Önceki Yazıları
Yazar ile iletişime geç
HİCRANLA GEÇEN BİR DÖRT YIL
Merhum Başbuğumuzun Dar-ı bekaya(Ahıret Yurdu)göç ettiği 4 Nisan yaklaştıkça, içimi bir sıkıntı kaplıyor. ..Rahatsız oluyorum...
O´nun manevi şahsına bir şeyler söylemeyi ve O´nun ruhaniyetiyle dertleşmeyi aslında çok istiyorum...Fakat anlatacaklarımın O´nu fazla memnun etmiyeceğini de biliyorum... .Böyle de olsa, Muazzez büyüğümüzle bir miktar halleşmek bizi(kısmende olsa)rahatlatacaktır.
Doğrusu, rahmetli Başbuğumuzu çok arıyoruz.O´nun yokluğuna alışamadık.... Alışmamız da mümkün degil.Yer göklere ve gökler de yere ne kadar muhtaç sa bizler de sevgili Hocamıza ve değerli Öğretmenimize o denli ihtiyaç hissediyoruz.Gün geçmiyor ki,"ahh şimdi keşke Başbuğ olsaydı; bu iş böyle olmazdı" demiyelim...
O, SADECE BİR DEVLET ADAMI DEĞİLDİ
Evet, merhum Hocamız aynı zamanda ilim, irfan...adamıydı. Başta insan olmak üzere tüm yaratımışlara yürekten bağlı ve "Yaratandan ötürü" canlı-cansız her şeyi çok severdi.Kırmaktan ve kırılmaktan; incitmek ve incitilmekten de çok korkardı. Pek çok defa incitilmiştir ama, O incitmemiştir.Bu itibarla insanlarla olan münasebetlerinde azami derecede dikkkat gösterir ve rikkatle haraket ederdi. Türk yüreklerinde Türk milliyetciliği ateşini ondaki bu üstün meziyetlet hazırlamıştır.
Aziz Başbuğ, hayatının en zor anlarında bile iman ve cesaretini bir an olsun kaybetmedi Fikir ve kanaatleri hiç bir zaman selabetini(selabet:metanet, kuvvet, dayanma, sebat).yitirmedi. Ondaki bu kahramanlık ruhu(bu ruhun kaynağında beyin ve gönül zenginli vardır) bizim için her zaman teselli kaynağı oldu. Son derece hassas olmasına rağmen, içinde bulunduğu sıkıntıları, çevresindekilere belli etmemek için sarfettiği gayretlere, onun yakınında bulunanlar bir çok defa şahit olmuşlardır.
Ondaki"milli ihtiras"her zaman zirvede idi.Yeri ve zamanı geldiğinde, elini masaya vurur;devlet ve millet düşmanlarına hatlerini bildirirdi.
Bir de aziz okuyucu, ondaki din ve tarih bilgisine hayran olmamak mümkün değildi."O, asır asır, se sene sene, hatta gün be gün tarihi yaşayan adamdı. Her günü mazi ve her mazi de onun için bir istikbaldi.Ömür boyu, mazi ile istikbal arasında koştu durdu..."Maziyi atiye taşımayan milletlerin gelecekleri hüsrandır." derdi.
Rahmetli başbuğ, açık sözlü ve"özü-sözü"bir insandı. İnandığı gibi yazar ve konuşurdu ...Konuştuğu ve yazdığı gibi de yaşardı. Beşeri zaaflara geniş müsamahası vardı. Kendisi ise bu zaaflardan hemen hemen münezzehti.
Kin denen o menfur şeyi ne tanımış ve ne de tatmıştı. Hiç kimsenin aleyhinde konuşmaz ve konuşanlara da katiyyen izin vermezdi.
Muhtterem öğretmenimiz husisi hayatında olduğu gibi, toplum hayatında da daima iyi insandı. Hiç bir canlıya zarar vermez, haksızlıklara mağduriyetlere sebep olmazdı. İnanın bana O,kelimenin tam manasıyla"İNSANLAŞMIŞ, İSLAMLAŞMIŞ VE TÜRKLEŞMİŞ"BİR NÜMUNE İNSANDI.
[--pagebreak--]
Defalarca sohbetlerinde bulundum; kimse için kötü söz söylediğini, kimseyi incittiğini, kimseye yan gözle baktığını ne gördüm ve ne de duydum. Herkese sevgiyle davranırdı.
Ne var ki can dostlar, o büyük dava adamını bazıları çok incitti. Ama o, hiç kimseyi incitmedi. .Sık sık"BU YOLDA İNCİNEBİLİRSİNİZ...YÜREĞİNİZ BİN BİR PARÇAYAAYRILABİLİR.. B. AMA, DARILMA HAKKINA SAHİP DEĞİLSİNİZ. EVET, KIZMAK VAR, KIRILMAK VAR....DARILMAK VA DAĞILMAK ASLA YOK" derlerdi.
Alllah´(C.C.)a olan imanı çok ama pek çok büyüktü.İki Cihan Paygamberini O´nun kadar iyi anlayan, tanıyan bir başkasını görmedim .Başbuğ, samimi bir dindardı, daha doğrusu O, kavli ile ve fiili ile örnek bir Müslümandı.
Türk´e ve Türk´ü Türk yapan milli ve manevi değerlere yürekten bağlı idi. Yobazlıktan(din adına dinsizlik yapanlar)nefret ederdi.(Kim etmiyor ki?!! Hem dindar olacaklar ve hem de vatana, millete ve devlete..düşmanlık yapacaklar...İşte buna"din adına dinsizlik" denir. Bu talihsiz kişileri her yerde görmek elbette mümkündür. .Bu konuda büyük ruhlu, engin gönüllü Türk çocuklarından istirhamımdır:Böylelerinin sözüne, sohbetine lütfen rağbet edipin inanmasınlar! Zira bu kişiler, çaktırmadan "din adına başka şeyler sergiliyorlar .İşte mürteci bunlardır..(.Dikkat!!!)Aziz Başbuğu, bu gibi kimselere amansız düşmandı .O karanlık kimseler de , buldukları her fırsatta rahmetliyi dinsizlikle "haşa..sümme haşa..."suçladılar.Bunlar, kendileri gibi düşünmeyen herkesi kafirlikle itham etmediler mi i(?!!..)Cenab- Hakk bu kardeşlerimize akıl ve izan versin... (Amin!)
Muazzez Büyüğümüz, ne istediğinin ve niçin yaşadığının farkındaydı. Bilerek, anlayarak ve severek yaşamak onun için bir hayat felsefesiydi. Onu yolundan çevirmek için uğraşanlar çok oldu. Dost(!) ellerden onulmaz yaralar aldı. ."HAK" bildiği yolda daima başı yukarda, alnı dik, gözleri yıldızlarda dosdoğru yürüdü. Çünkü nereye gittiğini, niçin gittiğini.... çok iyi biliyordu.Ve mukaddes yolunun samimi yolcularına da aynen şöyle diyordu:"BEN SİZİ, HAK YOLU, HAKİKAT YOLU VE ALLAH YOLUNA ÇAĞIRIYORUM."
Bana inanmanızı rica ediyorum , bu satırların yazarı 3O küsur yıdır bu davanın (Türk-İslam haraketi)içindedir..Allah´...ın kendisine lütfettiği kadarı ile, okur, düşünür, yazar ve konuşur...dinlemeyi de çok sever...(O´nu tanıyanlar bunun aynen böyle olduğunu çok iyi bilirler.)Anlatmak istediğim şu;geçen yıllar içinde, "İSLAM´A İMAN"(Altı Esası kastediyorum) konusunda sıkıntısı olan bir ÜLKÜCÜYE ve onun siyasi misyonu olan bir MHP´liye raslamadım.(Vallahi derim.!)Necip milletin bu talihli evlatlarının tamamına yakını da ( aynı zamanda )"Ehl-i Sünnet" mensubudur . Bu itibarla "İslamsız Türkçüler" sözünü " Ben bir Türk´üm, dinim cinsim uludur" diyenler için kullanmak çok büyük bir iftiradır... Bu gerçeğin, sevgili ülküdaşlarım tarafından bilinmesini de ayrıca istirham ediyorumın...
Evet, degerli doslar,Aziz başbuğ,"Türklük gurur ver şuuru ile İslam ahlak ve faziletini milletimizi iki önemli değeri sayardı. O´na göre, hürryet ve demokrasiyi, insan haklarını, hukuku, dini iaçları, milli kültür ve değerleri yok sayan ideolojileri Tüklüğün baş düşmanı kabul ederdi.
[--pagebreak--]
Türklük ve Müslümanlık ayırımı yapanları ise asla bağışlamaz, islam´ı Türk Milleti´nin manevi değerler lokomotifi kabul ederdi"Açtığı yolda yüriyenleri de bu bu fikirlerle besledi .Evet, O´nun yolunun, yolların en doğrusu ve en kutsalı olduğuna kat´i kanatım vardır. Bunun içindir ki, hiç şek ve şübhe etmeden yıllardır bu mukaddes davayı (yurt içinde ve yurt dışında)Türk beyinlerine ve Türk gönüllerine sunuyoruz. ..Rahmetlinin çizdiği bu yolda gökteki melekleri imrendirecek kadar değerli insanların yetiştiğini de çok iyi bilenlerdenim. Nasibi olanlar için bu dava çok çok bereketli aziz dostlar. "Nasibi olanlar"dedim. Evet, bu sözümün altını çiziyorum... Malumdur. Tarihten bize intikal eden güzel bir deyiş vardır. "VERMEMİŞ HALIK; NE YAPSIN SULTAN MAHMUT..."Yüce Allah´ın vermediği kişilerin yapacakları fazla bir şey ne yazık ki yoktur. Bu yüğzden,"bizim için önemli olan yoldur...Yocuların hatası, yola mal edilmemelidir, değil mi dostlar....Bir de otobana yıkık dökük vasıta ile çıkanlar, yarı yolda kaldıklarında suçu arabalarında aramalıdırlar.Yolu itham etmye asla hakları yoktur!..
Muazzez başbuğ, fevkalade mütevazi bir insandı.Küçük ile küçük, büyük ile büyük olurdu.Bunu yürekten yaptığı için de O´na çok yakışırdı. Makamına giren, huzuruna çıkan kim olursa olsun ayakta karşılar ve sevgiyle kuçaklardı. Fakir görünümlü, madur ve mahçu kimselere ise çok daha fazla iltifat ederdi. Misafirlerini kapıya kadar yolcu eder, tekrar şefkatli kolları ile sarar ve öyle uğurlardı.Bugün her sınıftan insanların ona derin sevgi ve saygı beslemeleri bu yüzdendir.
Çok şükür, onun ruhunda taşıdığı bu güzelliklerin bir çoğu Onun kutsal ocağındda yetişmiş olan insanların büyük bir kısmına sirayet etmiştir.İşte bizim en büyük tesellimiz de budur!...
Böyle de olsa sevgili büyüğümüz, biz seni çok arıyoruz ve çok da özlüyoruz...
Bu yürek yangınlığımızı, şairin dili ile ifade etmek istersem; şöyle haykırırım:
"Gözler yollarda kalmış hepsi de çıkmaz sokak,
Su serpenler olmamış özleyen yüreklere.
Dağlar gibi büyümüş içimizde ayrılık,
Sensiz geçen gündüzümüz gecelerden karanlık."
Mübarek ömrünü, TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN GELİŞMESİNE VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİNİN YETİMESİNE VE TÜRK DEVLETİ´NİN EBEDİYYEN PAYIDAR OLMASINA VAKFEDEN MUHTEREM BAŞBUĞUM, SEN EBEDİ İSTİRAHATGAHINDA HUZUR İÇİNDE YAT.
BİZLER EMANET ETTTİĞİN MUKADDES BAYRAĞI(ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN) ELDEN ELE, GÖNÜLDEN GÖNÜLLERE ULAŞTIRACAĞIZ. BUNU, SON GÜNÜN, SON SAATİN VE SON DAKİKASINA KADAR(ALLAH´IN İNAYETİYLE) YAPACAĞIZ!!!
Bir defa daha söz veriyoruz.....
Bu söz"TÜRK" sözüdür Başbuğum..."KALBİ KÜT KÜT DEĞİI; TÜRK TÜRK...diye
atanların sözüdür.Şahıdimiz ise,YÜREĞİMİZDEKİ İSLAM İMANI ve DAMARIMIZDAKİ TÜRK KANIDIR!!!
ULU YEZDAN BU YOLDA BİZE GÜÇ VE BİZE SABIR VERSİN.
SENIN DE MEKANIN PEYGAMBERLER YANI OLSUN SEVGİLİ HOCAM....
KALK BAŞBUĞUM, YİNE DAĞ BAŞINI DUMAN ALDI....
KARARDI VATANIMIN UFUKLARI,
ASLAN PAYINI ASLAN OLMAYANLAR ALDI...
KALK BAŞBUĞUM, YİNE DAĞ BAŞINI DUMAN ALDI
VEFETINI DÖRDÜNCÜ SENE-İ DEVRİYESİNDE ONU BİR KEZ DAHA HASRETLE, HÜRMETLE ANIYOR VE SELAMLIYORUZ.
AZİZ HATIRASI VE MÜBAREK RUHU İÇİN AŞK VE ŞEVK İLE BİR KEZ
DAHA "HU"DİYELİM:
"HUUUUUU!!!"
Copyright © Bozkurt NET Tüm hakları saklıdır.
Haber :
Üyeler :
Servisler :
İletişim :
Dökümantasyon :
