Yanlış hedef
YANLIŞ HEDEF
Değerli Kardeşlerim
Uzun zamandır ülkemizin gündemini değişik konular meşgul ediyor.Bizler, ekonomiden başörtüsüne ,imam hatiplerden laikliğe, ustalıkla gündeme yerleştirilen kısır çekişmelerin içine dalarken ,tepemizde dolaşan asıl tehlikeyi göremiyoruz. Az çok hissedenlerimiz ise ,kafalarını kuma gömerek kendilerini rahatlatıyorlar.
Batı, ”TÜRK” olan bir Türkiyeden rahatsızdır.Milli birliğine sahip bir Türkiye ,gelecekte Batı için potansiyel bir rakip, Ortadoğu ve Orta Asya pazarları için mutlaka kontrol altına alınması gereken bir ülkedir. Bu sebeplerle Batı dünyası bugün topyekün olarak, Türkiyenin TÜRK kimliğine savaş açmıştır.Tüm mücadele masalarda ve sahne arkalarında cereyan etmektedir. Bu savaşta Batı, doğrudan saldırı yerine,yerli işbirlikçilerin eliyle sonuca gitmeye çalışmaktadır.. Maalesef oldukça mesafe de almışlardır. Milli birlikten çok parçalılığa, milli dilden çok dilliliğe, Milli devletten federasyon yapısına, kendi değerlerimizin hakim olduğu bir coğrafyaya liderlik olan idealimizden, değerleri bize yabancı bir Avrupaya kuyrukluk rüyasına giden yolda, halâ gafletle sürükleniyoruz. Sunni gündemlerin tuzağında bir türlü tehlikenin büyüklüğünü farkedemiyoruz.. Bizi biz yapan sahip olduğumuz milli ve manevi değerlerdir. Bu degerlerimiz sayesinde ”vatanımız” ve ”milletimiz” tabirlerini kullanabiliyoruz.. Bu değerlerimizi ”Allah korusun” kaybettiğimiz anda ise, zaten bu değer temelleri üzerinde yükselen vatan ve millet kavramlarının da yıkılması kaçınılmazdır. Toplumun temel yapı taşı ise ailedir.Aileler ne kadar milli ve manevi değerlere bağlı olurlarsa, toplum da o kadar sağlam ve güçlü olur..Bunu gayet iyi bilen işbirlikçi medya da bu sebeple aile anlayışımızı değiştirebilmek,ailenin üzerine oturduğu temelleri yıkabilmek için kolları sıvamıştır. ”Bir ömür boyu beraber yaşayabilmek için” Allahın emriyle kurulan ve kutsal bilinen aile müessesesi, zevkle ve heyecanla izlediğimiz televizyon dizilerinde yavaş yavaş sadece maddi sahaya çekilmekte. ”Evlilik”kavramının yerine ”birliktelik” oturtulmakta.Hayallerde yaşanan gizli sevdaların yerini açık flörtler aldı .Zina ”çağdaşlığını” ispat etme gayretindeki CHP tarafından suç olmaktan çıkarılmaya çalışılıyor. AKP’nin hamaratlığıyla zaten pornografik yayınlar serbestleşti.”Namus” kelimesi adeta belli medyanın kelime hazinesinden çıkarıldı.Yavaş yavaş Avrupanın içine düştüğü ahlâki bataklığın içine doğru sürükleniyoruz.. Buraya kadar yazdıklarımız ”görünen” ve bilmek isteyen her insanın bildiği şeyler.
Peki tüm bu saldırılara karşı potansiyel bir set olan Ülkücü Harekette neler oluyor, bunları görebiliyormuyuz..
Kendilerini ”has ülkücü” olarak gören bir grup, MHP’nin ve Ülkü Ocaklarının dışında ülkücülük yapma iddiasındalar. Ülkücü delegelerin güven duyarak seçtikleri bir genel başkan görev başında iken, ortaya genel başkan adayları sürmeye çalışıyorlar.. Ülkücü Hareketin en büyük gövde gösterilerinden biri olan Erciyes Kurultayında ,Ramiz Ongun Beyefendi ,Genel Baskanı yok farzederek kendi gövde gösterisini yapmaya çalışıyor ,gerekli cevabı alınca da ”Recep”ayaklarında ”mazlum” olarak basında lanse edilmeye çalışılıyor.. Olayı çarpıtarak veren birkaç güya ”ülkücü” kalem ,Ramiz Ongun Bey’e ”Niçin Genel Başkanın yanına varıp,tebrik etmedin,hayırlı olsun demedin,niçin yanında ve emrinde olduğunu göstere göstere alana inmedin, niçin Ülkücü Hareketin birlik ve beraberliğini pekiştirecek bu tavırlar yerine ,yüzdeyüz tepki alacağını bile bile genel baskanı yok farzedip, kendi gövde gösterini yaptın diye soramadı ama Ramiz beyi ”Mazlum” durumuna düşürüp, ülkücü yüreklerde bir yara açabilme mücadelesine girişti. ”Ülkücü Hareketin Ozanı” olarak gönül tahtlarımıza oturduğu halde bu makamı yetersiz gören Ozan Arifimiz, yllardır yönetimi sazıyla tespit etme iddiasında.Lidere bağlılığıyla ün salmış bir Ülkücü Hareketin seçtiği lideri kabul etmeyen ,kendi istediği aday dışındakilere hakaretler yağdıran ,bugünde hakaret ettiği adaylardan birini destekleyen Ozan Arif’te, kendini ”mazlum” olarak gösterme savaşında..Bu hareketin genel başkanına karşı, katıldığı son açık oturumda takındığı tavır, ”Ozan Arif”in Arif Şirin tarafından erezyona uğratılmasının çarpıcı örneği.
Ülkücü hiç kimsenin adamı, uşağı değildir.Hiç kimsede bu davanın üzerinde değildir.Delegenin seçtiği genel başkan kim olursa olsun, bize düşen onun etrafında kenetlenerek hizmet etmektir. Bugün genel başkana karşı terbiyesizliğe kadar varan hareketlerin içinde olanlar ,Ülkücü Hareketin en büyük temellerinden birine kazma salladıklarının farkındalarmı acaba.. El altından ülkücüler arasına salınan iftiralar,bizans oyunu değilmidir..Kendi gurur ve koltuklarını , ülkücü hareketin sıhhatinden önce görenler ,acaba Ülkücülüğü tam olarak kavrayabilmişlermidir..
Milli birliğimizin ,Kıbrısın ,Kerküğün , kısacası milli istikbâlimizin ateşler içinde olduğu şu dönemde ,”Ülkücüyüm” diyenlerin,vatanı satanları bırakıp, MHP ve Ülkücülere saldırmasını anlamak mümkün değil..Kendilerinin de inanmadıkları ,ama ”çamur at,izi kalsın” felsefesiyle orataya attıkları iftira ve yalanları gördükçe, ister istemez insan üzülüyor..Birilerinin ipleri ne kadar hissettirmeden ve ustaca çektiğini görerek kahroluyor..
Beyler..Milletimizin Ülkücü Harekete ve MHP’ye şiddetle ihtiyacı var.Şu gelsin bu gitsin tartışmaları sadece batı emperyalizminin ve yerli uşaklarının ekmeğine yağ sürüyor..Artık dışarıya çıkıp saldırmayı bırakın, içeriye buyurun..”Hizmete hazırım,emrinizdeyim” diyebilin.İşte o zaman büyüklüğünüzü gösterirsiniz..Kazanan milletimiz olur..
Hürmetlerimle
İlhan Esen
|
|