Suçlu kim?
SUÇLU KİM
Millet olarak galiba en önemli zaaflarımızdan biri de, herhangi bir olumsuzluk, felâket, yenilgi karşısında hemen bir suçlu aramaya girişmemiz, vebâli başkasının sırtına sıkı sıkıya yerleştirdikten sonra çare arama safhasına geçmemiz.. Ama biz kendi kendimizi rahatlatıp, bir günah keçisine her şeyi yükleyene kadar, çoğu kez atı alanlar Üsküdar'ı geçiyor ve bizim geç kalmış çare arama çabalarımız da havanda su döğmekten ileriye gidemiyor…
Tarihimiz boyunca bunun örneklerini bol bol görmek mümkün…
Yenilgilerimizin tek sebebi daima kötü hakanlar ve yönetemeyen komutanlardır.Yenilgi noktasına geldiğimiz süreci pek incelemeyiz.
Viyana bozgununun müsebbibi Kırım Hanı’dır..Diğer taktik hatalar pek önemli değildir.. Osmanlının yıkılması Vahdettinin sırtınadır.Sıkı pazarlık sonucu vatanı düşmanlara kilo hesabıyla satmıştır..Vatandaşın hiç suçu yoktur..
Giritin, 12 adaların, Kıbrısın gidişi hain İngilizlerin ve Batının kalleşliğidir..Millet olarak bizde zerre kadar günah yoktur..
Bugünkü dünyadaki Türk milletinin ve İslâm dünyasının yeri, büyük şeytan Amerikanın ve küçük şeytan İsrailin,ve de siyonizmin yüzündendir..Onlar kendi çıkarları için gece gündüz çalışırlarken ,bizim çok akıllılarımızda uyku aralıklarında onların suçlarını gayet net bir şekilde ortaya koyan kitaplar yazmış ,konferanslar vermiş ,”kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail,kahrolsun siyonizm” diyerek haykırmışlardır…Fakat ne hikmetse bir türlü kahrolmamışlardır..Dolayısıyla üzerlerine düşeni fazlasıyla yapan bizim ”akıllılarımızda”vebâl yoktur.. Bu günkü batıya uşaklık için yerlerde sürünmemiz, sadece batının kötü olmasındandır..Bu uşaklık için yalvaran liderler, onları kamuoyunda canla başla savunan ”ilim” adamları, bunlara çanak tutan,namuslu insanların konuşamadığı ”tarafsız medya”,”müslüman medya”,anlaşılmaz bir ”tefekküre” dalan devletin ”böyükleri” gerçek suçlu olarak net bir şekilde ortaya konamaz…. Ülkücü Hareketi acımasızca eleştiren ,canla başla hücum eden ”has Ülkücüler” açısındanda durum pek farklı değildir.. Kötü olan herşeyin sebebi liderdir.Lider yüzünden barajın altında kaldık..Lider yüzünden Ülkücüleri küstürdük.Apo lider yüzünden asılamadı.AB ile geldiğimiz bu günkü nokta aslında bizim liderin suçudur.. Sadece gururları kırıldığı için, kendi nefislerine karşı haksızlık yapıldığına inandıkları için teşkilâtlara küsenlerin , (verenleri,küskün oldukları,haksızlığa uğradıkları kannatini taşıdıkları halde canı gönülden seçimlerde çalışan bir avuç karakter sahibini tenzih ediyorum) seçimlerde oy vermeyenlerin ,barajın altında kalmamız için dua eden ”Ülkücülerin” hiç suçu yoktur.. Apo asılsın diye el kaldıran Devlet bey’e artık bazı yürekler ısınamaz, ama aynı yürekler ,Bekaa vadisinde apo’nun elini sıkan Doğu Perinçek’e karşı ”ulusallık” rüzgârının etkisiyle hamur gibi gevşerler..
Durum,belkide tarihimizde hiç olmadığı kadar vahim..Artık suçlu arama hastalığından kurtulmalıyız.Bu huy binlerce yıldır bize hiç birşey kazandırmamış, aksine çok şey kaybettirmiştir.. Bir an önce MHP etrafında kenetlenmeli,medyayı tamamen unutarak sokağa,evlere inmeliyiz..Bıkmadan usanmadan insanlarımıza tehlikeleri anlatmalıyız.. Vatanımızın yuvarlanmakta olduğu uçurumu gören ve bu gidişatı durdurmak isteyenler tabii ki bizi sevindirir..Ama ”dün;’ü kolay unutma alışkanlığı çok canımızı yaktığı için,hemen sarmaş dolaş olmak ”yahu yok aslında birbirimizden farkımız”.”ha ulusalcı,ha milliyetçi” sulandırmalarına kapılmak ta af buyurun ”kafasızlık” olur..Ulusalcı takımı gerçekten vatan sevgisinde ve gidişatın kaygısında samimi iseler,tek yapacakları gerçekçi iş seçimlerde MHP’yi sessizce desteklemeleridir..Yoksa ”…..’ye karşı ulusal cephe” stratejisinin doğu Avrupadaki,Küba’daki yakın tarihimizde yaşanmış örneklerini bilen insanlarız.. Yürekten imân ediyorum ki; ”çiğ yumurtaya can veren”, Rahşan’a ”din elden gidiyor”,Rum’a ”hayır” dedirten Rabbim, mutlaka bu gidilen felâket yolunda Türk milletine yine yardım edecektir..Ancak önemli olan bizlerin, Mehmet Akif merhumun ,Safahatinde tarif ettiği ”tevekkül” cüler durumuna düşmememiz, suçlu ararken önce aynaya bakma alışkanlığını kazanmamız ve nefsimize hakim olabilmemizdir….
Hürmetlerimle
İlhan Esen
|