SİZE NE OLUYOR ULAN! / İsrafil K. Kumbasar
Tarih: 19.07.2003 Saat: 00:05
Konu: Basın-Yazarlar


BİZ bu numaraları çooook gördük!..
‘Züccaciye dükkanlarında promosyon olarak dağıtılan’ bazı gazete ve dergiler, rakipleri karşısında tiraj kaybetmeye başlayınca, hemen kamuoyunda ‘ilgi çekebilecek’ ve ‘sansasyon yaratabilecek’ hassas bir konuyu, tozlu rafların arasından ‘cımbızla çekerek’ gündeme taşırlar!..
Denize düşen yılana sarılır derler ya!..


Bu gazete ve dergilerin ‘batmaktan kurtulmak için’ zaman zaman tutundukları paçalardan birisi de ülkücülerindir!..
Ülkücüler ‘saf, temiz ve meraklı’ insanlardır!..
Gazete ve dergilerde ‘hareket ile ilgili’ gördükleri reklamların büyüsüne kapılıp “Acaba yine neler oluyor!" diye hemen gazete bayilerine saldırırlar!..

‘Ceplerindeki son kuruşu da’, bir zamanlar kendilerine hakaret eden, küfreden, Türk milletinin milli ve manevi değerlerini ayaklar altında paspas yapan bu yayın organlarına vererek ‘zor zamanlarında’ destek olurlar!..
Peki bu gazete ve dergiler ne yaparlar?..
Ülkücülerin sırtından kazandıkları paraları yine ‘ülkücüleri sırtından hançerlemek’ için kullanırlar!..
‘Türk milliyetçilerine karşı hiç de hoşgörü ile yaklaşmayan’, ‘Mesut Yılmaz’ın kadim dostu’ Zafer Mutlu’nun yönettiği Vatan gazetesinde geçtiğimiz Pazar gününden itibaren bir yazı dizisi yayınlanıyor!..

Yazı dizisinin konusu şu: "Liderleri ülkücü hareketi tartışıyor:

Nereye gitti bu ülkücüler?.."
Başlığı gören de zannederler ki, ‘ülkücüleri çok seven’ birileri, onların balkonlara çekilişlerine üzülüyor, bir an önce yeniden sahaya inmeleri için zemin hazırlıyor?..
Oysa diziyi yayına hazırlayan kişi, ülkücülerin gözünde ‘sabıkalı’ bir isim:

Ruşen Çakır!..
Bir zamanlar İslamcıların arasında ‘Truva Atı’ gibi dolaşan eski bir marksist!..
3 Kasım öncesinde ‘ağababalarının tavsiyesi üzerine’ İsmail Cem İpekçi’nin kuyruğuna takılıp milletvekilliğine soyunan, ancak Troyka’nın ‘tırışka’ haline gelmesi üzerine ‘eşekten düşmüş karpuza’ dönen Ruşen, anlaşılan ‘sönen yıldızını yeniden parlatmak için’ çıkış yolu arıyor!..
Bu sefer, kendisine hedef olarak ‘İslamcıları’ değil ‘Ülkücüleri’ seçti!..
Aklınca, onları kullanarak, ‘yeni bir kitap yazacak’ ve yeniden mesleğinin zirvesine oturacak!..
Ruşen Çakır, yazı dizisinin daha birinci gününden itibaren ‘nifak tohumları’ eki "Türkeş, sanki 3 Kasım’da öldü” diyerek, ülkücülerin kafaları karıştırılmak isteniyor!..
MHP Büyük Kurultayı’nda aday olmaya hazırlanan Koray Aydın ile Ülkü Ocakları Genel Başkanı Atilla Kaya karşı karşıya getiriliyor!..
Ülkü Ocakları, ‘Aydın’a karşı cephe almış gibi’ bir imaj yaratılıyor!..
‘Milliyetçilik’ kavramının artık gözden düştüğünün üzerine ‘özellikle’ vurgu yapılıyor, yerine ‘millicilik’ kavramı oturtulmaya çalışılıyor!..
Ülkücülerin adına, kendilerini ‘dev aynasında’ gören, ülkücülerin gözünde ‘karınca kadar’ değerleri olmayan, sözleri ile davranışları ve eylemleri arasında ‘zerre kadar’ dahi ilişki bulunmayan bir takım kişiler konuşturuluyor!..
‘Onların ağzından’, MHP’ye ve ülkücülere verip veriştiriliyor!..
Yazı dizisinin içeriğinden, Ruşen Çakır’da ülkücüler hakkında epeyce ‘bilgi eksikliği’ olduğu göze çarpıyor!..
‘Bu eksikliği kapatmak için’, posta adresini ve telefon numaralarını vererek ülkücülere şu çağrıyı yapıyor:
"Ülkücü hareketin bugünü ve geleceği hakkındaki düşüncelerinizi yazı dizimizle ilgili eleştirilerinizi bize yollayın yayınlayalım!.."
Çağrının üzerine ‘sazan gibi’ atlayan bazı kişilerin, ‘öfkelerine yenilip’ hareketle ilgili ne varsa ortalığa döküp saçmaya başladıklarına şahit oluyoruz!..
Vatan gazetesine mesaj geçen bir okuyucu şöyle diyor:
"Helal olsun. Bizim yayın organlarının yapmadığını Vatan yapıyor, çok da iyi oluyor!" Siz, bizim zaman zaman ‘MHP ve Ülkü Ocakları’na yönelik’ yaptığımız yapıcı eleştirilere bakmayın!..
Bizim eleştirilerimiz, ‘kime faydası olduğu bilinmeyen’ yarım-yamalak bir iktidar uğruna, ‘heba edilen emeklerin, darmadağın olan hayallerin, yıkılan umutların’ kalıntıları arasında hâlâ ‘suyu’ arayan yüreklerden kopup gelen ‘çığlıkların’ ifadesidir!..
Onların ki ise, ‘ülkücülerin arasına nifak sokarak’, ‘birbirlerine düşman ederek’, ‘bölüp parçalayarak’, ‘yollarından saptırarak’ Anadolu’dan Türklüğün tasfiyesine yönelik en büyük engeli ortadan kaldırmaktır!..
Siz siz olun, sakın bu ‘sinsi adamlara’ prim vermeyin!..
Ruşen Çakır’ın gazetede verdiği adrese yine mektup, faks ve e-mail gönderin!..
Ancak içinde sadece şu ifadeler bulunsun: "Biz ülkücüler bir aileyiz!..
Her ailenin içerisinde zaman zaman bir takım istenmeyen olaylar meydana gelebilir!..
Birbirimize kızar, küser, darılırız!..
Ancak, meselelerimizi oturup kendi aramızda konuşur, tartışır, çözeriz!..
Ülkücülerin derdi sizi mi gerdi!..
Size ne oluyor ulan!.."

İsrafil K. Kumbasar / Yenicağ Gazetesi







Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=1392