Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - Fetullah'ın Resmi Mirkoviç'in Cebinde
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 8. sayfa (Toplam 8 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Çar Nis 12, 2006 8:22 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İstihbarat dünyasında "kuş yumurtası üretmek" diye bir deyim vardır. Diyelim ki X ülkesinde bundan 20 sene sonra yapmak istediğiniz uzun vadeli bir operasyon var. Bu operasyon için size çeşitli provakatörler lazım ve en güvenilir provakatör kendi yetiştirdiğinizdir. Bu iş için yetenekli ama geleceği parlak olmayan zayıf karakterli bir "yumurta" bulunur.

Mesela bu kişi devşirilir ve aşama aşama önce imamdaha sonrada medya parlatmaları ve şirket sponsorluklarıyla ülkede sözü dinlenen bir hoca haline getirilir. Gerekirse tüm araştırma ve kitapları da eline hazır olarak verilir.

Ülkedeki insanlar bu kişinin yazdığını sandıkları muhteşem eserleri okur ve ona olan saygıları artar. Böylece yumurta kuluçka aşamasını bitirmiş ve çatlayıp güzel bir kuş olma zamanı gelmiştir.

Belirlenen zamanda bu hoca medya yoluyla müthiş radikal açıklamalar yapmaya başlar ve tüm ülkeyi karıştırır.

Aynı anda kendisi gibi yetiştirilen diğer yumurtalarda farklı faaliyetlere girişirler.

Bu sitede fetullahı savunanlar bu yumurtalardır.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
mustafa1995
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 12, 2006
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Nis 16, 2006 9:30 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bizler ELHAMDÜRİLLAH MÜSLÜMANIZ diyoruz ve inancımızda son ve ebedi din İSLAMİYET diyoruz.Ve İSLAMİYET le birlikte diğer dinlerin hükmü ortadan kalkmıştır diyoruz.Peki bu sözde hocamız ne diyor tabiki DİNLER ARASI DİYALOG diyor.Yahu kardeşim o zaman sen nasıl MÜSLÜMAN sın diye sormazlarmı insana.Zaten ağa mızın ABD de CIA kontrolünde çiftlikte ikamet etmesi kafalarda soru işareti bırakması gerekmiyormu.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
ilteriskaan53
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 22, 2006
İletiler: 25

İletiTarih: Pzr Nis 16, 2006 10:26 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

MHP'NİN KANLI TARİHİ TÜM YALANLARINI PARÇALAYACAK KADAR
AÇIKTIR

"Yağmur Oğlum, Bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetnameyi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir de resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol. Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlılar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İsponylollar, Portekizliler, Romanlar, yeni düşmanlarımızdır. Japonlar, Afganlılar, Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Zazalar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler, Çingeneler, içerideki düşmanlarımızdır. Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için hazırlanmalı. Tanrı yardımcın olsun." (N. Atsız)

Şaşırtıcı değil mi. Hiçbir MHP'linin ağzından bu kadar açık itiraflar duymadınız herhalde.
TV'lerde Bahçeli 'nin çizmeye çalıştığı imaj , kendisinin "halkları seven, ciddi bir politikacı, MHP'nin ise "insan hakları savunucusu, halk dostu" bir parti olduğudur.
Öylemidir gerçekte?
Değildir elbette ama MHP, bu imaj değişikliğine 80 sonrası gitmeye çalıştı. Özel olarakta "eski kurt" Türkeş'in ölümünden sonra canla başla imaj değiştirmeye çalıştılar
Fransızcadan Türkçeye giren "imaj" kelimesinin anlamları arasında "görüntü, hayal" kelimesinin karşılığı olduğu da Türkçe sözlüklerde sayılmaktadır. Bu bir yanıyla doğrudur. Gerçeğini gizlemek isteyenler kendilerine ait olmayan görüntülerle bir imaj ve hayal yaratmaya çalışırlar. İşte MHP'nin son süreçte yapmaya çalıştığı da budur. Çünkü MHP'nin tarihinde hiçbir makyajın silemediği, silemeyeceği pislikler vardır. Bunun için moda deyimle imaj değişikliğine gitmeye çalıştılar. Ama gelin görün ki, kırk yıllık eşeğine gelinlik giydirerek pazarlamaya çalışan köylünün durumundan pekte farklı bir duruma düşmediler. Elbette puslu havayı bulduklarında, dişlerini göstermekten, dillerini bıçak gibi keskinleştirmekten geri durmadılar.
Biraz daha geriye gidip, bir başka kafatasçı düşüncenin alıntısını yapalım. Bu da 30'lu yıllarda milletvekillliği yapan Esat Bozkurt'a ait: "Türk bu memleketin yegane efendisi, yegane sahbidir, salt Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır; Hizmetçi olma, köle olma hakkı. Dost ve düşman dağlar bunu hakikati böyle bilsinler."(Milliyet Gazetesi l9 Eylül l930- Aktaran Suat Parlar Gizli Devlet, sy.207)
Kendilerinden olmayanı "düşman" ilan eden, "köle" liliği layık gören bir anlayıştı MHP'nin gerçeği. Fikri neyse zikri de o oldu. "Katli vacip" görüldü düşman olan herkesin.
Şimdi geriye dönüp bu kanlı tarihin sayfalarını açalım birer birer, her sayfada göze çarpan gerçek; işkence ve katliamların çuval cinayetlerinin, bombalamaların altındaki imzanın MHP olduğudur.
Turancı - Milliyetçi görüşleri Hitler'den alan, ABD yardımlarıyla bu fikri büyüten MHP, fikrini yazı üzerinde bırakmadı. ABD'nin gayri meşru çocuğu MHP kurulduğu l960'lı yıllardan bu güne düşman ilan ettiği tüm milliyet ve mezheplerden halklara kan kusturdu.

Ağustos l968 tarihli gazetelerde hemen her gün "Komando Kampları" ile ilgili haberler ve resimler yer alıyordu. Birileri komando eğitimi alıyordu, ama ne için, ne yapacaklardı bu eğitilen komandolar?
O zaman CMKP'nin Genel Başkanı olan A. Türkeş bu komando Kamplarına ilişkin 19 Ağustos 1968'de bir açıklama yaptı:
"Komünistler memleketi sahipsiz sanıpta sokak hakimiyeti kuramazlar. Memleketimizde onların anladığı dilden konuşacak mlliyetçi çocuklar var. Bunun için gençlerimizi mücadeleci olarak yetiştiriyoruz."(Reis S.Yalçın D. Yurdakul, sy. 3l)
İşin rengi anlaşıldı. Sokak hakimiyetini "komünistlere" bırakmayacak, gereken dilde, konuşacak milliyetçi gençler yetişiyordu bu komando kamplarında.
Sokak hakimiyetini nasıl sağlayacaklar
, konuşulacak dil neydi, sonraki yıllarda çok iyi görülecekti. Hem de insanların aklından hiç çıkmamacasına işlenecekti bu dil, bu hakimiyet tarzı.
Öyle varmıydı emperyalizmin yeni sömürgesinde dik başlı olmak, haksızlığa baş kaldırmak, hele hele devlete kafa tutmak, adalet istemek, grev yapmak, demokratik eğitim istemek, doğruları yazmak... Bunlarda ne oluyordu? Emperyalizmin çocuğu MHP dize getirecekti hepsini.

Kime karşıydılar? Komünizme.
Komünist kim?
O dönemin bir CHP milletveklinin dediği gibi "evinde kırmızı gece lambası yakan"da dahil herkes... Bir diğer ifadeyle kendilerinden olmayan herkes "komünistti". Bu "komünistlere" gereken dersi vermek için komando kamplarında cinayet sabotaj, baskın üzerine kurs gördü Türkeş'in "çocukları"

İlk "işleri" 3l Aralık l968 de A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenci yurdunu basmak oldu. Baskına giderken "işe " çıkalım diyorlardı birbirlerine.
"Kampta her çeşit silah vardı. Bir kaleşnikofun yanısıra çeşitli otomatik ve yarı otomatik silahlar bulunuyordu.."(İtiraflar, Ali Yurtaslan, sy. 3l)
Silahlar kan kustu.
Önce Vedat Demircioğlu'nu vurdular.
Sonra Kanlı Pazar'da Duran Erdoğan ve Ali Turgut Aytaç'ı...
l9 Eylül l969 da Mehmet Cantekin, 23 Eylül l969'da Taylan Özgür, l4 Aralık l969'da Mehmet Büyüksevinç ve Battal Mehetoğlu'nu, katlettiler.
l970'e gelindiğinde sayı 8'e çıktı.
Sayı çıkacaktı daha... 70 sonrası kitlesel katliamlarda binlerle ifade edildi faşist kurşunlarla toprağa düşenler.
Silahlar kan kustu amacına uygun olarak. Amaçları, halkı sindirmek, susturmak, kendi deyimleriyle "köle" haline getirmekti.
Kanlı Pazar'da işçiydi kurşunların hedefi, öğrenci yurdunda Vedat Demrcioğlu...
70 öncesi partileştler, CMKP'den MHP'ye, Komando Kamplarından, TİT'e ETKO'ya kadar örgütlendiler. 71 cuntasında Türkeş "görevi şerefli Türk askerine bıraktık" diyecekti."Şerefli Türk askeri"nin yarım bıraktığını MHP' liler MHP' nin yarım bıraktığını "şerefli Türk askerleri" tamamlıyordu. Al gülüm ver gülüm. Ama dökülen halkın, aydınların, gençlerin, işçilerin kanıydı.
Cunta sonrası örgütlenmeye ağırlık verdiler. Sokak katillerini besleyip büyüten CIA ve Türkiye oligarşisi onları iktidara taşıdı. I. ve II. MC dönemlerinde yüzde 3 oyla iktidar koltuğuna ortak edilen MHP devlet içinde kadrolaştı.
Bunun anlamı şuydu; daha organize, daha planlı, cinayetler işlenecekti bundan sonra. Ve artık tek tek işlenen cinayetlerin yerini toplu katliamlar alacaktı. Emir büyük yerdendi. MHP bu emri uygulamaya geçirmek için işe başladı.

16 Mart 1978
16 Mart günü Eczacılık fakültesinin önünde patlayan bombalar gök gürlemesini andırıyordu. Şimşekler çakmış yağmur boşanmıştı. Ama yağan yağmur değil gençlerimizin kanıydı.
Okuldan öğrenciler topluca çıktılar. Okulları iki yıldır faşist işgal altında olduğu için her gün topluca gelip gidiyorlardı.
Adına "Merasim Birliği" denen polis ekipleri yoktu o gün. Oysa Polis şefi Reşat Altay MHP'li sivil faşistlere katliamlarını gerçekleştirmeleri için daha rahat bir ortam hazırlıyordu. Kalabalık Eczacılık Fakültesine doğru ilerledi. Korkunç bir patlama sesiyle irkildi Beyazıt. Ardından kan kusan namluluların uğultusu duyuldu. Havada kollar, bacaklar, insan parçaları uçuştu. Patlamadan geriye kalan kan gölünde 7 öğrencinin cansız bedeni yatıyordu. Onlarca yaralı vardı meydanda. Ve yıllarca bu görüntüye tanık olanlar fakültenin önünde yere uzanmış yatan cesetleri belleğinden silemedi.
Görüntüler belleğinden silinmeyen biri de gördüğü vahşeti yıllar sonra anlatabildi ancak. Hatice Özen'in arkadaşıydı;
"...yaralanmış gibi gözükmüyordu, yardım etmek için eğildim, kollarından tutup kaldırmaya çalıştım kolları öne doğru geldi. Omuzları yoku sanki. Dikkatle kaldırıp baktığımda gördüm ki sırt boydan boya yarılmış, içerdeki organlar dışarı çıkmıştı, bomba sırtına gelmişti.."(Kurtuluş Gazetesi)
Zevk alıyorlardı bu tablodan, gencecik insanların parçalanmış bedenlerini seyrederken kadeh tokuşturuyorlardı görevlerini yerine getirmenin mutluluğuyla.
Görevlerini belirlemişti Türkeş; "....bakacaksınız, herhangi bir hareket, söz fikrimize, Türklüğe uygunsa alacaksınız, zarar veriyorsa sileceksiniz..."(MHP İddiannamesi-Türkeş'in Yeni Ufuklara Doğru yazısınıdan)
"Silme" harekatı halkın her kesimini kapsadı.
Alevi, Kürt, solcu...
Esnaf, memur, aydın, sanatçı...
Ev kadını, öğrenci veya çocuk...
İşkence yaparak, ırzına geçerek, boğarak, öldürdükten sonra televizyon kutularına koyarak, bombalayarak sindirmeye çalıştılar kendilerinden olmayan herkesi.
Katiller aynı zamanda ırz düşmanıydılar, cinayetlerine ahlaksızlıklarını da eklediler. Soygun için girdikleri evde hiçbir şey bulamayınca "boş çıkmamak için evin kızının ırzına geçerek Başbuğlarının talimatını yerine getirdiler."(Ali Yurtaslan- itraflar)

Piyangotepe katliamında 6 işçinin kafasına kurşunu sıkmadan önce gaspettikleri taksinin şoförüne tecavüz ederek görevlerini yerine getirdiler.
İtrafçı Ömer Tanlak bakın bu "görev anlayışını" nasıl dile getiriyor; "... Halim adında bir ajanın daha önceden yattığı dernekte, Selahattin Gözlükaya tarafından iğfal durumuna getirilmesi ve ertesi günü bunun bütün ülkücü camiaya anlatılması"nı görmüştü Tanlak. (Ömer Tanlak, İtiraflar syf. 85)
Etlik'te kendilerine haraç vermeyen bir tüpçünün dükkanını havaya uçurmayı planlayarak, Erzurum Numune hastanesindeki yaralıları, yaralıları ziyarete gelenleri kurşunlayıp öldürerek görevlerini yerine getirdiler.
Aksu İpek Fabrikasının kapatılmasını, üretimin durdurulmasını, işçilerin elebaşlarının işten atılmasını istiyorlardı. Çünkü bu fabrikada ülkücülerin faaliyetine izin vermiyordu işçiler. "Hemen silahı alarak ve üç dinamit lokumu ile hareket ettik. Altımızdaki araba Genel Müdürlüğündü. Çok hızlı bir şekilde Genel Müdürlüğü geçmiş, fabrika önüne gelmiştik. Baki Ceylan cebinden çıkardığı Kırıkkale marka 7.65 çapında silahla ateş etmeye başladı. Sıktığı üç el mermi ile iki kişiyi de vurmuş, bunlardan biri ise ölmüş olması gerekli..."(Ömer Tanlak, İtiraflar, syf. l00)

Bu ve benzeri cinayetlerle MHP nin katliamlar altındaki imzası açığa çıktı. Ülkeyi kan gölüne çeviren MHP'yi halk tanıyordu artık. Bir şekilde karşılaşmış, saldırılardan veya sonuçlarından etkilenmişti.
Bu dönemde Şevkat Çetin ÜGD başkanlığına getirildi. Görevi "teşkilatı" temize çıkartmaktı.
Hemen bir anket hazırlattı, ülküdaşlarına dağıttı.
Anket 70 sorudan oluşuyordu ve hemen cevaplandırılacaktı.
Sorular mı?
"Türkiye'nin bugünkü durumu?"
"Hiç silah kullandınız mı?"
"Silahınız olsa, karşınıza bir komünist çıksa hemen vurur musunuz? vb...
Hemen vururum diyenler Çetin'in sınavından geçtiler.
Bununla birlikte "semt başkanlarına" talimat göndererek "güvenilir ve gözükara" bozkurtların listesini istediler.
Listedekiler ve anketten geçenler 20-25 kşilik gruplar halinde ÜGD Genel Merkezi'nde toplandı: "Türkiye'nin hali malum Komünistlerle ülkücüler savaş halindeler. Bizim de görevimiz, komünistlerle savaşmak ve vatanımızı bunlardan temizlemektir. Bu her ülkücünün en büyük vazifesidir. Sizler de artık bu savaşta yerinizi almalısınız. Bunun için biz haydi dediğimiz zaman hemen harekete geçecek durumda olmalısınız. Her an için bizden gelecek emirleri bekleyin."
Öğütleri alanlar ETKO üyesi oldular.
TİT (Türk İntikam Tugayı), ETKO (Esir Türkeleri Kurtarma Ordusu), TÜŞKO (Türkiye Ülkücü Şeriatçı Komando Ordusu) MHP'nin paravan örgütleriydi. İşledikleri cinayetleri bu adlarla üstlenip, kendilerini aklamaya çalıştılar. Ama uzun sürmedi bu örtünün düşmesi. Cinayetler aynı, failler aynıydı.
MHP örgütlenmesini kadrolarını mlitanlaştırmak üzerine şekillendirdi. Bu yanıyla ÜGD MHP'nin vurucu gücüydü. Ancak MHP içinde de bir çekirdek örgütü, illagal örgüt oluşturdu. Adı, TİT, ETKO, veya Özel Eğitim Grubu farketmiyordu, işleri aynıydı hepsinin.
Kendiside ETKO üyesi olarak yargılanan MHP itirafçısı Ali Yurdakul'un, "Bu şahıs MHP'ye çok zarar verdi, birçok arkadaşımızı cezaevine attı, neredeyse Adana'da MHP'yi çökertecekti."dediği Cevat Yurdakul Adana Emniyet Müdürü idi. Adana'da kendisine TİT adını veren MHP'nin cinayet çetelerinin peşine düşüp, faşist katillerin yakalanmasını sağladığı çin 28 Eylül 78'de makam arabasının içinde katledildi.
Cevat Yurdakul'u öldürenler, Yurdakul'un yolunu kesmek için önce bir otomobili gaspettiler. Katilam orada başladı. Otomobilin şöförünü öldürdüler, sonra Yurdakul'un yolunu kestiler. Makam otosu kalbura dönerken Yurdakul delik deşik oldu. Sivil faşistlere Yurdakul'un istihbaratını Emniyet Müdürlüğü'ndeki faşist polisler verdiler.
80 sonrası tam 694 öldürme olayından dolayı dava açıldı MHP'ye.
Tam 694 insanın katledilmesi resmi kayıtlara geçti ama gerçek çok daha fazlaydı. Bu rakama devlet tarafından "faili meçhul" diye açıklanan MHP cinayetleri dahil değildi. Bu rakama, Kahramanmaraş katilamında ölen onlarca yaşlı, genç, kadın, çocuk dahil değildi. Bu rakamda yalnızca devletin saklayıp gizleyemediği, yargılamak zorunda kaldığı açık cinayetler vardı.
Peki diğerleri faili meçhul müdür?
Hayır.

18 Aralık 1978 akşamı Maraş'taki Çiçek Sinemasında başrolünü Cüneyt Arkın'ın oynadığı "Güneş Ne Zaman Doğacak" filmini seyredenlerin üzerine bomba düştü. Çığlıklar, panik, izdiham, kan...
Sinemaya bombayı koyanlar dışarıya çıktıklarında "bombayı komünistler attı" dediler.
"Allahını, peygamberni seven yürüsün, Komünstleri, Alevileri yaşatmayın. Bunları öldüren cennetliktir. Maraş, Alevilere mezar olacak. Müslüman Türkiye, Aleviler Moskovaya. Sütçü İmam aşkına vurun" sesleri arasında yüzden fazla -kadın, erkek, çocuk, genç, ihtiyar- insan katledildi.
Genç kızlara, kadınlara "müslümanlık, Türklük aşkına" tecavüz edildi, hamile kadınların karnı deşildi, saldırıya uğrayanların evleri yakıldı. İnsanlara işkence yapıldı, ellerinden ağaçlara çivilendi.
Sinemaya bombayı koyan da, sokağa çıkıp "komünistler attı" diyen de MHP' li faşistlerdi.
Günler öncesinden belirledikleri evleri işaretlemişlerdi.
Katliamnı başlatan bombanın sahibi Çatlı'ydı. (Ali Yurtaslan, itiraflar) Katliamı organize eden, bizzat katılanlardan bazıları ise Haluk Kırcı, Ercüment Gedikli, Ünal Osmanağaoğlu, Ökkeş Kenger'di. (Reis- S. Yalçın, D.Yurdakul)

Çatlı'nın ve Kırcı'nın başrolünü oynadığı bir başka katliamda Kamuoyunun yakından tanıdığı Bahçelievler Katliamıydı.
Bu katliamı Haluk Kırcı'nın kendi ağzından dinleyelim;
"Kapı açılır açılmaz içeri girdik. Hepsini yere yatırdık. Ne yapacağımız konusunda talimat almak için Abdullah'a birini gönderdik. Abdullah eter ve pamuk vermiş 'hepsini teker teker bayıltıp öldürelim' demiş. Dışarı çıkıp, arabada bekleyen Abdullah'la konuştum. 'Evde öldürmek zor olacak. İkişer ikişer götürüp öldürelim dedim. 'olur' dedi. İki kişiyi Büyük Reis'in arabasına bindirip Eskişehir yoluna götürdük. Müsait bir yer bulup ikisini de yere yatırıp kafalarına ateş ettik. Geri döndük. Böyle zor olacağını anlayınca Abdullah, 'tek tek boğalım bunları' dedi. Bir tanesini zorla boğdum, diğer dördünü bu şekilde öldürmekte zor olacaktı. Arkadaşları gönderdim. Sonrada sedirin üzerinde bulunan dört kişiye yakın mesafeden ateş ederek mermilerin hepsin boşalttım. Silahı da götürüp Abdullah'a verdim." (l7 Kasım 80 H.Kırcı, Ankara sıkıyönetim savcılığına verdiği ifade)

Elbette MHP'yi örgütleyip sokağa salanlar onların silahlarını da sağladı.
16 Mart' larda halka yönelen bombaları, kurşunları, silahları da verdiler.
TNT' ler ordu malıydı,
silahlar emperyalistlerden gelme.
Katilleri polis teşkilatı korudu, güvenliğini aldı.
Cinayetlerin istihbaratçısı, planlayıcısı, hazırlayıcısı oldu MİT ve polis teşkilatı. Yeter ki, "memleketi komünistlerden kurtarsınlar, istikrarı sağlasınlar"
Ama bu öyle bir istikrar olacaktı ki, emperyalizmin sömürüsü katlanacak ve hızla ilerleyecek, itiraz edenin kafası ezilecekti.
İstikrar için hiçbir şeyi esirgemedi emperyalizm. Kendi adına cinayet işleyecek olan çocuklarını kendi merkezlerinde eğitti.
MHP yalnızca Türkiye topraklarında değil, emperyalizm adına başka ülkelerde de provokasyonlar düzenledi, katliamlar gerçekleştirdi, darbeler tezgahladı. Bizzat Abdullah Çatlı'nın eğitiminde Azerbeycan'da komando kampı kurulduğu Azerbeycan Devlet Başkanı Aliyev tarafından dile getirildi.
Daha yüzlercesini sıralamak mümkün.
MHP bugün de CIA'nın kendine verdiği göreve devam ediyor.
MHP, katliamlarına cinayetlerine devam ediyor.
Yakın tarihimizde Sivas'ta katledilen, Gazi'de katledilen, Üniversite kampüslerinde katledilen insanlarımız, Susurluk bu gerçeğin ifadesidir.
MHP, ne Bahçeli'nin TV ekranlarında çizdiği gibi "uzlaşmacı"dır ne de demokrat.
Dün neyse bugün de o dur MHP.
Dünkü katliamların tetkçileri bugün meclis koridorlarında bunu dile getiriyorlar zaten,
"Değişmedik" diyorlar.
Değişmediler.
Kanlı tarihlerini yazmaya devam ediyorlar.
(kimdir bu densiz tanıyan varmı eski mhp liymiş)
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder MSNM
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Pzr Nis 16, 2006 12:56 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

BU YAZIYI YAZAN KİMSE O ŞEREFSİZ VE NAMUSSUZDUR.AÇIKCA SÖYLÜYORUM MHPLİLER YANİ ÜLKÜCÜLER ŞEREFLİ BİR BAYRAĞIN TAŞIYICISIDIRLAR ŞU ANDA SİNİRDEN TİTREYEREK YAZIYORUM BU MİLLETİN SAHTE EVLATLARI 12 EYLÜLDE KAFALARINI KIÇLARININ ARASINA SAKLAMIŞKEN ÜLKÜCÜ GENÇLER NE ABD NE RUSYA NEDE ÇİN HERŞEY BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN DEDİĞİ İÇİN ŞEHİT OLDULAR.

ŞU ANDA BİZE MÜSLÜMANLIK ÖĞRETMEYE ÇALIŞAN ŞEREFSİZLER ÜNİVERSİTE ÖNLERİNDE DUVARLARA YAZILAN "MUHAMMEDİN PİÇLERİ(Tövbe haşa) YILDIRAMAZ BİZLERİ SLOGANLARINI SİLMEYE ÇALIŞAN ÜLKÜCÜ GENÇLER KURŞUN YAĞMURUNA TUTULURKEN ŞEYHLERİNİN DİZİNİN DİBİNDE OTURUYORLARDI.

12 EYLÜLDE ÜLKÜCÜLERE KURŞUN SIKAN VE SIKTIRAN ALLAHSIZ ,KİTAPSIZ KOMÜNİSTLERİN HEPSİ ŞU ANDA PKK VE AKPYİ DESTEKLEYENLERDİR VE MEDYANIN EN ÜST NOKTASINDA HALA O HAİNLİKLERİNİ DEVAM ETTİRMEKTELER.
__________________________________________________
""BÖYLE HAİN VE ŞEREFSİZLERİN YAZILARINI BOZKURT OTAĞINA TAŞIMAYIN ...ÜLKÜCÜLERİN ELİ KANLIYMIŞ...........TÖVBE TÖVBE.........ADAMI GÜNAHA SOKMAYIN.................
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
umutt
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Feb 24, 2006
İletiler: 28

İletiTarih: Pzr Nis 16, 2006 5:27 pm    ileti konusu: Genelleme Yapmayalım LÜTFENN Alıntıyla Cevap Gönder

Kardeş o yazıyı yazanlara ne dersen de haklısın ama ben şeyhlerinin dizlerinin dibinde oturuyorlardı lafından çok rahatsız oldum sanki şeyhi olan herkese söylenmi,ş gibi bu memleketin onlarada ihtiyacı var bu memleketin alplere yiğitlere ihtiyacı olduğu kadar ki bu inşallah biziz erenlere de ihtiyacı var
SAYGILARIMLA...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kali34
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Aug 27, 2005
İletiler: 1
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Nis 16, 2006 5:40 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

f.gülen ve said-i nursinin ne olduklarını aşağıdaki site tamamen özetliyor......

http://www.geocities.com/fettosh/index.htm
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder YIM MSNM
sinan37
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Jan 17, 2006
İletiler: 558
Şehir: Kastamonu

İletiTarih: Pts Nis 17, 2006 9:56 am    ileti konusu: Re: Genelleme Yapmayalım LÜTFENN Alıntıyla Cevap Gönder

umutt demiş ki:
Kardeş o yazıyı yazanlara ne dersen de haklısın ama ben şeyhlerinin dizlerinin dibinde oturuyorlardı lafından çok rahatsız oldum sanki şeyhi olan herkese söylenmi,ş gibi bu memleketin onlarada ihtiyacı var bu memleketin alplere yiğitlere ihtiyacı olduğu kadar ki bu inşallah biziz erenlere de ihtiyacı var
SAYGILARIMLA...


Kardeş tyarihi okursan bunların hangi şeyhler olduğunu görebilirsin.
bu şeyhlik kavramı öyle bir hal almışki atalarımız Örneğin kendi kendini çok öven, üstelik de övündüğü konularda somut bir başarı gösterememiş olan kişiler için "Şeyhin kerameti kendinden menkul" demiştir.
Her toplumda. her an, başka insanları aldatarak, para, ve kudret peşinde koşan insanlar vardır.
Çağımızda böyle insanlar, genellikle ya "politika"da, ya da mali-ekonomik konularda, "pazarlama" alanında görülmektedir.
Din gibi insanların "mukaddes duygularının" egemen olduğu alanlar ise, bireylerin başka bireyleri, para ve kudret için istismarına en uygun yerlerdir.
Çünkü, din gibi, milliyet gibi, ırk gibi, bireylerin hem kendi kimliklerini, kişiliklerini aradıkları, hem de "güçlü bir gruba sığınma yoluyla" günlük yaşam sorunlarının çözümünde çare olarak gördükleri kavramlar, istismara çok uygun alanlardır.

Birinci kaynak cehalettir.
İkinci kaynak yalnızlık ve çaresizliktir.

ATATÜRK BU SAHTECİLERE NE DEMİŞ OKUYALIM:

""Bizi yanlış yola sevkeden habisler, biliniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Saf ve temiz halkımızı hep şeriat sözleriyle aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleviniz, görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden yıpratan kötülükler hep din kılışı altında küfür ve alçaklıktan gelmiştir. Onlar her hayırlı davranışı dinle karşılarlar, halbuki hamdolsun hepimiz müslümanız, hepimiz dindarız, artık bizim dinin gereklerini, dinin yasaklarını öğrenmek için şundan bundan derse ve akıl hocalığına ihtiyacımız yoktur. Analarımızın babalarımızın kucaklarında verdikleri dersler bile bizim dinimizin esaslarını anlatmaya kâfidir... Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, ulusun yararına, İslâmlığın yararına uygunsa, hiç kimseye sormayın, o şey dindir. Eğer bizim dinimiz akla, mantığa uygun bir din olmasaydı, kusursuz olmazdı, dinlerin sonuncusu olmazdı "
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
cebeka
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 27, 2006
İletiler: 76
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pts Nis 17, 2006 10:20 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Bunalrın ne mal olduğu en başından beri belliydi ama bizim milletimiz saf işte.Yıllardır Amerikada yaşamayı tercih eden birinin altının kurulanması akıl alacak bir durum değil doğrusu.Asıl gayelerinin hizmet olduğunu belirten bu topluluk aslında neye hizmet ettiğinin farkında değil.Ne diyeyim ALLAH ıslah etsin ülküdaşlarım...
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder MSNM
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 8. sayfa (Toplam 8 sayfa)

Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1