Muhalefetten Geçinenler
MUHALEFETTEN GEÇİNENLER
MHP`ye muhalefet ederek oy toplamaya çalışan siyasi partileri sıralayacak olursak, muhalefet etmeyen siyasi parti yok gibi.
ANAP, DYP, BBP, ATP, SP, AKP, GP, CHP Bu siyasi partilerin tamamı MHP`yi eleştirerek varlığını devam ettirme telaşındalar. İçimizden onların uzattığı oltaya takılan sazanları da hesaba katarsak işimiz oldukça zor.
MHP ve Ülkücü kuruluşlara yönelik menfi propagandalar geçmişte kominist ülkeler ve onların Türkiye`deki uzantıları tarafından yapılırdı. Şimdiki daha sinsi ve etkili.
Basın yayın kuruluşlarını da arkalarına alarak MHP ve Ülkücü kuruluşların esamesi okunmadan sürdürülen örtülü propagandadan etkilenen vatandaş, ilk gördüğü ülkücüye duyduklarıyla sataşıyor, ülkücü de bunu derneklere taşımakta tereddüt etmiyor.
Bir yanda üreten, fikir ve misyonu olan Ülkücü hareket, diğer yanda hiç bir fikirde karar kılamayan, ortaya doğru dürüst bir program çıkaramayan sadece karalama kampanyası yapan siyasi partiler.
Al birini vur öbürüne. Türkiye de koalisyon kursanız manzara bu, seç beğen al. Tek başına hükümet olsanız değişen yine bir şey yok, meclise girmemiş olsak bile sürekli muhalefet mola vermeyecek, çünki başka sermayeleri yok.
Tek başına iktidar olan AKP`nin bomboş kafa, haritasız rota, karanlıkta el yordamıyla devlet idare ettiğini, nano teknoloji çağında olmamıza rağmen AKP`li bakanların dumanla bile haberleşemediklerini, birbirinden kopuk, birbirini yalanlayan beyanlarıyla MHP`ye muhalefetten başka sermayesi olmadığını ayan beyan ortaya koymuyor mu?
Bir ve başkaları halletmedikçe kullanacakları tek sermayeleri var o da başörtüsü. Gerçi şimdi böyle bir problemleri olmadıklarını söylüyorlar. Değiştik diyorlar. Bu değişim ne kadarmış, şimdi Erbakan`da siyaset yapacağına göre göreceğiz. Recep ve Erbakan`a siyasi yasaklarla sınırlama getirmemiş olsalardı bunları muhalefet olarak bile göremiyecektik. Huyu garip bu milletin, karşısındaki düşmanı da olsa mazlum görüntüsü verildimi dayanamaz, tutar ayağa kaldırır.
Diğer bir güruh ise, etrafındaki dalkavukların şişirmesiyle kendilerini lider sanarak başkalarına hükmetmek üzere bizden kopanlar. İsim isim saysanız vatandaş zorlanır o da kim diye. Eski MHP`li, eskiden ocak başkanıydı gibi bu hareketten soyunup gittiği değerleri hatırlatmadan kimse tanımaz. Kendilerine ait ne bir fikirleri, ne erdemleri, ne de kimlikleri var, varsa yoksa eski MHP`li.
Kendi çaplarına da bakmıyorlar MHP`ye verip veriştiriyorlar. Yaptıkları eleştirilere! Bakarsanız MHP`nin tek başına iktidar olmasını aslında bizden fazla onlar istiyorlar.
“Yalnız bir kusurumuz var! İyi yönetilmiyoruz. Aramızda ne dev beyinli insanlar vardı da küstürülüp uzaklaştırıldılar, onlar da boş duracak değiller ya memlekete hizmet için başka partilerde yer aldılar. Ah bu ağabeyleri partinin başına geçseler dünyaya hükmedeceğiz!”. Kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi. Ne o,! dönüp dolaşıp kürkçü dükkanı gibi MHP`ye gelme hevesi, Hem de baş olarak, vatandaş olarak marabalıkta, üyelikte gözleri yok.
Avrupa Ülkücüleri için de durum farklı değil. Türk Federasyonlar varsın fikir üretsin, çözümler ortaya koysun, kıyamete kadar Türk ve Müslüman kalabilmek için, kalıcı olmanın gereklerinden olan yeni yapılanmalara gitsin, bu kendi değerlerini kendi biçen tenekeler nezdinde yeterli değil. Aramızda ne değerler var teranesi bunlar için de geçerli. Ülkücü hareket birleşmeliymiş! Küskünler, dargınlar, itilenler, kakılanlar geri çağırılıp kucaklanmalıymış. Ülkücü hareketi kazıklamaya çalışıp ta namuslu insanlar tarafından hesaba çekildiklerinde söverek kaçan bu zıpırlara işte böyle sıfatlar yakıştırılarak birileri tarafından bir araya getirilip gurupçuklar oluşturulmaya, bu gurupçuklar da yağmur duasına çıkan kurak köy ahalisi gibi, boyunları bükük, avuç ayaları yere dönük yürekler parçalayan halleriyle gözleri fıldır fıldır, duygu sömürüsü yaparken bile kinlerini kusuyorlar. Ülkücü hareketin yönetici kadrosuna çirkin yakıştırmalarda bulunmayı da ihmal etmiyorlar.
Ülkücü olmak zor iş vesselam.
Her yiğidin harcı değil.
Fakat bu böyle gitmez. Bunu tersine döndürmek lazım.
Fikirsizlerin çamuruna badana yetiştirmek gibi nafile bir uğraş yerine, Ülkücüler taarruza geçmelidirler. Aradan geçen bunca yıl`a rağmen haklı olduğumuz halde bize muhalefet edenleri ikna edebilmiş değiliz. En etkili savunma taarruzdur.
Öyleyse gereğinin yapılmasını….
Turan Veli Tıraş
|