UYUM VE BATININ ”UYDURDUKLARI”
Tarih: 20.10.2006 Saat: 07:40
Konu: Siyaset



Bu sihirli kelime hayatımıza girdi gireli yüzyıllardır Batılının cephede yapamadığını, fazlasıyla Türk milletine yaptı ve yapmaya devam ediyor..
Batılının kafasında iki türlü uyum anlayışı var.
Birincisi kendi içinde yaşayan benim gibileri kültür mühendisliğiyle yeni baştan şekillendirmek, kendi toplumu içinde asimile etmek..


Ikincisi Türkiyede uyguladıkları uyum anlayışı. Ülkemizin 40 mumluk aydınlarından dikkatle seçerek ”uydurduklarının” da can-ı gönülden desteğiyle, uyum kavramını Türkiyede mümkün olduğu kadar çok ayrılık yaratmak olarak pratikleştiriyorlar..

Binlerce örnekten birkaçını hemen verelim: Almanya *****hurbaşkanı Horst Köhler’e göre, ülkede yaşayan Türkler sadece sokakta değil evlerindede Almanca konuşmalılar, Türküm değil, müslüman Almanım demeliler..Fransa, Hollanda, Danimarka gibi ülkeler ise toplumda ayrılığa, uyumsuzluğa sebep olduğu gerekçesiyle Türkçe eğitime ( haftada birkaç saatlik) savaş açtılar.. Yani mazileri henüz 40 yıl civarında olan bu insanların artık bir an önce asimile olmasını resmen talep ediyorlar..
İş Türkiyeye gelince bin yıldır beraber yaşadığımız insanların bizden kopmaları, toplumda ayrılıkçı rüzgârların esmesi için her türlü çabayı gösteriyorlar..

”Uyum” kavramının iki yerde bu kadar farklı algılanması kendilerine gösterildiği zaman öÿle cevaplar alıyorsunuzki, kıvırmaları bir tarafa atarsanız söyledikleri şu:
”Biz Batıyız, bize yakışır, siz Türkiyesiniz size yakışmaz”
Hani derler ya; arsızın bilmem neresine kazık çakıyorlarmışta, hala ”bu tak tak sesleri nereden geliyor yahu” diye sorarmış.

Maksadım Batıyı şikâyet etmek değil, hem kime şikâyet edeceğim..Benim asıl meselem, Türkiyedede yukarıda örneğini verdiğim arsızların ”aydın, siyasetçi, sanatçı, yazar, çizer” kisveleriyle pek bol oluşu…
Batının AB masalını, eşeğin önünde habire sallanan ( milletimi tenzih ederim, eşekler bellidir) deynek ucuna bağlı havuç gibi uzatıp, bizden neler isteyeceğini, hangi belaları başımıza saracağını, bizi bölüp parçalayacağını binlerce sağduyu sahibi vatansever yazıp çizerken, haymatloz aydınlar tarafından paranoyaklıkla suçlandılar..O yazıp çizilen tehlikelerin aşağı yukarı hepsi gerçekleşti, ancak pabu*****un aydınları hala Batılı adına hakareti iltifat diye Türk milletine yutturmanın gayretleri içerisindeler..
Bunun mükafatını da tabii anında alıyorlar..Bir Danimarka gazetesinde çıkan Orhan Pamuk’un nobel ödülüyle ilgili yorumun sonu aynen şöyle ” Türkiyedeki meslektaşları, Orhan Pamuk’a nobel edebiyat ödülü verilmesinin sebebinin ”Türkiyede otuzbin kürt ve birmilyon ermeninin öldürüldüğünü” söylemesi olduğunu iddia ediyorlar..
Öyle veya böyle. Orhan Pamuk nobel ödülünü almıştır.“
Gördüğünüz gibi, Batı Türkiyede, Türkiyeye ve Türklüğe hakaret yarışması açmıştır..Katılan herkese az çok ödül vardır..
Tüm bunların sorumlusu tabiiki bu günkü iktidardır..Oturdukları koltuğun altlarından kaymaması için yaşadığımız tüm olumsuzluklara çanak tuttular.AB karşısında üyelik talebiyle yola çıkan Türkiye bu gün kuyrukluk için yalvaran, azar ve hakaretleri kolaylıkla sineye çeken bir ülke haline geldi. Ne doğuda ne Batıda zerre itibarımız kalmadı. ABD insafına terk edilen dış politikamız, AB’ye teslim edilen iç politikamız bizi bölünme parçalanma, iç savaş tehlikesinin eşiğine kadar getirdi..Tüm bunların karşılığında elde ettiğimiz tek kazanç ise iktidardakilerin koltuklarını muhafaza edebilmeleri.
Maalesef artık “Türklük „ kavramından rahatsızlık duyan yöneticilerimiz, Amerikan menfaatlerinin piyonu „muhterem“ din adamlarımız, Batı yalakalığını kişilik haline getirmiş aydınlarımız, etten başka sermayesi olmayan sanatçılarımız, Türk’e hakaret etmenin, başarıya giden tek yol olduğuna iman etmiş gazeteci, yazar ve çizerlerimiz, kültürümüze, dilimize, inancımıza, gelenek ve göreneklerimize savaş açmış televizyon programlarımız ve tüm bunları derin bir sadakatle gündeme getiren, ekranlarda ve manşetlerde tutan işbirlikçi bir medyamız var..Kısacası Türkiyeye karşı topyekün bir soğuk savaş açılmış durumda..
Milletimiz artık bu gerçeği tüm çıplaklığıyla görmek zorundadır, bizler birbirimizle uğraşmayı bir tarafa atıp göstermek zorundayız.
Bu vatanı seven, kendini Türk olarak gören her insan elinden gelen gayreti göstermek, çevresiyle bağlarını güçlendirmek zorundadır..
Ülkücü olduğum için kendi çevreme bakıyorum ve üzülüyorum..Birbirimizi yıpratmak için sarfettiğimiz gayreti, acaba vatanımızın kurtuluşu ve bu kurtuluş için elzem olan birlik ve beraberlik için gösterebilsek neler yapmayız.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen yurdumuzda, bu vatan için endişelenen ve gereğini yapmaya hazır fazlasıyla insanımız var. Yeterki aynı hedefe kilitlenelim..İşte o zaman ne ABD nede AB sinsi planlarında başarılı olamayacaklardır..

Hürmetlerimle

İlhan Esen






Bu haberin geldigi yer: Bozkurt NET
http://www.ulkuocagi.net

Bu haber icin adres:
http://www.ulkuocagi.net/modules.php?name=News&file=article&sid=2805