DÜŞÜNCE NOTLARI...
(ÇALIŞIN, BAŞARIN VE YARIŞIN!...)

"Tarihi olmayanların, geleceği de yoktur. Kökü olmayana ağaç denilmez. O bir odundur.Tarihi olmayan milletlere de "MİLLET"denilmiyor . O halde; mazi ile atiyi, birbirinden ayırmamak lazım".

"İsviçre´de,üç düşman gurup yaşar ve bunlar, birbirleriyle asla kavga etmezler.Çünkü, aralarında 42 bin milli geliri paylaşırlar. Bu onları bir arada gül gibi yaşatır".

"Türkiye´deki aydınlar, bin bir parçaya ayrılmışlardır. Kimisi, Amerikan ekolüne, kimisi, Fransa, kimisi, Rus, kimisi Çin ve kimisi de Arap v.s.Türk ekolüne mensup olanlar sanıldığından çok daha azdır".

"Dinin siyasallaşmasının olduğu gibi; Cumhuriyetin, Demokrasinin...ve diğer dinamiklerin de siyasallaşması söz konusudur.Siyasallaşan her bir kavram ise, aslını, özünü kaybeder.ve bir zulüm aracı haline gelir."

"Demokrasi, herkesin eşit olması demek değil, herkesin farklılıklarda eşit olması demektir. Demokrasi bir kültürdür. Bu kültüre sahip olmak için de eğitime ihtiyaç vardır. Eğitimsi kişiden insan(gibi) bile olmuyor.İnsan olmayandan demokrat mı olur, Allah aşkına?"

"Tarih, bir milletin bilinç altıdır. Nasıl ki insanı bilinç altı idare ediyorsa, milletleri de Tarih idare eder ve yöneltir".

"Gerek fert olarak ve gerekse Millet olarak, mutlaka otokritik (kendi kendini tenkit) yapmamız lazım. Bunu yapmadığımız müddetçe bir yere varmamız çok zor olacak".

"İbadet ikiye ayrılır:
1-İbadeti mersume,
2-İbadeti gayri mersume.
Not:İbadeti mersume: Resimlenmiş, şekillenmiş ibadetler. Namaz, Oruç, Hac.... vs. gibi.
İbadeti gayri mersume ise; Allah için yapılan her şey!"

"Kuran-ı Kerim´de:"Vadrıphünne"kelimesi 42 anlama geliyor. Sadece bir tanesi"kadınlarınızı dövün1 manasını taşıyor. Eğer çok gerekiyorsa, bu dövme işlemi de "el"ile yapılacak, haşa odun ile değil!".

" Din, fıtri bir ihtiyaçtır. Yani her insanın suya, havaya.... ihtiyacı olduğu gibi; inanmaya da aynı şekilde muhtaçtır".

"1952´lerde, Türkiye´de fert başına milli gelir, 210 dolardı.
Japonya´da da böyleydi. 2001´deyiz. Bizde milli gelir 3 bin dolar civarında. Japonya´da da 52 bin dolar!...

"Yetişmek, sadece bilgiden ibaret değildir. İnsanın, iyilik, erdem, sanat... gibi özelliklere de ihtiyacı var. Aslında insanı, yücelten, mükemmelleştiren bunlardır. Bilgi sadece beyni besler. Diğer, zikri geçen meziyetler de ruhu... Beyni dolu, ama ruhu aç olan insan hiç bir işe yaramaz.

Bizdeki, bir çok aydını durumu işte budur!"

"Bütün dinler, kendi zemininde, kendi mecrasında iyidir. İktidara yürüdüğünde, bir diğer ifade ile;menfaatı alet edildiğinde maalesef zalimleşirler".

"Eğitimin gayesi, hayatı ve içindekileri hem öğretmek ve hem de sevdirmektir. Bizdeki eğitim, ne yazık ki bunu yapamamıştır. Eğitimin, bir başka amacı daha vardır, o da;çağa uygun insan yetiştirmektir.
Bir de, ilgi uyandırmadan bilgi vermeniz mümkün değildir. Demiri şekil verebilmek için; önce onu ateşte yakmanız lazım. Soğuk demire hiç bir şekilde biçimlendiremezsiniz! Tabii ki, öğretmenin de neyi öğrettiğini ve niçin öğrettiğini iyi bilmesi gerekir".

"Cumhuriyet öncesinde, erkeklerde okur-yazar onda bir; kadınlarda ise binde dörttü. Toplu iğneyi ve kefen bezini dahi dışardan alıyorduk. Nereden nereye... Bu günlere de çok şükür... Yarınlar çok daha güzel olacak! Bunun içindir ki, gerek beynimizle ve gerekse kalbimizle çok çok çalışıyoruz.
Şunu çok iyi biliyoruz; bu kutsal vatanı, çağlar ötesine ancak, fikren, ruhen ve beden sağlam olan insanlar taşıyacaklardır".

"Uzlaşma içinde yaşamak için, Dini kimliğin, Milli kimliğin ve genetik yapının muhafaza altına alınması lazımdır.
Aile deyip geçemezsiniz. Onu imar etmeden ve aile yapısını ihya etmeden sağlam beyinli, sağlam yürekli ve sağlam fizikli bir nesil yetiştirmeniz asla mümkün değildir".

"Mahalli kültür almadan, ulusal kültüre ulaşılamaz. Ulusal kültürü öğrenmeden de evrensel kültüre varılamaz".

"Deniz nasıl her an kendini yeniliyor ise; eğitimciler de her gün kendisini yenilemek zorundadır. "İki günü müsavi olan" eğitimciden orman bekçisi dahi olmayacağını artık bilmek mecburiyetindeyiz".

"Devlet-Millet- işlerini, artık şeffaf bir hale getirilmemiz lazım.Roma´daki ünlü bir kilisenin çevresinde geceleri fuhuş yapılıyordu. Kolluk güçleri ve baskınlar bunu önlemeye yetmiyordu. Ferri ,belediyeye o çevreyi aydınlatmalarını söyledi Çevre aydınlatılınca, fuhuş orada bitti. Çünkü, insanlar suç oluşturan eylemi aydınlıkta yapamazlar. Bu nedenle, idari, bürokratik ve hukuki bir çok işlemlerin şeffaf hale getirilmesi gerekir".

"Yolsuzluğun, sistemle çok yakından ilgisi vardır. Ahlaki boyutu ise çok daha fazladır.
Bizce yolsuzluğun iki temel kaynağı vardır.
1-Kötü kanun,
2-Kötü insan.
Bu itibarla, Günümüz Türkiye´sinde, bir takım kanunlar hızla değiştirilirken, Türk insanının halen gözden ırak tutulması, bizi dehşete düşürmektedir. Çünkü , biz;en eski sazın ehlini n elinde kanarya sesi çıkardığını ve en cedit bağlamanın da ehliyetsizin elinde karga gibi gakladığını çok iyi bilmekteyiz. Ne yazık ki;büyük makamların küçük beyinli insanlarına, bu gerçeği bir türlü anlatamıyoruz!!!"

"Mehmet Emin Yurdakul´un:
"BEN BİR TÜRK´ÜM, DİNİM, CİNSİM ULUDUR"
Bir zamanlar çok sayıda bastırıp Türk-Yunan savaşına giden askerin cebine koymuşlardı Zira; başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, o günkü, şanlı ve şerefli büyüklerimiz; "FİKİRSİZ HEYECANIN ÖKSÜZ; HEYACANSIZ FİKRİN DE YETİM OLDUĞUNU" çok iyi biliyorlardı"

"Bilge Kağan´ın veziri olan Tonyokok Çin asıllıdır.Bunu herkes bilir. Ve hiç kimse de bundan rahatsız olmamıştır. Nizamülmülk´de bir Fars asıllıdır. Ondan da rahatsız olana rastlanılmamıştır. Önemli olan toprağında yaşadığın ve bayrağının altında hayat sürdüğün vatana ve o vatanın asıl sahiplerine dört elle sarılmak ve yürek duygularıyla bağlanmaktır".

"TÜRK MÜSLÜMANLIĞI"dediğimizde bu, doğrudan doğruya MUHAMMEDİ(sav)bir ahlaktır. Merhum Kaplan Hocamız buna;"MUHAMMEDİ AHLAKIN TÜRK MİLLETİNDE TEZAHÜRÜDÜR" diyor.

"Eskiden, belediye başkanlarına, "ŞEHRİ EMİN" denilirdi.Yani en güvenilen insan demektir bu... Madem ki, söz buraya geldi, izin verin de soralım: Nereden geldik ve nereye gidiyoruz?!!"

"Bir kısım insanlar, dinden çıkarak, Atatürk´e (haşa)dinsiz demektedirler.Aynı şeyi, Ateistler de söylemektedir.
Eğer bir insan, açıktan" ben dinsizim" demiyorsa, ona hiç bir zaman "sen dinsizsin" denilemez!
Hamdi Efendi´nin İslam Dini isimli kitabı, Atatürk´ün zamanında yazılmıştır. Bu eser İslam Dinini en güzel şekilde anlatmıştır.
Atatürk´e göre 3 kısım irtica vardır:
1-Demokrasiye karşı çıkan
2-Medeniyete ayak direyen
3- Laikliği dinsizlik olarak anlayan da Atatürk´e göre mürtecidir.
Bir de, her türlü fikrin mürtecisi olur, yobazı olur. Her türlü mesleğin de yobazı vardır.Hocanın yobazı olduğu gibi; doktorun da, avukatın da ve siyasetçinin de..... yobazı vardır."
(Yobaz: I.Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen (kimse) 2.Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse) 3.Kaba, saba, inceliksiz (kimse)

"Mehmet Akif´e Atatürk´ü sormuşlar. Cevabı:
Geldim, gördüm.... Din için, millet için, Vatan için ve ALLAH(C.C.) O´na uzun ömürler versin. Benim ömrümün bakisini de Allah O´na versin"der. Bunu, beş kişinin yanında söyler. Bunlardan biri, Neyzen Tevfik´in kardeşi, diğeri de, büyük alim merhum, Hasan Basri Çantay´dır."

"Bir milletin etnik yapısından bahsedebilmek için, o ülkede 35 ayrı ırkın olması lazımdır. Oysa, Türkiye´de bu sadece beştir.
Fransa´da 16 ayrı etnik gurup yaşamaktadır. Bu hal böyleyken Fransız Devleti ve Fransız milleti katiyen etnikliği kabul etmez".

"Beğenmediğimiz bir durumu hoşgörmemiz mümkün değildir. Ama, tahammül etmek lazımdır. Hoşgörü başka, tahammül başka bir şeydir."

"Cihan Peygamberi:" DELİ İLE CAHİLİN DİNİ OLMAZ," İLİM MÜSLÜMAN´IN YİTİK MALIDIR, NEREDE OLURSA VE NEREDE BULURSA DERHAL ALMALIDIR".demektedir.

"Kalem tutmak, bilgi ister, akıl ister ve cesaret ister. Silah tutmak ise hiç bir şey istemez.Kalem tutan eller kadar kıymetli , hiç bir şey yoktur şu gök kubbenin altında. Kalem tutan ellere ebedi saygı ve sevgi..."
"Günümüzde insan olmak çok zor. Ya alçakların bir parçası olacaksınız; ya da sizi bin bir parçaya ayırıyorlar. (Allah yardımcımız olsun)"

"Her şeye rağmen geçlik, umut dolu olmalıdır! Genç insanlara hiç bir zaman karamsarlığı yakıştıramamışımdır."

" Son olarak Ülküdaşlarıma vereceğim mesaj:
ÇALIŞIN, BAŞARIN VE YARIŞIN!!!...."

Copyright © Bozkurt NET Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2003-01-02 (2907 okuma)