Bozkurt NET{ Bozkurt NET
  Tıklayın kayıtlı kullanıcı olun
Ana sayfa ::Hasabınız :: Forumlar :: Makaleler :: İndir :: İletişim :: KURALLAR
alt1 alt1 alt1
alt1 alt1
alt1
Atatürk
Başbug
Atsız´ın Mektupları
Bozkurt
Tarihte Türkler
Osmanlı Sultanları
3 Mayis
Türk İslam Ülküsü
Ülkücü Hareket
İslam
Türk Büyükleri
12 Eylül
Dokuz Işık
Kızıl Elma
Doğu Türkistan
Türk Dünyası
Şiirler ve Marşlar
Ülkücü Şehitler
Ülkücüye Mektuplar
Sorular ve Cevaplar
Komünizm
Videolar
Müzikler
Postakartı

alt1 alt1
alt1
 Haber :
 Haber Ekle
 Haber Arşivi
 Arama
 Konular
 Baskıya hazırla
 Üyeler :
 Hesabınız
 Günlük
 Üye Listesi
 Özel İletiler
 ICQ Servisi
 Servisler :
 Kur'an-ı Kerim Meali
 Resim Galerisi
 E-Kart
 Dosyalar
 Müzikli Postakartı
 Cep Melodileri
 İletişim :
 Forumlar
 Bozkurtlar 100
 Bize Ulaşın
 Bizi Önerin
 Dökümantasyon :
 Makaleler
 Fikir ve Tarih Dünyası
 Kısa Nükteler
 Şairler ve Şiirler
 İzlenimler
 Ansiklopedi
 Dosyalar
 Dosya Ekle
 Popüler
 İlk 10
 Bağlantılar
 

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1
AB'YE HAYIR

alt1 alt1
alt1
Makaleler
·Meluncanlar ve Biz
·Türk Tarihi ve Türk Adı
·Amerikan Genç Hristiyanlar Cemiyeti (Y.M.C.A.) ve Amerikan Kolejleri
·SEVR YASALARI MECLİS’TEN GEÇİRİLEREK TÜRKİYE YENİ BİR KURTULUŞ SAVAŞINA BAŞLAMAK MECBURİYETİNDE BIRAKILDI!
·ABD, Alenî Bir Düşman Haline Gelmiştir!
·Dedelerimiz Oğuzlar Çıkmış Yola Aral Kıyısından
·Avrupa Birliğine neden hayır.. Jeopolitik Yaklaşım
·Noel Üzerine
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -1-
·Siyasi Konjonktürde Irak Türkmenleri
·Gümrük Birliği Anlaşmasının Anayasanın Başlangıç Kısmına Aykırılığı -2-
·Kıbrıs'ın Türkiyesiz AB üyeliği mümkün mü?
·Avrupa Birliği ve Kıbrıs Konusu
·Internet mi, İnternet mi?
·DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK (Gaspıralı ve Türkistan)
·İSMAİL GASPIRALI'NIN FİKİRLERİ
·Türkler ve İslamiyet
·Alparslan Türkeş'in Din Anlayışı ve İslama Bakışı
·Gök Tanrı
·Şamanizm Meselesi
·Ruhban Okulu neden açılmamalı?
·Ruhban Okulu
·Çanakkale Savaşları
·Türk Kültüründe Nevruz ve Milli Birlik-Beraberlik
· Sovyetler Birliği’nin Çöküşü ve Yeni Rusya Çeçen Mücadelesi
·Türkçenin Anadil Olarak Dünyadaki Yeri
·Masonların Kirli İşleri
·Gümrük birliği mi; sömürge antlaşması mı?
·17 Ağustos 1999 Depremi ve gizlenen gerçekler

alt1 alt1
alt1

alt1 alt1
alt1

alt1
Bozkurt NET :: Başlığı Görüntüle - İstiklal Marşı'nın kabulü kutlanıyor / Video
  Link 1Ana sayfa | Link 2
Arama       


Bozkurt NET
Bozkurtların Yuvası
 

Forumlar Gruplar Gruplar Hesap Aç Oturum Aç  

  

Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)
« Önceki başlık :: Sonraki başlık »  
Yazar İleti
Safak
Yeni Üye
Yeni Üye



Kayıt: Jan 21, 2007
İletiler: 50
Şehir: İstanbul

İletiTarih: Pts Mar 12, 2007 10:25 pm    ileti konusu: İstiklal Marşı'nın kabulü kutlanıyor / Video Alıntıyla Cevap Gönder

İstiklal Marşı'nın kabulü kutlanıyor / Video

Mehmet Akif Ersoy'un kaleme aldığı İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulünün yıldömünü bugün yurt çapında düzenlenen törenlerle kutlanıyor. Günün ve anlam önemini belirtilen mesajlar şu şekilde:


Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, "İstiklal Marşı, Türk Ulusu'nun, yurt ve bayrak sevgisinden, özgür ve bağımsız yaşama tutkusundan ödün vermeden, haksızlıklara karşı dimdik ayakta durarak yeniden varoluşunun, ulusal birlik ve bütünlüğünün simgesi olmuştur" dedi.

Sezer, İstiklal Marşı'nın ulusal marş olarak kabul edilmesinin yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bağımsızlığına yönelen saldırılara kararlılıkla karşı koyan Türk Ulusu'nun, içinde bulunduğu olanaksızlıklara ve güç koşullara karşın büyük zaferler kazandığını belirtti.

Kurtuluş Savaşı'nın, tüm Ulus'un genci ve yaşlısı, kadını ve erkeğiyle kenetlenerek, omuz omuza yazdığı büyük bir kahramanlık destanı olarak tarihimizdeki saygın yerini aldığını vurgulayan Sezer, şunları kaydetti: "Yüce Atatürk önderliğinde yazılan bu destan, tarihin akışını değiştirmiş, Türk Ulusu için tutsaklığın bir yazgı olamayacağını dünyaya göstermiştir. Kurtuluş Savaşı'yla tutsaklığa boyun eğmeyen bir ulus yaratılırken, değerli şair Mehmet Akif Ersoy, bağımsızlık savaşımını, yurttaşlarımız için gurur kaynağı olan özlü dizeleriyle ölümsüzleştirmiştir. Ulusumuzun tarihindeki en zorlu döneminde birliğini pekiştiren, bağımsız Türk Devleti'nin kurulması yolunda atılan önemli bir adım olan İstiklal Marşı, yurttaşlarımıza yaşattığı ortak duygu ve coşkularla, olumsuzluklara karşı dayanma gücünü artırmıştır."

-"ULUSUN YÜCE KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ"-

Mehmet Akif Ersoy'un, İstiklal Marşı'yla Ulusun yüce kişilik özelliklerini, kendisini farklı ve soylu yapan duygu ve düşüncelerini en güzel biçimde anlattığına işaret eden Sezer, mesajında şöyle dedi: "İstiklal Marşı, Türk Ulusu'nun, yurt ve bayrak sevgisinden, özgür ve bağımsız yaşama tutkusundan ödün vermeden, haksızlıklara karşı dimdik ayakta durarak yeniden varoluşunun, ulusal birlik ve bütünlüğünün simgesi olmuştur. İstiklal Marşı'nın, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce tüm Ulus'un ortak duygularını yansıtan Ulusal Marş olarak kabul edilişinin yıl dönümünde, başta Yüce Atatürk olmak üzere, Kurtuluş Savaşı'nın tüm kahramanlarını, Birinci Meclis üyelerini ve değerli şair Mehmet Akif Ersoy'u gönül borcu ve saygıyla anıyor, yurttaşlarımıza esenlikler diliyorum.'

BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN MESAJI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "milletin ortak sesi, ortak vicdanı" olduğunu belirtti. Erdoğan, İstiklal Marşı'nın kabulünün 86. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, milli mücadele ruhunun, vatan sevgisinin ve istiklal aşkının en derin ifadesini İstiklal Marşı mısralarda bulduğunu dile getirdi. Tarihte bir benzeri daha olmayan İstiklal Mücadelesinin ölümsüz destanının bugün de aynı heyecanı yaşatan bir etkiye sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "İstiklal Marşımız milletimizin ortak sesi, ortak vicdanıdır. Milli marşımız, tarihten silinmek istenen bir milletin hangi değerlere sarılarak istiklal mücadelesini kazandığının belgesi olarak da insanlık tarihi içinde çok özel bir yere sahiptir. İstiklal Marşı, milli birlik ve beraberlik idealimizi ifade eden en önemli 'mutabakat belgesi'dir. Milletimiz, inanıyorum ki, kendisine armağan edilen bu eşsiz mısraları daima kalbinde hissedecek, bu duygu birliğini ilelebet muhafaza edecektir. İstiklal Mücadelemizde olduğu gibi istikbal mücadelemizi de zaferle sonuçlandıracak olan bu ruhtur. Bugün, millet olarak hedefimiz, Cumhuriyetimizi 100'üncü yılına hazırlamak, medeni milletler camiasında hak ettiği güce ve itibara ulaştırmak, İstiklal Mücadelemiz gibi istikbal mücadelemizi de başarmaktır. Bunun için Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetleri aşma hedefi etrafında birleşmeli, daha iyi, daha müreffeh bir gelecek için azimle çalışmalıyız." Başbakan Erdoğan, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'un azim, inanç ve büyük fedakarlıklarla kazanılan istiklal Mücadelesini muhteşem mısralarla ebedileştirdiğini de belirterek, Ersoy'u ile bütün kahramanları rahmet ve şükranla andığını ifade etti.

MHP'NİN KUTLAMA MESAJI

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Kaleme alındığı dönemin yüksek değerlerinden habersiz, taviz ve teslimiyetçi tavırların arttığı günümüzde, İstiklal Marşımıza ilham ve feyz veren milli heyecana, ahlak ve haysiyet mücadelesine ve milliyetçi bir duruşa her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır" dedi.
Bahçeli, İstiklal Marşı'nın TBMM'de kabulünün 86. yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda, zaferle taçlanmış milli mücadele tarihinin manzum bir destanı olan İstiklal Marşı'nın kabulünü saygı, şükran ve gururla hatırladıklarını belirtti.
İstiklal Marşı'nın, özlü ifadesi ve derin anlamı ile şanlı tarihe ışık tutan, milli birliği ve mücadele ruhunu güçlendiren, Türk kahramanlığının dizelere dökülmüş bir diriliş abidesi ve tarihi bir vesikası olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: "Büyük Türk milletinin vatan ve millet sevgisini, hürriyet ve istiklal tutkusunu, başarma azim ve iradesini vurgulayan bu kutlu eser, mısralarla örülmüş bir al bayrak gibi gönüllerde dalgalanmaktadır. Henüz, milli mücadelenin devam ettiği bir tarihte kaleme alınan bu mısralar, bir taraftan inancımızı yükselterek zaferi müjdelemiş, diğer taraftan Türk milletinin tüm dünyaya cesaretle haykırdığı bir bağımsızlık beyannamesi olmuştur. İstiklal Marşımız, umutsuzluk, yoksulluk, yılgınlık içinde ve atalete düşmüş olmasına rağmen, 'Korkma' diye başlayan uyarısıyla, büyük Türk milletinin saklı duran kudretine olan inancın da eşi bulunmaz bir örneğidir. Bugün de milli bekasına yönelik tehditlere maruz kalan milletimizin, kurtuluş ve başarı için ihtiyacı olan mesajların tamamı, İstiklal Marşımızın derin anlamında ve kahraman ceddimizin aziz hatıralarında saklıdır."

-"ANLAMI DAHA DA ÖNEM KAZANIYOR"-

Bahçeli, birlik ve beraberliğin, bin yıllık kardeşliğin, dirlik ve düzenin büyük risklerle karşı karşıya kaldığı günümüzde, İstiklal Marşı'nın yazıldığı yılların ve bu derin mısraların anlamının daha da önem kazandığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Kaleme alındığı dönemin yüksek değerlerinden habersiz, taviz ve teslimiyetçi tavırların arttığı günümüzde, İstiklal Marşımıza ilham ve feyz veren milli heyecana, ahlak ve haysiyet mücadelesine ve milliyetçi bir duruşa her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Bugün hepimize düşen en büyük görev, İstiklal Marşımızda anlamını bulduğu gibi geçmişteki muhteşem mücadelenin önem ve değerlerinin şuuruna vararak, atalarımızın emaneti olan vatanımıza sahip çıkmak ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmak olmalıdır. İstiklal Marşımız, milli birliğimizi sağlayan ve tamamlayan bir ata yadigarı olarak, kabul edildiği ilk günden bu yana Anayasamız tarafından güvence altına alınmış, mukaddesatı milletimizin namusuna emanet edilmiştir. Bu milli emanetin, onu tam bir inanç ve bağlılıkla yüreklerinde taşıyan büyük Türk milleti tarafından sonsuza kadar yaşatılacağına olan inancımız tamdır. Bu vesile ile 'yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden' aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı ve bir fazilet timsali olan vatan şairimizi saygı ile yad ediyor, en derin minnet ve şükran hislerimle Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum."

BBP'NİN AÇIKLAMASI

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, "Tüm halkımızı bizi milletçe birleştiren İstiklal Marşımızın ifade ettiği madde ve mana etrafında birlik olmaya ve İstiklal Marşımızın ruhunda yeniden milli bağımsızlığımıza sahip çıkmaya çağırıyorum" dedi.

Yazıcıoğlu, İstiklal Marşı'nın kabulünün 86. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, "Ülkemizin içte ve dışta kuşatıldığı, milli ve manevi değerlerimizin çiğnendiği, gençlerimizin ruhsuzlaştırılmaya çalışıldığı, en önemlisi ülkemizi bölmeye ve parçalamaya çalışanların su yüzüne çıktığı bu dönemde İstiklal Marşımızı tüm benliğimizde hissederek daha gür bir sesle okumak ve manasına uygun hareket etme mecburiyetimiz vardır" görüşünü vurguladı. Bugünün anısına milletin tüm fertlerini ruhunun tüm derinliklerinde hissederek İstiklal Marşı'nı okumaya davet eden Yazıcıoğlu, şunları kaydetti: "Milli şairimiz 'Acaba İstiklal Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı?' diyenlere 'Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklalini tehlikeye düşürmesin ve bir daha onu istiklal marşı yazmaya mecbur etmesin' diyerek cevap vermiştir. Mehmet Akif'in o gün ne demek istediği bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Milletimizin tüm hissiyatına tercüman olan bu marşı yazdığı için milli şairimize bir kez daha minnet ve şükranlarımı sunuyor, Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm halkımızı bizi milletçe birleştiren İstiklal Marşımızın ifade ettiği madde ve mana etrafında birlik olmaya ve İstiklal Marşımızın ruhunda yeniden milli bağımsızlığımıza sahip çıkmaya çağırıyorum."

http://www.youtube.com/watch?v=nZe4PJs0YUc
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Mar 14, 2007 5:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İstiklal marşının kabul yıldönümü elbette çok önemli bir olay.Bu yazının üzerine bir kaç gün bekledim,bu yıldönümü kutlamaları nedeniyle sinirlerim biraz yatışsın diye.İki tane olay vardır ki tarihimizde bunların ikisine de milli görüşçüler sahip çıkmıştır akılları sıra.Beni en çok da rahatsız eden bu.Bunlardan birincisi İstanbul'un fethi,diğeri de bu olaydır.Bu dinci takımı Büyük Akif'i çok severler nedense.Oysa bu sevgi karşıt bir sevgidir,kullanılan bir sevgidir;yürekten gelen bir sevgi değil.
Çok iyi biliyoruz ve onlar da çok iyi biliyorlar ki;İstanbul'un fethi bu adamlar için bir karşı kutlamadır.29 Ekim,23 Nisan,19 Mayıs,30 Ağustos gibi bayramlar için bir karşı kutlamadır.Ve bu kutlamalarda içindeki zehiri ortaya çıkartırlar bunlar.Bu ülkenin Başbakanının şu kutlamada söylediği laflara bir bakın anlarsınız.
Alıntı:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "milletin ortak sesi, ortak vicdanı" olduğunu belirtti. Erdoğan, İstiklal Marşı'nın kabulünün 86. yıl dönümü dolayısıyla yayımladığı mesajda, milli mücadele ruhunun, vatan sevgisinin ve istiklal aşkının en derin ifadesini İstiklal Marşı mısralarda bulduğunu dile getirdi. Tarihte bir benzeri daha olmayan İstiklal Mücadelesinin ölümsüz destanının bugün de aynı heyecanı yaşatan bir etkiye sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "İstiklal Marşımız milletimizin ortak sesi, ortak vicdanıdır. Milli marşımız, tarihten silinmek istenen bir milletin hangi değerlere sarılarak istiklal mücadelesini kazandığının belgesi olarak da insanlık tarihi içinde çok özel bir yere sahiptir. İstiklal Marşı, milli birlik ve beraberlik idealimizi ifade eden en önemli 'mutabakat belgesi'dir. Milletimiz, inanıyorum ki, kendisine armağan edilen bu eşsiz mısraları daima kalbinde hissedecek, bu duygu birliğini ilelebet muhafaza edecektir. İstiklal Mücadelemizde olduğu gibi istikbal mücadelemizi de zaferle sonuçlandıracak olan bu ruhtur. Bugün, millet olarak hedefimiz, Cumhuriyetimizi 100'üncü yılına hazırlamak, medeni milletler camiasında hak ettiği güce ve itibara ulaştırmak, İstiklal Mücadelemiz gibi istikbal mücadelemizi de başarmaktır. Bunun için Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetleri aşma hedefi etrafında birleşmeli, daha iyi, daha müreffeh bir gelecek için azimle çalışmalıyız." Başbakan Erdoğan, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy'un azim, inanç ve büyük fedakarlıklarla kazanılan istiklal Mücadelesini muhteşem mısralarla ebedileştirdiğini de belirterek, Ersoy'u ile bütün kahramanları rahmet ve şükranla andığını ifade etti.

Ne var bu sözlerin altında? Çok şeyler var;buyrun inceleyelim.


Alıntı:
Milli marşımız, tarihten silinmek istenen bir milletin hangi değerlere sarılarak istiklal mücadelesini kazandığının belgesi olarak da insanlık tarihi içinde çok özel bir yere sahiptir.

rte burada sokuşturmaya başlıyor.HANGİ DEĞERLERE SARILMIŞ ECDAD?
rte nin kastı din dir.Oysa hiç de öyle değil.Ecdat zaten dindardı.Ecdadın sarıldığı değerler milliyetçilik değerleriydi.Çünkü aksi olsaydı,dini yaşıyorum diyen bir sürü hocaefendi bozuntusu,peşine adamlar takıp,milleti kandırıp!Kuvvay-ı Milliye nin kanı ,kafirin kanı gibi helaldır "fetvaları verip,ayaklanma üzerine ayaklanma çıkarmaz,kendi ordusunu arkadan vurmaya kalkışmazdı.O ecdat dinine istiklal harbinden önce de sarılıyordu.Hatırlarsanız büyük felaketi başlatan birinci cihan savaşının,Osmanlı tarafından Enver Paşa imzası ile yayınlanan savaş ilanı bir cihat ilanıdır.Millet bu ilana katıldı,daveti kabul etti ve kanını dört bir kıtada su gibi akıttı.Sözün kısası,İstanbul bozulabilir,ama Anadolu dininden hiç sapmadı.İstiklal harbinde;özellikle Yunan işgalinden sonra milli gurur patlamıştır.Türk aslına dönmüştür!

Alıntı:
İstiklal Marşı, milli birlik ve beraberlik idealimizi ifade eden en önemli 'mutabakat belgesi'dir.

Bu sözler,Türk kelimesinden nefret eden bir insanın sözleri olabilir ancak.Ne demek milli mutabakat belgesi?Yani bu vatanda ayrı tellerden çalan insanlar mı var?Bu devletin milletini oluşturan insanlar için;bu devletin dili,bayrağı,sancağı,marşı da birdir!Çünkü bu millet Türk Milletidir.
Türk milleti İstiklal marşı ile mutabakata başlamamıştır.Yıllardır bir arada yaşamanın verdiği,ortak bir tarih,ortak bir kültür,ortak bir şuurun sonucudur bu!Ama içinde ayrılıkçı,etnik düşünceler besleyen bir insan tabii böye konuşacaktır.Ayni alt kimlik,üst kimlik lafları gibi.
rte den önce bu ülkenin hiçbir başbakanı bu sözleri söylememiştir.Bunları tartışmaya açamamıştır.Ve hayret ediyorum ki,anayasa suçu işleyen başbakan nasıl hala görevde kalabiliyor
Alıntı:
istikbal mücadelemizi de zaferle sonuçlandıracak olan bu ruhtur

İşte buyrun,bu da bir karşıt tez daha,İstiklal mücadelesine karşı,istikbal mücadelesi!İşleri güçleri karşıt projeler oluşturmak.Bunların ne olduğunu da şu beş yıldır çok iyi gördük,fazla uzatmaya gerek yok.
Bunların gerçekten istiklal marşına saygıları olsaydı,80 öncesinde,İstiklal marşı okunurken,oturma eşekliğini göstermezlerdi!Evet,bu ülkenin bayrağı çekiir ve istiklal marşı çalınırken oturanlar ancak ve ancak eşek olur;başka bir şey değil!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Cmt Mar 24, 2007 4:31 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Mekanim.net Otag´inda Galibdede Ülküdasimizin calismasidir.
Kendi siiri ve yorumudur. Bizlere güc ve azim vermistir.

Allah (c.c.) razi olsun...


<embed src="http://www.youtube.com/v/ZUK-t4fkyGY" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent" width="425" height="350"></embed>

URl..: http://www.youtube.com/watch?v=ZUK-t4fkyGY
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
kadir45
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi



Kayıt: Jun 03, 2004
İletiler: 3100

İletiTarih: Çar Mar 12, 2008 9:52 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İstiklal marşımızın TBMM tarafından kabulünün yıldönümü dolayısıyla;
eserin sahibi Mehmet Akif Ersoy,bestecisi Osman Zeki Üngör;
ve bu destanı kanlarıyla yazan şehitlerimizi gazilerimizi ve büyük Türk milletini;sevgi saygı ve minnetle selamlarım.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder E-Posta gönder
Vuslatim
Forum Yöneticisi
Forum Yöneticisi



Kayıt: Nov 02, 2004
İletiler: 3121
Şehir: Turan/Almanya

İletiTarih: Çar Mar 12, 2008 5:02 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İstiklal Marşı'nın ilk bestesi / Video



İstiklal Marşı 6 yıl bu besteyle çalındı...





Kayseri'de bir koleksiyoncuda, İstiklal Marşı'nın ilk bestesinin taş plağı ile şu anda kullandığımız ikinci bestesinin uzunçaları bulunuyor.
Kayseri Enstitüsü Başkanı ve tarih araştırmacısı Faruk Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koleksiyonunda Osmanlı Dönemine ait 3 bin dolayında tarihi el yazması kitap ve tarihi belge bulunduğunu, İstiklal Marşı ile ilgili iki ayrı plağın ise en değerli eserleri arasında yer aldığını anlattı.

Yaman, 1921 yılında Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı'nın iki ayrı bestesinin kullanıldığını belirterek şu bilgileri verdi:

''İstiklal Marşı kabul edildikten sonra, bu marşa uygun beste arandı. İstiklal Marşı'nın ilk bestesi 1924 yılında Ali Rifat Çağatay'ın yaptığı beste oldu. Biraz alaturka müzik türünde olan ilk beste, 1930 yılına kadar kullanıldı. Cumhurbaşkanlığı Orkestrasi Şefi olan Zeki Öngör'ün İstiklal Marşı için 1922 yılında yaptığı beste ise 1930 yılında resmen kabul edildi ve halen bu beste kullanılıyor.''

Yaman, koleksiyonunda İstiklal Marşı ile ilgili iki plağın da yer aldığını ifade ederek, ''Ali Rifat Çağatay'ın yaptığı ilk bestenin taş plağı, Almanya'da bastırılıp İstanbul'da satışa sunulmuş. Günümüzde çok nadir olarak bulunan, gramofonlarda çalınabilen bu plağın diğer yüzünde ise Sakarya Marşı yer alıyor. Zeki Öngör tarafından bestelenen ve 1930 yılından beri kullandığımız İstiklal Marşı'nın ikinci bestesinin plağı ise Cumhuriyetin 50. yılı nedeniyle 1973 yılında Kültür Bakanlığı tarafından uzun çalar olarak hazırlanmış. Bu uzunçalar, o dönemde tüm resmi kurumlara ve okullara gönderilmiş. Artık günümüzde taş plak ve uzunçalar plak üretimi yapılmadığı için bu tür plaklar da ancak koleksiyoncularda bulunabiliyor'' dedi.

Yaman, elindeki İstiklal Marşı besteleriyle ilgili iki kıymetli plağa, çok sayıda koleksiyoncunun yüksek fiyat vererek satın almak istediğini ancak kendisinin koleksiyonundaki hiçbir eseri satmadığını da ifade etti.







URL.:http://www.youtube.com/watch?v=cU3KELhV_sQ

<embed src="http://www.youtube.com/v/cU3KELhV_sQ&rel=1&border=0" type="application/x-shockwave-flash" wmode="transparent"width="425" height="355"></embed>


Etikhaber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Altaylardan-T
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Feb 04, 2006
İletiler: 103
Şehir: Almanya

İletiTarih: Per Mar 13, 2008 1:05 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

İstiklal Marşımızın 87. yılı vesilesiyle ölümsüz şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u
ve bu destana ilham kaynagi olan bütün sehit ve gazilerimizi sükranla aniyorum.
Mekaniniz cennet olsun.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Cmt Mar 15, 2008 9:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

EYVALLAH ulkudaslar
Paylasim icin tesekkurler!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Delikanli66
Kıdemli Üye
Kıdemli Üye



Kayıt: Apr 08, 2004
İletiler: 1042

İletiTarih: Pts Mar 17, 2008 2:20 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Mekânin cennet olsun degerli istiklâl sairimiz Mehmet Âkif Ersoy.
Türk milleti daima istiklâl marsini okuyacaktir.
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Sal Arl 29, 2009 7:41 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



Mehmet Akif'in ilk kez yayınlanan şiiri



Mehmet Akif'in ilk kez yayınlanan şiiri


İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy, ara ara arkadaşlarıyla hasretini mektuplarla giderdiği yıllarda Ispartalı Hakkı isminde bir dostuna yazmış bu şiiri.. İlk kez yayınlanan şiir Safahat'a da yer almamış.

'Adı, soyadı / Açılır parantez / Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti / Kapanır, parantez. Parantezin içindeki çizgi / Ne varsa orda / Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci / Ne varsa orda..." İnsanların daha kadirşinas olduğu yıllarda yaşamıştı Behçet Necatigil. Buna rağmen hayatın iki parantez arasına alındığını hissediyor, bunu yediremiyordu kendine. Yine de biliyordu haklı olduğunu, tıpkı bizim bildiğimiz ve yaşadığımız gibi...

Ispartalı Hakkı; aç parantez, 1867 tire 1923, kapa parantez. Burada bitmesi mümkün değil elbette. Hele de vefat yıldönümünde gönlümüze düşen ortak dostumuz Mehmet Akif, neredeyse yüz yıl önceden tutup getirdiyse onu, bir bildiği vardır. Dönüp bakmak, anlamak, tanımak için gayret etmek gerekir. Akif vesilesiyle parantezleri birbirinden uzaklaştırmaya kastettik. O, ne kadarına delalet ederse artık...

Lakabından da anlaşılacağı gibi Ağlarcı(ca)zade Mustafa Hakkı, Isparta doğumlu. Kayıtlara göre babasını 4 yaşında kaybediyor. Sıbyan Mektebi'nin ardından 13 yaşında hafızlığını tamamlıyor. O tarihten sonra adı annesi ve yakın akrabaları için Hakkı değil, Hafız. Rüştiye'den mezun olduktan sonra çalışmaya başladığı Menafi Sandığı Katipliği Ziraat Bankası'na dönüştürülünce bir nevi onun da talihi değişiyor. Daha çocukluğunda okumaya, öğrenmeye duyduğu merakla yaşıtlarından ayrılan Ispartalı Hakkı, Ticaret ve Nafia Nezareti tarafından Nisan 1896'da Suriye, Beyrut vilayetleriyle Kudüs Sancağı Ziraat Bankası müfettişi olarak atanıyor. Aynı tarihlerde Orman Nezareti Hey'eti Fenniyesi'nde Beşinci Şube Muavini 'Baytar Mehmet Akif Efendi' de ordunun ihtiyacını karşılamak için gerekli alımları yapmak üzere Şam'da. Henüz 20'li yaşlarının başlarındaki Akif, kendisinden 6 yaş büyük Hakkı Bey'in adını Ispartalı bir dostundan duymuş ama hiç karşılaşmamışlar.

Hakkı Bey'in vefatından sonra oğlu tarafından elden çıkarılan evrak arasındaki mektuplara göre tanışıklık için ilk adımı Mehmet Akif atıyor. 17 Teşrinievvel 1312 (29 Ekim 1896) tarihinde yazdığı mektuba 'Azizim' diye giriyor Akif. "Acizinize karşı alel gıyab bir hüsn-ü teveccüh göstermekte olduğunuzu ziraat talebesi Şevki Efendi'den istişbar eylemiş idim" girizgahının ardından "Burayı ne vakit teşrif edeceğinizden kulunuzu haberdar buyurursanız cidden minnettar olurum efendim" diyerek bağlıyor kelamı. İmza; Şam'da hayvan mübayeasına memur Baytar Mehmet Akif.

Şam'da başlayan tanışıklık, ikilinin İstanbul'a dönmesiyle yerini dostluğa bırakıyor. Hakkı Bey İstanbul'da devrin önemli mütefekkirleriyle aynı ortamlarda bulunuyor. Kimi sohbet meclislerinin aşina siması, kimi derin fikir teatilerinin aranan muhatabı. İttihad ve Terakki Cemiyeti'yle faaliyet göstermeye başlayan Ispartalı'ya Şûrayı Ümmet'te seçim makaleleri yazma vazifesi veriliyor. Yapması gereken, seçimi halkın anlayacağı biçimde anlatmak. Ahmet Ağaoğlu başkanlığında kurulan propaganda ekibinde de görev alıyor Hakkı Bey. Ona ayrılan güzergah Şehzadebaşı ve Vezneciler. Geceleri kahve ve gazinoları dolaşıyor. Mehmet Akif henüz İttihatçılarla yolunu ayırmamış, bazı gecelerde o da eşlik ediyor Hakkı Bey'e. İkinci Meşrutiyet'ten sonra iki dönem Isparta mebusluğu yapan Hakkı Bey, kiradan kurtulup Haseki Caddesi'ndeki 40 numaralı evine taşındığında Akif'in kız kardeşi Nuriye Hanım ve eşi Arif Hikmet Çobanoğlu'na komşu oluyor. Bu yakınlık vesilesiyle aileler de katılıyor halkaya.

Hakkı Bey için en önemli sorunlardan biri dilin sadeleşmesi. Türkçülük, halka inmeyen, halkı beslemeyen yazarlar ona ters düşüyor. Türk edebiyatının büyük isimlerinden Abdülhak Hamid için başkaları 'En büyük şair, dahi. Öyle bir zaman gelecek ki Sultan Abdülhamid için Hamid'in saltanat-ı edebiyyesi devrinde icra-i saltanat etti denecek' derken o eleştiri oklarını pervasızca savuruyor: "Bizden çok uzaklarda, daima bulutlarda, bulutların üstünde... Lakin gölgesi üstümüze düşmüyor ki... Acaba 'Eşber' şairi, Dühter-i Hindu müellifi, göklerde dolaşırken yerlerde kıvranan bizleri görmez mi? Bizim yerlerde kopan figanlarımızı işitmez mi?"

Safahat'ın ilk cildi neşredildikten sonra Sırat-ı Müstakim'de Hakkı Bey'in 'Akif ve Safahat' adlı makalesi yayımlanıyor. Önce Akif'e ve şiirine aşinalığından bahis açıyor. "Bunların pek çoğuna benim ruhum ilk makes olmuştur. Bunları ben kah bir ırmak gibi çağlayarak, kah bağrından pınarlar kaynayan bir kaya gibi inleyerek dinledim. Hususa, insan aşka liyakati olmasa da hüsnün cazibesine kapılabilir. Musikiden çok anlamamak bülbül terennümati ile mütehassis olmaya mani değildir." Akif yakın dosttu, hatta sırdaşı. Lakin o da alıyor Hakkı Bey'in Türkçe konusundaki hassasiyetinden nasibini. Henüz 30'larında olan genç Akif'in dilini de ağır ve anlaşılmaz buluyor ve bunu ifade etmekten sakınmıyor Hakkı Bey. "Safahat ister bir deste gül olsun, ister bir bahçe gülistan olsun bunun bana ziyade dokunan bir ciheti vardır. Bir cihet ki beni bir diken kadar kuşkulandırır, gocundurur. Bu cihet, şairimizi tazipten halî değildir. ... Türkçemizin hukuku gasp edilmiş olursa... Yalnız Türkçe bilenlerin bunlardan hisse almaları nez'edilmiş olursa... Bu hal ruha dokunmaz mı?"

Akif'in albümünden bir sima: Ispartalı HakkıMehmet Akif, seyrek de olsa yıllarca sürdürüyor Ispartalı Hakkı'yla yazışmayı. Mektuplarını kısa tutan İstiklal Marşı Şairi, beraberine eklediği şiirlerle dostlarının gönlünü alıyor. Safahat'a almadığı bu şiir Ispartalı'ya gönderilmiş.

Mücadeleleri hiç bitmiyor. Hakkı Bey gazetelerden Mehmet Akif'in Babanzade ile birlikte Arapça kamus hazırlayacağını okumuş. Yüz yüze görüşemiyorlar o sıralar herhalde. Yine sarılmış kaleme. Yedi sayfa anlatmış... "Canımın, vicdanımın yarı, benim aziz Akif'im, Üstadımız Naim ile Şevket'le daha bazı fazıl zatlarla elbir edip Kamus-ı Arabî telifine başladığınızı gazeteler yazınca... Bana hikmet satıyorsun diye sakın çıkışmayasın. Ama bunu söylemesem derd olur, hem de öteki söyleyeceklerimi söyleyemem. Vakıa ben bu yaştan sonra Arapça öğrenecek değilim. Belki oğullarım da öğrenmeyecekler. Bilirsin ben ve oğullarım sözdür. Babadan oğuldan kastım zerresi olduğumuz muhterem millettir. ... Türkçe kuvvetini bulmak için yalnız Arapçadan değil dünyanın bütün dillerinden kereste almış ve alacaktır. Lakin aldığını kullanma hususunda mülahaza gerek."

Elimizdeki malzeme Akif'in bu şikayetlere ne cevap verdiğini görmek için yeterli değil maalesef... Lakin Şairimizi Fransızcasını ilerletmeye ve Batı edebiyatını takip etmeye yönlendiren kişinin Ispartalı Hakkı olduğu biliniyor. Bunu, bir mektubunda "Şam'da iken beni eş'ar-ı abdarımdan (parlak şiirlerimden) soğutmuş idin de gece gündüz gavurca ile uğraşıp duruyordum." hatırlatmasını yapan Akif de doğruluyor.

23 Temmuz 1912'de İkinci Meşrutiyet'in ikinci yasama dönemi meclisi feshedilince milletvekilleri açıkta kalıyor ve aylıkları kesiliyor. Aynı günlerde Darülfünun'a Metinler Şerhi muallimliği ataması yapılacak. Darulfünun müderrislerinden Mehmet Akif'in adayı Hakkı Bey. Uğraşıyor, didiniyor; ancak nafile: "İki gözüm Hakkı, dün sabah Darülfünûn'a gittim. İsmail Hakkı Bey'den işi anladım: Benim dediğim gibi imiş. Münhal olan muallimlik benim geçen sene okuttuğum derstir ki ona iki hafta evveli bizim Ferid [Kam] beyi intihab etmiş idik. Ancak henüz Nezaret'ce tevcih olunmamış. Bu Pazar günü Encümen-i Muallimîn tekrar toplanacak. Tabiidir ki karar-ı sabıkında ısrar ile yine Ferid'i intihab edecek. Artık nasip değilmiş diyerek başka bir işe bakmalıyız. Hem ben senin mebus olacağını kavi surette tahmin ediyorum. Olmasan bile senin için iş çoktur: Zift gibi malın olsun Erzincan'dan kel çeker!! Sebilürreşad'ın hem müfessir hem şairbaşısı Mehmed Akif, 6 Eylül 1328 (19 Eylül 1912)"

(***)

Akif'le Hasbihal

Hasbihal

Bugün yaşım otuz üç; ben demek otuz üç yıl
Kapılmışım bu serab-ı hayata; hem de nasıl:
Bütün kavafil-i amal önümde can berleb,
Durur iken yine ben sîne çak çak taleb,
Uzakta şöyle heyülada görsem ümmidim
Teşahhus etti sanır da hemen seğirtirdim!
Hayale peyrev olup döndüğüm bu feyzada
Değildi bir demim olsun beladan azade
Adım başında felaket; adım başında muhat
Ne bir kenar-ı selamet; ne bir tarîk-ı necat
Sağımda ağzını açmış amîk bir uçurum;
Solumda inmede dehşetli bir kasırga hücum!
Gidilse leyle-i atî kadar karanlık çöl!
Dönülse devre-i mazî gibi kapanmış yol!
Fakat tereddüde, arama var mıdır imkan?
Sürüklenir gider elbette dalgaya kapılan.
Uğraştım onca muhacimle bir zaman heyhat
Sonunda tab ü tüvanım kesildi bitti sebat
Karardı gözlerim artık ne oldu bilmiyorum
Açıldı pîş-i hayalimde başka bir uçurum
Yuvarlanıp düşecektim o cah-ı muzlime ben
Önümde nur-ı ilahî gibi göründün sen
Yarıp o zulmeti sayende işte kurtuldum
Dalale doğru giderken reşade doğruldum
Göründü dîde-i hakbîne şimdi alem-i ruh
Uyandı leyle-i ruhumda bir sabah-ı fütuh
Hayat namına ben gerçi sersericesine
Dolaşmışım bu feza-yı hayali bunca sene
Fakat bugün o geçmiş demlerin nihayetidir
Hayat varsa benimçün bugün bidayetidir
Felekte ben de acep gün görür müyüm derken
Sabah-ı sermede kalb eyledin leyalimi sen
Sen ey nigahımı bîdar eden ilahî nur
Kemal-i feyzin ile olduğun zaman manzur
Degişti sanki muhitim, açıldı başka cihan
Çekildi ufkumu tazyik eden sehab-ı giran
Baharlar uçuyor şimdi asümanımda
Teraneler ötüyor ta samîm-i canımda
Muhabbetin ne kadar mucizata mazharmış
Bugün ben anlıyorum başka bir cihan varmış
Gülzar-ı hayalime suret veren musavver ruh
Kitab-ı sineme bir bak ne dilfirib vuzuh
İçinde gösteriyor alem sabahatini
O safhadan oku gel sen de kendi hikmetini
Bu kainatta görmekteyim bütün seni ah
Biraz da gel edeyim sende kainata nigah
Ümidi, ye'si,maişet bela-yı hailini
Bu karzar cihanın bütün gavailini
Hülasa her ne kadar kayd varsa cümlesini
Hayalden silerek yazdım işte sade seni
Bugün düşünm(üy)orum hiç kendi atimi
Düşünmek istemiş olsam da nerde kabil mi?
Senin fezaları lebriz eden hayalinle
Sığar mı başka endişe tenkna-yı dile?
Seninle başladı madam bende feyz-i hayat
Hüda bilir edemem bir de masiva isbat

Mehmed Âkif
/ 23 Mayıs 321 / 5 Haziran 1905

alinti 2023 haber
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Gokcebala
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Dec 20, 2008
İletiler: 172

İletiTarih: Cmt Mar 13, 2010 8:27 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder



İstiklal Marşı'nı okuyan öğrenciler duygulandırdı


Bolu'da düzenlenen 'İstiklal Marşı'nı Ezbere Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye giren öğrenciler, İstiklal Marşı'nı okurken duygusal anlar yaşandı.

İl Kültür Müdürlüğü'nde İstiklal Marşı'nın kabulünün yıldönümü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma programı düzenlendi. Programa, Vali Halil İbrahim Akpınar, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İbrahim Ertaş, AK Parti Bolu milletvekili Fatih Metin, protokol üyeleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.

İl Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer, yaptığı konuşmada, İstiklal Marşı'nın önemine değindi. Sezer, Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı'nı Türk milletine armağan ettiğini, bu nedenle yazdığı kitap Safahat'a almadığını dile getirdi.

Programda, il genelinde yapılan 'İstiklal Marşı'nı Güzel Okuma Yarışması'nda dereceye giren öğrenciler sahneye çıkarak İstiklal Marşı okudu. Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu öğrencisi Feyza Nur Cantürk ve Gerede Kız Teknik ve Meslek Lisesi öğrencisi Armağan Yıldız'ın İstiklal Marşı'nı okumaları esnasında duygusal anlar yaşandı.

Yarışmada dereceye giren öğrencilere çeşitli hediyeler verildi. Ayrıca, programda, Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Oratoryosu sergilendi, İstiklal Marşı adlı tiyatro oyunu oynandı.
alinti ortadoğu gazetesi
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
mustafa1995
Amatör Üye
Amatör Üye



Kayıt: Jan 12, 2006
İletiler: 151
Şehir: türkiye

İletiTarih: Pzr Mar 14, 2010 12:58 am    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

YÜCE ALLAH BU MİLLETE BİR DAHA İSTİKLAL MARŞI YAZDIRMAYI NASİP ETMESİN
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder
Turkmeneli
Deneyimli Üye
Deneyimli Üye



Kayıt: Aug 22, 2004
İletiler: 459
Şehir: Nijmegen

İletiTarih: Pzr Mar 14, 2010 8:41 pm    ileti konusu: Alıntıyla Cevap Gönder

Paylasim icin tesekkurler!
Kullanıcı bilgilerini göster Kişisel ileti gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

  


 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki iletilere cevap veremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizi değiştiremezsiniz
Bu forumdaki iletilerinizisilemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB

alt1
1998-2007 Bozkurt NET
alt1
1998-2010 BOZKURT NET
--------------------------------------
Web sitemiz PHP-Nuke (© 2003) kodlarına sahiptir. PHP-Nuke GNU/GPL lisansı altında dağıtılan ücretsiz yazılımdır.
alt1