibarıyla polititik etkileri bir yana,milletimizin içinde bulunduğu halet-i ruhiyeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Maalesef ”bin nasihati bir musibete tercih ettiğimizi“, katı ve acıtan gerçeklere sırt dönerek, yalan ama tatlı hayallere meylettiğimizi bir kez daha gösterdik. Ne diyordu ölümsüz Türk Hakanı Bilge Han: ” Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş. İyi bilgili insanı, iyi cesur insanı yürütmezmiş. Bir insan yanılsa, kabilesi, milleti, akrabasına kadar barındırmazmış. Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin! Güneyde Çogay ormanına, Tögültün ovasına konayım dersen, Türk milleti, öleceksin! Orda kötü kişi şöyle öğretiyormuş: Uzak ise kötü mal verir, yakın ise iyi mal verir diyip öyle öğretiyormuş. Bilgi bilmez kişi o sözü alıp, yakına gidip, çok insan, öldün! O yere doğru gidersen, Türk milleti, öleceksin! Ötüken yerinde oturup kervan, kafile gönderirsen hiç bir sıkıntın yoktur. Ötüken ormanında oturursan ebediyen il tutarak oturacaksın.”
Bugünün Çinlisi Avrupa ve Amerika.Aynı dünün Çinlisi gibi bunlarda tatlı dille ve yumuşak ipek vaadiyle bizi içten çökertmeye çalışıyorlar.İşbirlikçilerini buldular,çok alternatifli planları uygulamada.Bir yol kapanırsa diğerleri denenecek .Ama mutlaka Batının, dünyadaki mutlak hakimiyetinin önündeki en büyük potansiyel engel olan Türkiyeyi zayıflatacaklar ,milli birliğini parçalayacaklar ve bir piyon haline getirecekler. Kendi milli menfaatleri açısından bakıldığında,batının bu davranışını pek yadırgamak mümkün değil.Ama bizim bu kadar gözü kapalı olarak zokayı yutmamızı anlamak biraz zor.. Amerika adamını iyi seçti..Bizdeki beyinsizlerin üstün gayretleriyle ”mazlum” payesi verdiği zatın,aranıpta bulunamayacak bir ”partner” olduğunu gördü ve kancayı attı. Zaten şu veya bu şekilde güdümünde olan medya ve holding gruplarına gerekli işareti verince de ,rahatlıkla (kendisini pek sevmeyen) Türk milletine ,istediğini seçtirtti.
Maalesef bu gün ekonomik olarak bağımsız değiliz.Üstelik ekonomik göstergeler belli grup ve şahısların müdaheleleriyle anında değişebiliyor ve politik dengelerde, kantarın topuzunu istenilen tarafa kaydırıyor. Bugün ortaya sürülen sahte bir ekonomik iyileşme ,”kölelerin” efendilere karşı en ufak hatalarında tersyüz edilebilir.Dış siyesetteki ”verip kurtulma” ise ,verecek birşeyimiz kalmadığı zaman,kurtuluşun da imkansızlığını bize çok acı olarak gösterebilir..Birgün –Allah korusun- rüyalar diyarından gerçek hayata çok kötü şartlarda dönebiliriz.
Bütün bunlar felâket senaryoları olarak algılanmasın.Dünyadaki sırıtan maskelerin ardındaki gerçek budur. Bu dargeçitten çıkış ise –kendimizi hiç aldatmayalım- daha fazla sıkıntı ve fedakârlık çekerek özümüze dönmek,öz kaynaklarımızı çalıştırmak,bugünkü üretkenliğimizin karşısında batı tipi tüketim alışkanlığımızdan vazgeçmek,milli menfaatlerimizin yolunun çileli ve dikenli olduğunu kabul etmektir. Bu gün milletin hala ”mazlum” ve manevi değerlerin temsilcisi olarak beynine zorla kazınan AKP ambleminin ardında kimler saklanıyor iyice bakmalıyız.Kamuoyu araştırma şirketlerinin her seçim öncesi büyük gürültülerle ”peşin galip” dayatmalarının hizmet ettiği kapıyı görmeliyiz..Türkiyeyi ,Türklükten koparabilme savaşının kimleri ve hangi değerleri ,kimler adına kullandığını artık farketmeliyiz..
Aziz Türk Milleti ”Mazlum” palavrasına şimdilik inanmaya devam edeceğini gösterirken MHP ye de ” ben bu rüyayı görmeye devam ediyorum.Ama korkuyorumda.O sebeple beni yıkıldığım anda omuzlayacak sensin, hazır ol, Daha fazla çalış,senden başka alternatifim yok ” demiştir. Beğenelim veya beğenmeyelim,milletimizin kararına saygı göstermekten başka yolumuz yok.Milletimizden başka gidecek yerimiz de yok.O sebeple bugünkü mesajı iyi almalı,hatalarımızdan,yanlışlarımızdan bir an önce vazgeçmeli,ocaklarımızın ve partimizin etrafında kenetlenerek ,bu günden itibaren gelecek seçimlere hazırlanmalıyız..
Bu arada gururlarının acısıyla ”leş bekleyen kargalar gibi” MHP nin % 3-4’lerde kalmasını bekleyen ”küskün has ülkücülere” de geçmiş olsun.Karınlarının şişi kendilerini epeyce rahatsız edeceğe benziyor.Biraz karbonat içsinler Ülkücünün yeri Ülkü Ocakları ve MHP dir.Bu iki kurumun içinde olmayanlar,bu kurumlara hizmet etmeyenler mutlaka bunlara karşı olanlara hizmet etmektedirler. Ya gidip şu anda ekmeklerine yağ sürdükleri kurumların içine girerek karşımıza çıksınlar ,yada adam gibi ocaklara gelip yükün bir ucundan tutsunlar.. Türkiyenin ve Türk dünyasının kurtuluşu Ülkücü Kadrolara bağlıdır.Ülkücüler bu yükün şuurunda olmalıdırlar. ÜLKÜCÜ KADROLARIN İSE ,KENDİ KENDİYLE UĞRAŞMA DİYE BİR LÜKSÜ OLAMAZ..BU DÜPEDÜZ İHANETTİR..
T.T.K ve Y.
İlhan Esen
|